11 Ağustos 2021 Çarşamba

EMANETİ EHLİNE VERMEK VE ADALET VAZGEÇİLMEZDİR

 EMANETİ EHLİNE VERMEK VE ADALET VAZGEÇİLMEZDİR


Bu alemde misafir edilen insan, varlığının ve kulluğun gereği olarak DENEME, TEKAMÜL ve AHSENU AMEL yapmak için yaratılmıştır 11/7, 18/7, 67/2, 51/56, 2/21, 23/32, 7/65, 23/23 vb.

Ve diğer varlıklardan farklı olarak TERCİH YETİSİ ve buna bağlı her türlü zihni vb donanım da vermiştir.

Tüm melekeleri iblis hariç insana secde ettirilip emrine verilmiştir. 2/34, 7/11, 15/31, 17/61, 20/116, 38/74, 18/50 vb.

Alemdeki her şey Güneş ay, su toprak, hayvan, bitki, her unsur da adeta insana hizmet eder tarzda dizayn edilmiştir.

Bu bağlamda alem doğa çevre insan hayvan bitki ile insanda var edilen akıl vb zihni tüm melekeleri, gücü vb maddi manevi her şey insana EMANETTIR.

#KURAN, Yaratılmış Kainat Kitabındaki insan, toplum, canlılar cansızlar, eşya, olay ve olgulardan oluşan kevni yaratılan ayetler veya Yazılı Kitap Kuranı Kerimdeki yazılı ayetlerin anlattığı doğru manalar, kanunlar ilkeler olup her alemi cennet yapan EVRENSEL İLKELER DERYASIDIR.

Alemdeki başta insan olmak üzere her varlıktaki ve her unsurdaki tüm özellikler İLİM BİLGİ onu terbiye eden böyle donatan, tesviye eden, ikram eden RABBİLALEMİNİN, yazılı kitap KURAN ve ZİKİR gibi #hediyesidir.

Doğru mana, #ilim, en kıymetli hazinedir, yaşama yazdıkça anlam ve değer katar.

Bundan uzak düştükçe, AYARTIYA kötü tutkulara ESİR oldukça da cehalet bataklığında debelenir.

İnsandan beklenen ve istenen emanet AHSENU AMELA, her durumu daha iyi, daha doğru, daha güzel hale getiren her türlü HASENE ile AMENU VE AMİLUSSALİHATI; ya da HAYIR ile FEDAKARLIKLAR yapmakla anlam ve değer bulmakta Rabbin rızasına varmaktadır.

Her nedenle, hayır yönünde yapacağı her işi, her imkanı ve yetenekleri kullanarak, o işin o unsurun, ilke ve kanunlarına, usul ve esasına edep ve adabına uygun, şeklen manen ruhen her açıdan en mükemmel olacak şekilde yönetip yapması ve böylece güven veren güvenilen #EMIN kişilik olmalıdır.

Diğer bir ifadeyle, insandan beklenen gerek kendi aleminde gerekse dış alemde var edilen her unsuru, her durumu her hal ve şartta da ahsen yolda RABBİN rızasına varma amacıyla kullanması ve yönetmesidir.

Alemde her unsur her konum her görev EMANETTİR

İşte #EMANETİ ehline vermek, ALEMDE var edilen her unsuru değerlendirip gereğine usul ve esasına uygun kullanıp yöneterek her durumda AHSENU AMELLER yapma yükümlülüğünün yerine gelmesidir.

EMANETİ, ehil, ehliyet ve liyakat sahibine verip her hali her durumda #olumsuz beklenmedik şartlarda da AHSEN yaparak ADİL olmak esastır vazgeçilmezdir..
23/8, 70/32, 4/58, 8/27, 33/72, 33/73, 3/83, 13/15, 59/21, 7/143, 38/18, 38/19, 34/10, 20/105 vb

Böylece güven veren güvenilen olup EMIN olarak yaşanılmasıdır.

İnsan kendini, alemi, kainatı anladığı, YARATILIŞ AMACINI gerçekleştirdiğinde, DOĞRU MANALARA ulaşıp bu evrensel ilkeleri KURANI yaşamlaştırdığı ölçüde hayatından zevk ve lezzet almaktadır. Evrenle uyumlaşıp, barış içinde yaşamakta ve her alemde de bahtiyar olmaktadır

Her KİM alemde, insan toplum canlı cansız varlıklarda her unsurda var edilen ayetlerin ya da yazılı kitapta yer alan ayetlerin anlattığı doğru manalarla, Kuranla, Zikirle, Rabbilaleminle, ilkeleriyle vicdanın sesiyle uyumlaşıp, barış içinde yaşarsa onlara, #KORKU YOKTUR VE ONLAR #ÜZÜLMEYECEKLERDİR ve la havfun aleyhim ve la hum yahzenûn 46/13, 2/277, 6/48, 7/35, 2/38, 20/123, 10/62, 2/262, 2/274, 2/62, 5/69, 2/112 vb

Şayet insan; ahseni takvim/maddi ve manevi yönden sürekli gelişime uygun; var ediliş amacı olan ahsenu amelden 11/7, 18/7, 67/2 yana olduğunda; halifeliğin gereğini 2/30, 6/165, 10/14, 27/62, 35/39, 38/26 vb; kulluğu, arzu ve istekle, gönülden yaptığında 51/56, 2/21,2 3/32, 7/65, 23/23 vb #ALAYIİLLİYYİNE yücelirken 83/18; tersi durumda ise #ESFELESAFİLİNE düşmektedir. 95/5

Sözlükte “güvenmek, korku ve endişeden emin olmak” mânasındaki #EMN masdarından gelen #EMÂNET kelimesi hıyânetin karşıt anlamlısı olarak isim şeklinde kullanıldığı gibi “GÜVENİLİR OLMAK” anlamında masdar şeklinde de kullanılır. Ayrıca “güvenilen bir kimseye koruması için geçici olarak tevdi edilen şey” mânasına da gelmektedir bk. Râgıb el-İsfahânî, el-Müfredat, “emn” md.; Lisânü’l-ǾArab, “emn” md. TDV Ansiklopedisi

Bu muhteşem sarayda insanı konuk edip alemi hizmetine verip güvenmiş olan Rabbine karşı insanın da bu alemde #EMANETE ihanet etmeden varlık nedeni olan ahsenu ameller yaparak güvenilen olduğunu emanete uygun davrandığını göstermesi gerekmektedir.

EMANETİ yüklenmeyle ilgili 33/72. ayetin devamındaki 33/73 inci ayette de EMANETİ yükümlülüğü sonucu insanlığın ayrışması ve sonuçları vurgulanmaktadır.

• (Allâh bu emâneti insana vermiştir) Ki iki yüzlü erkeklere ve iki yüzlü kadınlara, ortak koşan erkeklere ve ortak koşan kadınlara azâb etsin; inanan erkekleri ve inanan kadınları da bağışlasın. Allâh çok bağışlayan, çok esirgeyendir. Li yuazzibellahul munafikîne vel munafikati vel muşrikine vel muşrikati ve yetubellahu alel mu'minine vel mu'minat, ve kanellahu ğafurar rahîma.

Nitekim Kitap EMANETİ ÜSLENMEYİ vb konuları farklı bir tarzda üslupla değişik ayetlerde anlatmaktadır;

1-#EMANETI ÜSTLENMEK

• Muhakkak ki biz, EMANETİ ALES SEMAVATİ VEL ERDİ VEL CİBALİ- göklere, arza ve dağlara- arz ettik Onu YÜKLENMEKTEN ÇEKİNDİLER KAÇINDILAR ve ondan KORKTULAR. Ve insan onu yüklendi. Muhakkak ki o çok zalimdir, çok cahildir. İnna aradnel EMANETE ales semavati vel erdi vel cibali fe EBEYNE ey YAHMİLNEHA ve EŞFAKNE minha ve HAMELEHEL İNSAN, innehu kane ZALUMEN CEHULA. 33/72

Bu ayette, kısaca EMANETI yüklenen her hali ahsen yapmak için var edilen insanın, normal zamanlarda olduğu gibi olumsuz hallerde yer gök misali DAĞ gibi sorunlarda endişe ve kuruntularda, olağanüstü durumlarda da ahsenu amelden yana davranmasının beklendiği,
tercih yetisi verilerek bu görevin emanetin insana yüklendiği belirtilmekte, aksi takdirde buna aykırılık ölçüsünde de cehalete düşüp zalimlerden olacağı vurgulanmaktadır.

Her ne kadar
Yaklaşık meallerde, Ahsenu AMEL yapma sorumluluğu tercih yapma yetisi olmayan ve buna dair zihni melekelerden yoksun DAĞA ARZA SEMAYA teklif edilmiş gibi açıklanmakta ise de, bu ayette Kuran bütünlüğünde ve temel ilkeleri dikkate alınarak anlatılmak istenen #MANA yı bulmak daha önemlidir!

Hiç mümkün müdür ki, Rabbilalemin alemi her bir unsuru yaratsın terbiye etsin tercih yetisi verdiği alan dışında insan dahil herhangi bir unsur onun terbiyesi dışında hareket edebilsin.

Dağ arz sema Rabbine teklifine karşı gelip kaçınsın. Ne mümkün!

Nitekim, diğer ayetlerde bakıldığında, tam aksine, “Göklerde ve yerde olanların hepsinin, ister istemez Allah'a teslim olduğu, secde edip itaat ettiği belirtilmektedir. 3/83, 13/15 vb.

#Örneğin Kitap der yaklaşık meallerde:

• Allâh'ın dininden başkasını mı arıyorlar? Oysa göklerde ve yerde olanların HEPSİ, İSTER İSTEMEZ, O'NA TESLİM OLMUŞTUR ve O'na döndürüleceklerdir. E fe ğayra dinillahi yebğune ve lehu esleme men FİS SEMAVATİ VEL ARDİ tav'av ve kerhev ve ileyhi yurceûn. 3/83.

• Göklerde ve yerde olanların HEPSİ, İSTER İSTEMEZ ALLAH'A SECDE EDERLER. Gölgeleri de sabah akşam Ve lillahi yescudu men FİS SEMAVATİ VEL ARDİ tav'av ve kerhev ve zilaluhum bil ğuduvvi vel asâl. 13/15.

• Biz dağları ona musahhar kıldık, akşam sabah onunla tesbih ederlerdi. İnna sehharnel CİBALE meahu yusebbihne bil aşiyyi vel işrâk. 38/18.

ELBETTE Rabbinin teklifine, alemdeki ilkelerine, Kurana aykırı yaşam sürülürse, hayatı cennet yapan bu ilkelere, teklif edilen KURAN ahlakına uyulmazsa sorunlar DAĞ gibi olur. Arzdan semaya kadar büyür, Endişeler artar. Gel gitler yaşanır.

İşte bu ilkelere uyup uymamada özgür bırakılan TERCİH YETİSİ verilen ahsenu amel yapma sorumluluğu, yani emanet tevdi edilen İNSAN, ayette “KABUL ETTI” diyerek açıklanmaktadır.

İnsan yaptığı bu TERCIHLERLE şekillenmekte, KITABINI yazmakta KADERINI, kederini veya keremini belirlemekte ve Cenneti ve Cehennemini de INŞA etmekte ve seviyesini de belirlemektedir. 17/13, 76/3, 64/2, 18/29, 10/40, 41/46, 45/15, 17/15, 2/286, 91/7-10; 92/4-11; 95/4-6; 2/256, 10/99, 26/3-5; 88/21, 22; 36/17, 42/48, 81/27, 28; 13/11, 8/53 vb.

ŞAYET insan emanetin gereğini yani her unsuru kullanıp yönetip AHSENU AMELLER YAPMA görevinde IHMALKAR davrandıkça Rabbinin ilkelerine AYKIRI yaşadıkça IHANET etmekte ve bu nedenle de o HAL cahil ve zalim SIFATIYLA tanımlanmaktadır.

2-Yine, CEBEL hakkında başka bir ayette de, yaklaşık meallerde,

• “Biz bu KURÂN'I CEBELE #indirseydik”, denilirken de KURANA İLKELERE aykırı yaşamanın yarattığı insanı kuşatan dağ gibi ENDİŞELERE, sorunlara engellere, KURANIN EVRENSEL İLKELERİN uygulanması ya da uyulması, İNMESİ halinde, bu sorunların tuz buz olacağı anlatılmaktadır. Lev enzelna hazelkur'ane 'ala CEBELİL leraeytehu haşi'am mutesaddi 'am min haşyetillah, ve tilkel'emsalu nadribuha linnasi le'allehum yetefekkerûn. 59/21.

3-Diğer taraftan #Musa olayında,

• RABBI DAĞA tecelli edince dağın DARMADAĞIN tuz buz olduğu anlatılarak, her sorun, Rabbilalemine KURANA ilkelerine uygun davranıldığında bu ilkeler TECELLI ettirilip uygulandığında DAĞLARIN ENGELLERİN tüm sorunların da yok olacağı vurgulanır.7/143

Mûsâ, tayin ettiğimiz vakitte bizimle buluşmağa gelip de Rabbi ona konuşunca: "Rabbim, bana görün, sana bakayım!" dedi. (Rabbi) buyurdu ki: "Sen beni göremezsin; fakat dağa bak, eğer o yerinde durursa, sen de beni göreceksin!" Rabbi dağa TECELLİ edince onu darmadağın etti ve Mûsâ da baygın düştü. Ayılınca: "Sen yücesin, sana tevbe ettim, ben inananların ilkiyim!" dedi.Ve lemma cae musa li mikatina ve kellemehu rabbuhu kale rabbi erini enzur ileyk, kale len terani ve lakininzur ilel CEBELI fe inistekarra mekanehu fe sevfe terani, felemma tecella rabbuhu lil CEBELI cealehu dekkev ve harra musa saika, felemma efaka kale subhaneke tubtu ileyke ve ene evvelul mu'minîn. 7/143

4-Yine #DAĞLARIN SABAH AKŞAM TESBİHİNDE DE

• Biz dağları ona musahhar kıldık, akşam sabah onunla tesbih ederlerdi. İnna sehharnel CİBALE meahu yusebbihne bil aşiyyi vel işrâk. 38/18, 38/19, 34/10 vb.

Cibalin dağların yani sorunların, endişe ve kaygıların ASLINDA insana hizmet ettiği vurgulanmaktadır.

TESBİH ETMESİYLE de bu kaygıların kontrol edilebilir olması ve Kuran ahlakına uygun bulunması gerekmektedir. İnsan yaşamında, özellikle sorunlarla karşılaşınca da KURANA ilkelerine uymaya devam etmenin önemi vurgulanmaktadır.

Tıpta uzmanlar “STRESİNİZİ kontrol edebildiğiniz ölçüde YÜKSEK tutarsanız BAŞARINIZ da yüksektir” diyerek bu hakikati seslendirmektedir.

Esasen, sorunlar, endişeler, insanın gelişimin de araçlarındandır.

Her sorun, endişe, acaba nasıl yapsam ne olur nasıl yol tutsam vb arayışlar, DENGEDE TUTULMASI durumunda, tekamül sağlar ve olgunluğun zirvesine doğru yol almasına vesile olmaktadır.

AKSİ HALDE
Kontrol dışına çıktığında da DENGEYİ ölçüyü yitirdiğinde bu kez SORUNLAR #SEMEVATİVELARDI yer gök kadar büyür insanı yutar. Böyle duruma düşenler de EMANETE ahsen davranışa uyamaz

Bu süreç kitapta
Onu YÜKLENMEKTEN ÇEKİNDİLER KAÇINDILAR ve ondan KORKTULAR. Ve insan onu yüklendi. Muhakkak ki o çok zalimdir, çok cahildir." bölümüyle de vurgulanır.

Stres de dahil her konuda o halin gereğine uygun ölçüde ve dengede olmak başarının da mutluluğun da ayrılmazıdır.

5-Öte yandan CİBALDEN DAĞLARDAN #SORARLAR ayetinde yaklaşık meallerde de

• Sana dağlardan soruyorlar. De ki: "Rabbim onları ufalayıp savuracak! Ve yes'eluneke anil cibali fe kul yensifuha rabbi nesfa. 20/105

İnsan yaşamında kimi zaman o işin gereğini yapsa da istediği beklediği sonuçlara hemen ulaşamamaktadır. Yaşamında cibal ile karşılaşmakta, endişeye düşmekte kuruntulara girmektedir.

Oysa vakti saati geldiğinde, oluşum sureci tamamlandığında bir şekilde sonuçlara ulaşılmaktadır.

Bu ayette böyle durumlarda da dengeli olup ahsen davranmanın, Rabbin ilkelerine uymanın devamı halinde de o sorunların endişelerin ufalanıp yok olacağı ve neticeye varılacağı vurgulanmaktadır.

Nitekim,
Öyle bir alemde yaşanılmaktadır ki, insan yaptıklarıyla, sonuçlarıyla her Dünyada, hem bu Dünya da, hem de Ahirde de buluşacağı vurgulanmaktadır.

Bu karşılık oluşum sureci tamamlandıktan sonra, insanın beklediği zamanda şekil ya da miktarda değil onun için en gerekli en faydalı olduğu süreçte direkt ya da dolaylı bir şekilde sunulmaktadır.

Elbette Herkes seçtiği yaşamın bedeliyle karşılaşır. Zira, insana çalışmasından vesile ve sebep olduklarından başkası yoktur. 53/39-42,79/35, 76/22, 4/32, 36/12, 3/195, 34/3, 10/61vb.

Üstelik, “zerre miskal hayır ya da şer yapmışsa onu görür” 99/7, 99/8 vb . “Size kıl kadar zulüm haksızlık edilmez VE LA TUZLEMUNE FETİLA. 4/77, 4/49, 17/71 “ denilmektedir.

Rabbilalemini, Yaratılmış Kainat Kitabındaki veya Yazılı Kitap Kuranı Kerimdeki ayetlerin anlattığı EVRENSEL İLKELERİ, KURANI yaşamına hakim kılmak her alemde esasen bahtiyar olmak demektir 2/38, 20/123 vb.

Bunlar da, RABBİLALEMİNİN lütfettiği insanları karanlıklardan aydınlığa NUR a çıkarandır / liyuhricekum minezzulumati ilennur.14/1, 14/5, 33/43, 57/9, 65/11, 5/16, 2/257,

Bu evrensel ilkeler, her daim yaşamı mutlu etmek için önemli ve vazgeçilmez bir yoldaştır, nurdur, rehberdir, hediyedir, hidayettir. 2/2, 2/5, 2/38, 2/97,17/9, 3/4, 3/138, 6/88, 7/52, 12/111, 16/64, 16/89, 16/102, 17/9, 20/123, 27/2,27/77, 28/43, 31/3, 40/54, 45/20, 46/30 vb.

Nitekim bu İLKELERİ YAŞAMA YAZANLARA, UYGULAYANLARA ONLARA BİR #KORKU YOKTUR VE ONLAR #ÜZÜLMEYECEKLERDİR VE LA HAVFUN ALEYHİM VE LA HUM YAHZENÛN 46/13, 2/277, 6/48, 7/35, 2/38, 20/123, 10/62, 2/262, 2/274, 2/62, 5/69, 2/112 vb

Her kim Allaha yardımcı olur, borç verir, yani iyilik, hayır fedakarlık vb ahsenu ameller YAPARSA, Allah ta ona yardım eder. 3/52, 47/7, 61/14, 22/40 vb.

Hasenede misli veya katları verilirken, fedakârlıkta, amenu ve amelussalihatta, muttakilikte, günahlardan kurtulmak, temizlenmek ve #cennet vardır. Vellezineamenu ve amilus salihati ulaike ashabul cenneh, hum fiha halidûn. 2/25, 2/82, 2/277, 3/57, 4/57, 4/122, 4/173, 5/9, 5/93, 7/42, 10/4, 10/9, 11/11, 11/23,13/29, 14/23, 18/30, 18/107, 19/96, 22/14, 22/23, 22/50, 22/56, 24/55, 26/227, 29/7, 29/9, 29/58, 30/15, 30/45, 31/8, 32/19, 34/4, 35/7, 38/24, 38/28, 41/8, 42/22, 42/23, 42/26, 45/21, 45/30, 47/2, 47/12, 48/29, 65/11, 84/25, 85/11, 95/6, 98/7, 103/3 vb

ÜSTELİK, AHSENU AMELLER, İYİLİKLER, HASENELER, YAPILAN HAYIRLAR, ŞEFAATÇİ OLUP kötülükleri #SEYYİATLARI giderir, örter, geçer, keffaret olur. İnnel #hasenati yuzhibnes #seyyiat 11/114, 29/7, 47/2, 46/16, 8/29, 25/70, 3/195, 5/65, 48/5 vb

ALLAHTAN RAZI OLMAK, HER DURUMDA RABBİLALEMİNE, İLKELERİNE UYMAKTIR. Allah ta ondan razı olur ve yardım eder.
YAPTIKLARIYLA, ALLÂH onlardan #RÂZI OLMUŞTUR, onlar da O'NDAN RÂZI OLMUŞTUR. İşte büyük başarı, #FEVZULAZÎM BUDUR! RADIYELLAHU ANHUM VE RADU ANH, zalikel FEVZUL AZÎM ulaşmayı hedefleyenlerdir. 5/119, 98/8, 58/22, 9/100, 48/18 vb.

Nitekim
#Zemahşerî ve Fahreddin er-#Râzî sözkonusu ayette, EMANETI insana yöneltilmiş yükümlülükler olarak açıklamaktadır.

Her nedenle
Kur’ân-ı Kerîm’de emanete riayet müminlerin başlıca özellikleri arasında zikredilmektedir 23/8, 70/32, 4/58 vb.

Aksi halde hıyanete düşülmektedir 8/27,

Her durumda, normal şartların yanı sıra, olağan üstü şartlarda, hayatın iniş ve çıkışlarında, dalgalanmalarında, dağ gibi sorunlar arasında, olumsuz şartlarda da, bu AHSENU AMEL yapma halini koruyup, her durumu daha iyileştirip AHSEN yaptığında, kişiliği, imanı, güvenilirliği gelişmekte ve olgunluğun zirvesine yol almaktadır

#SONUÇ OLARAK

Bu EMANETIN emin olma, güven duymak güvenilen olma halinin, diğer bir ifadeyle, AHSENU AMEL YAPMA sorumluluğunun, ALES SEMAVATİ VEL ERDİ VEL CİBALİ durumunda, yani olağan üstü şartlarda, hayatın iniş ve çıkışlarında, dalgalanmalarında, dağ gibi sorunlar, endişeler arasında, olumsuz şartlarda, fitne, bela ve müsibet durumunda da korunmasının gerektiği vurgulanmakta ve bunun için de insanın AHSENİ TAKVİM ÜZERE, her durumda gelişime uygun donanımda var edilmesine bağlı olarak İNSANIN YÜKLENDİĞİ, insana bu görevin verildiği HAMELEHEL İNSAN denilerek açıklanmaktadır.

Şayet, EMİN OLMA, GÜVEN DUYMAK GÜVENİLEN olma niteliğinin yitirilmesi, AHSENU AMELDEN YANA olma durumunun kaybedilmesi, ilkelerden uzaklaşılması halinde, CAHİLLERDEN ve ZALİMLERDEN olacağı belirtilmekte olup o ölçüde de AZABA uğramakta olduğu vurgulanmaktadır. 72/17, 33/72 vb.

Nitekim bu ayetin devamı olan 33/73 de de emanete uygun davranmayan, alemdeki ilkelere aykırı hal içinde olan kişilerin bunun bedeliyle de buluşacağı vurgulanmaktadır.

AHSENU AMEL YAPMA YOLUNDA EMANETİN gereği yapılmazsa, her unsur bu amaçla ahsen kullanılmazsa, imkanlar görevler ehline verilmezse, eğitim vb yollarla insanlık ehil hale getirilmezse, adalet, liyakat ehliyet vb ilkeler esas alınmazsa, AZAP kaçınılmaz olur.

O denli de huzursuzluk, mutsuzluk yaşanır. Torpil, rüşvet, yalan, dolan yağcılık yandaşlık, israf vb her tür kötülük virüs gibi her yeri sarar. Güvensizlik yayılır. Tüm sistem çatırdar. Sosyal depremler, acılar, kıyamet vb çalkantılar kaçınılmaz olur.

Her nedenle de, EMANETİN her durumda, her halde AHSENU AMEL YAPMA SORUMLULUĞUNUN gereğini yapmak her alemde bahtiyar olmanın yoludur.

Emaneti ehline vermek, adaleti hakim kılmak toplumsal düzenin, mutlu ve huzurlu yaşamın vazgeçilmezleridir.

Emanetin gereği olarak, her işin usul ve esasına, edep ve adabına uygun yapılması, ancak o işin #EHLİNE yani #LİYAKAT ve #EHLİYET sahibine verilmekle gerçekleşir. #EhliOlmak hem ehliyeti hem de liyakati taşımakla bunlara sahip olmakla gerçekleşir.

#EHLİYETLİ, o işte ehil, uzman, ayrıntılarına da hakim, en üstün, usta olmakla birlikte LİYAKATLI yani OLUMSUZ ŞARTLAR dahi ahlaklı ve güvenilir olması da elzemdir.

Kitap der, yaklaşık meallerde:

• Allâh, size emânetleri #EHLINE vermenizi, insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adâletle hükmetmenizi emreder. Allâh size böylece ne güzel öğüt veriyor. Doğrusu, Allâh işiten, görendir. İnnellahe ye'murukum en tueddul emanati ila ehliha ve iza hakemtum beynen nasi en tahkumu bil adl, innellahe niimma yeizukum bih, innellahe kane semiam basira. 4/58

• Ve onlar EMÂNETLERINE ve ahidlerine özen gösterirler. Vellezine hum li emanatihim ve ahdihim raûn. 23/8.

• Emânetlerini ve ahidlerini gözetirler Vellezîne hum liemanatihim ve 'ahdihim ra'un. 70/32.

• Ey inananlar, bile bile emânetlerinize hiyânet etmek sûretiyle Allah'a ve Elçisine hiyânet etmeyin. Ya eyyuhellezine amenu la tehunullahe ver rasule ve tehunu emanatikum ve entum ta'lemûn. 8/27 .

**

Emanete uymak her hali ahsen yapma her durumda ahsen davranma sorumluluğu o işin ehline verilmesi ve ehline uygun yapılması sonuçta #ADALET'İN de hakim kılınmasını sağlar.

Aksi hal cehalettir zulümdür.

Nitekim EMANETİN her durumda, her halde AHSENU AMEL YAPMA SORUMLULUĞUNUN gereğini yapmama HALINI, CAHİLLERDEN ve ZALİMLERDEN olma sıfatıyla belirtilmektedir.

#Cehalet, doğrusu bilinmesine rağmen, bilmediğinden, anlamadığından değil, keyfine, ayartısına uymaktan, bağlanmaktan, esaretten, hevasını ilah edinmekten, iblisine uymaktan, duyularının kontrolünü kaybetmekten, ölçü, ilke, usul esas, edep adap gözetmeyip, azgınlık, taşkınlıktan aksi olanı yapmaktır. 2/67, 5/50, 7/138, 12/33, 3/154, 5/50, 11/29, 2/67, 11/46, 27/55, 39/64, 25/43, 45/23 vb.

Zulüm ve zalim, insan ve diğer canlıların VAREDİLİŞ amacından, AHSENU AMELDEN, yaşama hakkından ve konumundan kendi veya başkası tarafından her ne şekil ve şartta ve yöntemde olursa olsun HAKSIZ mahrum bırakılmasıdır.

Her nedenle, her insan, AHSEN YOLDAKİ işini, davası, daveti, çağrısı, iddiası uğrunda var gücüyle uğraşmak, hatta bittim noktasına kadar tüm imkanlarıyla seferber olup, Yaratılmış Kainat Kitabındaki ve Yazılı Kitap Kuranı Kerimdeki ayetlerin anlattığı EVRENSEL İLKELERLE, O İŞİN USUL VE ESASINA, EDEP VE ADABINA uygun, azami güven ve ümitle, sabırla çalıştığı ölçüde,

- EMİN, güvenilen ve güven duyulan olup,
- bu özelliğini, her durumda, OLAĞAN ÜSTÜ ŞARTLARDA, HAYATIN İNİŞ VE ÇIKIŞLARINDA, DALGALANMALARINDA, OLUMSUZ ŞARTLARDA da ilkelerden taviz vermeyip,
- bu ahlakı halini devam ettirmesi durumunda,
- EMANETİ üstlenen kişi olarak, İNSAN, TOPLUM ve RAHMAN indinde de anlam ve değer kazanır.
- Aksi halde, bu ahlakını halini duruşunu bozduğunda, ilkelerden taviz verdiğinde, AHSEN olandan uzaklaştığı ölçüde, cahil ve zalimlerden olunur.

Dünya yaşamı, HAYAT, ALES SEMAVATİ VEL ERDİ VEL CİBALİ gibi dizayn edilmiştir, tek düze değildir. İnişli çıkışlıdır. Olumlu olumsuz şartlarla, sorunlarla karşılaşılmaktadır. Her insan, FİTNE, BELA VE MUSİBETLERLE karşılaşmakta ve denenmekte ve bu gelişim süreçleri önüne serilmektedir. 29/2, 29/3, 21/35, 22/11, 39/49, 9/49 vb.

Bakınız, Kitap der, yaklaşık meallerde:

• İnsanlar yalnız "inandık" demekle, hiç FİTNELENMEDEN bırakılacaklarını mı sandılar? E hasiben nasu ey yutraku ey yekulu amenna ve hum la YUFTENÛN. 29/2

• Biz, onlardan ÖNCEKİLERİNİ FİTNELEDİK. Elbette Allâh doğruları bilecek, yalancıları bilecektir. Ve le kad fetennellezine min kablihim fe le ya'lemennellahullezine sadeku ve le ya'lemennel kazibîn. 29/3

• Kendilerinin her yıl bir iki defa FİTNELENDİKLERİNİ görmüyorlar mı? Yine de tevbe etmiyor, öğüt almıyorlar. E ve la yeravne ennehum yuftenune fi kulli amim merraten ev merrateyni summe la yetubune ve la hum yezzekkerûn. 9/126.

• Bir FİTNEDEN sakının ki, aranızdan yalnız haksızlık edenlere erişmekle kalmaz. Bilinki Allâh'ın azâbı çetindir. Vetteku fitnetel la tusibennellezine zalemu minkum hassah, va'lemu ennellahe şedidul ikâb. 8/25.

• Her nefis, ölümü tadacaktır. Biz sizi FİTNELEMEK için şerre de hayra da müBTELÂ kılıyoruz. Ve bize döndürüleceksiniz. Kullu nefsin zaikatul mevt, ve neblukum biş şerri vel hayri fitneh, ve ileyna turceûn. 21/35.

• Böylece biz onların kimini kimi ile FİTNELEDİK ki: "Allâh, aramızdan şunlara mı lutfu lâyık gördü?" desinler. Allâh, şükredenleri daha iyi bilmez mi? Ve kezalike fetenna ba'dahum bi ba'dil li yekulu e haulai mennellahu aleyhim mim beynina, e leysellahu bi a'leme biş şakirîn. 6/53.

• Bilin ki mallarınız ve evlâdlarınız birer FİTNEDIR. Allah'a gelince büyük mükâfât, o'nun yanındadır.Va'lemu ennema emvalukum ve evladukum fitnetuv ve ennellahe indehu ecrun azîm. 8/28.

• Mallarınız ve evlâdlarınız bir FİTNEDIR, (Allâh, onlarla sizi imtihan etmektedir). Allâh ise, işte büyük ödül O'nun yanındadır İnnema emvalukum ve evladukum fitneh, vallahu 'indehu ecrun 'azîm. 64/15.

• İçlerinden öylesi var ki: "Bana izin ver, beni FİTNEYE düşürme" der. İyi bilin ki, onlar zaten FİTNEYE düşmüşlerdir. Cehennem de kâfirleri kuşatacaktır.Ve minhum mey yekulu'zel li ve la teftinni, e la fil fitneti sekatu, ve inne cehenneme le muhitatum bil kâfirîn. 9/49.

• İnsana bir zarar dokunduğu zaman bize du'â eder. Sonra, ona bizden bir ni'met verdiğimiz vakit; "Bu, (benim) bilgi(m) sayesinde bana verildi" der. Hayır, o bir FİTNEDİR, fakat çokları bilmiyorlar. Fe iza messel insane durrun deana summe iza havvelnahu ni'metem minna kale innema utituhu ala ilm, bel hiye fitnetuv ve lakinne ekserahum la ya'lemûn. 39/49.

• İnsanlardan kimi de Allah'a bir kenardan, ibâdet eder. Eğer kendisine bir hayır gelirse onunla huzûra kavuşur ve eğer başına bir FİTNE isabet edince yüz üstü döner. O, dünyâyı da, âhireti de kaybetmiştir. İşte apaçık ziyan budur. Ve minen nasi mey ya'budullahe ala harf, fe in esabehu hayrunitmeenne bih, ve in esabethu fitnetuninkalebe ala vechih, hasirad dunya vel ahirah, zalike huvel husranul mubîn. 22/11.

• Senden önce gönderdiğimiz bütün elçiler de yemek yerler, çarşılarda gezerlerdi. Biz sizi birbiriniz için bir FİTNE yaptık. Sabrediyor musunuz? Rabbin, görendir. Ve ma erselna kableke minel murseline illa innehum le ye'kulunet taame ve yemşune fil esvak ve cealna ba'dakum li ba'din fitneh, e tasbirune ve kane rabbuke besira. 25/20.

• Kızkardeşin yürüyordu. diyordu: “Size, ona kefil olacak birisine delil olayım mı Böylece seni, annene döndürdük. Onun, gözü aydın olsun ve mahzun olmasın diye. Ve birisini öldürmüştün. O zaman seni, gamdan kurtarmıştık. Ve seni, FİTNELERLE FİTLENEDİK. Böylece Medyen halkı içinde senelerce kaldın. Sonra kaderin gereği geldin ya Musa!”İz temşi uhtuke fe tekulu hel edullukum 'ala mey yekfuluh, fe raca'nake ila ummike key tekarra aynuha ve la tahzen, ve katelte nefsen fe necceynake minel ğammi ve fetennake futune, fe lebiste sinine fi ehli medyene summe ci'te ala kaderiy ya musa. 20/40.

• Ki onları, onunla FİTNELENDİRELİM. Kim Rabbini anmaktan yüz çevirirse (Rabbi) onu, alt eden bir azâba sokar. LİNEFTİNEHUM fih, ve men yu'rid 'an zikri rabbihi yeslukhu 'azaben sa'ada. 72/17.

• O geride kalan göçebe Araplara de ki: "Siz yakında çok kuvvetli bir kavme karşı savaşmaya davet edileceksiniz, onlarla (ya) dövüşürsünüz, yahut (onlar) müslüman olurlar. Eğer itâat ederseniz, Allâh size güzel bir mükâfât verir; (yok) eğer önceden döndüğünüz gibi yine dönerseniz, size acı bir şekilde azâb eder. Kul lil muhallefine minel a'rabi se tud'avne ila kavmin uli be'sin şedidin tukatilunehum ev yuslimun, fe in tuti'u yu'tikumullahu ecran hasena, ve in tetevellev kema tevelleytum min kablu yuazzibkum azaben elima. 48/16.

• Rabbimiz Allah'tır" deyip, sonra doğru olanların üzerine melekler iner: "Korkmayın, üzülmeyin, size söz verilen cennetle sevinin! (derler)." İnnellezine kalu rabbunellahu summestekamu tetenezzelu aleyhimul melaiketu ella tehafu ve la tahzenu ve ebşiru bil cennetilleti kuntum tuadûn. 41/30

UNUTULMAMALIDIR Kİ,

Her şey yolunda giderken İYİ olmak yetmez.
Sorunlarda, sıkıntılı durumlarda, yaşamın İNİŞLERİNDE de
Kendini tutup AHSEN HAL ÜZERE olup
Emanete uygun davranıp
MUTTAKİ ahlakı yaşamak önemlidir ve değerlidir.

İnsan iblisin AYARTISINI ve her yöndeki duygularını KONTROL edip ahsen olana yöneldikçe Rabbilalemine, Kurana, vicdana evrensel ilkelere ÖNEM VE ÖNCELİK verdikçe #MUTTAKİLEŞİR

YAŞAMDA her durumla karşılaşan İNSAN, hayırda ve şerde de, iyi günde kötü günde de, AHSEN davranma, her ne iş yapıyorsa usulüne esasına uyma sorumluluğunu gözettiği ölçüde, erdemli duruşuyla tekâmül edip yücelebilmektedir. Razı olan, razı olunanlar arasında yer almaktadır.

İnsan normal olağan şartlarda üstlendiği her işi usulüne esasına edebine adabına uygun en mükemmel yapmaya çalıştığı gibi
insanı sarsan, olumsuz durumlarda, sorunlarda sıkıntılarda, fitne bela musibette, hayatın inişlerinde, bir anlamda halk tabiriyle, İMANINI GEVRETEN hallerde bile
İblisi, ayartılarını etki ve tepkilere karşı duygularını kontrol edip
Her durumda AHSEN davranma özelliğini, ahlakını koruyup devam ettirmesi
her halde de Rabbilalemine Kurana Vicdana Evrensel ilkelere ÖNEM ve ÖNCELİK vererek Rızayı İlahiye uygun hal içerisinde olması durumunda
o ölçüde EMANETİ üstlenen, taşıyan, devam ettiren, emanete ehil layık liyakatli adil adaletli kişilerden olunmaktadır.

Bu yolda olma dileğiyle,
Muhabbetle


13 Nisan 2001- 11Ağustos 2021 



Hiç yorum yok:

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı