16 Eylül 2015 Çarşamba

BAKMAK VE GÖRMEK FARKI

BAKMAK VE GÖRMEK FARKI
KİTABA,
Yaratılan Kainat Kitabına ya da Yazılı Kitap Kuranı Kerime,
yahut insana, topluma, olay ve olgulara, eşyaya her ne olursa olsun her unsura;
Gözünle bakarsan YAZIYI veya VARLIĞI görürsün.
Aklınla bakarsan MESAJI görürsün.
Gönlünle bakarsan AŞKI görürsün.
Sorgulayarak bakarsan GERÇEKLERİ görürsün
Tüm benliğinle bakarsan, ANLATMAK İSTEDİKLERİNİ, İLMİ, NURU bulursun.
Bu NUR a uygun yaşarsan, her alemi CENNET yaparsın.
Bu ikrama kavuşmak ancak, Yaratılmış ve Yazılmış Kitabı ikra, tertil, tilavet ve tedrisat ile teakkul-akletme, tefekkür-düşünme, tefakkuh-sorgulama ve tedebbür-ne anlattığını anlamakla, TÜM BENLİĞİNLE BAKMAK ve GÖRMEKLE okuyup araştırıp sorgulayıp gerçeklere ulaşmakla mümkün olmaktadır.
Diğer bir ifadeyle, bu #NURA,
• yaratılmış KAİNAT kitabındaki, insan, toplum, eşya, olay ve olguları
• ya da yazılı kitap mushaf Kuranı Kerimdeki ayetleri,
• aklı, kalbi ve zihni olarak her türlü AYARTILARDAN uzaklaşarak, tüm benliğiyle DOĞRULARA teslim olmak amacıyla
#ikra-karea, #tilavet #zikr #mekes, #tertil, #ders, #hamil/amil #hatm, #hıfz #vaaz #semia-dinleme #ittiba, #itaat, #secde, #beyan, beliğ-#tebliğ, #inzarvb üzere OKUMAK;
ve yine
• zihni tüm melekelerini gereğince kullanarak #akletmek, #düşünmek, #sorgulamak, #tedebbür #tezekkür #fehm, #fıkh, #idrak, #şuur, kalb, vicdan, lubb, fuad, sadr, nuha, va'y, hicr, #te’vîl, #tefsirvb üzere DÜŞÜNME çalışmalarını yapmak suretiyle,
• anlamını, satır aralarını, arka planını, temel ilkelerini, anlatmak istediklerini, DOĞRU MANALARI, EVRENSEL İLKELERİ gereğince ANLAYIP
• yani kitaplardan #KURANAen mükemmel zirve evrensel manaya #ZİKREulaşıp
#yaşamakla, hayatta #örnek olup #anlatmak ve #tebliğ etmekle ulaşılmaktadır.
Her gün geçtiğiniz yollardaki sağlı sollu eşyaya, unsurlara, olay ve olgulara BAKARSINIZ farkına bile varmazsınız. Ne zaman ki ALAKA göstermeye başlarsanız o ölçüde GÖRMEYE BAŞLARSINIZ.
BÖYLECE, önem ve öncelik verdiklerinizi ALAKA gösterdiklerinizi AYRINTISIYLA fark eder, GÖRÜRSÜNÜZ. Alakanız, ÖNEM VE ÖNCELİK VERDİĞİNİZ ÖLÇÜDE de hayatınızda yer alır, içselleştirilir.
ALAKANIZ ölçüsünde de AHLAKLANIRSINIZ.
Halakal insane min ALAK. der Kitap.
“Milyonlarca insan elmanın düşüşünü gördü, görüyor. Ancak sadece #NEWTON, 'NEDEN?' diye sordu, der #BernardBaruch”. Sorguladı, araştırdı, alaka gösterdi ve o alanda alemdeki kanunları keşfetti.
Bakmanın ötesine geçip görmeye, gerçeğe ulaşmaya çalışınca da doğru bilgiye, ilme ulaşılmaktadır.
ELBETTE, görünen yanıltabilir. Gerçeklere ulaşmak, bedel ister. Araştırmak, incelemek düşünmek, ölçüye ilkeye vurmak, sorgulamak gerçeklere açılan kapıdır.
İnsanın araştırıp #sorgulamadığı her konuyla din de dahil bağı yüzeysel ya da kesiktir. Ancak sorgulamakla başlayan süreçle birlikte, önem ve öncelik verdiği ölçüde bağı, yakınlığı ve alakası oluşmaktadır.
Doğru ve ahsen bilgi sahibi olmak, emek ister, araştırmak ister. Okumak ister. Konuyla ilgili düşünceleri ön yargısız anlamak ister. Düşünmek, irdelemek ister. Yaşayarak yaşama yazıp tecrübe edinmek ister.
Diğer bir ifadeyle, bakmak ve görmek, A'MA/KÖR İLE GÖREN gibi BİR OLMAZ. A'MA olmak, fiziki körlükten ötedir.
Bakar #kör olmaktır. Gönüllerin görmesinden mahrum kalmaktır. Görülmesi, anlaşılması, esas alınması, önem ve öncelik verilmesi, hedeflenmesi gerekeni es geçmektir. Ayrıntıda, teferruatta, tali hususlarda takılıp kalmaktır.
“Soru sormak düşüncenin zekâtıdır.” der #Heidegger.
#Aliyaİzzetbegoviç de: “Elimde olsa bütün İslâm ülkelerinde ortaokullardan başlamak üzere sorgulayıcı mantık dersi koyardım”.
Zira, "Eleştirinin olmadığı yerde putçuluk başlar" Dr. #AliŞeriati.
"Tenkit, yüksek bir medeniyetin işaretidir." J.S. #Phillimore.
Ne yazık ki, "İnsanların en zayıf tarafları; SORMADAN, ARAŞTIRMADAN, DÜŞÜNMEDEN, KAFALARINI PATLATMADAN inanmak hususundaki hayret verici temayülleridir. Dünyadaki yalancı peygamberleri yetiştirmek ve beslemek için en iyi gübre, işte bu BİLMEDEN İNANMAK için çırpınan kalabalıktır " der #SabahattinAli.
#Düşünürler, ARAŞTIRIP sorgularken, #cehalet, zanlarından EMİNDİR
Bunun sonucu olarak da, “Bir toplum gerçeklerden ne kadar uzaklaşırsa; gerçeği söyleyenlerden o kadar nefret eder #GeorgeOrwell” hale gelmektedir.
Böyle olunca da, “Kritik ve analitik düşünmeyen toplumlar bilim üretemezler. Eleştirel güce, bilince sahip bir ufkumuz ve dilimiz yok. Eleştiri kültürü ölüyor, farklı düşünceler köreliyor #AMüftüoğlu,” diye feryat etmektedir.
Oysa, #FERASET, görünenin de arkasındaki görünmeyeni, şekilden ziyade manayı, teferruatı değil de özü bulup, ilkeyi, esası anlamak olan #BASİRETİN, kapısıdır.
BASİRET, varlık veya olayların ya da olguların, perde arkasını, arka planını, satır aralarını görmek, doğru ve hızlı değerlendirmek, iç yüzünü idrak etmek, akılla birlikte, gönül ve vicdanı da dikkate alarak isabetli sonuçlara ulaşmaktır. Doğru mana ve sonuca ulaştırandır.
OKUR olanlar, anlatılanı değil, onun da ötesini, anlatmak isteneni anlayanlardır. #ÇÖZÜMLER üreten ve daha da güzelleştiren, geliştiren, kerimleştiren gerçek kahramanlardır.
Bu arada, #ortakakıldan, eleştiriden de yararlanılmalıdır.
Eleştirinin amacı, iyi ve güzel olanı ortaya çıkarmak ve tüm olumsuzluklardan kurtararak daha da güzelleştirmektir. Ayrıca, eleştiri de, güzel yanları kadar, olumsuzlukları da ortaya koyup, daha güzel olması için öneriler sunulmaktadır. Böylece her yönüyle görmek, anlamak gerçekleşmektedir.
Her ne olursa olsun, bakmaktan öteye geçip GÖRMEK, ayrıntısına kadar anlamak ESASTIR.
İnsan ne ölçüde GERÇEKLERE, HAKİKATE, alaka, sevgi, istek, önem ve öncelik verirse o ölçüde bakmanın ötesine geçmekte ve görüp, en iyi anlayıp yaşama yazmaktadır.
ANLAMAK için, öyle bir alaka, ilgi, araştırma, çaba ister ki, #ALAK yani, döllenmiş yumurtanın, embriyonun rahim duvarına tutunurken gerçekleştirdiği gibi taa atardamarlarına kadar uzanıp, anasının en güçlü damarlarından beslenmesi misali, insan da ALAKA DUYDUĞU, ARAŞTIRDIĞI, ÖNEM VE ÖNCELİK VERDİĞİ KONUNUN örneğin Yaratılmış Kainat Kitabındaki veya Yazılı Kitap Kuranı Kerimdeki ayetlerin TAA TEMELLERİNE, İLKELERİNE, EVRENSEL DEĞERLERİNE, ÖZÜNE, ESASINA, MANASINA anlatmak istediklerine ulaşacak şekilde alaka kurarsa, o nispette gerçeklerle buluşur.
Bu bağlamda, Kuranı Kerim de bir kitaptır. 3/3,3/7, 4/113, 16/64, 16/89, 29/51, 39/41, 14/1, 5/15 vb. İnsan dahil evrendeki tüm varlıklar, benzeri her şey yaratılmış bir kainat kitabıdır. 3/190, 10/6, 10/67, 12/7 vb.
Yaratılmış Kainat Kitabındaki insan, toplum, canlılar cansızlar, eşya, olay ve olgulardan oluşan kevni yaratılan ayetler veya Yazılı Kitap Kuranı Kerimdeki yazılı ayetlerin anlattığı doğru manalar, kanunlar ilkeler KURAN'dır ve her alemi cennet yapan EVRENSEL İLKELER DERYASIDIR.
Her nedenle İNSAN, BAKMA VE GÖRME farkıyla, alakası, emeği, samimiyeti, ihlas ve gayreti, çalışması, bu ilkelere verdiği ÖNEM VE ÖNCELİĞİ ölçüsünde doğru manalara, evrensel ilkelere, kanunlara, teknik ve teknolojiye ulaşmakta bilgilenmekte ve YAŞAMA YAZDIĞI nispette de ahlaklanmakta, gelişmekte, müreffeh olup yücelmekte ve her alemde de cenneti yaşamaktadır.
Sadece yazılı kitap Kuranı Kerimi değil, Yaratılan Kainat kitabını, insan, toplum, diğer canlılar cansızları, eşyayı, olay ve olguları da okuyup, araştırıp incelemek, anlattığı manalara, ilkelere, kanunlara ulaşmak,
o kanunları dikkate alarak insan ve toplumların kendini tanıyarak yücelmesini sağlamak,
alemde var edilen kanunlara ulaşıp eşyaya uygulayarak teknik ve teknoloji üreterek insanlığın hizmetine de sunmaktır.
Nitekim M.İkbal, "Kainat Allah’ın davranışıdır. O’nun davranışı ile sözü-vahiy arasında #çelişki olmaz". der
Elbette, Allah’ın sünnetinde de, #SUNNETULLAHTA bir değişiklik bulamazsınız. 17/77, 33/38, 33/62, 35/43, 40/85, 48/23 vb.
Bakmak ve görmek de insanın tercihine kalmıştır. Dileyen görünende, şekilde, duyulanda kalmaz, Araştırır, inceler, sorgular, düşünür, tefekkür ve tedebbür yapar. Bakmaktan öteye geçer, gerçeğe ulaşır. Yaşamını da bu gerçeklerle şekillendirir.
Aksi halde aldanmak ve aldatılmak kaçınılmaz olur.
Yaşam da bakar, kör olanlara, bu ilkelere aykırılık ölçüsünde ağır bedeller, acılar ve mutsuzluklar yaşatmaktadır. Bu hali yaşayanlar, SUÇU, SUÇLUYU, KUSURU kendinde aramalıdır. 4/62, 42/30, 39/48,39/51 vb.
Sözde #İslamülkeleri, bu OKUMALARI İHMAL ettikleri günden beri cehaletin, geri kalmışlığın cenderesinde #kıvranmakta, bu kitapları okuyanların doğru manalara, ilkelere, kanunlara ulaşanların bunu yaşama taşıyanların gerisinde NAL TOPLAMAKTADIR.
Bakmak görmek farkı önemlidir. Her unsurda olumlu ve olumsuz boyutlar da olabilir. Lakin, güzele meftun olan, ÜMİTVAR yaklaşanlar; güzel bakar, güzel görür, güzel düşünür, güzel davranır ve güzel paylaşır…
YUSUF güzel görme, güzel düşünme ve yorumlamanın adıdır, melekesidir. Bu nedenle, Kainattaki her ayet güzel düşünenin güzel görmesini sağlayarak hatta, her yeni gün bile olumsuz gibi görünen her olayda krizde yeni fırsatlar, yepyeni imkanlar sunarak ÜMİTVAR olunmasını GÖNÜLLERE anlatır.
YUSUF'TAN kopanlar, güzel düşünüp güzel görmekten kısa sürede olsa ayrılanlar, Yusufuna sağır kalanlar, şekilde, zarfta, kabukta takılıp kalanlar körleşmekte, Yûsuf’unu geçici süreliğine kaybetmektedir. Taa ki, hayır ve fedakarlık yaparak, Vicdanının sesini duyuncaya kadar.
Okumak ile anlamak da, bakmak ve görmek kadar farklıdır.
İnsan, bilmek veya bilgi yüklenmekle değil, DOĞRU MANALARI, ilke ve kanunları dikkate alarak yaşamakla, yaşadıklarıyla, amelleriyle anlam ve değer kazanmaktadır.
Her ne olursa olsun, bu okumaları yaparak gerek evrendeki gerekse, yazılı kitaptaki evrensel ilkelere ulaşarak değişmek ve böylece en güzele en doğruya, mükemmele doğru AHSEN YOLDA her gün gelişerek, ahlakını KURANLAŞTIRIP, AZİM BİR AHLÂK ÜZERE OLMAK dileğiyle,
Muhabbetle
28 Ekim 2014-28 Ocak 2021

Fotoğrafı çekene, paylaşana da teşekkür ederiz.




Hiç yorum yok:

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı