8 Temmuz 2021 Perşembe

BARIŞ VE SAVAŞ

 BARIŞ VE SAVAŞ

Barış, sulh, selam, islam ile sevgi saygı güven içinde, özgürlük, eşitlik, hak hukuk adalet üzere olmak yaşamın da alemin de temelidir.

Bu alemde misafir edilen insan, kulluğun gereği, DENEME, TEKAMÜL ve AHSENU AMEL yapmak için yaratılmıştır 11/7, 18/7, 67/2, 51/56 2/21, 23/32, 7/65, 23/23 vb.

Bu amaçla Lillahi Rabbilalemin, bu alemi yaratmış, terbiye etmiş, düzeni kurmuş, kanunları oluşturmuştur. KITAP, KURAN ve ZIKRI de lutfetmiştir 15/1, 27/1, 10/37, 10/61, 18/27, 56/77, 56/78, 15/9 vb.

#HER BİRİ için ÖRNEĞİN
Kitap der yaklaşık meallerde:

• Şüphe yok ki #KİTABIN indirilişi, Rabbilalemin tarafındandır. Tenzilul kitabi la raybe fihi mir rabbil alemîn 32/2
• Bu #KUR'ÂN, Allah'tan olup başkası tarafından uydurulacak bir şey değildir. Ancak kendinden öncekinin TASDİKİ ve Kitabın #TEFSİRİ dır. Onda asla ŞÜPHE yoktur. Rabbilalemin tarafındandır. Ve ma kane hazel kur'anu ey yuftera min dunillahi ve lakin tasdikallezibeyne yedeyhi ve tefsilel kitabi la raybe fihi mir rabbil âlemîn. 10/37, 26/192, 69/43, 56/80 vb.
• O #ZİKRİ biz indirdik biz; ve O'nun koruyucusu da elbette biziz! İnna nahnu nezzelnez zikra ve inna lehu le hafizûn. 15/9.

Her nedenle İNSAN, alakası, emeği, samimiyeti, ihlas ve gayreti, çalışması, bu ilkelere verdiği ÖNEM VE ÖNCELİĞİ ölçüsünde doğru manalara, KURANA evrensel ilkelere, kanunlara, ZİKRE ulaşıp bilgilenmekte ve ilim amel ihlasla ve akıl gönül eylem birlikteliğiyle YAŞAMA YAZDIĞI nispette de azim ahlaka kavuşmakta, gelişmekte, alayı illiyyine yol alıp MUTTAKİ olup Rabbin Rızasına varıp her alemde de cenneti yaşamaktadır.

Kitapta #SULH barış ıslah, düzeltme, salih vb anlamlara gelen Sad-LH kökü, 8 türev formuyla 180 yerde geçmektedir
https://corpus.quran.com/qurandictionary.jsp?q=SlH
http://beta4.kuranmeali.eu/KokTranscript/%E1%B9%A6L%E1%B8%AA
Hasenat vb

Yine, #SİLM, selam, esenlik, barış içinde olma, islam, teslim olma, verme, aklı selim vb manalarda   Sin-LM kökü 16 türeviyle 140 kez kullanılmıştır
https://corpus.quran.com/qurandictionary.jsp?q=slm
http://beta4.kuranmeali.eu/KokTranscript/SLM
hasenat vb

Bu iki kavram da birbirini tamamlamakta ve insanın kendiyle, diğer insanlarla alemle alemde var edilen kanunlarla, Rabbilalleminle uyumlaşıp, teslim olup içselleştirip tüm alemle barış sulh içinde yaşamasını gerektirir.

Her insan Fıtratında var edilen Vicdanının sesine uyduğunda İSLAM’dadır, selamdadır, kendiyle alemle barış içerisindedir.

#VİCDAN, her insanda var olan RABBİLALEMİNİN insanlara yollarını aydınlatması VE DOĞRUYU BULMASI için lütfettiği en büyük NURDUR.

#VİCDAN öyle bir güç ki, SESİNİ DİNLEYENİ VE BUNU YAŞAYANI cennet yolculuğuna başlatandır.

• VİCDANIN SESİNE UY ve YAŞA, CENNETE VARAN AHSEN YOLDASIN https://www.facebook.com/photo?fbid=149983383810310&set=a.107800448028604 https://aaldemira.blogspot.com/.../vicdan-nedir-bilrmisin...

Rabbilalemine alemde var ettiği kanunlara ilkelere iradî olarak TESLİM İSLAM olup uymak suretiyle bu evrensel SULH BARIŞ ortamına girmektedir.

İnsan ve toplumların, birbirine karşılıklı sevgi saygı ve güven içinde olması; aralarında özgürlük eşitlik ve hak hukuk adaletin hakim kılınması SULHUN BARIŞIN TEMELİDİR.

Aksi halde, vicdanıyla, kendiyle, alemle, Rabbilaleminle, bu ilkeleriyle uyum içerisinde olmamak bu teslim islam olmaktan uzak kalmakla, istemese de fesat ve kötülüğe sebep olup bu EVRENSEL SULHU BARIŞI bozmaktır.

Müfredat sözlükte, SULH barış kelimesini, fesadın kötülüğün karşıtı olarak açıklamıştır.

Tüm kötülükler, Rabbilalemini, ilkelerini, vicdanın sesini UNUTARAK ya da ES GEÇEREK o süreçte GERÇEKLEŞMEKTEDİR.

Cehalet de cahillik de; tüm KÖTÜLÜKLERİN kaynağı olup ALLAH’TAN, KURAN’DAN, VİCDANDAN, İLİMDEN, EDEPTEN, AHLAKTAN ve İNSANLIKTAN da uzak kalmaktır.

İslam Muslim olmak, insanın yaşam biçiminin, düşünce inanç kabullenim ve yargıları ile eylemlerinin silm, selam, esenlik, barış içerisinde olup, tüm alemi kuşatan Rabbilalemine, ilkelerine vicdanın sesine uyumlaşmakla, uyum içerisinde olmakla sağlanmaktadır 30/30, vb.

• İSLAM MUSLİM OLMAK https://www.facebook.com/photo?fbid=125380046270644&set=a.107800448028604 https://aaldemira.blogspot.com/.../islam-muslim-olmak...

Selam kelimesi gibi diğer fade ve işaretler de, BENDEN SİZE ve aleme ZARAR GELMEZ veya BARIŞ, ESENLİK, HAYAT dileklerini ve manasını aktarmaktadır. Bunun için, bu söz veya işaretlerin tekrarlanmasından daha çok bu #MANANIN var edilmesi esastır.

• SELAM ÜZERE YAŞAMAK https://www.facebook.com/photo/?fbid=231579282317386&set=a.107800448028604
https://aaldemira.blogspot.com/.../selam-uzere-olmak...
https://twitter.com/aaldemira/status/1438438738288316418...


#MÜSLİM OLAN
Savaştan KORKUTACAK kadar GÜÇLÜ
UZAK duracak ve barıştan yana olacak kadar BASİRETLİDİR 8/60, 7/56 , 28/77, 2/208, 2/84, 2/194, 60/8, 22/39, 9/13, 4/128, 49/9 vb

Nitekim
#Kitap der yaklaşık meallerde

• Yer yüzünü ıslah sulh barış ortamından sonra ifsad etmeyin Ve la tufsidu fil erdi ba'de islahiha 7/56 der

• Yeryüzünde bozgunculuğu arzulama. Şüphesiz ki Allah, bozguncuları sevmez Ve la tebğil fesade fil ard, innellahe la yuhibbul mufsidîn. 28/77

• Ey iman edenler! Hepiniz SİLM girin de şeytanın adımlarına uymayın. Çünkü o sizin MUBİN açık bir düşmanınızdır. Ya eyyuhellezine amenudhulu fis silmi kâffeh, ve la tettebiu hutuvatiş şeytan, innehu lekum aduvvum mubîn. 2/208

• Sizinle savaşıp etkisizleştirmek isteyenlerle Allâh yolunda savaşıp etkisizleştirin; fakat haksız yere saldırmayın düşmanlık yapmayın, çünkü Allâh, saldırganları düşmanlık yapanları sevmez. Ve katilu fi sebilillahillizine yukatilunekum ve la ta'tedu, innellahe la yuhibbul mu'tedîn. 2/190

• Birbirinizin kanını dökmeyeceksiniz,birbirinizi yurtlarınızdan çıkarmayacaksınız?" diye sizden kesin söz almıştık; göre göre bunu kabul etmiştiniz. Ve iz ehazna misakakum la tesfikune dimaekum ve la tuhricune enfusekum min diyarikum sümme akrartum ve entum teşhedûn. 2/84

• Ama siz yine birbirinizi öldürüyorsunuz, sizden bir grubu yurtlarından çıkarıyorsunuz; onlara karşı günâh ve düşmanlık yapmakta birleşiyorsunuz, onları çıkarmak size yasaklanmış iken (çıkarıyorsunuz, sonra da) esir olarak geldiklerinde fidyelerini veriyor (kurtarıyor)sunuz. Yoksa siz Kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Sizden bunu yapanın cezâsı, dünyâ hayâtında rezil olmaktan başka nedir? Kıyâmet gününde de (onlar) azâbın en şiddetlisine itilirler. Allâh yaptıklarınızı bilmez değildir. Sümme entum haulai taktulune enfusekum ve tuhricune ferikam minkum min diyarihim, tezaherune aleyhim bil ismi vel udvan, ve iy ye'tukum usara tüfaduhum ve huve muharramun aleykum ihracuhum, e fe tu'minune bi ba'dil kitabi ve tekfurune bi ba'd, fe ma cezau mey yef'alu zalike minkum illa hizyun fil hayatid dünya, ve yevmel kiyameti yuraddune ila eşeddil azab, ve mallahu bi ğafilin amma ta'melûn. 2/85

• Harâm ayı, harâm aya KISASTIR, o halde kim size DÜŞMANLIK YAPIP SALDIRIRSA siz de ona MİSLİYLE DÜŞMANLIK edip karşılık verin, ileri gitmeyin Allaha TAKVALI olun ve bilin ki Allah MUTTAKİLERLE beraberdir Eşşehrul haramu biş şehril harami vel hurumatu kisas, fe meni'teda aleykum fa'tedu aleyhi bi misli ma'teda aleykum, vettekullahe va'lemu ennellahe mealmuttekîn. 2/194

• Andlarını bozan, Elçiyi (Mekke'den) çıkarmağa yeltenen ve ilk önce kendileri siz(inle savaş)a başlamış olan bir kavimle savaşmayacak mısınız? Yoksa onlardan korkuyor musunuz? Eğer gerçekten inanan insanlar iseniz, kendisinden korkmanıza en lâyık olan Allah'tır. Ela tukatilune kavmen nekesu eymanehum ve hemmu bi ihracir rasuli ve hum bedeukum evvele merrah, e tahşevnehum fellahu ehakku en tahşevhu in kuntum mu'minîn. 9/13

• Allah sizi din hakkında size kıtal yapmıyan ve sizi yurdlarınızdan çıkarmıyan kimselerden, onlara iyilik etmeniz ve kendilerine adalet yapmanızdan nehyetmez, çünkü Allah adalet yapanları sever La yenhakumullahu 'anillezîne lem yukatilukum fiddîni ve lem yuhricukum min diyarikum en teberruhum ve tuksitu ileyhim, innallahe yuhibbulmuksitîn. 60/8

• Kendilerine savaş açılan kimselere (kâfirlere karşı koymak için) izin verildi. Çünkü onlar zulme uğradılar. Şüphesiz Allah onları zafere ulaştırmaya kadirdir. Uzine lillezine yukatelune bi ennehum zulimu, ve innellahe ala nasrihim le kadîr. 22/39

• SULH HAYIRLI olandır, VES SULHU HAYR 4/128

• Eğer inananlardan iki grup vuruşurlarsa onların arasını İSLAH edip SULH üzere DÜZELTİN; şâyet biri ötekine SALDIRIRSA Allâh'ın buyruğuna dönünceye kadar saldıran tarafla mücadele edip ETKİSİZLEŞTİRİN. Dönerse artık ADÂLETLE ONLARIN ARASINI DÜZELTİN ve dâimâ âdil olun. Çünkü Allâh, adâlet yapanları sever Ve in taifetani minel mu'mininaktetelu fe aslihu beynehuma, fe im beğat ihdahuma alel uhra fe katiluleti tebği hatta tefie ila emrillah, fe in faet fe aslihu beynehuma bil adli ve aksitu, innellahe yuhibbul muksitîn. 49/9



Her nedenle #EVRENSEL BARIŞ, “insanın yaşam biçiminin, düşünce inanç kabullenim ve yargıları ile EYLEMLERİNİN, silm, selam, barış, esenlik içerisinde olup tüm alemi kuşatan Rabbilalemine, alemde var edilen ilkelerine uyumlaşmakla, uyum içerisinde olmakla sağlanmaktadır. Yazılı kitabi olanı ise Lailaheillallah üzere olmaktır 11/14, vb.”
ZİRA, Yaratılmış Kainat Kitabındaki insan, toplum, canlılar cansızlar, eşya, olay ve olgulardan oluşan kevni yaratılan ayetler veya Yazılı Kitap Kuranı Kerimdeki yazılı ayetlerin anlattığı doğru manalar, kanunlar ilkeler KURAN'dır ve her alemi cennet yapan EVRENSEL İLKELER DERYASIDIR.
Alemdeki başta insan olmak üzere her varlıktaki ve her unsurdaki tüm özellikler #sebepsonuç ilişkisi de dahil tüm İLİM BİLGİ onu terbiye eden böyle donatan, tesviye eden, ikram eden RABBİLALEMİNİN, yazılı kitap, KURAN ve ZİKİR gibi #hediyesidir.
Ancak insan, alaka ilgi önem ve öncelik verme vb zihni çalışmaları ölçüde bu BİLGİYE, ikrama ulaşabilmektedir.
İşte her kim de TERCİHLERİYLE bunu keşfedip öğrenip #yaşama yazdığında bu HEDİYEYE SAYGIN davranıp GERÇEK ÖZGÜRLÜĞE ulaşıp gelişip her alemde mutlu ve bahtiyar olmakta, anlam ve değer bulmaktadır.
Bu yolda varlığının ve kulluğun gereği olarak tercih yetisi ve buna bağlı her türlü donanım da verilmiş olan insandan beklenen ise her durumda, vaziyet edilen her hali güzelleştirmek ve ahsenleştirmektir. Diğer bir ifadeyle bu alemde misafir edilen insanın var ediliş nedeni DENEME, TEKAMÜL ve AHSENU AMELLER yapmaktır. 11/7, 18/7, 67/2, 51/56, 2/21, 23/32, 7/65, 23/23 vb.
BUNUN GERÇEKLEŞMESİ AMACIYLA KURAN ÖZGÜRLÜĞÜ VAZGEÇİLMEZ SAYMIŞTIR.
#ÖZGÜRLÜK, insanın ayrılmazı ve vazgeçilmezidir. 17/13, 76/3, 64/2, 18/29, 10/40, 41/46, 45/15, 17/15, 2/286, 91/7-10; 92/4-11; 95/4-6; 2/256, 10/99, 26/3-5; 88/21, 22; 36/17, 42/48, 81/27, 28; 13/11, 8/53 vb.
Özgürlük tercih yapma yetisini kullanabilme hakkı ve aralığıdır.
İnsanlık DÜŞÜNCE, İNANÇ ve #İFADEÖZGÜRLÜĞÜYLE gelişebilir. EN DOĞRUYA ULAŞABİLİR.
Düşünceler ancak ÖZGÜR ORTAMLARDA hayat bulur, serpilip gelişir.
Modern çağın tüm KÖLELİKLERİNDEN kurtulmakla gerçekleşir
Tüm DUYGULARINI kontrol edip dilediği gibi yönetebildiği ölçüde özgür olur.
KİM olursa olsun, kadın, erkek, çocuk, o ülkenin her yerinde, her vaktinde, her şartta da, ÖZGÜRCE, eşitlik ve adalet üzere GÜVEN içinde, MUHTAÇ olmadan, İNSANCA yaşama şartlarına ulaşmadıkça, özgürlükten MEDENİLİKTEN ve MEDENİYETTEN bahsedilemez.
Elbette, Özgürlük, insanca yaşamak, alemle barış esenlik içinde kalmak da #bedel ister. BEDEL ÖDENMEDEN özgürlük vb tüm haklar tüm boyutlarıyla kazanılmaz, kıymeti de bilinmez, DEĞİŞİM VE GELİŞİM de OLMAZ
Yine Özgürlükle birlikte, eşitlik ve adalet te, insan ve insanlığın gelişimi ve mutlu müreffeh yaşaması için de vazgeçilmezdir.
İnsan ve toplumlar ne ölçüde özgürlükten, eşitlikten ve haktan, adaletten, hukukun üstünlüğünden, paylaşmaktan, her unsurun, her hakkın usul ve esasına uygun yerini bulmasından yana olup bunu yaşamda gerçekleştirdiği nispette de BARIŞ ve esenlik içinde bahtiyar olmakta ve her Dünyada #Cenneti yaşamaktadır
Bu nedenle KURAN alemde insan ve toplumlarda ÖZGÜRLÜK, EŞİTLİK ve ADALETİN HAKİM KILINMASINI İSTER
ELBETTE DİNDE, HER ALANDA #ZORLAMA #BASKI YOKTUR OLAMAZ. Şayet yapılırsa bu zulüm baskı etkisizleştirinceye kadar onunla mücadele edip giderilmelidir.
Zira, Dünyanın her yerinde, her döneminde, her coğrafyasında ahseni takvim üzere yapılandırılan, ahseni ameller yapması ve gelişim için var edilen, her tür zihni melekelerle de donatılan HER İnsan TERCIHINE BIRAKILAN HER ALANDA her içsel ve dışsal etkide veya istekte, bu iki sesi de duymaktadır, Vicdanının güzel olana çağrısını da iblisinin ayartısını da.
Yaptığı tercihlerle kitabını kendi yazmaktadır.
Üstelik her kez, bu sesler açısından da aynı durumdadır.
Zamanla, bu sesleri duyulmaz yapan da insandır.
İBLİSİN sesine uydukça, vicdanın sesi duyulmaz olurken, vicdanın sesine tabi oldukça da iblisin sesi etkisizleşmeye başlar Öyle ki, iblise uya uya adeta İBLİSLEŞİR, İNSAN Şeytanlardan olur.
Her olay insana seçimler sunar. İnsan fravunlaşabilir, Musalaşabilir. Lehepleşir ya da Muhammed’e uyabilir.
Yaşamını NAR da NUR da yapabilir.
Bu nedenle Kitap der yaklaşık meallerde;
• İnsan yaptığı bu tercihleriyle şekillenmekte, amel kitabını yazmakta ve #Cenneti de #Cehenemini de inşa etmektedir. 17/13, 76/3, 64/2, 18/29, 10/40, 41/46, 45/15, 17/15, 2/286, 91/7-10; 92/4-11; 95/4-6; 2/256, 10/99, 26/3-5; 88/21, 22; 36/17, 42/48, 81/27, 28; 13/11, 8/53 vb.
• DİNDE İKRAH ZORLAMA YOKTUR. Çünkü RüŞT doğruluk, ĞAYY sapıklıktan ayırt edilmiştir. Artık her kim tâğutu inkar edip, Allah'a inanırsa, sağlam bir kulpa yapışmıştır ki, o hiçbir zaman kopmaz. Allah, her şeyi işitir ve bilir. La ikrahe fid dini kad tebeyyener ruşdu minel ğayy, fe mey yekfur bid tağuti ve yu'mim billahi fe kadistemseke bil urvetil vuska lenfisame leha, vallahu semiun alîm. 2/256
Bu, Evrensel İlkeler karşısındaki duruşuyla YELPAZE misali zerreden şemse ESFELE SAFİLİYNDEN ALAYI İLLİYYİNE kadar dağılmakta ve yer bulmaktadır.
Her insanın her alemdeki cenneti de cehennemi de farklılaşmaktadır
Tercih insanın!
Bakınız; İNSAN TERCİHLERİYLE ŞEKİLLENİR AMEL KITABINI YAZAR, CENNETI VEYA CEHENNEMINI İNŞA EDER https://www.facebook.com/photo?fbid=124099029732079&set=a.107800448028604 https://aaldemira.blogspot.com/.../insan-tercihiyle...
NİTEKİM Kur’an; DÜŞÜNCE, İNANÇ İFADE TEŞEBBÜS özgürlüğünü, can, mal, nesil ve akıl emniyetini, eşitlik ve adaletin ekonomik ve sosyal refahın hakim kılınmasını esas almış ve bunların korunması yolunda da düzenlemeler yapmıştır.
Her daim DUYARLI olup her tür kötülüğe, haksızlığa zulme karşı durup HAKKTAN, haklıdan, adaletten yana olup HANİF duranlardan Rabbilalemine, Kurana ilkelere vicdana, adalete önem ve öncelik verip karanlığa ışık olup kendini de toplumu da değiştirenlerden muttaki olup Rabbin Rızasına varanlardan olma yolunda
Bu sistemi kurmak söz konusu hak ve yetileri korumak aykırı her hali FİTNEYİ önlemek amacıyla
ÖĞÜT ve ÖRNEK olmak başta olmak üzere
tebliği, vaazı, öğretim ve eğitimi
İYİLİĞİ EMREDER, KÖTÜLÜKTEN MEN EDEN yani EMRI BIL MARUF NEHYI ANIL MUNKER yapan bir 3/110, 2/143, 3/104, 3/114, 9/71 vb sistemi
cihada, harbe, savaşa kıtale etkisiz kılmaya kadar yapılacakları da düzenler.
Asla dünyasal bir çıkar vb nedenlerle SALDIRGANLIĞA SALDIRI SAVAŞINA vs izin verilmez. Zira saldırganlık zulümdür.
Kuran yeryüzünün, sulh selam islam BARIŞ YURDU olmasını, insanlığın özgürce, eşitlik ve adalet üzere yaşamasını ve ZULMÜN SALDIRGANLIĞIN misliyle denk dengeli etkin bir şekilde önlenmesini ve ETKİSİZLEŞTİRİLMESİNİ emreder.
Zulmedenler dışındakilerle ahsen yolla mücadele edilmelidir.
Bunların dışında kalan zalim saldırganlarla ise onların anladığı dilden
misliyle denk dengeli ve etkin yolla mücadele edip sulhu barışı hakim KILMALIDIR.
Bu nedenle Kitap der yaklaşık meallerde;
• İçlerinden zulmedenler hariç, ehl-i kitapla ancak, EN GÜZEL YOLDAN ahsen mücadele edin ve deyin ki: «Bize indirilene de, size indirilene de iman ettik. Bizim ilâhımız da, sizin ilâhınız da birdir ve biz O'na teslim olmuşuzdur.» Ve la tucadilu ehlel kitabi illa billeti hiye ahsen, illellezine zalemu minhum ve kulu amenna billezi unzile ileyna ve unzile ileykum ve ilahuna ve ilahukum vahiduv ve nahnu lehu muslimûn 29/46
• Sizinle savaşıp etkisizleştirmek isteyenlerle Allâh yolunda savaşıp etkisizleştirin; fakat haksız yere saldırmayın düşmanlık yapmayın, çünkü Allâh, saldırganları düşmanlık yapanları sevmez. Ve katilu fi sebilillahillizine yukatilunekum ve la ta'tedu, innellahe la yuhibbul mu'tedîn. 2/190
• Hani bir zaman o küfredenler seni tutup bağlamaları, ya seni öldürmeleri yahut seni (yurdundan zorla) çıkarmaları için sana tuzak kuruyor(lar)dı. Onlar bu tuzağı kurarlarken Allah da onun karşılığını yapıyordu. Allah tuzak kuranlara mukabele edenlerin en hayırlısıdır. Ve iz yemkuru bikellezine keferu li yusbituke ev yaktuluke ev yuhricuk ve yemkurune ve yemkurullah, vallahu hayrul makirîn. 8/30
• Harâm ayı, harâm aya KISASTIR, o halde kim size DÜŞMANLIK YAPIP SALDIRIRSA siz de ona MİSLİYLE DÜŞMANLIK edip karşılık verin, ileri gitmeyin Allaha TAKVALI olun ve bilin ki Allah MUTTAKİLERLE beraberdir Eşşehrul haramu biş şehril harami vel hurumatu kisas, fe meni'teda aleykum fa'tedu aleyhi bi misli ma'teda aleykum, vettekullahe va'lemu ennellahe mealmuttekîn. 2/194
• Hem bir fitne kalmayıp din yalnız Allahın oluncaya kadar onları etkisizleştirin, VAZ GEÇERLERSE artık husumet düşmanlık ancak ZALİMLERE karşıdır. Ve katiluhum hatta la tekune fitnetuv ve yekuned dinu lillah, fe inintehev fe la udvane illa alez ZALİMÎN. 2/193
• Ve onları nerede yakalarsanız etkisizleştirin ve sizi çıkardıkları yerden onları çıkarın, o FİTNE KATİLDEN EŞEDDİR, yalnız Mescidi haram yanında onlar size kıtal etmedikçe siz de onlara kıtal etmeyin, fakat sizi kıtal yapmaya etkisizleştirmeye kalkışırlarsa hemen onları etkisiz yapın kâfirlerin cezası böyledir haysu sekiftumuhum ve ahricuhum min haysu ahracukum vel fitnetu e?eddu minel katl, ve la tukatiluhum indel mescidil harami hatta yukatilukum fih, fe in katelukum faktuluhum, kezalike ceazul kâfirîn 2/191
• Bu, böyledir: Çünkü inkâr edenler bâtıla uymuşlar; inananlar ise Rablerinden gelen hakka uymuşlardır. İşte Allâh, onların durumlarını, insanlara böyle anlatır. Zalike bi ennellezine keferuttebeul batile ve ennellezine amenuttebeul hakka mir rabbihim, kezalike yadribullahu lin nasi emsalehum. 47/3
• İman edenler, Allah yolunda savaşırlar (SULH SELAM BARIŞI tesis yolunda engel olan saldırganları ETKİSİZLEŞTİRİR.) İnkâr edenler de tağut yolunda savaşırlar. O halde siz şeytanın taraftarlarına karşı savaşın. Çünkü şeytanın hilesi zayıftır. Ellezine amenu yukatilune fi sebilillah, vellezine keferu yukatilune fi sebilit tağuti fe katilu evliyaeş şeytan, inne keydeş şeytani kane daifa. 4/76
• İnkâr edenlerle karşılaştığınız zaman (mücadele ederken) hemen boyunlarını vurun (GÜÇLERİNİ devirin). Nihayet onlara üstün geldiğiniz zaman bağı sıkı bağlayıp esir alın. Sonra HARP ağırlıklarını atana kadar onları ya karşılıksız olarak, ya da fidye ile salıverin. Allah'ın emri budur. Eğer Allah dileseydi onlardan başka türlü de intikam alırdı. Fakat böyle olması sizi birbirinizle denemek içindir. Allah yolunda öldürülenlere etkisiz kılınanlara gelince, Allah onların amellerini asla boşa çıkarmaz. Fe iza lekiytumullezine keferu fe darber rikab, hatta iza eshantumuhum fe şuddul vesaka fe imma mennem ba'du ve imma fidaen hatta tedaal HARBU evzaraha zalik, ve lev yeşaullahu lentesara minhum ve lakil li yebluve ba'dakum bi ba'd, vellezine kutilu fi sebilillahi fe ley yudille a'malehum. 47/4
• Diğer bir takımlarını bulacaksınız ki hem sizden emin olmak hem de kavmlerinden emin kalmak isterler, fitneye sevkedildikce de döner döner içine atılırlar, eğer bunlar sizden çekinmezler ve SULHA yatıp taarruzdan ellerini çekmezlerse kendilerini bulduğunuz YERDE YAKALAYIN VE ETKİSİZLEŞTİRİN, işte bunlar aleyhinde size açık bir ferman verdik. Setecidune aharine yuridune ey ye'menukum ve ye'menu kavmehum, küllema ruddu ilel fitneti urkisu fiha fe il lem ya'tezilukum ve yulku ileykumus SELEME ve yekuffu eydiyehum fe huzuhum VAKTULUHUM HAYSU SEKİFTUMUHUM, ve ulaikum cealna lekum aleyhim sultanem mubina. 4/91
• Onlar, küfür işledikleri gibi, sizin de küfür işleyip kendileriyle bir olmanızı arzu ettiler. Onun için, onlar Allah yolunda hicret edinceye kadar içlerinden dost edinmeyin. Eğer bundan yüz çevirirlerse ONLARI YAKALAYIN VE BULDUĞUNUZ YERDE ETKİSİZLEŞTİRİN; Onlardan ne bir dost, ne de bir yardımcı edinmeyin. Veddu lev tekfurune kema keferu fe tekunune sevaen fe la tettehizu minhum evliyae hatta yuhaciru fi sebilillah, fe in tevellev fe huzuhum vaktuluhum haysu vecedtumuhum, ve la tettehizu minhum veliyyev ve la nesıra. 4/89
• Mallarını, Allah yolundan engellemek için İNFAK eden o KÂFİRLER, hiç şüphesiz yine onu sarfedecekler. Varsın sarfetsinler, sonra o yüreklerine inen bir acı olacak, sonra da mağlup olacaklar. Zaten kâfirler toplanıp cehenneme gönderilecekler. İnnellezine keferu yunfikune emvalehum li yesuddu an sebilillah, fe seyunfikuneha summe tekunu aleyhim hasraten summe yuğlebun vellezine keferu ila cehenneme yuhşerûn. 8/36
• Kâfirlere de ki: Eğer bu işe son verirlerse daha önce yaptıkları bağışlanacak. Yok yine karşı koymaya başlar, isyana dönerlerse, önceki ümmetlere uygulanan kurallar kendilerine de uygulanacak. (Artık o ilâhî uygulamayı beklesinler.) Kul lillezine keferu iy yentehu yuğfer lehum ma kad selef, ve iy yeudu fe kad medat sunnetul evvelîn. 8/38
• Eğer onlar (saldırılarına) son verirlerse, Allâh bağışlayandır, esirgeyendir. Fe inintehev fe innellahe ğafurur rahîm. 2/192
• Ortalıkta fitne kalmayıp, din tamamıyla Allah'ın dini oluncaya kadar onlarla savaşın. Eğer vazgeçerlerse muhakkak ki, Allah yaptıklarını görür. Ve katiluhum hatta la tekune fitnetuv ve yekuned dinu kulluhu lillah fe inintehev fe innellahe bi ma ya'melune besîr 8/39
• Yok vazgeçmez de tekrar eskiye dönerlerse artık bilin ki, Allah sizin yardımcınızdır. O ne güzel mevla, ne güzel yardımcıdır. Ve in tevellev fa'lemu ennellahe mevlakum ni'mel mevla ve ni'men nesîr 8/40
YİNE BARIŞ SULH ÜZERE ANLAŞMA YAPANLARLA İLİŞKİLERİ DÜZENLEYEN HÜKÜMLER YER ALMAKTADIR.
Bu hükümlerde de sulh barışa şartlarına uyulduğu surece buna uygun davranılmaktadır. Şayet aksi hal içerisine girip barışı sulhu düzeni bozanlar olursa onları da etkisiz yapıncaya kadar mücadele edilmesi gerekmektedir.
Anlaşmaya uydukları süreçte bu AHİDLERE bağlı kalmak şarttır.
• Yetimin malına da yaklaşmayın. Ancak rüşdüne erinceye kadar en güzel bir şekilde yaklaşabilirsiniz. AHDİ DE YERİNE GETİRİN. Çünkü verilen sözde elbette sorumluluk bulunuyor. Ve la takrabu malel yetimi illa billeti hiye ahsenu hatta yebluğa eşuddeh, ve evfu bil ahd, innel ahde kane mes'ûla. 17/34
• Bir ümmet, diğer bir ümmetten (sayıca ve malca) daha çok olduğu için, yeminlerinizi aranızda aldatma vasıtası yaparak, ipliğini sağlamca eğirdikten sonra onu söküp bozmaya çalışan kadın gibi olmayın. Allah sizi bununla imtihan eder ve şüphesiz hakkında ihtilaf ettiğiniz şeyleri kıyamet günü size mutlaka açıklayacaktır. Ve la tekunu kelleti nekadat ğazleha mim ba'di kuvvetin enkasa, tettehizune eymanekum dehalem beynekum en tekune ummetun hiye erba min ummeh, innema yeblukumullahu bih, ve le yubeyyinenne lekum yevmel kiyameti ma kuntum fihi tahtelifûn. 16/92
• Ancak kendileriyle antlaşma yapmış olduğunuz müşriklerden size olan ahitlerinde hiçbir eksiklik yapmamış ve sizin aleyhinize hiçbir kimseye yardımda bulunmamış olanlar bunun dışındadır. Siz de onlarla olan antlaşmanızın hükümlerine antlaşma süresinin sonuna kadar uyunuz. Muhakkak ki, Allah müttakileri sever. İllellezine ahettum minel muşrikine summe lem yenkusukum şey'ev ve lem yuzahiru aleykum ehaden fe etimmu ileyhim ahdehum ila muddetihim innellahe yuhibbul muttekîn. 9/4
Sulhu selamı islamı BARIŞI bozanlarla da misliyle denk dengeli etkin bir şekilde var gücüyle cihad ederek bu saldırganlığın, zulmün önlenmesi ve etkisizleştirilmesinin gereği açıklanmaktadır.
Bu nedenle Kitap der yaklaşık meallerde;
Tevbe Suresi 1-35 ve devamında;
• Allah'dan ve Resulü'nden bir ültimatomdur bu, kendileriyle antlaşma yaptığınız müşriklere: Beraetum minallahi ve rasulihi ilellezine ahettum minel muşrikîn. 9/1
• Bundan böyle yeryüzünde dört ay daha istediğiniz gibi gezip dolaşın. Şunu da bilin ki, Allah'ı aciz bırakacak değilsiniz. Allah kâfirleri mutlaka perişan edecektir. Fe sihu fil erdi erbeate eşhuriv va'lemu ennekum ğayru mu'cizillahi ve ennellahe muhzil kâfirîn. 9/2
• Ayrıca büyük hac günü Allah ve Rasulü tarafından insanlara bir ilandır ki, Allah da Resulü de müşriklerle yapılan antlaşmalara artık bağlı değildir. Eğer hemen tevbe ederseniz, bu sizin için hayırlıdır. Yok yine tevbeden yüz çevirirseniz biliniz ki, Allah'ı yıldıracak değilsiniz. Kâfirleri acı bir azap ile müjdele. Ve ezanum minallahi ve rasulihi ilen nasi yevmel haccil ekberi ennallahe berium minel muşrikine ve rasuluh, fe in tubtum fe huve hayrul lekum ve in tevelleytum fa'lemu ennekum ğayru mu'cizillah, ve beşşirillezine keferu bi azabin elîm. 9/3
• Ancak kendileriyle antlaşma yapmış olduğunuz müşriklerden size olan ahitlerinde hiçbir eksiklik yapmamış ve sizin aleyhinize hiçbir kimseye yardımda bulunmamış olanlar bunun dışındadır. Siz de onlarla olan antlaşmanızın hükümlerine antlaşma süresinin sonuna kadar uyunuz. Muhakkak ki, Allah müttakileri sever. İllellezine ahettum minel muşrikine summe lem yenkusukum şey'ev ve lem yuzahiru aleykum ehaden fe etimmu ileyhim ahdehum ila muddetihim innellahe yuhibbul muttekîn. 9/4
• Şu haram aylar bir çıktı mı artık o müşrikleri nerede bulursanız öldürün ETKİSİZLEŞTİRİN, YAKALAYIN, HAPSEDİN VE BÜTÜN GEÇİT BAŞLARINI TUTUN. Eğer tevbe ederler ve salatı ikame ederler zekatı verirlerse onları serbest bırakın. Muhakkak ki, Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. Fe izenselehal eşhurul hurumu faktulul muşrikine haysu vecedtumuhum ve huzuhum vahsuruhum vak'udu lehum kulle mersad, fe in tabu ve ekamus salate ve atevuz zekate fe hallu sebilehum, innellahe ğafurur rahîm. 9/5
• Eğer müşriklerden biri aman dilerse, ona aman ver. Ta ki, Allah'ın kelâmını dinlesin. Sonra onu güvenlik içinde olduğu yere kadar gönder. Çünkü bunlar gerçekten de bilgisiz bir kavimdirler. Ve in ehadum minel muşrikinestecarake fe ecirhu hatta yesmea kelamellahi summe ebliğhu me'meneh, zalike bi ennehum kavmul la ya'lemûn 9/6
• Müşriklerin Allah katında ve Resulü katında herhangi bir ahdi nasıl olabilir? Ancak Mescid- i Haram yanında antlaşma yaptıklarınız var ki, bunlar size karşı doğru durdukça siz de onlara doğru olun. Allah (hainlikten) sakınanları elbette sever. Keyfe yekunu lil muşrikine ahdun indellahi ve inde rasulihi illellezine ahettum indel mescidil haram, fe mestekamu lekum festekîmu lehum, innellahe yuhibbul muttekîn. 9/7
• Onlarla nasıl sözleşme olabilir ki, sizin aleyhinize ellerine bir fırsat geçse, hakkınızda ne bir antlaşma gözetirler, ne de bir yemin. Dil ucuyla sizi hoşnud etmeye çalışırlar, fakat kalbleri o kadarına da razı olmaz. Zaten onların çoğu fasıktırlar. Keyfe ve iy yazheru aleykum la yerkubu fikum illev ve la zimmeh, yurdunekum bi efvahihim ve te'ba kulubuhum ve ekseruhum fasikûn. 9/8
• Allah'ın âyetlerini az bir çıkara değiştirdiler de Allah yolundan engellediler. Gerçekten de bunlar ne fena şeyler yapageldiler. 9/9
• Bir mümin hakkında ne bir yemin gözetirler, ne de bir antlaşma. Bunlar işte böyle haddi aşan kimselerdir. 9/10
• Eğer tevbe ederler, salatı ikame eder, zekatı verirlerse dinde kardeşleriniz olurlar. Biz âyetleri, bilen bir kavme açıklarız. 9/11
• Eğer verdikleri sözden sonra yeminlerini bozar ve dininize dil uzatırlarsa, o küfür öncülerini hemen ETKİSİZLEŞTİRİNİZ öldürün. Çünkü onların yeminleri yoktur. Ola ki, vazgeçerler. Ve in nekesu eymanehum mim ba'di ahdihim ve taanu fi dinikum fe katilu eimmetel kufri innehum la eymane lehum leallehum yentehûn. 9/12
• Andlarını bozan, Elçiyi (Mekke'den) çıkarmağa yeltenen ve ilk önce kendileri siz(inle savaş)a başlamış olan bir kavimle savaşmayacak mısınız? Yoksa onlardan korkuyor musunuz? Eğer gerçekten inanan insanlar iseniz, kendisinden korkmanıza en lâyık olan Allah'tır. Ela tukatilune kavmen nekesu eymanehum ve hemmu bi ihracir rasuli ve hum bedeukum evvele merrah, e tahşevnehum fellahu ehakku en tahşevhu in kuntum mu'minîn. 9/13
• Onlarla savaşın ki Allah, sizin ellerinizle onların cezasını versin ve onları rezil ve rüsvay etsin, yardımıyla sizi onlara muzaffer kılsın. Ve mümin bir kavmin yüreklerini ferahlandırsın. 9/14
• Ve kalblerindeki öfkeyi gidersin. Allah dilediğine tevbeyi nasib eder. Allah her şeyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir. 9/15
• Yoksa siz hep kendi halinize terk olunacağınızı mı sandınız? Allah'ın, içinizden cihad edenleri ve Allah'tan, Resulü'nden, müminlerden başka kimseye sığınmayan ve başkaca sığınacak bir yer aramayanları görmediğini mi (zannediyorsunuz)? Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır 9/16
• Müşrikler kendi inkârlarına kendileri şahit olup dururlarken Allah'ın mescidlerini imar etmeleri mümkün değildir. Onların bütün yaptıkları boşa gitmiştir. Ve onlar ateş içinde ebedi olarak kalacaklardır. 9/17
• Allah'ın mescidlerini, ancak Allah'a ve ahiret gününe inanan, namazı kılan, zekatı veren ve Allah'dan başkasından korkmayan kimseler imar ederler. İşte hidayet üzere oldukları umulanlar bunlardır.9/18
• Siz hacılara su dağıtma ve Mescid-i Haram'ı imar etme işiyle Allah'a ve ahiret gününe iman edip, Allah yolunda cihad edenlerin yaptığı işi bir mi tutuyorsunuz? Bunlar Allah katında eşit olamazlar. Allah zalimler topluluğuna hidayet ihsan etmez. 9/19
• İman edip de hicret edip, mallarıyla, canlarıyla Allah yolunda cihad edenler, Allah katında en büyük dereceye sahiptirler. İşte bunlar murada ermiş olan mutlu kullardır. 9/20
• Rab'leri, onları kendi katından bir rahmet, bir rıza ve bir cennetle müjdeler ki o cennette onlar için bitmez tükenmez nimetler vardır. 9/21
• Onlar orada ebedi kalırlar. Çünkü en büyük mükâfat Allah katındadır. 9/22
• Ey iman edenler! Eğer babalarınız ve kardeşleriniz imana karşılık küfürden hoşlanıyorlarsa, onları dost edinmeyiniz. Sizden her kim onları dost edinirse işte onlar da zalimlerin ta kendileridir. 9/23
• Onlara de ki; eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, kadınlarınız, akrabalarınız, kabileniz, elde ettiğiniz mallar, kesada uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız evler ve meskenler, size Allah ve Resulünden ve Allah yolunda cihaddan daha sevimli ise, artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyin. Allah böyle fasıklar topluluğuna hidayet nasip etmez. 9/24
• İnkâr kabul etmez bir durumdur ki, Allah size birçok yerde yardım etti. Özellikle Huneyn Günü ki, o gün kendi çokluğunuz size güven vermişti de o gün size onun bir faydası olmamıştı. Yeryüzü bütün genişliğine rağmen başınıza dar gelmişti. Sonra da bozguna uğrayarak gerisin geri dönüp kaçmaya başlamıştınız. 9/25
• Sonra Allah, Resulünün üzerine ve müminlerin üzerine sekinetini (kalplere huzur veren rahmetini) indirdi ve gözle görmediğiniz ordular indirdi de kendisini tanımayan kâfirleri azaba uğrattı. Ve o kâfirlerin cezası işte budur. 9/26
• Sonra bütün bu olup bitenlerin arkasından Allah, dilediğine tevbe nasib eder. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. 9/27
• Ey iman edenler! Müşrikler bir pisliktirler. Artık bu yıldan sonra Mescid- i Haram'a yaklaşmasınlar. Eğer yoksulluktan korkarsanız Allah sizi dilediğinde lütuf ve ihsanıyla zenginleştirecektir. Allah gerçekten alîmdir, hakîmdir. 9/28
• Kendilerine kitap verilenlerden oldukları halde ne Allah'a, ne ahiret gününe inanmayan, Allah'ın ve Resulünün haram kıldığını haram tanımayan ve hak dini din edinmeyen kimselere alçalmış oldukları halde elden CİZYE VERECEKLERİ hale gelinceye kadar savaş yapın. Katilullezine la yu'minune billahi ve la bil yevmil ahiri ve la yuhurrimune ma harremallahu ve rasuluhu ve la yedinune dinel hakki minellezine utul kitabe hatta yu'tul cizyete ay yediv vehum sağirûn. 9/29
• Yahudiler, «Uzeyir Allah'ın oğlu» dediler, Hıristiyanlar da «Mesih Allah'ın oğlu», dediler. Bu onların kendi ağızlarıyla uydurdukları sözlerdir. Daha önce inkâra sapmış olanların sözlerine benzetiyorlar. Allah onları kahretsin, nasıl da saptırıyorlar! 9/30
• Onlar, Allah'dan başka bilginlerini ve rahiplerini de kendilerine Rab edindiler, Meryem oğlu Mesih'i de. Oysa onlar bir olan Allah'a ibadet etmekle emrolunmuşlardı. Allah'dan başka hiçbir ilâh yoktur. O, müşriklerin ortak koştuğu şeylerden de münezzehtir. 9/31
• Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar, Allah da razı olmuyor. Fakat kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlamayı diliyor. 9/32
• öyle bir Allah'dır ki, Resulünü hidayetle ve hak dinle bütün dinlere üstün kılmak için göndermiştir. Müşrikler hoşlanmasalar da. 9/33
• Ey iman edenler, şurası bir gerçektir ki, yahudi hahamları ile hıristiyan rahiplerinin bir çoğu insanların mallarını haksız yere yerler ve Allah yolundan saptırırlar. Bir de altın ve gümüşü hazineye doldurup, onları Allah yolunda sarfetmeyenleri bu yüzden acıklı bir azap ile müjdele! 9/34
• gün o altın ve gümüşlerin üstü cehennem ateşinde kızdırılacak da bunlarla alınları, yanları ve sırtları dağlanacak (onlara): «İşte bu kendi canınız için saklayıp biriktirdiğiniz şeydir. Haydi şimdi tadın bakalım şu biriktirdiğiniz şeyin tadını!» denilecek. 9/35
• Doğrusu, Allah katında ayların sayısı oniki aydır. Gökleri ve yeri yarattığı günkü Allah yazısında (böyle yazılmıştır). Bunlardan dördü haram aylardır. Bu da doğru olan dinin hükmüdür. Bu sebeple bunlar hakkında nefislerinize haksızlık yapmayınız. MÜŞRİKLER SİZE KARŞI TOPYEKÜN SAVAŞTIKLARI GİBİ SİZ DE ONLARA KARŞI TOPYEKÜN SAVAŞ AÇIN. Ve iyi bilin ki, Allah müttakilerle beraberdir. İnne iddeteş şuhuri indellahisna aşera şehran fi kitabillahi yevme halekas semavati vel erda minha erbeatun hurum, zaliked dinul kayyimu fe la tazlimu fihinne enfusekum ve katilul muşrikine kaffeten kema yukatilunekum kaffeh, va'lemu ennallahe meal muttekîn. 9/36
• (Harâm ayını) ertelemek, küfürde daha ileri gitmektir. İnkâr edenler, onunla saptırılır. O(harâm ayı)nı bir yıl helâl sayarlar, bir yıl harâm sayarlar ki, Allâh'ın harâm kıldığının sayısını denk getirip, Allâh'ın harâm kıldığını helâl yapsınlar. Yaptıkları işin kötülüğü, kendilerine süslü gösterildi. Allâh, kâfirler toplumuna yol göstermez. 9/37
• Ey iman edenler! Size ne oldu ki, «ALLAH YOLUNDA CİHADA ÇIKIN.» DENİLİNCE OLDUĞUNUZ YERE YIĞILIP KALDINIZ. Yoksa ahiretten vazgeçip dünya hayatına razı mı oldunuz? Fakat dünya hayatının zevki ahiretin yanında ancak pek az birşeydir. Ya eyyuhellezine amenu ma lekum iza kile lekumunfiru fi sebilillahis sakaltum ilel ard, e radiytum bil hayatid dunya minel ahirah, fe ma metaul hayatid dunya minel ahirah fe ma metaul hayatid dunya fil ahirati illa kalîl. 9/38
• Eğer topluca savaşa katılmazsanız, O sizi acı bir azaba uğratır ve yerinize başka bir kavmi getirir ve siz O'na zerrece bir zarar veremezsiniz. Allah'ın herşeye gücü yeter. İlla tenfiru yuazzibkum azaben elimev ve yestebdil kavmen ğayrakum ve la tedurruhu şey'a, vallahu ala kulli şey'in kadîr. 9/39
• Eğer siz o(Hak elçisi)ne yardım etmezseniz, iyi bilin ki, Allâh ona yardım etmişti: Hani yalnız iki kişiden biri olduğu halde, inkâr edenler kendisini (Mekke'den) çıkardıkları sırada ikisi mağarada iken arkadaşına "Üzülme, Allâh bizimle beraberdir!" diyordu. (İşte o zaman) Allâh (ona yardım etti) onun üzerine sekine(huzûr ve güven duygu)sunu indirdi ve onu, sizin görmediğiniz askerlerle destekledi; inanmayanların sözünü alçattı. Yüce olan, yalnız Allâh'ın sözüdür. Allâh dâimâ üstündür, hüküm ve hikmet sâhibidir. 9/40
• Ey müminler! İster hafif techizatla, ister ağırlıklı olarak seferber olun ve mallarınızla, canlarınızla ALLAH YOLUNDA CİHAD EDİN. Eğer bilirseniz böylesi sizin için daha hayırlıdır. İnfiru hifafev ve sikalev ve cahidu bi emvalikum ve enfusikum fi sebilillah, zalikum hayrul lekum in kuntum ta'lemûn. 9/41
• VE devamında da CİHAD karşısındaki tutumları açıklanmaktadır.
DİĞER TARAFTAN Dünyanın her yerinde her coğrafyasındaki her durumla ilgilenip DUYARLI olmayı ve nerde olursa olsun SALDIRGANLIKLA, saldırıyla zulümle, zalimle BARIŞ VE SULHE, özgür eşit ve adil yaşam şartlarına karşı duran tüm sistemlerle, kafirlerle mücadele etmenin gereği de vurgulanır.
Bu nedenle Kitap der yaklaşık meallerde;
• Hem size ne oluyor ki, Allah yolunda: «Ey Rabbimiz! bizleri bu halkı zâlim olan memleketten çıkar, tarafından bizi iyi idare edecek bir sahip ve bize katından bir kurtarıcı gönder» diye yalvarıp duran zayıf ve zavallı erkekler, kadınlar ve çocukların kurtarılması uğrunda savaşa çıkmıyorsunuz? Ve ma lekum la tukatilune fi sebilillahi vel mustad'afine miner ricali ven nisai vel vildanillezine yekulune rabbena ahricna min hazihil garyetiz zalimi ehluha, vec'al lena mil ledunke veliyya, vec'al lena mil ledunke nesira. 4/75
• Onlar «Rabbimiz Allah'tır» demelerinden başka bir sebep olmaksızın haksız yere yurtlarından çıkarıldılar. Eğer Allah insanların bir kısmını bir kısmı ile defetmeseydi manastırlar, kiliseler, havralar ve içinde Allah'ın adı çok anılan mescidler elbette yıkılırdı. Şüphesiz Allah kendi (dini)ne yardım edene yardım edecektir. Şüphesiz Allah çok güçlüdür, çok izzetlidir (her şeye galiptir). Ellezine uhricu min diyarihim bi ğayri hakkin illa ey yekulu rabbunellah, ve lev la def'ullahin nase ba'dahum bi ba'dil lehuddimet savamiu ve biyeuv ve salevatuv ve mesacidu yuzkeru fihesmullahi kesira, ve le yensurannellahu mey yensuruh, innellahe le kaviyyun azîz. 22/40
TÜM BUNLARA KARŞIN SULH SELAM İSLAM BARIŞ ORTAMINI bozmayan, bu şartları yok etmeye çalışmayan her kim olursa olsun dilediğince eman güven içinde ve özgür eşit ve adil bir ortamda yaşama hakkı korunmaktadır.
Bu nedenle Kitap der yaklaşık meallerde;
• Ancak o kimselere dokunmayın ki, sizinle aralarında anlaşma olan bir kavme sığınmış bulunurlar. Yahut ne sizinle, ne de kendi kavimleriyle savaşmayı gönüllerine sığdıramayıp tarafsız olarak size gelmişlerdir. Eğer Allah dileseydi, onları size musallat kılardı, onlar da sizinle savaşırlardı. Eğer onlar sizden uzak dururlar, sizinle savaşmayıp size barış teklif ederlerse, Allah, sizin için onlar aleyhine bir yol vermemiştir. İllellezine yesilune ila kavmim beynekum ve beynehum misakun ev caukum hasirat suduruhum ey yukatilukum ev yukatilu kavmehum, ve lev şaellahu le selletahum aleykum fe le katelukum, fe ini'tezelukum fe lem yukatilukum ve elkav ileykumus seleme fe ma cealellahu lekum aleyhim sebila. 4/90
• Allah sizi din hakkında size kıtal yapmıyan ve sizi yurdlarınızdan çıkarmıyan kimselerden, onlara iyilik etmeniz ve kendilerine adalet yapmanızdan nehyetmez, çünkü Allah adalet yapanları sever La yenhakumullahu 'anillezîne lem yukatilukum fiddîni ve lem yuhricukum min diyarikum en teberruhum ve tuksitu ileyhim, innallahe yuhibbulmuksitîn. 60/8
• Allah sizi ancak size din hakkında kıtal yapan ve sizi yurdlarınızdan çıkaran ve çıkarılmanıza muzaheret eden kimselerden, onlara dostluk etmenizden nehyediyor, her kim de onlara dostluk ederse işte onlar kendilerine yazık eden zalimlerdir. İnnema yenhakumullahu 'anillezîne katelukum fiddîni ve ahrecukum min diyarikum ve zaheru 'ala ihracikum en tevellevhum, ve mey yetevellehum feulaike humuzzalimûn. 60/9
ÜSTELİK Kuran yeryüzünün, sulh selam islam BARIŞ YURDU olmasını, insanlığın özgürce, eşitlik ve adalet üzere yaşamasını ve SALDIRGANLIĞIN misliyle denk dengeli etkin bir şekilde önlenmesini ve etkisizleştirilmesini emretmesi nedeniyle
saldırganlara verilen KARŞILIKTA AŞIRIYA GİDİLMESİNİ de yasaklar
Bu nedenle Kitap der yaklaşık meallerde;
• Bir kötülüğün cezası yine ona DENK MİSLİ bir ceza kötülüktür, ama kim affeder, bağışlarsa onun mükafatı Allah'a aittir. Şüphesiz ki Allah, zalimleri sevmez. Ve cezau seyyietin seyyietum misluha, fe men afa ve asleha fe ecruhu alellah, innehu la yuhibbuz zalimîn.42/40
• Zulme uğradıktan sonra hakkını alan kimseye gelince, işte onların aleyhinde ceza vermek için herhangi bir yol yoktur. Ve lemenintesara ba'de zulmihi fe ulaike ma aleyhim min sebîl. 42/41
• Ancak şunlar aleyhine yol vardır ki, insanlara zulmederler ve yeryüzünde haksız yere saldırırlar. İşte böylelerine acı bir azâb vardır. İnnemes sebilu alellezine yazlimunen nase ve yebğune fil erdi bi ğayril hakk, ulaike lehum azabiun elîm. 42/42
• Kendilerine savaş açılan kimselere (kâfirlere karşı koymak için) izin verildi. Çünkü onlar zulme uğradılar. Şüphesiz Allah onları zafere ulaştırmaya kadirdir. Uzine lillezine yukatelune bi ennehum zulimu, ve innellahe ala nasrihim le kadîr. 22/39
• Onlar, sırf "Rabbimiz Allah'tır" dedikleri için haksız yere yurtlarından çıkarıldılar. Eğer Allâh'ın bazı insanları diğer bazılarıyle savunması olmasaydı, içlerinde Allâh'ın ismi çok anılan manastırlar, kiliseler, havralar ve mescidler yıkılırdı. Allâh, kendine yardım edene elbette yardım eder. Kuşkusuz Allâh, kuvvetlidir, gâlibdir. Ellezine uhricu min diyarihim bi ğayri hakkin illa ey yekulu rabbunellah, ve lev la def'ullahin nase ba'dahum bi ba'dil lehuddimet savamiu ve biyeuv ve salevatuv ve mesacidu yuzkeru fihesmullahi kesira, ve le yensurannellahu mey yensuruh, innellahe le kaviyyun azîz. 22/40
• Sizi Mescid - i Haram'dan çevirdiklerinden dolayı bir topluma karşı olan KİNİNİZ, sizi SALDIRIYA sevk etmesin. İyilik ve takva üzerinde yardımlaşın, günah ve düşmanlık üzerinde yardımlaşmayın. Allah'tan korkun. Çünkü Allah'ın azabı çetindir. ve la yecrimennekum şeneanu kavmin en saddukum anil mescidil harami en ta'tedu, ve teavenu alel birri vet takva ve la teavenu alel ismi vel udvani vettekullah, innellahe şedidul ikâb. 5/2
• Ey iman edenler, Allah için hakkı ayakta tutanlar ve KISTLE hakkın yerini bulması yolunda şahitlik yapanlar olunuz. Bir kavme olan KİNİNİZ, sizi ADALETSİZLİĞE sevketmesin. Adaletli olun, çünkü o, takvaya daha yakındır. Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır. Ya eyyuhellezine amenu kunu kavvamine lillahi şuhedae bil KİST, ve la yecrimennekum şeneanu kavmin ala ella ta'dilu, i'dilu, huve akrabu lit takva, vettekullah, innellahe habirum bi ma ta'melûn. 5/8
ÖTE YANDAN ZULUM DE SULHU SELAMI İSLAMI BARIŞI BOZAN BİR HALDİR.
#ZULÜM, insan, hayvan, bitki ve diğer varlıkların, VAREDİLİŞ amacından, ahsenu amelden, YAŞAMA hakkından ve KONUMUNDAN kendi veya başkası tarafından her ne şekil ve şartta ve yöntemde olursa olsun HAKSIZ MAHRUM bırakılmasıdır.
Yaratılmış Kainat Kitabındaki veya Yazılı Kitap Kuranı Kerimdeki ayetlerin anlattığı EVRENSEL İLKELERE aykırı olan, nerde, nasıl ve kendi dahil kime karşı yapılırsa yapılsın, ZULÜMDÜR.
Bu süreç ise, #zulümattır, karanlıktır, çelişkidir, #çıkmazlardır. Gerçeği gizlemek yerinden etmek aksi olanı yapmaktır. Bunu yaptığı ölçüde de zulümle, zalimlikle ilişkilenmektedir. 28/16, 2/54, 30/29 vb.
Allah, zalimleri asla sevmez. Vallahu la yuhibbuz zalimîn. 42/40, 3/57, 3/140 vb
#Zalimler, DUYARSIZ ve KORKAKLARIN duruşundan BESLENİR ve GÜÇ ALIR
Zalime SESSİZ KALAN mazluma YARDIM ETMEYEN tüm GÖNÜLLER suça bulaşmıştır
"Hatta sözle itiraz edip de bir iş yapmayanlar dahi sorumludur... der #AliŞeriati -#KendisiOlmayanİnsan
Her nedenle
KİM OLURSA OLSUN SALDIRGANLIĞA ZULME BARIŞI SULHU BOZANLARA SİSTEMLERE KARŞI MÜCADELE EDİP CİHAD ETMEK ŞARTTIR.
#CİHAD ise, gayret etmek, çaba sarf etmek, zahmet çekmek, bir işi başarmak için elinden gelen bütün imkânları var gücüyle kullanmak, bitim noktasına kadar çalışmak, bitirmek ve tüketmek vb anlamlara gelen CEHEDE kökünden türemiş olup savaştan daha geniş bir kavram olup insanın tam özgürleşmesini sağlamak bu tercih yetisi vb hakları üzerindeki önündeki engelleri kaldırıp var eden Rabbi ile insanı baş başa bırakmaktır.
Bu nedenle Kitap der yaklaşık meallerde;
• O halde kâfirlere itaat etme onunla, onlara cihad et büyük cihad Fe la tutiil kâfirine ve cahidhum bihi cihaden kebira. 25/52
• Cihad eden ancak kendisi için cihad etmiş olur. Şüphesiz Allah, âlemlerden müstağnidir. Ve men cahede fe innema yucahidu li nefsih, innellahe le ğaniyyun anil âlemîn. 29/6
• Bizim için CİHAD edenlere gelince elbette biz onları yollarımıza ulaştırır hidayet ederiz. Şübhesiz ki İnnellahe MUHSİNLERLE beraberdir. Vellezine cahedu fina le nehdiyennehum subulena, ve innellahe le meal muhsinîn. 29/69
• Onun için gevşeklik etmeyin de sizler daha üstün olacak iken sulha yalvarmayın, Allah sizinledir ve asla sizin amellerinize kıymaz Fe la tehinu ve ted'u iles selm, ve entumul a'levne vallahu meakum, ve ley yetirakum a'malekum. 47/35
Görüldüğü üzere, Kuranın bu ilkelerine karşı duranlara, aykırı davrananlara kafirlere itaat etmeyip bu hallerini hoş görmeyip düzeltmek ıslah etmek için cehd edip mücadele etmeyi istemekte ve böyle yapmanın insan ve insanlık için bir kazanım olduğu ve bu yolda bozguncularla mücadelede SULH VE BARIŞ isteyerek de gevşeklik yapmayanların başarıya ulaşacağı ve MUHSİN olanlarla beraber olup yollarına rızasına ulaşıp hidayete varacağı açıklanmaktadır.
Elbette, BİREYSEL arınmakla birlikte TOPLUMSAL değişim için çalışmakla cihad etmekle AHSEN olunur. Bu hal AMENU VE AMİLUSSALİHAT yapmak olup Rabbin indinde de hayırlardan daha evla ve makbuldür.
AHSENU AMELA, her durumu daha iyi, daha doğru, daha güzel hale getiren her türlü tavırdır.
Bunlar kitapta, HASENE ile AMENU VE AMİLUSSALİHATI; ya da HAYIR ile FEDAKARLIK olarak iki ana kavram ile karşılanmaktadır.
AMENU VE AMİLUS SALİHATİ, fedakarlık yaparak değiştiren, dönüştüren amellerdir. Kendini, başkalarını, insanlığı, alemi, Rabbilalemine, evrensel ilkelere, güzele, doğruya ve hakk olana dönüştüren, #ISLAH eden amellerdir. Asıl iyilik yani, EL #BİRR olan amellerdir.
Nitekim Kitap der yaklaşık meallerde;
• İnanıp salihatı yapanlar, Onlar CENNET halkıdır. SÜREKLİ CENNETTEDİR. Vellezine amenu ve amilussalihati ulaike ashabul cenneh, hum fiha halidûn. 2/25, 2/82, 2/277, 3/57,4/57, 4/122, 4/173, 5/9, 5/93, 7/42, 10/4, 10/9, 11/11, 11/23, 13/29, 14/23,18/30, 18/107, 19/96, 22/14, 22/23, 22/50, 22/56, 24/55, 26/227, 29/7, 29/9, 29/58, 30/15, 30/45, 31/8,32/19, 34/4, 35/7, 38/24, 38/28, 41/8, 42/22, 42/23, 42/26, 45/21, 45/30, 47/2, 47/12, 48/29, 65/11, 84/25,85/11, 95/6, 98/7, 103/3 vb.
• Siz hacılara su dağıtma ve Mescid-i Haram'ı imar etme işiyle Allah'a ve ahiret gününe iman edip, Allah yolunda cihad edenlerin yaptığı işi bir mi tutuyorsunuz? Bunlar Allah katında eşit olamazlar. Allah zalimler topluluğuna hidayet ihsan etmez. E cealtum sikayetel hacci ve imaratel mescidil harami ke men amene billahi vel yevmil ahiri ve cahede fi sebilillah, la yestevune indellah vallahu la yehdil kavmez zalimîn. 9/19
• İman edip de hicret edip, mallarıyla, canlarıyla Allah yolunda cihad edenler, Allah katında en büyük dereceye sahiptirler. İşte bunlar murada ermiş olan mutlu kullardır. Ellezine amenu ve haceru ve cahedu fi sebilillahi bi emvalihim ve enfusihim, a'zamu deraceten indellah, ve ulaike humul faizûn.9/20
• Müminlerden özür sahibi olmaksızın oturanlarla Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenler eşit olamazlar. Allah, mallarıyla, canlarıyla cihad edenleri, derece itibariyle, oturanlardan üstün kıldı. Allah onların hepsine de cenneti vaad etmiştir. Bununla beraber Allah mücahitlere, oturanların üzerinde büyük bir ecir vermiştir. La yestevil kaidune minel mu'minine ğayru ulid darari vel mucahidune fi sebilillahi bi emvalihim ve enfusihim, feddalellahul mucahidine bi emvalihim ve enfusihim alel kaidine deraceh, ve kullev veadellahul husna, ve feddalellahul mucahidine alel kaidine ecran azîma.4/95
ELBETTE BU YOLDA SABREDİP CEHD İLE MÜCADELE EDENLER HER ALEMDE BAŞARIYA ULAŞANLARDIR.
SABIR; direnerek, dayanarak, çalışarak belirlediği ideal uğrunda olabilmek, devam edebilmektir.19/65, 3/200 vb; 25/42, 38/6 vb.
#SABIR, başarının en önemli KİLOMETRE TAŞLARINDAN BİRİSİDİR.
SABIR, Rabbilaleminin yardımının vaz geçilmez şartıdır.
Nitekim Kitap der yaklaşık meallerde;
• Ey iman edenler, bir düşman topluluğu ile karşılaştığınız zaman sebat edin ve Allah'ı çokça zikredin ki, kurtuluşa eresiniz. Ya eyyuhellezine amenu iza lekiytum fieten fesbutu vezkurullahe kesiral leallekum tuflihûn. 8/45
• Ey inananlar, SABRedin, sabrederek GEREĞİNİ YAPIN ve Allah'a TAKVALI OLUN ki, başarıya eresiniz. Ya eyyuhellezine amenusbiru ve sabiru ve rabitu vettekullahe leallekum tuflihûn. 3/200
• Ancak amenu ve amilus salihati yapanlar, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve birbirlerine #SABRI tavsiye edenler ziyânda değillerdir. İllellezîne amenu ve amilus salihati ve tevasav bil hakki ve tevasav bis sabr. 103/3
Evet, #SABIR,
• RABBİLALEMİNİN YARDIMININ VAZ GEÇİLMEZ ŞARTIDIR, 7/137,16/127, 2/250 vb .
• İNNELLAHE MEAS SABİRÎN/ SABREDENLERLE BERABERDİR, 2/153, 2/249, 8/46, 8/66, 16/110;
• SABREDENLERİ SEVER 3/146, VB;
• SABREDENLERİ MÜJDELER 2/155, VB.
• SABREDENLERE HER ALEMDE BÜYÜK MÜKÂFÂT VARDIR, 11/11, 13/22, 16/96, 23/111, 25/75, 33/35, 41/35, 76/12, 28/54, 33/31, VB.
Bunun için öncelikle KENDİNİ tanıması alemi bilmesi ve HAKK gönüle girmesi şarttır.
Kendini feth edemeyenler, her istek ve etkide aktifleşip ayartmaya çalışan İBLİSİNİ tanıyıp kontrol edemeyenler, kabaran duygularını yönetemeyenler başkalarını gönülleri de feth edemez.
Bu bağlamda,
Selam ve benzeri ifade ve işaretler, BENDEN SİZE ve aleme ZARAR GELMEZ veya BARIŞ, ESENLİK dileklerini ve manasını aktarmaktadır. Bu söz veya işaretlerin tekrarlanmasından daha çok bu MANANIN var edilmesi esastır. İnsan, bilmek veya bilgi yüklenmekle değil, yaşamakla, yaşadıklarıyla, amelleriyle anlam ve değer kazanmaktadır.
Zira, HAYAT, insanın HAMKEN, YANMA, PİŞME, OLMA sürecidir. Her şartta, daha güzel iş ahsenu ameller yapılması için var edilen alandır. 11/7, 18/7, 67/2 vb.
Ancak SELAMDA olanlar, SULH İSLAM üzere yaşayanlar, yani, evrensel değerlere ulaşıp güncele aktardığı, yaşama geçirdiği ölçüde barış ta gerçekleşmekte, insanlıkta yücelmekte, olgunluğun zirvesine doğru yol almaktadır.
Nitekim, her #RASUL; İbrahim, İsa, Musa, Muhammed ve diğerleri de İSLAMA sulha barışa çağırmaktadır 2/136, 2/133, 2/132, 2/128, 12/101, 3/67,3/84, 3/52, 5/111, 21/108, 29/46, 30/53, 10/84, 15/2, 22/78, vb.
Nitekim,
Yaratılan Kainattaki veya yazılı kitaptaki ayetlerin anlattığı DOĞRU MANAYA, yani KURANA, Evrensel İlkelere ulaşıp
VİCDANIN SESİNE uyup
BARIŞ SULH SELAM İSLAM üzere YAŞAYANLAR,
Bireysel ve toplumsal yaşamlarında, sosyal hayatta, olayların içinde var edenler,
Lisanı halleriyle, ÖRNEK ve ÖNDER olanlar da,
O ölçüde,
RASULUN o DEVİRDEKİ #SAHABESİ olup barışın sulhun selamın islamın elçileridir.
İSLAM #SALDIRGANLIĞA ASLA İZİN VERMEZ. Saldırganlığın ve zulmün önlenmesi için ilkelere uyumlu olarak İNSANIN YAŞATILMASI ve BARIŞIN hakim kılınması yolunda gerekenlerin yapılmasını ister. Bu yolda gereğini bireysel ve toplumsal anlamda yapmayanları da uyarır.
Bu nedenle Kitap der yaklaşık meallerde;
• Sizden önceki nesillerden akıllı söz ve eser sahibi olanlar, yeryüzünde BOZGUNCULUK FESAT yapmaktan men'etmeleri gerekmez miydi? Fakat onlar arasından, ancak kendilerini kurtardığımız pek az kişi böyle yaptı. Zulmedenler ise kendilerine verilen refahın peşine düşüp şımardılar ve suç işleyenler olup çıktılar. Fe lev la kane minel kuruni min kablikum ulu BEKİYYETİY yenhevne anil FESADİ fil erdi illa kalilem mimmen enceyna minhum, vettebeallezine zalemu ma utrifu fihi ve kanu mucrimîn. 11/116
• Andolsun, eğer sen beni öldürmek için bana elini uzatırsan, ben seni öldürmek için sana elimi uzatmam. Çünkü ben Rabbilaleminden havf ederim!" Leim besatte ileyye yedeke li taktuleni ma ene bi basitiy yediye ileyke li aktulek, inni EHAFULLAHE rabbel âlemîn. 5/28
ELBETTE
Öldürmek değil, insanın yaşatılması esastır, asıldır.
Kim insanı yaşatırsa, bütün insanları yaşatmış gibi olur. Kim de bir masumu haksız öldürürse tüm insanlığı öldürmüş gibidir. 5/32, 4/92, 17/33 vb.
Doğru mana, #ilim, en kıymetli hazinedir, yaşama yazdıkça anlam ve değer katar. Bundan uzak düştükçe, AYARTIYA kötü tutkulara ESİR oldukça da cehalet bataklığında debelenir.
Bu ilke ve doğrulardan uzaklaştığı ölçüde, her alanda, her şeyin önem ve önceliği değişebilmekte, ESARETE, TUTKULARA VE ŞER OLANA MAHKUM olunmaktadır.
Bunun sonucu da tüm insani değerlerden, SULH SELAM BARIŞTAN, güzel, iyi, hayır ve fedakarlık kavramlarından uzaklaşılmaktadır.
Böylece, yaşamdaki, insana hizmet eden unsurlar, araç iken AMAÇ haline gelmekte insanda bunların KULU KÖLESI olup özgürlüğünü yitirmektedir.
İhtiyaçları karşılamak için çalışmak yerini, tutkular için yaşamaya dönüşmektedir.
Araçlar amaçlaşır. Mal, mülk makam para için yaşar, Tüm evrensel ölçüler değerler aşınmaya başlar. Kazanmak için her şey mubah anlayışıyla devam eder.
Tutkuların esiri olanların gözü hiçbir şeyi görmez. Amacına TUTKULARINA ULAŞMAK IÇIN HER ŞEY MUBAH SAYAR. Yalan dolan, sahtecilik vb. İnsanlıktan çıkar. Şeytanlaşır. Şeytana bile pabucu ters giydirenlerden olur.
NİTEKİM
#ÇUŞ #ÇokUlusluŞirketler ve emperyalistler ise
#silah, savunma vb sanayinin devamı ve
insanların toplumların kazanımlarını, alınterlerini sömürmek için #Yerliİşbirlikçileriyle,
her tür #terörü beslemeye,
farklılıkları ötekileştirip kaşımaya,
kin, nefret ve intikam duygularını köpürtmeye,
insan, topluluk ve ülkeleri, devletleri #kızıştırmaya
vb her tür unsuru kullanarak
#SavaşÇıkarmaya #CEHALET'e durmaksızın devam etmektedir.
OYSA
"Hedefi #BARIŞ olmayan her #SAVAŞ KATİLLİKTİR"
#Savaş, tekasür bataklığında debelenenlerin doymaz ve iflah olmaz çoğaltma tutkuları uğruna, tüm insanlığın kanından, canından, emeğinden, tüm varlıklarından arsızca, ahlaksızca aşırmaktır.
#Savaş için bir deli, aptal, ahmak, cahil, zalim vs yeterlidir
#Barış için ise cehalet hükümran olup var oldukça,
binler akıllı az kalır!
Barış için çok sayıda akıllı insan gerekir, ancak savaş için tek bir aptal yeterlidir./ Yuval Noah #Harari
BU VAHŞİ SAVAŞLAR NEDEN YAPILIYOR
#Petrolü, enerji kaynaklarını, madenleri, hastalıkları, terörü, darbeleri her tür kaçak işleri takip edin, zalimlerin, emperyalistlerin kanlı oyunlarını anlarsınız.
CUŞ ların Silah Sanayi durmaksızın çalışması gerekmektedir
Savaşın kol gezdiği Dünyada, özellikle SÜRİYE’de, Filistin’de, Ortadoğu’da, Asya'da, Afrika'da diğer kıtalarda, Dünyanın çok yerinde, hatta yanı başımızda, kısaca her yerdeki, savaşa, zalim ve zulme karşı sessiz duramazsın. Durmamalısın.
Savaşa, zulme karşı duruşun veya safını belirlemek bile bir başlangıçtır.
Savaşlar neden yapılmaktadır?
ABD'nin Suriye rejimine ait Şayrat Hava üssüne yaptığ SADECE O SALDIRIDAKİ Tomahawk füzelerin her biri 1,59 milyon dolar olup 59 Tomahawk füzenin ABD ye MALİYETİ 93,81 milyon dolar. Ya diğerleri?
Ya da tüm ülkelere maliyeti? 10 yıla yaklaşan savaşın faturası!
Toplasam öğütleri dediği gibi toplasak harcananları, SÜRİYE madden CENNET olurdu?
İnsanlar akın akın Suriye’ye göçerdi. Ne deaş ne esed, ne de başkası, başka bir örgüt ya da zalim kalırdı!
Peki, ardında ne var? Neden bu savaşlar?
İnsan sevgisi mi?
• Milyonlar, kadın erkek çoluk çocuk yaşlı genç ölüyor, öldürülüyor! Açlık sefalet yokluk yıkım, kan gözyaşı, acı ıstırap, vahşet.... her yeri kuşatıyor.
• Tarih sanat kültür, yapılar yerle bir ediliyor.
• Kütüphaneler, servetler yağmalanıyor.
• Kaynaklar yok pahasına el değiştiriyor.
• Ya kaçanlar göçenler her yerde daha iyiyi bulayım derken daha da kötü şartlarda yaşamakta ve bin bir sıkıntı sorunla boğuşmaktadır.
• Ya kalanlar, gruplara ayrılmış, her biri birbirini vurmaktadır.
• Daha niceleri
Barış çığırtkanı devletler, bu masada olup, pay kapmanın derdinde, onlar da bu vuruşların duruşların mazeretlerini sunmaktadır.
Bir LEŞ OLMUŞ milletler komediyi oynamaya devam etmektedir.
Ya diğer ülkeler, ya da tüm Dünyadaki İNSAN SEVER başta olmak üzere sivil toplum örgütleri, yahut bilge insanlar ne yapıyor?
SES ÇIKARIP, ülkelerinin yönetimlerini sorguluyorlar mı?
Tepki veriyorlar mı?
Heyhat insanlık MEVT hali yaşıyor?
İktidarlar ne kadar derse o ölçüde ve o yöne doğru mırıldanıyor!
Hani nerde
Rasulun yolunda olup ZULME KARŞI DURANLAR!
KURANI HAYAT KİTABI yapma aşkında bulunanlar!
Hak hukuk adaletten yana duranlara ne oldu?
Birkaç devlet sınırlarını açmış, göçenlere var gücüyle yardım ediyor.
Bazı sivil kuruluşlar ve binler gönüllü insan herkese olduğu gibi her insan yaptığı gibi SÜRİYELİ insanlara da, evini, elini, gücünü, varlığını açıp yardım ediyor.
Bazı yazar çizerler, ara sıra kalem oynatıyor. Vicdanını teselli ediyor.
Bu arada, sinsice planların altına imza atanlar, savaştan servet üstüne servet yığanlar, Ortadoğu’da hançer gibi saplanıp etrafını kan gölüne çevirenler ve benzerleri de kıs kıs gülüp TİMSAH GÖZYAŞLARINA ortak olmaktadır.
OYSA,
Açlık, yoksulluk, savaş ve zulüm karşısında, DUYARSIZ kalışta ÖLEN İNSANLIKTIR
İnsanlığınızdır.
Kendinize saygınızdır.
Eşinizin çocuklarınızın saygısıdır.
Toplumunuzun ruhudur.
İnancınızın özüdür.
Rabbinize olan bağınız, bağlantınızdır.
Muttakiliğinizdir.
İmanınızdır.
Müslümanlığınızdır.
Geleceğinizdir.
Dünyanızdır Ahiretinizdir
Vicdanınızın sesidir.
Ya Rab! nice değerler ÖLÜMLER OLUYOR!
SAVAŞLARIN, yüzbinlerce canların, insanlığın, hayatların katillerini yandaşlarını bulmak ise, kolay! #Petrolü, enerji kaynaklarını, madenleri, hastalıkları, terörü, darbeleri her tür kaçak işleri takip edin yeter.
#ÇUŞ, Çok Uluslu Şirketler.
ABD başta olmak üzere TÜM #emperyalist ve işbirlikçi ülkelerin görünmez GÜCÜDÜR.
O yüzden kim gelirse gelsin, seçim surecinde ne nutuk atarsa atsın, ABD nin ve tüm emperyalist ülkelerin Dünya uluslarına karşı politikalarında köklü değişiklikler olmaz! CUŞ ların çıkarları neyi gerektiriyorsa o yapılır.
Diğer ülkelerde buna uygun duran siyasi parti ve genel başkanlarıyla da, isterse ABD ye karşı her gün naralar atsın, sosyalist ya da şeriatçı vs kim olursa olsun onlarla da çalışırlar.
Zira tekasür bataklığında debelenenlerin derdi, yeter ki konumları makamları bozulmasın buna dünden razıdır.
Varsın ölen ölsün, öldüren öldürsün! Akan kanlar, biten CANLAR onlardan değil!
Savaş; silah, uyuşturucu, kadın ve çocuk, organ kaçakçılığı vb insanlık dışı tüm davranışların sahnesidir.
Savaş, yüksek faiz ve kredi borcu altında insanlığın ezilmesi ve sömürülmesidir.
Her konuda FAHİŞ bedeller ödenmesidir.
Savaş, KÜLTÜR ve MEDENİYETİ yok etmektir.
SAVAŞ, İNSANLIĞIN ve insanın BİTİŞİDİR.
SAVAŞ, sefalettir. Yıkımdır. Şeytana köleliktir.
Savaşı emperyalistler ve azgınlar çıkarır, yoksullar ve halk ölür.
BARIŞTA evlatlar BÜYÜKLERİNİ, SAVAŞTA ise aileler, OĞULLARINI ve dahi insanlığı GÖMER #Herodot
Savaş; korku ve sefaletten başka bir şey veremez. Yakar, yıkar, öldürür, yok eder.
İnsan ve toplumlar SAVAŞIN VEHAMETİNİ ancak savaş sona erdiği anda EN İYİ anIar.
SAVAŞ, YAS tutanlar, SAKATLAR ve her alanda maddi manevi YIKIM bırakır.
BUNA RAĞMEN
ÜLKELER, cehalet, geri kalmışlık, savaş, kan, zulüm içinde debelenmektedir!
Bunun önüne geçmek için
Savaş ÇIĞIRTKANLARI CEPHEYE İLK GİDEN ASKER GÖNÜLLÜSÜ YAPILIR"hükmü olmalıdır.
Savaş kararı verenleri destek olanları ordunun başında cephene göndermelidir.
Savaşa girmek kolay, BARIŞ YAPMAK zordur. BARIŞ içinde yaşamak ise daha ÖNEMLİDİR
Bozmak, yıkmak vb ne kadar KOLAY, yapmak, onarmak vb o denli ZAHMETLİ ve DEĞERLİDİR
SAVAŞTA sonuçlar asla kontrol altına alınamaz.
SAVAŞ, en kötü BARIŞTAN her yönden her halde ve her şartta bile, daha KÖTÜDÜR.
MÜSLİM OLAN, savaştan KORKUTACAK kadar GÜÇLÜ, UZAK duracak kadar BASİRETLİDİR
Sorgulayıp haksız her uygulamaya direnmedikçe, sevgi hakim olmadıkça SAVAŞLAR kan gözyaşı devam edecektir.
KİN ve silah yerine SEVGİNİN sembolü ÇİCEK sunulması başardığında SAVAŞLAR da bu sorun da azalarak bitecektir.
ÖRNEĞİN
İran’da, Şahın silahla üzerine yürüyen askerine polise karşı, onca şehitlerine rağmen #HUMEYNİ'NİN taraftarları ellerinde GÜLLERLE yürüdüler. Hala silahlar öldürmeye devam etti. Bir an sonra devam eden bu eylem sonrası emirlere rağmen silahlar sustu. Ve devrimi zafere götüren DÖNÜM noktası olarak o dönem kayıtlara geçmişti.
#Gandi’nin, silahla kanla değil tüm HİNDİSTAN’ı ellerinde ve kontrollerinde sanan İNGİLİZLERE karşı, sevgi ve sabırla direnişle NASIL ALT ETTİĞİ de ORTADADIR.
#MUHAMMED RASUL de, SİLAHTAN öte sevgiyle, merhametle, zihni yetilerini tetikleyerek düşündürüp ÖRNEK VE ÖNDER insanlıkla gönülleri feth ederek yol almıştır.
Elbette azgınlar, kin ve nefret üzerinden nemalananlar olacaktır. Lakin bunlara da gereken #karşılığı adil ve merhametle vererek SEVGİYİ düşman saldırgan saflarında bile TABANLAŞTIRMALIDIR.
İnsanlar değişip bedel ödeyip SEVGİ ve ADALET HAKİM OLDUKÇA savaşlar KAN GÖZYAŞI son bulacaktır.
SEVGİNİN gücü, güce olan TUTKUYU yendiğinde, dünya BARIŞI tanıyacaktır!.. #SriChinmoyGhose
Barış ancak insanlar adil olduğunda mümkündür der #HalilCibran
Barış, savaşın olmaması demek değildir. O; bir erdem, bir ruh hali, iyilikseverlik, güven ve asalettir. Baruch #Spinoza
Her ne olursa olsun insan ve toplumlar, tüm kin nefret kusan kültür ve kişilere rağmen insanlığı, sevgiyi ve barışı başarabilirler.
Yeter ki, çözüm için kandan silahtan başka yollar da olabilir mi diye DÜŞÜNSÜNLER.
HAK YOLDA gereğince DİRENENLER olsaydı, zulüm, haksızlık, YAP BOZ vb tüm KÖTÜLÜKLER böyle yaygın var olur muydu?
HAK SUSTU MU, BATIL HAKİM OLUR.
Ne zaman HAK hakim kılınır, yaşama yazılır, o zaman BATIL zail olup yok olur. Alem gülistan olup barış esenlik ve mutluluk daim yaşanır.
Kime yönelirse yönelsin her tür istismar, taciz, tecavüz, cinayet, saldırı, şiddet, çalıp çırpma, yalan dolan, hile, aldatma, aşağılama, ötekileştirme, zorbalık, zulüm, SAVAŞ, kin, nefret, intikam ve tüm kötülükler KIRMIZI ÇİZGİNİZ OLSUN.
Selam BARIŞ üzere yaşayan,
Özgürlüğü, düşünce inanç teşebbüs hürriyetini, eşitlik ve adaleti insanca yaşama hakkını, SEVGİ VE BARIŞI aleme hakim kılma ve böylece yeryüzünün, sulh selam islam BARIŞ YURDU yapılması yolunda var gücüyle bitim noktasına kadar ümitle, sabırla, salatla çalışıp,
Dünyanın her yerinde yapılan SALDIRGANLIĞIN, zulmün misliyle denk dengeli etkin bir şekilde önlenmesini ve ETKİSİZLEŞTİRİLMESİNİ sağlayacak şekilde sistemler kurup
AHSENU AMELDEN yana olup muttakilerden Rabbin rızasına varanlardan olma dileğiyle,
Muhabbetle,
14 Ağustos 2015- 8 Temmuz 2021









Hiç yorum yok:

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı