19 Eylül 2015 Cumartesi

TEKASÜR BATAKLIĞINDA DEBELENMEK YAMULTUR

TEKASÜR BATAKLIĞINDA DEBELENMEK YAMULTUR

Her zerresi muhteşem olup her çeşit süs ile ziynetlenmiş bu sarayda misafir edilen insan gelişime uygun ahseni takvim üzere var edilmiştir.

İnsana, varlığının ve kulluğun gereği olarak DENEME, TEKAMÜL ve AHSENU AMEL yapmak için özgürlük ile #TERCİH YETİSİ ve buna bağlı her türlü zihni vb donanım da verilmiştir. Bu nedenle de sorumluluk ceza ve mükâfat söz konusudur.

Her alanda, DENEMENİN, TEKAMÜLÜN, GELİŞİMİN gerçekleşmesi için insanın dünya metaına karşı duyulan iştaha, aşırı düşkünlüğe ayette HUBBUŞ ŞEHEVATİ YE sınır getirilmemiştir. 3/14, ve benzeri 28/60, 28/61, 42/36, 9/38, 11/15, 18/46, 57/20, 10/23.

Canlılardan sadece insanın ihtiyaçları #HAYALLERİ kadardır, oysa iktidarı ise, elinin gücünün yettiği yere kadar ulaşır.
.
İnsandaki tüm duygular, hisler şöyle üç başlıkta özetlenebilir:
• #ŞEHEVİ HİSLER; faydası olanları çeken, insanı ona meylettirendir. Yeme, içme, cinsellik vb her türlü arzu istek vb.
• #GADABİ HİSLER; zararları def eden, ondan uzaklaştırandır. Savunma, saldırı, kin, nefret, garaz vb.
• #AKLİ HİSLER; doğruyu yanlıştan ayıran, akıl, vicdan fuat, basar, semi vb melekelerdir.

Tüm bu duyular, hisler, melekeler, ADEME secde ederken, deneme, ahsenu amel ve tekamül için yaratılan insanı, her daim AYARTMAK üzere var edilen İBLİS ise, İLLA İBLİS denilerek secdedeki farklılığı ortaya konulmuştur.

Bu hislere, melekelere ise, deneme, ahsenu amel ve tekamülün gerçekleşmesi için herhangi bir SINIR DA GETİRİLMEMİŞTİR.

Tüm melekeleri iblis hariç insana secde ettirilip emrine verilmiştir. 2/34, 7/11, 15/31, 17/61, 20/116, 38/74, 18/50 vb.

Alemdeki her şey Güneş ay, su toprak, hayvan, bitki, her unsur da adeta insana hizmet eder tarzda dizayn edilmiştir.

Özgürlüğün ve tercih yetisi ve zihni her tür donanımın yansıra, VİCDANIN güzele olan çağrısı da İBLİSİN ayartısı da DENEME TEKAMÜLVE GELİŞİM için elzem olup insanda var edilmiştir.

HER NEDENLE, yaşamda, içsel ve dışsal ayartıyla, fitne bela ve musibetle karşılaşılmakta, deneme tekamül ve gelişim gerçekleşmekte ve yaşanılan her durumda AHSENU AMELDEN yana yaptıklarıyla, tercihleriyle ayrışmakta ve yücelmektedir.
Her olay insana seçimler sunar. İnsan fravunlaşabilir, Musalaşabilir. Lehepleşir ya da Muhammed’e uyabilir. Yaşamını NAR da NUR da yapabilir.

İnsan yaptığı bu TERCIHLERLE şekillenmekte, KITABINI yazmakta KADERINI, kederini veya keremini belirlemekte ve Cenneti ve Cehennemini de INŞA etmekte ve seviyesini de belirlemektedir. 17/13, 76/3, 64/2, 18/29, 10/40, 41/46, 45/15, 17/15, 2/286, 91/7-10; 92/4-11; 95/4-6; 2/256, 10/99, 26/3-5; 88/21, 22; 36/17, 42/48, 81/27, 28; 13/11, 8/53 vb.

#Kötüyü, günahı tercih etmek, gerçekte Rabbilaleminin cenneti yaşatan ilkelerine arkasını dönmek, aksini yapmaktır.

Tüm #kötülükler, VİCDANIN sesi yerine iblisin AYARTISINA uyup DUYGULARI kontrol edemeyince gerçekleşir.

İblisi, ayartıyı, duyguları KONTROL edemezse, onlar YÖNETİR ve esir alr. Her tür suç ve günah ile kötülükler işlenir. Gereksiz yere gönüller kırılır. Aleme negatif enerji yayılır. Her DÜNYASINI DA CEHENNEME çevirir.

İBLİSİ ayartısını KONTROL edip VİCDANIN sesine uyarsa alemle, evrensel ilkelerle, Kuranla, Rabbilaleminle ahsenleşip #OLGUNLAŞIR, iyi insan olur. Gönüller kazanır. Örnek olur. Değişime ve hayra güzelliğe vesile olup alemi de ahsenleştirir.

İnsan İBLİSİN AYARTISINA ya da VİCDANININ SESİNE uyup uymamakla tercihini yaparak bu alemdeki denenmesini tamamlamaktadır.

Ya ahsenu ameller işleyerek en güzele ZİKRE ulaşarak gelişmekte, aleme pozitif enerji sunmakta, ahsen amellerle ALAYI İLLİYYUNA yücelmekte 83/18 ya da seyyiatlarla kötülüklerle ESFELİ SAFİLİNE yuvarlanmaktadır. 95/5

**

BU BAĞLAMDA, İnsanın ahseni takvim üzere dizayn ediip DENEME TEKAMÜ GELİŞİM ahsenu ameller yapması için var edilmesi nedeniyle, MANEN RUHEN olduğu gibi, MADDEN de GELİŞME, ARTIRMA, ÇOĞALTMA, ÜRETME vb yönü bulunmaktadır.

Üretme, çoğaltma, yayılmada¸
sayısal artma üretme olarak #ZERAA, 16/11,14/37, 13/4, 48/29, 56/64 vb
kaliteli nitelikli artma yayılma olarak da #BESSE 31/10, 45/4, 42/29, 4/1 vb
kavramı ve türevleri kullanılmaktadır.

#KİTAPTA, her unsurda, her alanda ÇOKLUK, artma, artırma, çoğunluk işlevi ise TEKASÜR/KESRET, ZİYADE VE RİBA olarak üç kavramla karşılanmıştır.

#ZİYADE, kaliteyi, niteliği esas alan artma, çokluk, çoğaltmadır.
*İlmimi Ziyade Et /ve kur rabbi zidni ilma 20/114 veya
*imanın/zadethum imanev 8/2, 9/124;
*azabın ziyadeleşmesi vb.

Hatta, bu kavram toplumda bilinçli veya bilinçsiz yemekten sonra ZİYADE OLSUN denilerek de kullanıla gelmiştir.

#TEKASÜR/KESRET ise; kaliteyi, niteliği dikkate almayan çokluktur, çoğunluktur, sayısal fazlalıktır, çoğaltmadır.
6/116, 2/100, 2/243, 3/119, 5/59 başta olmak üzere ve benzeri 81 diğer ayetlerde
“ÇOĞUNA UYARSAN/ÇOKLARI” vb derken de
bu yani sayısal niteliksiz çokları, çoğunluğu, fazlalığı, çoğaltmayı ifade eden TEKASÜR/KESRET kavram ve türevleri kullanılmaktadır.

#Tekasür/kesret, madden, manen, şeklen, ruhen, gelişme içinde ve gelişme yönelik ahseni takvim üzere yaratılan insanın, var oluş amacına AMA kör kalıp, yaşamı kolaylaştıran eşyayı, unsurları, malı, mülkü, makamı, nasıl olursa olsun, HELAL HARAM demeden, HAK HUKUK gözetmeden elde etmeyi, tüm EN LERİN SAHİBİ olmayı yaşam amacı haline getirmektir. Kaliteye niteliğe önem vermemektir. Sayısal, fiziksel vb çokluktur 102/1-2.

TEKASÜR/KESRET HASTALIĞI, insanı, kendisine insana hizmet eden malın makamın vb tüm unsurların efendisi, süvarisi iken, hizmetçisi, KÖLESİ, TUTSAĞI, TUTKUNU yapmaktadır.

TEKASÜR Her ne olursa olsun
HELAL HARAM HAK HUKUK demeden
ÇOĞALTMA ve EN’LERE ulaşma,
ÇOKLUK, ÇOĞUNLUK
TUTKUSU HIRSI YAMULTUR
CEHİMDE HUTAMEDE yaşatır

#TekasürSuresi'nde de vurgulandığı üzere #çokluk yarışı, çoğaltma hırsı, en’lere ulaşma tutkusu, lüks ve gösterişe, makam ve mevkiye düşkünlük, kazanma ve sahip olma zaafı, bunlarla övünme, toplumda yer bulma, statü kazanma, güçlü olduğunu sanma hastalığı ölesiye, ölünceye, mezarlara varıncaya kadar var gücüyle oyalar.

Adeta büyüler. Uyutur. Zevk verir. Kölesi yapar. İnsanı yaşam amacından uzaklaştırır. Kurana erdeme, her Dünyada anlam ve değer katan ilkelere önem ve öncelik vermekten alıkoyar. Davasını unutturur.

Bu durum ölesiye, tüm benliğiyle, acımasız bir rekabetle, tüm değerleri ve ölçüleri öldüren ve yok sayan bir oburlukla sürer ki ölünceye kadar da artarak devam eder.

Oysa taleplerini, ihtiyaçlarını makul, sınırlı ve gereğince tutarsa, kaliteli olanı, ziyadeyi helal ve temiz olanı ararsa ve başkalarının hakkını da vererek arınırsa bu sayısal, niteliksiz, helal haram demeden, olsun da nasıl olursa olsun çoğaltma hastalığından çoğaltma yarışından da kurtulur.

Aksi halde, biriktirme, yığma hastalığında, birbirinizi geçmek ve üstünlük sağlamak ve yığdıklarını korumak ve kaybetmemek için ölesiye uğraşır durur.

İNSANI kanaat, TEKASÜR BATAKLIĞINDA debeleneni de kara toprak DOYURUR

Dünya malı ile imtihan edilen kişinin gözünü ya kanaat, ya da kara toprak doyurur." der #SadiŞirazi

#Kanaat, VAR OLANIN KIYMETİNİ BİLMEK ve ümitle daha iyisi için usul ve esasına hak ve hukuka helal ve harama dikkat ederek çalışmaya daha ahseni üretmeye, paylaşmaya devam etmektir.

Zira, #Kanaat; sözlükte elde bulunanla yetinmek, kısmetine/hakkına razı olmak, başkasının elindekine göz dikmemek, tamahkâr/açgözlü olmamak gibi anlamlara gelir. (Mehmet Doğan, Büyük Türkçe Sözlük, İz Yay., İstanbul 1996, s. 594)

KANAAT ebedi ZENGİNLİKTİR
HIRS ise sefalet, hüsran ve HASARETTİR

Hayır, bu durum kabul edilemez bir haldir. Çok geçmeden görürsünüz. Alametlerini yaşarsınız. Düşünürseniz, Kuranla yoğrulursanız, yanlışlığı bilirsiniz.
Üstelik aynel yakın görür, anlarsınız.

Kimi hemen, kimi daha geç cehimi görür, yaşar, anlar.

Zira insanı yaratan, onu dizayn eden bu kanunu koymuş. Amaçları unutan, araçları amaç edinir, bu araçların, malın, mülkün, makamın, şöhretim en’lerin esiri olur. Ölesiye, tüm meleke ve imkanlarıyla ölünceye kadar bu ateşin içerisinde kıvranır.

ALLAH'TAN, #Kuran'dan ilkelerinden daha çok neye
SUREKLİ #önem ve #öncelik verdiğini sorgulayanlar şirk koştukları #PUTLARI anlar.

Peşinden koştuklarını, ALLAH'TAN Kuran'dan daha çok önem ve öncelik verdiklerini unsurlar, ölesiye ölünceye kadar ardında sürüklendikleri GÜNAHKAR YALANCI PERÇEMLERİYLE olur.
Nitekim Kitap der yakaşık meallerde:

· Hayır, eğer bundan vazgeçmezse PERÇEMDEN yakalarız, Kella leil lem yentehilenesfe'am biNNASİYEH. 96/15
· O YALANCI, GÜNÂHKÂR PERÇEM Nasiyetin KEZİBETİN HATİEH 96/16

Öyle ki, bu yolu seçen insanlar cehimi, cehennemi, acıyı, feryadı, yürekleri yakan ateşi yaşamalarına ragmen bu bataklıkta debelenir durur. Kuranın rehberliğine önem vermedikleri için de dirilemez.

Bir taraftan, daha çok, en çok tutkusuyla asıldıkça, diğer taraftan da kaybetmemek için ne gerekiyorsa yaptıkça ve bu uğurda doyumsuzluğun getirdiği sınır ve ölçü tanımayan davranış ve yöntemler sonucu kuşatılmışlık nedeniyle yaşadığı çoğaltma hastalığı ve ateşi artarak devam eder.

Kitapta #Firavun üzerinden de örnek verilir.
40 Mümin 45 ve 46- Allâh onu, onların kurdukları tuzakların kötülüklerinden korudu ve Fir'avn âilesini, azâbın en kötüsü kuşattı: Ateş! Sabah akşam ona sunulurlar. Kıyamet koptuğu gün de: "Firavun ailesini azabın en çetinine sokun!" (denilir).

Firavun ve fravunun yanında etrafında yer alan yandaş candaş yoldaş vb tüm unsurlardan oluşan ailesi, uğruna ne zulümler yaptığı sarayında, saltanatında sürekli korku içinde kalarak adeta her gün, sabah akşam ateşte yandığı gibi tekasür girdabında yüzenler, her zulmü yapanlar, uğruna ölesiye koştukları sahte amaçları, aracılığıyla ateşi, cehimi yaşar,

Sonra da size verilen tüm nimetlerden, aç gözlülüğünüzü tatmin etmek için toplayıp yığdıklarınızdan, diğer hak sahibi yoksul, yoksun insanlarla paylaşmadıklarınızdan, bunları çoğaltmak için yaptığınız tezgahtan, uğrana feda ettiğiniz ilkelerden, ihmal ettiğiniz Kuran ilkelerinden, unuttuğunuz yaratılış amacından ve elden ayaktan tutun tüm halden de hesaba çekileceksiniz.

• Sonra o gün, (size verilen) ni'metten SORULACAKSINIZ. Summe le tus'elunne yevmeizin anin ne'îm. 102/8

Dünyada azap tatmakla kalmayıp ahirette de ebedi cehenneme yuvarlanıp azabın en çetinini yaşamaktadır.

RIZAYI İLAHİYE vardırmayan
her tür ÇOKLUK kazanım
azap veren HAMALLIKTIR

Kanuna uydurmakla hiçbir hal #HELAL olmaz
RIZAYI İLAHİYE VİCDANA ADALETE İNSAFA uymakla olur

Hala akledilmeyecek mi? Ölüm gelmeden düşünüp arınıp dirilmeyecek mi?

**

OYSA #KİTAP uyarır, ŞU habis, melun şecere AĞACA YAKLAŞMAYIN 2/35, 7/19, 14/26, 17/60 vb. uyarısını kale almayan insan, maddeye, şekle daha çok önem ve öncelik vermesi nedeniyle ESFELE SAFİLİNE doğru yuvarlanmaktadır 95/5.

Şecere/Tutkular insanı yer bitirir. Yedikleri de, elde ettikleri de sevindirmez. Kendisine yeterli fayda vermez. Hep dahası vardır. Zakkum gibidir. ŞECERETÜZ ZAKKUM yani fayda vermeyen tutkulardır 37/62-68, 56/52-56, 44/43-50 vb. Yaşamı cehenneme çevirir.

Öyleki; var oluş amacına ne ölçüde AMA/kör bakarsa, yaşamı kolaylaştıran eşyanın, unsurların, malın efendisi değil de esiri olursa, adeta mallaşırsa, mal onu değil de o malı tamamlarsa, süvarisi değil de esiri, hamalı olursa, mala hizmet etmeye kalkarsa, malla bütünleşirse, o ölçüde,

ŞERDE İHVAN /İHVANEŞ ŞEYATÎN 17/27 den,
velayuşrik bi ibadeti rabbihi ehada/ ONLARI ŞERİK EDİNMEYE 18/110 ve
TA’BUDİŞ ŞEYTAN’a tapmaya 19/44, 36/60,
HASABU CEHENNEM odunu olmaya 21/98 varmakta,
ve CEHİMİ de yaşamaktadır 102/6.

Diğer taraftan çoğaltma tutkusunun verdiği çirkinleşmeyi, yaşadığı cehennemi örtmek ve tekasür bataklığında doyma bilmez iştihasına daha çok variyat ekleyebilmek amacıyla tüm güzel, iyi, hayır ve fedakarlık gibi cennet kavramlarını da dilinde, şeklen üçüncü insanlara karşı #ELBİSE yapmaktadır. 7/22, 20/121 vb.

El Füccar olup, tapındığın kesret/tekasüre kendini hapsedip, mana aleminde davası olmadığından #SİCCİNDE boğulmaktadır 83/7.

Böylece, tekasür bataklığında var gücüyle ölesiye, ölünceye kadar debelenip, elde ettiklerini de yeterli bulmadığından, #HUTAME de bağlı kalmaktadır 104/6-9.

Rabbin RIZASINA ilkesine aykırı tüm kazanımlar İZZET değil ZİLLETTİR

İnsan, Rabbilalemine, Kurana, Vicdana uyup evrensel değerlere ulaşıp güncele aktardığı, yaşama geçirdiği ölçüde Hayattaki Bu Olgunlaşma Sürecinde yücelmekte, olgunluğun zirvesine doğru yol almaktadır.

Aksi halde tekasür bataklığında tutkular ve enler ateşiyle debelenip hayatını da çevresini de cehenneme çevirmektedir.

Üstelik, Rabbin RIZASI yolunda #feda edilemeyen DÜNYALIK, sözde her kazanım #HEBA olur

Oysa, Dünya senin olsa
ele geçirsen
hükmetsen
Rabbin Rızasına varMAdıkça ne yazar!

Ziyadeyle, kaliteli, helal ve temiz olanla yetinip hak hukuka özen göstererek yaşayanlardan, var ediliş amacı yolunda AHSENU AMELELR yaparak muttakilerden olup Rabbin Rızasına varanlardan olup TEKASÜR bataklığından esfele safilinden, siccinden, cehimden, hutamaden beri olma dileğiyle,

Muhabbetle,

28 Nisan 2015-1 Haziran 2021 






Hiç yorum yok:

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı