15 Mayıs 2021 Cumartesi

BİLİM VE TEKNOLOJİ NURDUR HAYATTIR

 BİLİM VE TEKNOLOJİ NURDUR HAYATTIR

İHTİYAÇLAR gelişimin de MEDENİYETİN de HOCASIDIR
İnsanın ihtiyaçları hayali kadardır, imkanları ise elinin, gücünün ulaştığı yerle sınırlıdır.
Sorun ve çözüm burada başlamaktadır.
BİLGİ GÜÇTÜR
#BİLGİ olmadan GERÇEĞE ahsen FİKRE ve REFAHA ulaşılamaz
Bilgi, insanlıkla özdeş olup tüm insanlığın her dönemde üzerine ekleyerek geliştirip zenginleştirdiği paha biçilmez birikimidir.
Bilgi; okuma, öğrenme, araştırma, gözlem vb her yolla elde edilen her türlü #gerçekliktir.
Bilgi, herhangi bir şey konusunda bilinenlerdir. İlim kısaca bilmektir. Bilmek, herhangi bir şeyin mahiyet ve hakikatini kavrayıp idrak etmektir.
İslam düşünürü #Kindî de, bilgiyi "eşyanın #hakikatleriyle kavranması" şeklinde tarif eder (Resâʾil, I, 169) TDV İA.
İlim, sözlükte “bir şeyin hakikat ve mahiyetini kavrayıp idrak etmek” demektir.
İlim beş duyunun ötesinde akıl vb zihni melekeleri de gereğince kullanılarak, inceleme, araştırma, sorgulama, deneme, düşünme, tefekkür, tedebbür, tezekkür yapma vb tüm yollarla elde edilir.
Bu arada, #vahiy, #ilham vb kavramların bilginin kaynağı olmadaki yeri vb hususlar da asla unutulmamalıdır.
Ortada İKİ AYRI KİTAP VAR.
Birisi Yaratılan her varlığın yer aldığı Kainat Kitabı, diğeri de yazılı kitap Kuranı Kerim dir.
İşte, Yaratılmış Kainat Kitabındaki insan, toplum, canlılar cansızlar, eşya, olay ve olgulardan oluşan kevni yaratılan ayetler veya Yazılı Kitap Kuranı Kerimdeki yazılı ayetlerin anlattığı doğru manalar, kanunlar ilkeler KURAN'dır ve her alemi cennet yapan EVRENSEL İLKELER DERYASIDIR.
Alemdeki başta insan olmak üzere her varlıktaki ve her unsurdaki tüm özellikler #sebepsonuç ilişkisi ile iyilik hayır ve fedakarlık yapana, ahsenu ameller gerçekleştirenlere biitim noktasında sunulan #yardımlar da dahil tüm İLİM BİLGİ onu terbiye eden böyle donatan, tesviye eden, ikram eden RABBİLALEMİNİN, yazılı kitap, KURAN ve ZİKİR gibi #hediyesidir.
Her ne olursa olsun onu yapan YARATAN, ortaya koyan onu en mükemmel bilendir.
Yaratan bilmez mi? O latiftir haber alandır.
Ela ya'lemu men halek, ve huvelletifulhabîr. 67/14
"Tabiat, Allah’ın yazdığı bir kitaptır." der, #Harvey.
#Goethe de, "Doğa, her yaprağında en derin yazılar olan biricik kitaptır." diye ses verir.
#Crabbe "Doğa, görülebilen düşüncedir."
Kitapta,
Göklerde ve yerde, yaratılışınızda ve yaymakta olduğu canlılarda, gecenin ve gündüzün değişmesinde, rüzgârları estirmesinde vb birçok örnekler verilerek
3/190, 10/6, 10/67, 12/7, 15/75, 20/54, 20/128, 30/22, 30/23, 30/24, 30/37, 31/31, 32/26, 34/19, 39/42, 39/52, 42/33, 45/3, 45/4, 45/5, 45/13, 51/20 ve daha nicelerinde
aklını kullanan, düşünen, tefakkuk sorgulayanlar, tedebbür ne anlattığını anlamaya çalışanlar, sabreden, şükredenler vb yapanlar için AYETLER olduğu anlatılmaktadır.
#M.İkbal’de ‘Kainat Allah’ın davranışıdır. O’nun davranışı ile sözü-vahiy arasında çelişki olmaz" diyerek alemin de bir #kitap olduğuna vurgu yapar.
“Doğayı ne kadar çok incelersem, Yaratıcı’nın eserleri karşısında inancım o kadar çok artıyor.” “Bilim, insanı Allah’a götürür.” #LuısPasteur
Unutulmamalıdır ki,
· KİTABA gözünle bakarsan YAZIYI veya VARLIĞI görürsün.
· Aklınla bakarsan MESAJI görürsün.
· Gönlünle bakarsan AŞKI görürsün.
· Sorgulayarak bakarsan GERÇEKLERİ görürsün.
· Tüm benliğinle bakarsan, ANLATMAK İSTEDİKLERİNİ, İLMİ bulusun.
Bu NUR a uygun yaşarsan, yaşamını CENNET yaparsın.
Bu ikrama kavuşmak ancak, Yaratılmış Kainat Kitabındaki insan toplum, varlık, eşya olay olgu vb her tür ayetleri veya Yazılı Kitap Kuranı Kerimdeki ayetleri
· aklı, kalbi ve zihni olarak her türlü AYARTILARDAN uzaklaşarak, tüm benliğiyle DOĞRULARA teslim olmak amacıyla
· #ikra-karea, #tilavet #zikr #mekes, #tertil, #ders, #hamil/amil #hatm, #hıfz #vaaz #semia-dinleme #ittiba, #itaat, #secde, #beyan, beliğ-#tebliğ, #inzar vb üzere OKUMAK;
· zihni tüm melekelerini gereğince kullanarak #akletmek, #düşünmek, #sorgulamak, #tedebbür #tezekkür #fehm, #fıkh, #idrak, #şuur, kalb, vicdan, lubb, #fuad, sadr, nuha, va'y, hicr, #te’vîl, #tefsir vb üzere DÜŞÜNME çalışmalarını yapmak suretiyle,
· anlamını, satır aralarını, arka planını, temel ilkelerini, anlatmak istediklerini, DOĞRU MANALARI, EVRENSEL İLKELERİ gereğince anlamak,
TÜM BENLİĞİNLE bakmak ve görmekle, FERASET VE BASİRETLE ihlas ve fedakarlıkla mümkün olmaktadır.
Üstelik yazılı kitap der yaklaşık meallerde:
• Ey insanlar, size Rabbinizden delil geldi ve size apaçık bir nur indirdik. Ya eyyuhen nasu kad caekum burhanum mir rabbikum ve enzelna ileykum nuram mubina. 4/174
• Yahut yaratmağa kim başlıyor, sonra onu (kim) iâde ediyor (ölüp ortadan kalkan şeyleri yeniden yaratıyor)? Sizi gökten ve yerden kim rızıklandırıyor? Allâh ile beraber başka bir tanrı mı var? De ki: "Eğer doğru iseniz delilinizi getirin." Emmey yebdeul halka summe yuiduhu ve mey yerzukukum mines semai vel ard, e ilahum meallah, kul hatu burhanekum in kuntum sadikîn. 27/64
• Haydi siz, BİRAZ BİLGİNİZ OLAN ŞEY HAKKINDA TARTIŞTINIZ; AMA HİÇ BİLGİNİZ OLMAYAN ŞEY HAKKINDA NEDEN TARTIŞIYORSUNUZ? Allâh bilir, siz bilmezsiniz. Ha entum haulai hacectum fima lekum bihi ilmun fe lime tuhaccune fima leyse lekum bihi ilm, vallahu ya'lemu ve entum la ta'lemûn 3/66
• Ey Kitap ehli, neden İbrâhim hakkında tartışıyorsunuz? Oysa Tevrât da, İncil de ondan sonra indirilmiştir. AKLETMİYOR MUSUNUZ? Ya ehlel kitabi lime tuhaccune fi ibrahime ve ma unziletit tevratu vel incilu illa mim ba'dih, E FELA TA'KİLÛN. 3/65
• Çünkü siz, onu dillerinizle alıveriyorsunuz ve HAKKINDA HİÇ BİLGİNİZ OLMAYAN BİR ŞEYİ, (DÜŞÜNÜP TAŞINMADAN, HEMEN) AĞIZLARINIZLA SÖYLÜYORSUNUZ VE ONU ÖNEMSİZ BİR İŞ SANIYORSUNUZ. Oysa o, Allâh yanında büyük(bir günâh)tır.İz telekkavnehu bi elsinetikum ve tekulune bi efvahikum ma leyse lekum bihi ilmuv ve tahsebunehu heyyinev ve huve indellahi azîm. 24/15
• Sen onların, kendi dinlerine uymadıkça ne yahûdiler, ne de hıristiyanlar senden râzı olmazlar. "Asıl doğru yol, Allâh'ın yoludur" de. Sana gelen ILIMDEN sonra eğer onların arzularına uyarsan, andolsun ki, Allah'tan sana ne bir dost, ne de bir yardımcı olmaz.Ve len terda ankel yehudu ve len nesara hatta tettebia milletehum, kul inne hudellahi huvel huda, ve leinitteba'te ehvaehum ba'dellezi caeke minel ilmi ma leke minallahi miv veliyyiv ve la nasîr. 2/120
• Sen Kitap verilenlere her türlü âyeti getirsen yine onlar senin kıblene uymazlar; sen de onların kıblesine uyacak değilsin. Onlar birbirlerinin kıblesine de uymazlar. Sana gelen ilimden sonra onların keyiflerine uyarsan, o takdirde sen, mutlaka zâlimlerden olursun. Ve le in eteytellezine utul kitabe bi kulli ayetim ma tebiu kibletek, ve ma ente bi tabiin kibletehum, ve ma ba'duhum bi tabiin kiblete ba'd, ve leinitteba'te ehvaehum mim ba'di ma caeke minel ilmi inneke izel le minez zalimîn. 2/145
• Ve işte biz onu, Arapça bir hüküm (hikmet gereğince hükmeden bir Kitap) olarak indirdik. Eğer sana gelen bu ilimden sonra onların keyiflerine uyarsan, artık seni Allah'tan kurtaracak ne bir veli ne de koruyucu olmaz. Ve kezalike enzelnahu hukmen arabiyya, ve leinitteba'te ehvaehum ba'de ma caeke minel ilmi ma leke minellahi miv veliyyiv ve la vâk. 13/37
• "Babacığım, bana, sana gelmeyen bir bilgi geldi; bana uy, seni düzgün bir yola ileteyim." Ya ebeti inni kad caeni minel ilmi ma lem ye'tike fettebi'ni ehdike siratan seviyya. 19/43
• Rasuller onlara açık kanıtlar getirince, yanlarında bulunan bilgi ile sevin(ip övün)düler Sonunda alay edegeldikleri şey, kendilerini kuşatıverdi. Felemma caethum rusuluhum bil beyyinati ferihu bima indehum minel ilmi ve haka bihim ma kanu bihi yestehziûn 40/83
• Onların bu hususta bir bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. ZAN ise haktan hiçbir gerçek kazandırmaz. Ve ma lehum bihi mim ilm, iy yettebiune illez zanne ve innez zanne la yuğni minel hakki şey'a. 53/28
• İşte onların erişebilecekleri bilgi (sınırı) budur. (Bundan ötesine akılları ermez). Şüphesiz Rabbin, yolundan sapanı da iyi bilir ve O, yola geleni de iyi bilir. Zalike mebleğuhum minel ilm, inne rabbeke huve a'lemu bi men dalle an sebilihi ve huve a'lemu bi menihteda 53/30
Her nedenle İNSAN, alakası, emeği, samimiyeti, ihlas ve gayreti, çalışması, bu ilkelere verdiği ÖNEM VE ÖNCELİĞİ ölçüsünde doğru manalara, evrensel ilkelere, kanunlara, teknik ve teknolojiye ulaşmakta bilgilenmekte ve YAŞAMA YAZDIĞI nispette de ahlaklanmakta, gelişmekte, müreffeh olup yücelmekte ve her alemde de cenneti yaşamaktadır.
Bu bağlamda,
Yüzeysel bilmek ile ayrıntısıyla ve her yönüyle bilmek farklıdır.
Yazılı Kitap Kuranı Kerimde İLMEN BİLMEK, AYNEL BİLMEK VE HAKKUL YAKIN BİLMEK kavramlarıyla karşılanmıştır.
• #İlmelyakîn, ilimle bilmek,
• #Aynelyakîn, göz vb duyularla bilmek,
• #Hakkulyakîn, yaşayarak her hali ile bilmek denilmektedir.
Kitapta, bu kavramlar, ilmen, aynel yakın bilme tekasür suresinde 102/1-8, hakkul yakin bilme ise, Vakıa 56/95 ve Hakka suresinde 69/51 vb geçmektedir.
Kainatta her bir zerre, her yönüyle birbirlerine bağlı, ilgili ve birer #mucizedir. Zerreyi yaratan ancak kainatı da var eden olabilir. Rabbilalemin, çekirdeğe, tohuma, bir ağacın programını koyduğu gibi, zerreye, atoma da bir kainatı sığdırır. #Atom, bir kainat kadar büyük. Kainatta bir atom kadar küçüktür.
Araştırmak düşünmek sorgulamak gerçeğe açılan kapılardır. “Düşünmek, ruhun kendi kendine konuşmasıdır, der #Platon.” Yine, “Düşünmek haddizatında bir olumsuzlama, kendine dayatılana direnmedir, der #Adorno”. Atasoy #Müftüoğlu da, “Düşünmeye cesaret edemeyenler kendi iradelerinden vazgeçer” diyerek uyarır.
Evet, araştırmak #DÜŞÜNMEK, tüm AKINTILARA karşı, SABIRLA daha iyisine ulaşıncaya kadar direnmek demektir. Bu bilginin de #bilgeliğin de yoludur.
Doğru mana, #ilim, en kıymetli hazinedir, yaşama yazdıkça anlam ve değer katar.
İnsanlığın düşünce birikiminden yararlanmadan ahsen fikirler üretilemez.
Bu nedenle, farklı fikirlerin varlığı, sorgulamayı, karşılaştırmayı, #muhakeme etmeyi tetikler, gerçeğe ulaşmanın yollarını açar. "Eleştiriler de fikirleri güzelleştirmeye çalışan bahçıvanlardır."
Gerçeği bulmak için engin deryalara açılmaktan dalmaktan muhalif ya da farklı fikirleri dinlemekten anlamaktan asla vazgeçilemez.
Bilgi sahibi olmak, emek ister, araştırmak ister. Okumak ister. Konuyla ilgili düşünceleri ön yargısız anlamak ister. Düşünmek, irdelemek ister. Hatta, yaşayarak yaşama yazıp tecrübe edinmek ister.
Yaratılmış kâinat kitabındaki ayetleri okuyabildiği ondaki, kanunları bulup eşyaya uygulayabildiği ölçüde teknoloji ye ulaşır
Elbette, #okumak, sadece yazılı kitap Kuranı Kerimi değil, Yaratılan Kainat kitabını, insan, toplum, diğer canlılar cansızları, eşyayı, olay ve olguları da okuyup, araştırıp incelemek, anlattığı manalara, ilkelere, kanunlara ulaşmak,
o kanunları dikkate alarak insan ve toplumların kendini tanıyarak yücelmesini sağlamak,
alemde var edilen kanunlara ulaşıp eşyaya uygulayarak teknik ve teknoloji üreterek insanlığın hizmetine de sunmaktır.
1-Bu bağlamda ilk #sorun
YARATILMIŞ Kâinat Kitabındaki tüm ayetleri anlamada, en önemli çalışmalarınadı olan bilim ancak, #ulaşabildiği kısmı hakkında, var olan teknikler ve imkanlar nispetinde, başarabildiği ölçüde okumalar yapar.
Bu okumalardan elde ettiği sonuçları, evrensel kuralları, kanunları eşyaya uygulayarak TEKNOLOJİ ye ulaşır. Yaşamı kolaylaştıran, uçaktan gemiye, telefondan televizyona, kalemden kibrite tüm eşyayı sayabiliriz.
Bu okumalar sonucu var olan kanunları bulup, insanın hizmetine ve kullanımına teknoloji olarak sundukça, yaşamı kolaylaştırmakta, insanın gelişimi, refahı ve mutluluğu ziyadeleştirmektedir
2- Diğer bir #sorun ise,
insanın bilgiyi ve teknolojiyi hayra da şerre de kullanabilmekte olmasıdır. Şükredip anlayıp gereğini yapan HAMD eden GÜZEL KARŞILIKLAR sunan olduğu gibi, nankör de, zalim de olabilmektedir.
NE VAR Kİ, teknolojinin nasıl kullanılması gerektiği hususunda insanlık ayrışmaktadır. Kimi hayra, kimi de şerre yönelmektedir.
İnsanlığın ulaştığı bu güzellikler, yine bazı insanların ayartısına yenik düşmesi sonucu, gönüller A’MA/Körleşince, BEN ve bencillikle, insanlığın zararına kullanılabilmektedir.
Örneğin: Atom, enerjide insanlığa hizmet ederken, bomba yapılıp insanlığınve alemin tahribinde de maalesef kullanılmaktadır. TV eğitim için kullanılabildiği gibi uyuşturmak, köleleştirmek vb içinde araç olabilmektedir.
İSLAM bu noktada insanı ayrıştırır.
Gelişimi ve daha güzel yapmayı AHSENLEŞTİRMEYİ değil, ŞER olana yönelmeyi yasaklar.
Zira, İnsanın varlık nedeni AHSENU AMELLER İŞLEMEK ve her durumu ahsen yapmaktır. 11/7, 18/7, 67/2 vb.
İnsan ve TOPLUMLAR tercihleriyle yaşamı cennete de cehenneme de çevirebilmektedir.
Zira, insan her içsel ve dıssal etkide veya istekte, bu iki sesi deduymaktadır, vicdanının güzel olana çağrısını da iblisinin ayartısını da. Yaptığı tercihlerle kitabını kendi yazmaktadır. Üstelik her kez, bu sesler açısından da aynı durumdadır. Zamanla, bu sesleri duyulmaz yapan da insandır. Musa’laşabildiği gibi Fravunlaşabilmektedir.
Gönüller fethedilince, vicdanlar dirilince de düşünce, inanç, kabullenim ve yargılar her zaman değişebilir. Bu da, sevgi, alaka ve muhabbetle gercekleşebilir.
Yasaklar veya baskıyla hiçbir şey def edilemez.
Zorbalık, dayatma, geçici sonuçlar alsa da, kalıcı olarak değişimi gerçekleştiremez.
Zira, insan ancak İKNA ile kalıcı olarak değişebilir.
Ancak, tek ölçüsü daha fazla PARA, diğer bir deyimle KESRET, Ben'lik olandan, İNSANLIK için adım atması, AHSENU AMELLER den yana duruşu da beklenemez.
Bu fravunlar, zalimler ve zulüm ise, DAVA insanlarınca, karanlığa ışık olup, örnek ve öncülük yapıp, toplumsal bilinci oluşturup, yönetim hakkına sahip çıkarak, gösterilecek HANİF duruşla engellenebilir ve değiştirilebilir.
Özgürlüğün, barışın, mutluluğun ve her ahsenu amelin de her alemde cennetle karşılanan bir bedeli vardır. Bu bedellerden kaçınanlar da ağır faturalar ödemektedir.
Ne zaman ki, YARATILMIŞ KİTABI okumayı ihmal ettikleri günden beri geri kalmışlığın cenderesinde kıvranmaktadır. Kainat kitabını bırakın anlamayı okumayı ihmal ettiler, o yüzden bu kitabı okuyanların gerisinde NAL TOPLAMAKTADIR.
Kainat kitabını okumak, önem ve öncelik vermekle, ARAŞTIRMA İNCELEME DENEYLE vb finans ve ekonomik zenginliği de gerektiren çalışmalarla başarılır.
Evrensel İlkelerden KURANDAN uzak düşen ve bu nedenle de x yüzyıldan sonra hezimetlere uğrayan İslam dünyası, Osmanlı, diğer SÖZDE İSLAM ÜLKELERİ bu OKUMALARI İHMAL ettikleri günden beri cehaletin, geri kalmışlığın cenderesinde #kıvranmakta, bu kitapları okuyanların doğru manalara, ilkelere, kanunlara ulaşanların bunu yaşama taşıyanların gerisinde NAL TOPLAMAKTADIR.
Hala da bu cendereden kurtulamamıştır.
Bu okumaları yaptığı ölçüde de diriliş gerçekleşecektir.
Sadece Yaratılmış Kitabı değil, Yazılı kitabı da ARKALARINA ATMANIN, bal kavanozunu dışından yalamanın, kör, gözleri bağlı araba kullanır gibi yaşamanın ağır bedelini ödemeye devam etmektedir.
Müslimin amacı, gerek evrendeki gerekse, yazılı kitaptaki evrensel ilkelere ulaşarak değişmek ve böylece en güzele en doğruya, mükemmele doğru yücelmek olmalıdır. Bu da, kendini bilmek, alemi anlamak ve HAKK gölüne girme yolundaki çalışmakla olur.
Bilge insanlar, alim ve arif olanlar, Güneş ışınları gibi kırmadan, dökmeden insanın içine, gönlüne kadar girer. Aydınlatır, ısıtır, yol gösterir. Karanlıklardan aydınlığa çıkışta NUR olur. VİCDANIN ete kemiğe bürünmüş halidir, sesidir. Dosdoğru olmanın, ADALETİN alemdeki timsalleridir. HAKK’ın hatırını, her daim her ne olursa olsun ali, yüce tutanlardır. Onlar, her daim dünyanızda var olması gereken insanlardır. Lisanı halleriyle de öğüt değil örnek olanlardır. Her bilgiyle bilmediklerinin de farkına vararak tevazuuyla yaklaşanlardır, Oldum deyip de ölmeyenlerdir. Olgun başaklar misali duranlardır.
Araştırmak, üretmek, gerçeğe BİLGİYE, TEKNOLOJİYE ulaşmak, paylaşmak, hayata yazmak, dava insanı olmanın, BİLGELİĞİN ayrılmazıdır.
Her nedenle, ahsen yolda etkiler bırakan, değişim ve dönüşüme kaynaklık eden BİLGİLER, GÖRÜŞLER, DÜŞÜNCELER, BULUŞLAR, sahiplerinden ayrı olarak yaşar. O yazılar, eserler, #GÜÇ olup her insana, insanlığa, hayata anlam ve değer kattıkça da #âlim de #ârif te olup insanlık aleminde ebede kadar hayırlara vesile olmaya devam eder. Rabbin indinde anlam ve değer bulur.
Alemi okuyup kendini bilip alemi tanıyıp HAK gönüle girip ilme ulaşarak AHSENU AMELDEN yana duranlardan, bu yolda ses verip elini taşın altına koyanlardan, bilim ve teknolojide artı değer üretenlerden, insanlığı ahenkleştirme yolunda her alanda var gücüyle çalışarak var ediliş amacını gerçekleştirip Rabbin Rızasına varanlardan olma dileğiyle,
Muhabbetle,
26 Haziran 2015-15 Mayıs 2021






Hiç yorum yok:

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı