SEÇİM VE PROPAGANDA SÜREÇLERİNDE ilkelliği bırakıp, AKLA, MANTIĞA ve VİCDANA UYGUN YÖNTEM ŞARTTIR
Seçim ve
#propaganda dönemlerinde; ilkelliği, İSRAFI, nutuk atmayı meydanları işgal etmeyi, çevreyi kirletmeyi, yığınları toplamayı vb ugulamaları bırakıp, mevcut ADAYLAR her bir ulusal TV de, açık oturumda, ülke sorunları ve çözümler hakkında aynı sorulara cevap verip halkı bilgilendirip sunum yapmalıdır.
Seçim ya da oylamada, tarafların tanıtım yapması düşüncelerini halka
açıklaması elzemdir. Her konudaki fikirlerinin alabildiğine açıklıkla halka sunulması doğru tercihlerin yapılması için de vazgeçilemez unsurlardandır.
Bugün ülkemizde uygulana gelmekte olan propaganda yöntem ve usullerinin ne denli sorunlar taşıdığı ortadadır. İşin usul ve esasından edep ve adabından da uzaktır.
Kimsenin israf yapmaya, çevreyi kirletmeye, gürültü yapmaya, meydanları yolları kapatarak, ya da belli yerlerde yığışmalara sebep olup, yaşamı olumsuz etkilemeye hakkı yoktur. Terörün, olağanüstü şartların olduğu dönemlerde de bu sorunlar çığ gibi büyümekte ve onulmaz zararlara da yol açmaktadır.
Hele insanlığın üçte biri açlıkla pençeleşirken zerreyi dahi israf etmesi haksızlıktır, zulümdür.
BUNLAR, milletin vergileriyle siyasi partilere her yıl Hazineden ödenmek üzere o yılki genel bütçe gelirleri "(B) Cetveli" toplamının 5 binde 2'si oranında yapılan HAZİNE YARDIMLARIYLA da finanse edilmektedir.
Yüzbinlerce işsizin, aç ve açıkta insanın yoksul ve çaresizin var olduğu bir ülkede ise bir kuruşun dahi bu harcanması asla kabul edilemez bir hoyratlıktır.
Üstelik her nimetten de sorgulanacaksınız, İhtarı İlahisi varken.
Daha neler neler...
ESASEN
Ülkeyi yönetmeye talip olanların, ne düşündükleri, ÇÖZÜM ÖNERİLERİ, attıkları gazellerden, yaptıkları propagandalardan, tek yanlı salvolardan daha da önemlidir.
Birinci ağızdan, kayıtlara geçerek, milletin gözü önünde özgürce fikirlerini açıklamaktan daha ehven yol olabilir mi?
BU ve DİĞER HER NEDENLE, her seçim ya da oylamada:
Her seçimde adaylar her bir ULUSAL TELEVİZYONLARDA AYNI ORTAMDA O tv ve belirleyeceği gazetecilerin ya da soru yöneltecek KURULUN karşısına çıkmalı ve AYNI sorulara
#promterden okuyup nutuk atmak ya da rol yapmak yerine, doğrudan kendi düşünce ve fikirlerini, projelerini sunup cevap verip HER KONUDA ne düşündüklerini yeterli surede açıklamalıdır.
BÖYLECE gelişmiş ülkelerde olduğu üzere, ADİL, TARAFSIZ VE EŞİT KOŞULLARDA tanıtım, açılım ve propaganda gerçekleşmelidir.
Bu kendine güvenin de halka saygının da gereğidir.
Aldatmanın ve aldatılmanın da öyle uydurma vaatlerin de halk tabiriyle sallayıp savurmaların da panzehridir.
Üstelik her türlü israfın da önlenmesinin yoludur.
Hatta partilere hazineden para aktarılmasının da ortadan kalmasına zemin oluşturmaktadır.
GÜCÜN DEĞİL, HAKLININ KAZANABİLECEĞİ ortamlar sağlanmalıdır.
OYLAMADA ise, halk da bunları dinleyip irdeleyip her seçim ya da oylama günü vatandaşlık numarasıyla, ülke içi veya dışındakiler de elektronik ortamda, e devlet üzerinden, bu başarılıncaya kadar da diğer yollarla oyunu kullanmalıdır.
ZİRA
Her olay insana, TOPLUMA seçimler sunar. Tercih yapma gücü, yetkisi, her türlü zihni melekeler ve donanım insanda var edilmiştir.
İnsan gibi, toplumlar da yaptığı tercihlerle,
#kaderini, dolayısıyla kederini ya da keremini kendi yazmaktadır.
Herkes ve her toplum seçtiği yaşadığı hayatın bedeliyle sonuçlarıyla karşılaşır
• TOPLUMLAR TERCİHLERİYLE KADERİNİ
dolayısıyla KEDERİNİ ya da KEREMİNİ KENDİ YAZMAKTADIR.
Her nedenle insan ve toplumlar, tercihine BIRAKILAN alanda yaptıklarıyla, TERCIHLERLE ŞEKILLENMEKTE, kendi kitabını yazmakta KADERINI, kederini veya keremini belirlemekte ve CENNETI VE CEHENNEMINI de INŞA ETMEKTE ve seviyesini de belirlemektedir. 17/13, 76/3, 64/2, 18/29, 10/40, 41/46, 45/15, 17/15, 2/286, 91/7-10; 92/4-11; 95/4-6; 2/256, 10/99, 26/3-5; 88/21, 22; 36/17, 42/48, 81/27, 28; 13/11, 8/53 vb.
Tercihine BIRAKILMAYAN hususlarda da insan ve toplumlar karşılaştıkları, yaşamak durumunda kaldığı olay ve olgular, fitne bela musibet karşısındaki yine duruşlarıyla, tavır ve tercihleriyle ayrışmakta ve şekillenmektedir.
Bu, Evrensel İlkeler karşısındaki duruşuyla YELPAZE misali zerreden şemse ESFELE SAFİLİYNDEN ALAYI İLLİYYİNE kadar dağılmakta ve yer bulmaktadır.
Her insanın her alemdeki cenneti de cehennemi de farklılaşmaktadır
Tercih insanın!
Haydi!
Akla ve VİCDANIN sesine kulak verelim. Bu yolda kamuoyu oluşturulması için bu sese uyup, var gücümüzle çalışıp, PAYLAŞIP, yaygınlaştırıp yaşama yazılmasına katkı sunalım.
Her konuda, araştırıp sorgulayıp zihni melekelerini gereğince kullanıp
ölçüye ilkeye vurup
Her yönüyle KURANA İLME uygun sistemler oluşturmaya çalışıp
hali en Doğruya, HAKK olana, MÜKEMMELE doğru değiştirenlerden
Rabbilalemine, Kurana, ilme, vicdana, evrensel ilkelere her daim önem ve öncelik vererek,
kesinlikle YALAKALIKTAN, VAHŞİ TARAFGİRLİKTEN ve DÜŞMANLIKTAN beri kalıp
kim olursa olsun HAKKIN, HAKLININ YANINDA durup
EHLİYETLİ ve LİYAKATLİ olanı tercih edip
muttakilerden Rabbin Rızasına varanlardan ve
her Dünyada sevdikleriyle Cenneti yaşayanlardan olma dileğiyle,
*
Bakınız bu MEVCUT İLKEL konuyu dillendirilen birçok yazıdan bir örneğe de aşağıda yer verilmiştir.
.
“SEÇİM VEYA REFERANDUM PROPAGANDALARINA NE GEREK.
Televizyonlardan efendi efendi söyleyeceklerini söylerler. Sonra e-devlet üzerinden herkes şifresiyle girer oyunu verir.
Meydanlarda şovlara, sandıklara ne gerek?
Soytarılık mı yapıyoruz, iş mi yapıyoruz?
Seçimler ve referandumlar için harcanan paralarla neler yapılmaz?
İsterseniz oturun hesap edin.
Kaç okul Kaç hastane Kaç fabrika Kaç yol Kaç tünel Kaç köprü kaç üniversite Kaç tane bilim araştırma merkezi kuruluyor?
Demokrasi düzenini harcama düzeni yapanlar bunlar.
İşleri güçleri şov...
Hesap kitap bilmiyorlar ki?
Bunlar için vatan millet sakarya... Umurlarında değil.
Kafası çalışan yöneticiler böyle mi yapar?
Hangi çağda yaşıyoruz?
Koskoca maliye, koskoca SGK, koskoca bankalar İnternet üzerinden iş yaparken, seçim çalışmaları niçin meydanlarda şova dönüştürülür? Hala ilkel sandıklardan medet umulur?
Adam olan efendi gibi sessiz sedasız ne söyleyeceğini söyler.
Halka da da ne istiyorsun diye sorar?
Bunlar öyle değil.
Af edersiniz meydanlarda iş değil, gerçek değil, sidik yarıştırıyorlar.
Adına da demokrasi, çağdaşlık, gelişmişlik diyorlar.
Yesinler sizin gelişmişliğinizi.” M Çoban”
Daha niceleri de sıralanabilir.
