BEYYİNE SURESİ
1-3 Kitap ehlinden/buyruk sahiplerinden/iktidar ehlinden/dinin önde gidenlerinden/ileri gelenlerden/yönetici elit sınıftan,
ve müşriklerden/şirk koşanlardan/Allah’a ortak olma iddiasında olanlardan/Allah’a beraber Onun ilkelerine aykırılıklara tapanlardan, öğretileri benimseyenlerden, sistemleri, kuralları ölçü alanlardan,
gerçekleri gizleyen kimseler
kendilerine beyyine/apaçık olan - içinde değerli yasalar/kitaplar olan
tertemiz sahifeleri okuyan, yani, bunları yaşamda gösteren, iyilikler, fedakarlıklar yapan ve yaşayan, Allah tarafından gönderilmiş bir elçi – gelinceye kadar
münfek/güçsüz/takatsiz/birbirinden sökülmüş olmadılar.
4-Ve o, kendilerine kitap/yasa verilen kişiler,
(maalesef) ancak kendilerine beyyine/açık kanıt, Kuran, evrensel ilkeler geldikten sonra
ayrılığa düştüler/AYRIŞMAYA başladılar
Ayırt edici tek ölçü Kurandır. Kuranı, ölçü yapınca iman edenler ve diğerleri ayrışır. Kuran tek ahlak ölçüsü olarak ele alındığında saflar belirginleşir.
Önde olanlar, ileri gelenler, yönetenler, makam ve mevkilere oturanlar ve buyruk sahiplerine ve sundukları tüm kurallara karşı KURAN VE İLKELERİ ortaya konulunca ayrışma başlar.
Kuranı ikra yapmak, topluma yaptırmak ve yaşayan Kuran olmak esastır. Değişim de böyle başlamaktadır. Birey veya topluluk yaşayan Kuran olmakla birlikte ayrışma gerçekleşmekte ve değişim ve dönüşüm başlamaktadır.
Bu ayetlerde her yerde, herkese karşı ve her durumda KURAN VE İLKELERİNİN açıkça ortaya konulması, yaşanılması durumunda, ayrışmanın olacağı ve değişim ve dönüşümün başlayacağı ilkesi açıklanmaktadır. Nitekim sonraki ayetlerde de insandan beklenilenin de bu gerçek olduğu vurgusu, dini/yaşamı yalnız Allah'a hâlis kılma ve sadece Ona kul olma, yani onun ilkelerine aykırılığı hali reddetme emredilerek yapılmaktadır.
İşte sorun burada başlamaktadır. Rabbimiz kim, bizi kim terbiye ediyor. Ahlakımızı yaşamımızı, kurallarımızı, sistemimizi, düzenimizi kim belirliyor. Neyi ölçü alıyoruz. Yaşam amacımız ne. Ne için yaşıyor, ölesiye çabalıyoruz. Mal, mülk, makam vb şeyleri araç olmaktan çıkarıp amaç mı edinmişiz. Bunların kölesi kulu mu olmuşuz. Varsa yoksa çoğaltma yarışının tutsağı mıyız. Bu ve benzeri soruların cevabı için KURAN VE İLKELERİ önümüze aldığımızda, durumu görüp, seçimimizi yeniden yapılandırmalı ve yolumuzu belirlemeliyiz. Ayrışmayı içimizde dünyamızda yapıp değişime başlamalıyız.
Bunu bireysel yaptığımız gibi ailesel ve toplumsal da gerçekleştirmeli KURAN VE İLKELERİ esas alanlarla aynı saflarda olmalıyız. Bunun için yapılması gerekenlerde aşağıdaki ayetlerinde de sayılmıştır.