30 Eylül 2015 Çarşamba

NİFAK MUNAFIK NEDİR BİLİRMİSİN

Nifak ve Munafık, olumsuzluklar karşısında duyarsız kalmak, çözüm üretmek yerine başkalarını suçlamaktır, kötülüğü munkeri emretmektir, iyilikten ma'ruftan sakındırmaktır, yalan ve kötü haber yaymaktır, bozgunculuktur, sözünde durmamaktır, kalblerinde olmayanı vaad edip söylemektir, Allahın sınırlarını kale almamaktır, ölçü ilke tanımazmazlıktır, ahsen hale getirme hususunda var gücüyle engel olmak ya da kaçak davranmaktır, elini taşın altına koymaktan bir şekilde kaçmaktır.

Bu kelimenin alındığı tarla faresi yuvası misali, bir kapıda sıkışınca başka kapıya kaçması, o gerekçe tutmazsa başka gerekçe ve bahanelerle kendi dışında herkesi suçlayarak, çözümden, hayra, fedakarlığa ve infaka dair her işten savuşmaktır 9/67,4/142, 63/1, 57/13, 33/60, 33/12, 9/64, 8/49 vb

Yaklaşık Meallerde:
Münafıkların erkekleri de kadınları da birbirlerine benzerler. Kötülüğü munkeri emreder, iyilikten ma'ruftan sakındırırlar ve Allah yolunda harcamaktan ellerini sıkı tutarlar. Allah'ı unuttular da, Allah da onları sildi. Gerçekten de münafıklar hep fâsık kimselerdir. El munafikune velmunafikatu ba'duhum min ba'd, ye'murune bil munkeri ve yenhevne anilma'rufi veyakbidune eydiyehum, nesullahe fe nesiyehum, innel munafikîne humulfasikûn. 9/67vb.

MÜNAFIKLAR, Allâh'ı (gûyâ) aldatmağa çalışırlar. Allâh, hilelerinin sonucunu kendi aleyhlerine çevirir. SALATA da üşene üşene isteksiz ve insanlara gösteriş için kalkarlar, Allâh'ı pek az anarlar. İnnel MUNAFİKÎNEyuhadiunellahe ve huve hadiuhum, veiza kamu iles salati kamu kusala yuraunennase ve la yezkurunellahe illakalila. 4/142 vb.

Kendilerine: "Allâh'ın indirdiğine ve Elçiye gelin!" denince, o münafıkların, senden büsbütün uzaklaştıklarını görürsün. Ve iza kile lehum tealev ila maenzelellahu ve iler rasuli raeytel munafikîne yesuddune anke sududa. 4/61

Bu nedenle, Nifak ve munafıkun, iki veya çok yüzlülükten de ötedir, yüzsüzlüktür,bozgunculuktur, ahsenu olandan uzaklıktır, infaktan kaçınmaktır, ateştir, esfeli minen nardır, 3/167, 59/11, 9/101,9/77, 9/97, 9/67, 9/68, 33/73, 48/6, 57/13, 8/49,9/64, 33/12, 33/60, 63/1,4/61, 4/88, 4/138, 4/140, 4/142, 4/145, 9/73, 33/1,33/48, 66/9 vb

Aynı sayıda aynı cins molekülden oluşmasına rağmen dizilişleri ve GÜNEŞkarşısında ışığı yaşama yansıtmalarıyla, ışığa karşı kör, kayıtsız duruşlarıyla KÖMÜRLE ELMASIN farklılaştığı gibi, infak emri karşısındaki duruşu da insanı, ya münafık, ya da munfıkın yapmaktadır.

Bu iki hal, Nifak ile İnfak birbiriyle TERS ORANTILIDIR.

İnfaktan, çözümden kaçtığı, ahsenu olandan uzaklaştığı, elini taşın altına koymaktan savuştuğu ölçüde nifakta ve münafıklıkta esfele safiline yuvarlanmakta, sürekli, kat kat azap yaşamakta, her alemde cehennem ve esfeli minen nar olmaktadır 4/145, 4/140, 9/73, 66/9, 48/6, 9/68, 9/101 vb.

Bu münafıklara karşı; yaklaşık meallerde:
Ey Nebi, kâfirlerle ve münafıklarla cihâd et, onlara sert davran; onların varacakları yer cehennemdir. Ne kötü bir gidiş yeridir o! Ya eyyuhennebiyyu cahidil kuffara vel munafikîne vağluz aleyhim, ve me'vahum cehennem, vebi'sel mesîr. 9/73, 66/9

Ey Nebi, Allah'tan kork; kâfirlere ve münâfıklara itâ'at etme. Şüphesiz Allâh bilendir, hüküm ve hikmet sâhibidir. Ya eyyuhen nebiyyuttekillahe ve latutiil kâfirine vel munafikîn, innellahe kane alimen hakima. 33/1, 33/48 vb.

Size Kitapta indirmişti ki: Allâh'ın âyetlerinin inkâr edildiğini ve onlarla alay edildiğini işittiğiniz zaman, onlar başka bir söze dalıncaya kadar onlarla beraber olmayın; yoksa siz de onlar gibi olursunuz. Şüphesiz Allâh, bütün münafıkları ve kâfirleri cehennemde toplayacaktır. Ve kad nezzelealeykum fil kitabi en iza semi'tum ayatillahi yukferu biha ve yustehzeu biha fela tak'udu meahum hatta yehudu fi hadisin ğayrih, innekum izem musluhum,innellahe camiul munafikîne vel kâfirine fi cehenneme cemia. 4/140

Nifaktan, münafıklıktan beri olmak dileğiyle
Muhabbetle

İNFAK ÇÖZÜM İÇİN TAŞIN SORUNLARIN ALTINA EL KOYMAKTIR

İNFAK ÇÖZÜM İÇİN TAŞIN SORUNLARIN ALTINA EL KOYMAKTIR
İnsan, varlığının ve kulluğun gereği olarak DENEME, TEKAMÜL ve AHSENU AMEL yapmak için yaratılmıştır 11/7, 18/7, 67/2, 51/56, 2/21, 23/32, 7/65, 23/23 vb.
İnsandan beklenen ve istenen AHSENU AMELA, her durumu daha iyi, daha doğru, daha güzel hale getiren her türlü tavırdır.
Bunlar kitapta, HASENE ile AMENU VE AMİLUSSALİHATI; ya da HAYIR ile FEDAKARLIK olarak iki ana kavram ile karşılanmaktadır.
Elbette, her iki kavramın altında olan işler hasendir. Rabbilalemine, Kurana, Vicdana insanlığa merhamete uygun yapılanlardır. Üstelik toplumsal yönü de vardır. Kendini ıslah etmenin ötesinde duyarlı olup ALEMİ de insanlığı da güzelleştirme çabası, niyetini vardır.
1-AMİLUS SALİAHAT haseneden, iyilik, yardım ve güzelliklerden farklıdır.
AMENU VE AMİLUS SALİHATİ, fedakarlık yaparak değiştiren, dönüştüren amellerdir. Kendini, başkalarını, insanlığı, alemi, Rabbilalemine, evrensel ilkelere, güzele, doğruya ve hakk olana dönüştüren, #ISLAH eden amellerdir. Asıl iyilik yani, EL #BİRR olan amellerdir.
Öyle ki, amenu ve amilussalihati yapmak, FEDAKARLIK gerektiren ve hak yolda, üstelik en sevdiklerinden, sarsacak şekilde Rabbin Rızası yolunda karşılıksız vermektir 3/92, 9/24, 2/207, 9/111, 2/165, 2/177, 33/23, 3/31, 9/1283/14 23/96, 41/34 90/11-13, 90/14 vb.
#Örneğin KİTAP der yaklaşık meallerde:
· Sevdiğiniz şeylerden #infak yapmadıkça asla #ELBİRR’E iyiliğe eremezsiniz. Ne infak ederseniz Allâh onu bilir. Len tenaluL BİRRA hatta tunfiku mimma tuhibbun ve matunfiku min şey'infe innellahe bihi alîm. 3/92
· Allâh, mü'minlerden canlarını ve mallarını #cennet kendilerinin olmak üzere #satın almıştır İnnellaheştera minel mu'minine enfusehehumve emvalehum bi enne lehumul cenneh… 9/111.
· Mü'minlerden öyleleri var ki, var ediliş amacını yerine getirdi. Onlardan kimi Allah’a (canını malını cennet karlığı verme, ahsenu amelden yana olma, her hal ve şartta hanif durma) #ahdini yerine getirdi, kimi de bu yoldadır, sözlerini asla değiştirmemişlerdir. Minel mu'minine ricalun sadeku ma ahedullahealeyh, fe minhum men kada nahbehu ve minhum mey yenteziru ve ma beddelutebdila. 33/23
· AÇLIK GÜNÜNDE doyurmaktır 90/14
· Sarp yokuşa atılmaktır, boynu çözmektir. 90/11-13.
· Yine, rastladığı her kötülüğü de en güzel olanla karşılamaktır. 23/96, 41/34 vb.
AMİLUS SALİHAT da KALICI KÖKLÜ değişim ve dönüşüm oluşturmasıyla, ıslah etmesiyle, OLMASI GEREKENE dönüştürmesiyle ve FEDAKARLIK gerektirmesiyle, sabrı cemille, muttaki olmakla haseneden farklılaşmaktadır. Hayırdan farkı da budur. 3/92, 9/24, 2/207, 9/111, 2/165, 2/177, 33/23, 3/31, 23/96, 41/34 90/11-13, 90/14 vb.
#Örneğin Kitap der
• Aç birine balık vermek hasenedir, HAYIRDIR. Lakin sorunu kalıcı kökten çözmek, ıslah edip durumu ahsenleştirmek için fedakarlık yapıp, balık tutmayı da öğretmek SALİHATTIR.
• Yangına su taşımak HAYIRDIR, HASENEDİR. Ancak yangına atlayıp can kurtarmak FEDAKARLIKTIR, AMİLUS SALİHAT.
• Yoksullara yardım etmek, gıda vs bağışlamak iyiliktir, hasenedir; yoksulluğun nedenlerini bulmak, gelir paylaşımındaki çarpıklıkları gidermek, sorunları kökten kalıcı çözmeye çalışmak, adil hakça bir düzen kurmaya yönelmek, öncü ve önder olmak da amilus salihattır.
• Bireysel ve toplumsal sorunların temeline inmek, Rabbilaleminden Kurandan uzak düşmenin önündeki engelleri nedenleri ortaya koyup değişim ve dönüşüm için başta eğitim olmak üzere her tür çalışmaları yapmak salihattır.
• Öğüt vermek hasenedir; öğütten de öte geçip yaşamda örnek olmak, elini taşın altına koymak ve ıslah için kısa orta ve uzun vadeli planlar ve çalışmalar yapmak salihattır.
2-IŞTE BU BAĞLAMDA #İNFAK TEMEL KAVRAMLAR OLARAK YER ALMAKTADIR.
Hayatta karşılaşılan olumsuzluklar sorunlar karşısında insanlar farklı davranmaktır.
Duyarlı olup vicdanının sesine uyanlar bu olumsuzluğun giderilmesi konusunda kendilerini de sorumlu hissedip her durumu ahsen yapmaya yönelmektedir.
Kimileri de duyarsız kalıp hatta bu sorunların oluşumunda dahli dahi olsalar başkalarını ya da başka faktörleri gündem yaparak sıvışırlar. Hem nifak saçar hem de küçücük hayırdan bile kaçınır.
İşte infak duyarlı olup olumsuzlukların ya da sorunların giderilmesi konusunda davası yönünde değiştirmek için yapılan her tür duruştur, fedakarlıklardır. Bu hayra da şerrede dönük olabilmektedir.
Kimileri Allah yolunda infak ederken, diğerleri de Allah yoluna engel olmak için infak yapmaktadır. 8/36, 3/116-117 vb
İnfak kavramının kökü olan NFK nın anlamı da, malın, paranın, CANIN harcanması tüketilmesi” demektir. (Lisan ve Tac.-H Yılmaz),
Bu "infak" karinesiyle ya "rızık" ma¬la tahsis edilir veya "infak" mecaz yoluyla MALDAN başkası için de KULLANILIR. (Elmalılı-MYSoyalan).
İnfak kavramı farklı şekilde de tanımlanmıştır;
Her ne saikle olursa olsun, daima başkası için sınırsızca harcamak veya ikramda bulunmak (Esed);
Sınırsız yardımlaşma(Kutup);.
İnsanlık vasfına yükselebilmek için ağırlıkları atmak (Nurbaki);
Sınıflar arası açmazı/uçurumu çelişkileri gidermek, çukur ve yarığı, boşluğu doldurmak (Şeraiti);
Vb yaklaşımlar da bulunmaktadır.
İNFAK, üç beş kuruş veya daha fazla vermekten, ucundan kıyısından YARDIM ETMEKTEN de öte olup, DAVASI her ne ise o yoldaki KATKISI, duygu, düşünce ve ÇABASI olup VAR GÜCÜYLE, tüm benliğiyle TAŞIN ALTINA ELİNİ KOYMASI, davasıyla dertlenmesi, bütünleşmesi, insanlarla halleşmesidir. 47/38, 2/195, 57/10, 2/265, 22/35, 28/54, 32/16, 42/38 vb.
İMAN EDENLERİN İNFAKI ahsenu amela için var edilen insanın, bu DAVASI uğrunda, alemdeki her türlü olumsuzluk karşısında duyarlı olması ve var gücüyle onu ahsen hale dönüştürme yolundaki katkısı, duygu, düşünce ve çabası olup, taşın altına elini koyması, Allâh yolunda İNFAKTIR/ li tunfiku fi sebilillah. 47/38, 2/195, 57/10, 2/265, 22/35, 28/54, 32/16, 42/38 vb
Kafirlerin infakı da Allah yoluna engel olmak için bu çalışmaların yapılması şeklinde olmaktadır.
Nitekim “Bollukta da, DARLIKTA da infaktan 3/134 vb.” bahsedilmesi, infakın İMKAN değil İMAN meselesi olduğu ve maddi yardımdan da öte DAVASI yolunda maddi manevi her unsurla elini taşın altına koyma anlamı taşıdığı anlaşılmaktadır.
Yine, İNFAK kavramı konusunda yer alan ayetlerde, TEŞVIK ETMENIN de bu bağlamda önemi vurgulanmaktadır.
• AÇLIK GÜNÜNDE doyurmaktır 90/14 vb
• MISKINI yedirmeğe teşvik etmiyorsunuz. Ve la tehaddune 'ala ta'amilmiskîn. 89/18, 107/3, 69/34
Diğer taraftan, iman edenlerin yanısıra KEFERU OLANLARIN da infakından bahsedilmesi, onların batıl yolda yaptıkları İNFAKIN yarar sağlamayacağı anlatılırken infak ettikleri MALLARI ve OGULLARI vurgusu yapılarak bunun sadece mal vermek olmadığı, davası yolunda değişim için yapılan tüm fedakarlıkları, taşın altına elini koyuşu kapsadığı görülmektedir. 8/36, 3/116-117 vb
İMAN EDENLERİN İNFAKI NASIL ahsenu amela için var edilen insanın, bu DAVASI uğrunda, alemdeki her türlü olumsuzluk karşısında duyarlı olması ve var gücüyle onu ahsen hale dönüştürme yolundaki katkısı, duygu, düşünce ve çabası olup, taşın altına elini koyması, Allâh yolunda İNFAKTIR/ li tunfiku fi sebilillah İSE, KEFERU olanların da infakında da, ŞER YÖNDE mal ogul vb her tür katkı verilerek yapıldığı anlatılmaktadır.
Örneğin Kitap der yaklaşık meallerde:
• KEFERU olanlar, Allâh yoluna engel olmak için mallarını İNFAK eder ve edecekler de. Sonra bu, kendilerine dert olacak, nihâyet yenilecekler ve keferu olanlar cehenneme sürüleceklerdir. İnnellezine keferu YUNFİKUNE emvalehum li YESUDDU AN SEBİLİLLAH, fe seyunfikuneha summetekunu aleyhim hasraten summe yuğlebun vellezine keferu ila cehenneme yuhşerûn 8/36.
• Keferu olanlara gelince, ne malları, ne de evlâdları onlara, Allah'a karşı hiçbir yarar sağlamayacaktır. Onlar ateş halkıdır; onlar orada sürekli kalacaklardır. İnnellezine keferu len tuğniye anhum emvaluhum ve la evladuhum minellahi şey'a, ve ulaike ashabun nar, hum fiha halidûn. 3/116
• Onların bu dünyâ hayâtında İNFAKLARININ durumu, nefislerine zulmeden bir topluluğun ekinine vurup onu mahveden dondurucu bir rüzgâr(ın tahribatın)a benzer. Allâh onlara zulmetmedi; fakat onlar, kendi kendilerine zulmediyorlardı. Meselu ma yunfikune fi hazihil hayatid dunya ke meseli rihin fiha sirrun asebet harse kavmin zalemu enfusehum fe ehleketh, ve ma zalemehumullahu ve lakin enfusehum yazlimûn. 3/117
4-İNFAK AFV KAVRAMI İLİŞKİSİ
Bu arada, İNFAKI, AFV kavramına verdikleri anlamla, İHTİYAÇTAN FAZLASINI İNFAK ETMEK olarak yaklaşmış olanlar ise, hem bu ihtiyacının sınırını belirleme hem de bu ihtiyaçtan fazlasını Allah yoluna veremeyişin cenderesinde sıkışıp kalmakla ve nice çelişkilere zulme düşmektedir.
Sözkonusu ayette, Kitap der yaklaşık meallerde;
• Sana şaraptan ve kumardan soruyorlar. De ki; "O ikisinde büyük günâh ve insanlara bazı yararlar vardır. Fakat onların günâhı yararından büyüktür." VE SANA ALLÂH YOLUNDA NE VERECEKLERINI SORUYORLAR. DE KI; "EL AFV " Allâh size âyetleri böyle açıklıyor ki düşünesiniz. Yes'eluneke anil hamri vel meysir, kul fihima ismun kebiruv ve menafiu lin nas, ve ismuhuma ekberu min nef'ihima, ve yes'eluneke maza yunfikun, kulIL AFV, kezalike yubeyyinullahu lekumul ayati leallekum tetefekkerûn. 2/219
• EL AFVI al, iyiliği emret, câhillere aldırış etme. Huzil afve ve'mur bil urfi ve a'rid anil cahilîn 7/199
Oysa AFV kavramının geçtiği bu 2/219 ayette,
bağlamıyla ve bu kavramın diğer ayetlerdeki tüm kullanımları da dikkate alındığında, şarap ve kumar konusu sorulmakta ve bu günahlardan arınmanın yolu olarak da AFV EDILMEK için tevbe etmenin, pişman olmanın onarmanın ötesinde bu HARAMDAN yedinde bulunan arta kalan HER TÜR UNSURUN ne varsa tamamının AFV edilmesi, ALLAH YOLUNDA verilip infak yolunda devredilmesinin istediği anlaşılmaktadır.
Üstelik ayette EL AVF belirlilik takısıyla gelmemsiyle de bu hükmün gündem olan HARAM unsurlarla ilgili olduğu düşünülmektedir.
Nitekim, 7/199 da da EL AFVI al ve iyiliği emret denilmektedir.
Benzer bir durum günah işleyip tevbeye yönelenler için SADAKALARI al denilmektedir.
Şöyle ki:
• Başka bir kısmı da günâhlarını itiraf ettiler, iyi işle kötü işi birbirine karıştırdılar. Belki Allâh, onların tevbesini kabul eder. Çünkü Allâh bağışlayandır, esirgeyendir. Ve aharuna'terafu bi zunubbihim haletu amelen salihav ve ahara seyyia, asellahu ey yetube aleyhim innellahe ğafurur rahîm. 9/102
• Onların mallarından, kendilerini temizleyeceğin, yücelteceğin bir SADAKA al ve onlara du'â et; çünkü senin du'ân, onlara huzûr verir. Allâh işitendir, bilendir. Huz min emvalihim SADEKATEN tutahhiruhum ve tuzekkihim biha ve salli aleyhim inne salateke sekenul lehum vallahu semiun alîm. 9/103
Buna karşın, İNFAK ahsenu ameller yapma yolunda kullanılan her tür unsuru, maddi manevi yapılanları, değişimini istediği yoldaki duygu düşünce, çabayı, öncü ve örnekliği hasılı her tür desteği kapsamaktadır.
Nitekim,
• Allah'a ve Rasulüne inanın ve (O'nun) sizi hâkim kıldığı, sizin yönetiminize verdiği şeylerden (Allâh için) İNFAK EDİN. Sizden, inanan ve (hak rızâsına) harcayanlar için büyük mükâfât vardır.
Aminu billahi ve resulihi ve enfiku mimma CE'ALEKUM MUSTAHLEFÎNE fih, fellezîne amenu minkum ve enfeku lehum ecrun kebîr. 57/7
• Sevdiğiniz şeylerden (Allâh için) İNFAK YAPMADIKÇA asla iyiliğe eremezsiniz. Ne İNFAK ederseniz Allâh onu bilirLen tenalul birra hatta tunfiku mimma tuhibbun, ve ma tunfiku min şey'in fe innellahe bihi alîm. 3/92
• Onları yola iletmek sana düşmez, dilediğini doğru yola ileten Allah'tır. Verdiğiniz her İNFAK kendiniz içindir. Çünkü yalnız Allâh'ın rızâsını kazanmak için veriyorsunuz. Verdiğiniz her İNFAK, size tastamam verilir ve hiç hakkınız yenmez.Leyse aleyke hudahum ve lakinnellahe yehdi mey yeşa', ve ma tunfiku min HAYRİN fe li enfusikum, ve ma tunfikune illebtiğae vechillah, ve ma tunfiku min hayriy yuveffe ileykum ve entum la tuzlemûn. 2/272
5-İNFAK #MUNAFIK TERS ORANTILIDIR
Olumsuzluklar karşısında, ahsen yapma yolunda, duyarlı olup, buna uygun duygu, düşünce ve çaba içinde olup olmamasıyla, insanlık ayrışmaktadır.
Kimi olumsuzluklardan kendini de sorumlu hissader, ahsenleşmesi için infak eder, kimi de duyarsız davranıp, umursamaz hatta başkalarını suçlar münafık olur.
İnfak, Nifak gibi, bunu yapanlar yani Munfıkın ile Münafıkın da aynı kökten gelmekte, 27 form türevleriyle birlikte 111 yerde geçmektedir.
“İnfak veya nifak kelimesinin kökü olan NFK kelimesi asıl itibariyle tarla faresinden alınmıştır. Şöyle ki, bu hayvanın iki yuvası vardır. Bunlardan birine en-nafika, ikincisine de el-kasi'a adı verilir. Aynı zamanda birinin sathı (ağzı) yeryüzüne çok yakın olur. Derindeki yuvadan düşman geldiğinde, tarla faresi bu yufka topraklı yuvayı delerek kaçar. Şayet yukarıdaki yuvadan gelirse, bu sefer de daha derindeki yuvaya kaçmayı tercih eder
Çok sisli ve engebeli bir kavram olan "nifak", esasında bir inanç sahtekarlığıdır. İnanıp inanmama nokta-i nazarından bir buhran, bir istikrarsızlık, ikiyüzlülük, bir kalp hastalığıdır. Ve sanki onların durumu iki uç arasında gidip gelen bir deprenişe benzemektedir. Depremler sürekli olduğunda üzerinde hiçbir şeyi sabit ve yerleşmiş olarak bırakmaz.
Nifak da itikadı anlamda ruhları gönülleri, dimağları, bedenleri sarsan, kalelerin temel taşlarını söküp havaya fırlatan, iyilik ve dürüstlük namına ne varsa hepsini adeta bir güve gibi yiyip bitiren veya en azından tamiri mümkün olamayan yaralar açan bir çalkalanma ve bir yıkımdır, der (Elmalılı-MYSoyalan)”.
İnfakın tam tersi olan NİFAK ise, olumsuzluklar karşısında duyarsız kalıp, umursamayıp, var gücüyle ahsen hale getirme hususunda KAÇAK davranmaktır.
Bu kelimenin alındığı tarla faresi yuvası misali, bir kapıda sıkışınca başka kapıya kaçması, o gerekçe tutmazsa başka gerekçe ve uydurma bahanelerle hayra fedakarlığa dair her işten SAVUŞMAKTIR. 9/67, 4/142, 63/1, 57/13, 33/60, 33/12, 9/64, 8/49 vb
Nifak, munafıkun, iki veya çok yüzlülükten de ötedir, ateştir, esfeli minen nardır, yüzsüzlüktür. 3/167, 59/11, 9/101, 9/77, 9/97, 9/67, 9/68, 33/73, 48/6, 57/13, 8/49, 9/64, 33/12, 33/60, 63/1, 4/61, 4/88, 4/138, 4/140, 4/142, 4/145, 9/73, 33/1, 33/48, 66/9 vb.
Aynı sayıda aynı cins molekülden oluşmasına rağmen dizilişleri ve GÜNEŞ KARŞISINDA ışığı yaşama yansıtmalarıyla, ışığa karşı kör, kayıtsız duruşlarıyla KÖMÜRLE ELMASIN farklılaştığı gibi, infak emri karşısındaki duruşu da insanı, ya nifak yapan münafık, ya da infak eden munfıkın yapmaktadır.
İnfakın tam tersi, #NİFAK’tır.
Bu iki hal İNFAK, NİFAK birbiriyle TERS ORANTILIDIR.
İnfak eden, BUNU YAPTIĞI ÖLÇÜDE, nifaktan, münafıklıktan ayrışmakta ve uzaklaşmaktadır.
#Munafıklar, karşılaşılan hatta sebep olduğu sorunlarda dahal başkasını suçlayarak sıyrılmaya çalışan kişiliklerdir. Genelde suçlar iftira eder.
• Münâfıklar ve kalblerinde hastalık bulunan kimseler: "Allâh ve Resulü bize sadece boş vaadlerde bulundu." diyordu. Ve iz yekulul munafikune vellezine fi kulubihim meradum ma veadenellahu ve rasuluhu illa ğurura. 33/12
• Münafık erkekler ve münafık kadınlar birbirlerindendir. Kötülüğü emrederler, iyilikten meneder ve ellerini sıkı tutarlar. Allâh'ı unuttular, O da onları unuttu. Münafıklar; işte yoldan çıkanlar onlardır. El munafikune vel munafikatu ba'duhum min ba'd, ye'murune bil munkeri ve yenhevne anil ma'rufi ve yakbidune eydiyehum, nesullahe fe nesiyehum, innel munafikîne humul fasikûn. 9/67
İnsan infakı gerçekleştirdiği ölçüde, imanı, güveni ve teslimiyeti, sadakatı sağlamlaşmakta, gelişmeye ve yücelmeye başlamaktadır 2/207, 76/ 8-11, 9/99, 2/265, 9/111, 57/10 vb.
6- İNFAKın SADAKA ZEKAT vb KAVRAMLARLA İLİŞKİSİ
Bu bağlamda İNFAK öne çıkan ZEKAT ve SADAKADAN da ayrı anlamlar, boyutlar taşımaktadır.
ZEKAT, zekeve kökünden gelmekte, zeka, ezka, zekat, zekati, zekka, zeki, zekiyya, yezzekka, tezekka, yetezekka vb 22 form kullanımı olup, 56 yerde geçmektedir.
#ZEKAT, içsel dışsal her ayartıya DİRENİP mücadele edip, ahsen olanı yaparak arınma, temiz kalma ve yücelme mücadelesidir. 24/28, 24/30, 2/232, 18/19, 18/74, 18/81, 19/13, 19/19, 23/4, 33/33, 79/18, 80/3, 80/7, 87/14 vb.
Arınma, temiz kalma yücelme, ayartıya karşı yapılan bu mücadelenin, yani ZEKATIN sonucudur. Bu mücadele, FELAHA ERDİRİP, CENNET YOLCUSU YAPAR 20/76, 87/14, 91/9 vb.
Aksi halde bu mücadelede ayatıya İBLİSE yenik düşenler, Kurana, Vicdanın sesine DUYARSIZ KALANLAR, hangi sarayda, makamda, cübbede her nerede nasıl olursa olsun, İBLİSİN MASKARASI olmaktan kurtulamaz.
İnsanın gönlü aynı #AYNA GİBİDİR. Her ayartıya YENİK DÜŞTÜĞÜNDE, günahta, ihmalde aynanın SIRLARI günahın etkisi ve yaydığı olumsuzluklar ölçüsünde çizilir dökülür kirlenir ve kararır. GÜNAHLAR devam ettikçe artık aynanın sırları yok olup DEĞERİNİ yitirir.
Ezke ve Athar kelimelerinin ve türevlerinin birlikte kullanıldığı ayetler de ZEKATIN, AHTARDAN, tahara, mutahhar vb ayrı olduğunu göstermektedir. 9/103, 2/232 vb.
Kitap der, yaklaşık meallerde:
• 9/103 Huz min emvalihim SADEKATEN TUTAHHİRUHUM ve TUZEKKİHİM biha ve salli aleyhim inne salateke sekenul lehum vallahu semiun alîm.” Onların EMVALİNDEN, kendilerini temizleyeceğin, yücelteceğin bir SADAKA al.
YİNE,
• Onların mallarında belli bir HAK vardır: Sâile ve mahruma. Vellezîne fi emvalihim hakkum ma'lûm. Lissaili velmahrûm. 70/24, 70/25, 51/19 vb
#Sadakalar, Allah'tan bir farz olarak ancak fakirlere, düşkünlere, onlar üzerinde çalışan memurlara, kalbleri (İslâm'a) ısındırılacak olanlara, kölelik altında bulunanlara, borçlulara, Allâh yoluna ve yolcuya mahsustur Allâh bilendir, hüküm ve hikmet sâhibidir.İnnemas sadekatu lil fukarai vel mesakini vel amiline aleyha vel muellefeti kulubuhum ve firrikabi vel ğarimine ve fi sebilillahi vebnis sebil, feridatem minallah, vallahu alimun hakîm. 9/60
7-İNFAKIN İSRAF VE CİMRİLİKLE İLİŞKİSİ
İNFAKLA ilgili ayetler arasında infakta ne israf ederler ne de cimrilik ederler,de denilmektedir. 25/67, 47/38, 3/180, 64/16: 17/26, 17/27, 17/29 vb.
Bu yoldaki ayetleri doğru anlamada şu kavramları da araştırıp anlamını dikkate almak gerekmektedir.
Bu bağlamda:
#İSRAF, önem ve öncelik durumunda hata yapıp, nicelikten öte nitelikteki aşırılık, bozukluktur. Yani, Allah'ın rızâsına uygun olmayan harcamalarda bulunmaktır. Bu az veya çok olması da maddi veya manevi unsurlardan bulunması da fark etmez.
#CİMRİLİK ise Allah rızâsına uygun olan yerlere harcama yapmaktan, taşın altına el koymaktan ırak durup kaçınmaktır.
• KAVÂM kıvam ise dengeli olmak, gereken yerlere gerektiği kadar her unsurdan, candan maldan güçten vb harcamada bulunmaktır.
8- BOLLUKTA DA, #DARLIKTA DA İNFAK YAPMAK
İnsanın var ediliş bilinciyle hayata aleme duyarlı olması esastır.
Ancak bu hal ile olumsuzluklar karşısında hayata müdahil olur ve sorunların çözümü konusunda katkı da bulunabilir.
Bu bağlamda her dava değişimini istediği yolda fedakarlık yapmayı da ister.
İNFAK’ın her ne halde olursa olsun kişinin davası yolunda fedakarlık yapıp çalışması olduğu için, darlıkta da bollukta da bu yolda duruş sergilemesine engel olamaz.
Kişinin iktidarında olan her türlü unsurun bu yolda kullanılması yönlendirilmesi de infaktır.
Herkes gücü ölçüsünde infak yapmalıdır.
· Zengin olan kendi gücü, darda olan da kendi gücü oranında 2/236, 65/7 vb.
· Küçük büyük olsun bu yolda katkıda bulunması önemli ve kendi lehinedir, 9/121, 64/16 vb.
Yine, ıhtiyaç halinde bile önce ve öncü olup infak edenlerle birlikte çalışmak yüceliktir. 57/10, 69/34, 89/18, 107/3, vb.
• AÇLIK GÜNÜNDE doyurmaktır 90/14 vb
• MISKINI yedirmeğe teşvik etmiyorsunuz. Ve la tehaddune 'ala ta'amilmiskîn. 89/18, 107/3, 69/34
Diğer taraftan bollukta olanlar da darlıkta yaşayanları da dikkate alarak HANGİNİZ MUHAMMED anlayışına uygun yaşam standartlarını ayarlamaları yaşamı ahsenleştirye katkı da bulunulması da bollukta bir anlamda infak olarak da düşünülmelidir.
Darlıkta bulunanların da bu zor şartlara ragmen harama vs bulaşmadan Rabbin rızasını gözeterek yaşamaya çalışmaları da bir anlamda infaktır.
Her nedenle infakın İMKAN değil İMAN meselesi olduğu ve maddi yardımdan da öte DAVASI yolunda maddi manevi her unsurla elini taşın altına koyma anlamı taşıdığı açıktır.
Bunu yaptığı ölçüde de Rabbin indinde de anlam ve değer bulmaktadır.
9- VERDİĞİMİZ RIZIKTAN GİZLİ AÇIK İNFAK ETMEK
Kitapta kendilerine verdiğimiz RIZIKTAN GİZLİ AÇIK İNFAK etsinler emri ayetleri yer almaktadır. 13/22, 14/31, 35/29, 22/35, 2/3, 8/3, 28/54, 32/16, 42/38 vb
Örneğin Kitap der, yaklaşık meallerde:
· Allâh'ın Kitabını okuyanlar, salatı ikame ederler ve kendilerine verdiğimiz RIZIKTAN GIZLI VE AÇIK INFAK EDENLER, asla batmayacak bir ticaret umarlar. İnnellezine yetlune kitabellahi ve ekamus salete ve enfeku mimma razaknahum sirrav va alaniyetey yercune ticaratel len tebûr. 35/29
· Okunuş İnanan kullarıma söyle: SALATI İKAME ETSİNLER, ne alışverişin, ne de dostluğun olmadığı bir gün gelmeden önce, kendilerine verdiğimiz RIZIKTAN GIZLI VE AÇIK İNFAK ETSİNLER. Kul li ibadiyellezine amenu yukîmus salate ve yunfiku mimma razaknahum sirrav ve alaniyetem min kabli ey ye'tiye yevmul la bey'un fihi ve la hilâl. 14/31
· kendilerine verdiğimiz RIZIKTAN infak ederler. Ellezine yu'minune bil ğaybi ve yukîmunas salate ve mimma razaknahum yunfikûn. 2/3
· kendilerine verdiğimiz RIZIKTAN infak ederler
Ellezine yukîmunes salate ve mimma razaknahum yunfikûn. 8/3
Bu ayette
NİMETLERDEN, MALLARDAN değil de RIZIKTAN infak geçmektedir.
İkinci husus ta bu infakın gizli açık yapılamsıdır.
Elbette, davası ne ise o yolda imkanların seferber edilmesi, taşın altına el konulması infaktır. Bu bağlamda insana iktidarına bırakılan her şeyden de infak etmesi inancına imanına takvasına bağlı olarak ortaya çıkmaktadır.
Rızık ise insanın sahip olduklarından metadan nimetlerden kullanabildikleridir.
Bunları kullanarak nasıl ki yaşamını sürdürmekte ve konforunu mutluluğunu da oluşturmakta ise, bundan uzak olanların varlığı halinde onlarla da paylaşmak, sıkıntılarına derman olmak rızıktan infaktır.
Bunun gizli açık yapılması, bir anlamda herzaman her halde de infakın yapılmasını çağrıştırırken, diğer yandan da kimin yaptığı anlaşılmadan da gerçekleştirilmesini anlatmaktadır.
Kimi halde de başkalarına da teşvik olacak, ön ayak olup seferberlik vb çaluışmaları tetikleyeceği hallerde de açıktan yapılmasının gerektiğinın vurgulandığı düşünülmektedir
Gece, gündüz; gizli ve açık infak denilerek de bunun sürekliliğine vurgu yapılmaktadır 2/274, 2/271, 13/22, 14/31, 16/75, 35/29 vb.
Günümüzde sömürünün haksızlığın yaygın olduğu sistemlerde, üretilen değerlerin buna dahli olanlarla hakça paylaşımı bile rızıktan infaktır.
Esasen Üretilen değerler İNSANCA HAKÇA paylaşılmadıkça İSLAM olmaktan da bahsedilemez
10-SEVDİKLERİNİZDEN İNFAK YAPMAK
Sevdiğinizden infak yapmadıkça, yapıncaya kadar da asla iyiliğe/ el birre erişemezsiniz. Ne İNFAK yaparsanız İnnellahe onu bilir. Len tenaluL BİRRA hatta tunfiku mimma tuhibbun ve matunfiku min şey'in fe innellahe bihi alîm. 3/92
Nitekim yaklaşık meallerde:
· Temiz ve güzel olan, hayırlı, yararlı olan şeylerden 2/267, 69/34, 74/44, 57/7, 89/18, 107/3, vb.
· Göz yummadan alamayacağınız bayağı şeyleri habiseleri değil 2/267 vb.
· Sevdiğinizden, hoşlandıklarınızdan 3/92 vb.
denilmektedir.
11- İNFAK GÖSTERİŞ AMACI OLMADAN YAPILMALIDIR
İhlasın olmadığı tüm yapılanlar heba olur. İnsanlara gösteriş olsun diye infak etmek yapana da hayrı olmaz. 4/38, 2/264 vb.
· Ey inananlar, insanlara gösteriş için malını verip Allah'a ve âhiret gününe inanmayan adam gibi, başa kakmak ve eziyet etmekle sadakalarınızı boşa çıkarmayın. Öylesinin durumu, üzerinde biraz toprak bulunan şu kayaya benzer ki, bir sağnak indi de (üstündeki toprağı silip süpürerek) onu sert bir taş halinde bıraktı. (Böyleleri), kazandıklarından bir şey elde edemezler. Allâh, kâfir toplumu doğru yola iletmez. Ya eyyuhellezine amenu la tubtilu sadekatikum bil menni vel eza kellezi yunfiku malehu riaen nasi ve la yu'minu billahi vel yevmil ahir, fe meseluhu ke meseli safvanin aleyhi turabun fe esabehu vabilun fe terakehu salda, la yakdirune ala şey'im mimma kesebu, vallahu la yehdil kavmel kâfirîn. 2/264
· Bunlar mallarını insanlara gösteriş için INFAK EDERLER, Allah'a, ve âhiret gününe inanmazlar. Kimin yakını şeytân ise, o(nun) ne kötü bir arkadaş(ı var)dır! Vellezine yunfikune EMVALEHUM riaen nasi ve la yu'minune billahi ve la bil yevmil ahir, ve mey yekuniş şeytanu lehu karinen fe sae karina. 4/38
12- İNFAKI BAŞA KAKMAKTAN VE EZİYET ETMEKTEN KAÇINMAK ŞART
Kitap der yaklaşık meallerde:
· Mallarını Allâh yolunda verip de sonra verdiklerinin ardından başa kakmayan ve eziyet etmeyenlerin, Rableri katında ödülleri vardır. Onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir. Ellezine yunfikune emvalehum fi sebilillahi sümme la yutbiune ma enfeku mennev ve la ezel lehum ecruhum inde rabbihim, ve la havfun aleyhim ve la hum yahzenûn. 2/262
· Ey inananlar, insanlara gösteriş için malını verip Allah'a ve âhiret gününe inanmayan adam gibi, başa kakmak ve eziyet etmekle sadakalarınızı boşa çıkarmayın. Öylesinin durumu, üzerinde biraz toprak bulunan şu kayaya benzer ki, bir sağnak indi de (üstündeki toprağı silip süpürerek) onu sert bir taş halinde bıraktı. (Böyleleri), kazandıklarından bir şey elde edemezler. Allâh, kâfir toplumu doğru yola iletmez. Ya eyyuhellezine amenu la tubtilu sadekatikum bil menni vel eza kellezi yunfiku malehu riaen nasi ve la yu'minu billahi vel yevmil ahir, fe meseluhu ke meseli safvanin aleyhi turabun fe esabehu vabilun fe terakehu salda, la yakdirune ala şey'im mimma kesebu, vallahu la yehdil kavmel kâfirîn. 2/264
13- SONUÇ
İnsanlık, duyarlı olmakla başlar.
Yaşamda karşılaşılan olumsuz olaylarda, sorunlarda ne yaptığı nasıl davrandığı kişileri ayrıştırmaktadır.
Sorunlar olumsuzluklar karşısında vicdanının sesine de kulak verenler, bu hali ahsenleştirmek için çalışırken, kimileri de bu sorunda dahli olsa bile başkasını başka faktörleri suçlar. Kendisini olaydan soyutlayarak başkalarını da alabildiğine suçlayarak sıvışmaya yönelir. Hem nifak saçar hem de küçücük hayırdan, MAUNDAN bile kaçınır.107/1-7
İşte infak olumsuz gördüğü durumları davası yönünde değiştirmek amacıyla yapılan her tür maddi manevi fedakarlıklardır.BU HAYIR YÖNÜNDE de olur. Şer yönünde de.
İnananlar Allah yolunda infak ederken, Kafirler de Allah yoluna engel olmak için infak yapmaktadır. 8/36, 3/116-117 vb
İMAN EDENLERİN İNFAKI ahsenu amela için var edilen insanın, bu DAVASI uğrunda, alemdeki her türlü olumsuzluk karşısında duyarlı olması ve var gücüyle onu ahsen hale dönüştürme yolundaki katkısı, duygu, düşünce ve çabası olup, taşın altına elini koyması, Allâh yolunda İNFAKTIR/ li tunfiku fi sebilillah. 47/38, 2/195, 57/10, 2/265, 22/35, 28/54, 32/16, 42/38 vb.
DAVASI her ne ise o yoldaki KATKISI, duygu, düşünce ve ÇABASI olup VAR GÜCÜYLE, tüm benliğiyle TAŞIN ALTINA ELİNİ KOYMASI, davasıyla dertlenmesi, bütünleşmesi, insanlarla halleşmesidir. 47/38, 2/195, 57/10, 2/265, 22/35, 28/54, 32/16, 42/38 vb.
Sabredenleri, sadık olanları, kanıtlayanları, İNFAK EDENLERİ ve istiğfar edenleri görmektedir. Essabirine ves sadikîne vel kanitine VEL MUNFİKÎNE velmustağfirine bileshâr. 3/17
İnsan infakı gerçekleştirdiği ölçüde, imanı, güveni ve teslimiyeti, sadakatı sağlamlaşmakta, gelişmeye ve yücelmeye başlamaktadır 2/207, 76/ 8-11, 9/99, 2/265, 9/111, 57/10 vb.
Üstelik, infakta, iyilikte ilke, ölçü ya da ahsen olan, Allâh ın ihsan ettiği gibi ihsan etmektir /ahsin kema ahsenellahuileyke 28/77.
Sevdiğinizden infak yapmadıkça, yapıncaya kadar da asla iyiliğe/ el birre erişemezsiniz. Ne İNFAK yaparsanız İnnellahe onu bilir. Len tenaluL BİRRA hatta tunfiku mimma tuhibbun ve matunfiku min şey'in fe innellahe bihi alîm. 3/92
Böyle duruşlar, insan olmanın ve var edilişin amacını gerçekleştirmektir 11/7,18/7, 67/2.
Allahe yardımcılar olmaktır 3/52, 47/7, 61/14.
Ahlakı Kuran’laştırmaktır.
Nitekim yaklaşık meallerde:
· Temiz ve güzel olan, hayırlı, yararlı olan şeylerden 2/267, 69/34, 74/44, 57/7, 89/18, 107/3, vb.
· Göz yummadan alamayacağınız bayağı şeyleri habiseleri değil 2/267 vb.
· Sevdiğinizden, hoşlandıklarınızdan 3/92 vb.
· Zengin olan kendi gücü, darda olan da kendi gücü oranında 2/236, 65/7 vb.
· Küçük büyük olsun bu yolda katkıda bulunmak önemlidir, insanın kendi lehinedir, 9/121, 64/16 vb.
· İhtiyaç halinde önce ve öncü olarak infak eden 57/10, 69/34, 89/18, 107/3, vb.
· Afv ı infak etmek 2/219 vb.
· Bollukta da, darlıkta da infak, 3/134 vb.
· Gece, gündüz; gizli ve açık infak 2/274, 2/271, 13/22, 14/31, 16/75, 35/29 vb.
· Yoksula, yoksuna, güçsüze, düşküne, düşene, darda olana, borçluya, yakına, uzağa, herkese, 2/215, 2/273 vb.
· Bu yolda ne israf ederler ne de cimrilik ederler, 25/67, 47/38, 3/180, 64/16: 17/26, 17/27, 17/29 vb.
· Ölüm gelmeden, iş işten geçmeden önce 63/10, 2/254 vb.
· Allah yolunda infak, kat kat karşılığı olan Allaha bir borç vermektir 9/111, 5/12, 73/20, 64/17, 2/245, 57/11 vb.
· İsteyip de imkanı olmayanlar hoş karşılanırken 9/91, 9/92 vb.
· İnfaktan uzak duranlara da her alemde acı azap bulunmakta 9/34,9/35, 3/180 vb.
· İnsanlara gösteriş olsun diye infak etmeyin 4/38, 2/264 vb.
· Yapılan infakı başa kakmaktan ve eziyet etmekten kaçınmak 2/262, 2/264, 17/28 vb.
· İnfak isteyerek, gönülden yapıldığında anlam kazanmakta ve cennete kadar varan karşılıkla değerlenmekte 8/60, 2/261, 9/121, 11/114, 4/40, 3/198, 3/148, 2/271, 2/265, 2/262, 2/112, vb.
· Aksi halde anlamı olmamakta ve kabul dahi görmemektedir.4/38, 9/53, 9/54, 9/98, 36/47 vb.
Her hali, vaziyet edilen her durumu, daha ahsen kılma yolunda olup RABBİLALEMİNE, Kurana, vicdanın sesine ilim amel ihlasla uygulayıp #INFAK ETMEYI de yaşam biçimi yapanlardan ve böylece nifaktan, münafıklıktan beri olup MUTTAKİLERDEN olma dileğiyle,
Muhabbetle,

27 Mayıs 2015-4 Mayıs 2021



Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı