12 Eylül 2015 Cumartesi

YAŞAYAN ÖLÜ OLMAK NEDİR BİLİRMİSİN

İnsanın bu iki kapılı muhteşem saraydaki misafirliğinin, denenmesinin, tekamülünün ve görevinin farkına varmadan yaşam sürmektir.

Oysa insan,  "Biz yeryüzündeki şeyleri, kendisine süsolsun diye yarattık ki onların, hangisinin daha güzel iş yaptığını deneyelim./İnnacealna ma alel erdi zinetel leha li nebluvehum eyyuhum ahsenu amela 11/7,18/7, 67/2"  diye var edilmiştir.

Yaşarken ölü olmak, bu amaçtan uzak olmaktır.

Yaratılan Kainattaki ve Yazılı Kitaptaki ayetlere, evrensel ilkelere kör sağır durmaktır.

Yaptıkları boşa gidendir. 3/22, 2/217,5/53, 7/147, 9/17, 9/69, 11/16,  18/104- 105,

Anı değil, anlık yaşamı seçenlerdir. Ahiri dikkate almayanlardır.

Hayır ve fedakarlık yönünde yaşamında taş üstüne taş koymayanlardır.

KİTAP, onları ölü diye tanımlamaktadır. 6/122, 2/243 vb

Yaşayan ölüler, o kişilerdir ki; kapıldıkları çoğaltma yarışının ateşiyle ahsenu amel yapma amacını unutur, yaşamı kolaylaştıran araçları amaç edinir, bu araçların, malın, mülkün, makamın, şöhretin vb tüm EN’lerin esiri, hamalı olur. 102/1-8.

Ölesiye, tüm meleke ve imkanlarıyla ölünceye kadar bu çoğaltma ateşinin içerisinde önem ve öncelik verdikleriyle kıvranır. Yaşayan ölü olduğundan  ölümü de hiç kendine yakıştırmaz.

Necip Fazıl’ın ifadesiyle “Hayat suren leşlerdir’.

Ahirde de, ne olaydı da TOPRAK OLSAYDIM da bu hesaptan ve sonuçtan kurtulaydım der. 78/40, 69/25-27  vb.
 
Hasılı, her alemini cehenneme çevirenlerdir.

Yaşayan ölü olmayanlara selam olsun.

Muhabbetle

Hiç yorum yok:

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı