ÖZGÜRLÜK, yaratılmış ya da yazılmış kitaptaki evrensel ilke ve doğrularla yaşamaktır.
Evrensel doğrular her daim güneş gibi parlar.
Zira, bunlar, Yaratılan Kainat Kitabının ve Yazılı Kuranı Kerimin anlatmak istedikleri, yani Rabbilaleminin ilkeleri olup karanlığı aydınlatan GÜNEŞ gibidir, yaşam için NUR dur.
İnsan, gözünü kapatmakla, sadece kendine gece yapar.
Aklını kullanmayan, sorgulayıp düşünmeyenler de yaşamını ve çevresini karartır. Her dünyayı cehenneme çevirir.
Modern çağın tüm KÖLELİKLERİNDEN kurtulmanın tek ve yeğane yolu olan SORGULAMAK, DEĞİŞİMİN başlangıcıdır.
Zira, akletmek, tefekkür-düşünme, tefakkuh-sorgulama ve tedebbür-ne anlattığını anlamaya çalışmak tüm gerçeklerle karşılaşmanın kapısıdır
Böylece, HER İNSANDA VAR OLAN VİCDANININ SESİNİ DİNLE VE YAŞA özgürlüğe ve cennet yolculuğuna başladın demektir.
Vicdanlar dirilince de düşünce, inanç, kabullenim veyargılar her zaman değişebilir.
Bu da, sevgi, alaka ve muhabbetle gerçekleşebilir.
Yasaklar veya baskıyla hiçbir şey def edilemez.
Zorbalık, dayatma, geçici sonuçlar alsa da, kalıcı olarak değişimigerçekleştiremez.
Zira, insan ancak İKNA ile kalıcı olarak değişebilir.
Bu anlamda en etkili unsur, savunduğu ve davet ettiği güzelliği yaşamında göstermektir.
Lisanı Hal, Lisanı Kal den daha etkilidir, taa yüreklere, özüne işler ve değişimi tetikler.
Kâinatta her şey insana bakar, hizmet eder şekilde yaratılmıştır. İnsan kainatı anladığı, doğru manalara ulaştığı ölçüde hayatından zevk ve lezzet alır. Evrenle uyumlaşır, barış içinde yaşar. Özgürleşir.
ÖZGÜRLÜK, yaratılmış ya da yazılmış kitaptaki evrensel ilke ve doğrularla uyumlu yaşamaktır.
Bu ilke ve doğrulardan uzaklaştığı ölçüde, her alanda, herşeyin önem ve önceliği değişebilmekte, esarete, tutkulara ve şer olana mahkum olunmaktadır.Tüm insani, güzel, iyi, hayır ve fedakarlık kavramlarından mahrumlaştırmaktadır
Bunların sonucunda da, yaşamdaki, insana hizmet eden unsurlar, araç iken AMAÇ haline gelmekte insanda bunların kulu kölesi olup özgürlüğünü yitirmektedir.İhtiyaçları karşılamak için çalışmak yerini, çalışmak için yaşamaya dönüşmektedir. Yaşamak için para kazanmaktan çıkar, para için yaşar hale gelir.
Araçlar amaçlaşır. Yaşamı bu amaç etrafında döner. Mal, mülk makam para için yaşar, Tüm evrensel ölçüler değerler aşınmaya başlar. Kazanmak için her şey mubah anlayışıyla devam eder.
Bağımlı olan, tutkulara esir olan, sorgulanamamış öğreti ve alışkanlıkları tekrarlayanlar bunların yönettiği, yönlendirdiği esir varlığa dönmektedir.
Bu nedenle, yaratılmış ya da yazılmış kitaptaki ayetleri,akletme, düşünme, sorgulama ve tedebbür-ne anlattığını anlamaya çalışarak en Doğruya, en HAKK olana en MÜKEMMELE ulaşıp bunlara göre yapılanarak ve uyumlaşarak özgürlüğün zirvesini, her alemde de cennetin alasını yaşamalıdır.
ÖZGÜRLÜĞÜN kıymetini bilenlerden olmak umuduyla,
Muhabbetle
Evrensel doğrular her daim güneş gibi parlar.
Zira, bunlar, Yaratılan Kainat Kitabının ve Yazılı Kuranı Kerimin anlatmak istedikleri, yani Rabbilaleminin ilkeleri olup karanlığı aydınlatan GÜNEŞ gibidir, yaşam için NUR dur.
İnsan, gözünü kapatmakla, sadece kendine gece yapar.
Aklını kullanmayan, sorgulayıp düşünmeyenler de yaşamını ve çevresini karartır. Her dünyayı cehenneme çevirir.
Modern çağın tüm KÖLELİKLERİNDEN kurtulmanın tek ve yeğane yolu olan SORGULAMAK, DEĞİŞİMİN başlangıcıdır.
Zira, akletmek, tefekkür-düşünme, tefakkuh-sorgulama ve tedebbür-ne anlattığını anlamaya çalışmak tüm gerçeklerle karşılaşmanın kapısıdır
Böylece, HER İNSANDA VAR OLAN VİCDANININ SESİNİ DİNLE VE YAŞA özgürlüğe ve cennet yolculuğuna başladın demektir.
Vicdanlar dirilince de düşünce, inanç, kabullenim veyargılar her zaman değişebilir.
Bu da, sevgi, alaka ve muhabbetle gerçekleşebilir.
Yasaklar veya baskıyla hiçbir şey def edilemez.
Zorbalık, dayatma, geçici sonuçlar alsa da, kalıcı olarak değişimigerçekleştiremez.
Zira, insan ancak İKNA ile kalıcı olarak değişebilir.
Bu anlamda en etkili unsur, savunduğu ve davet ettiği güzelliği yaşamında göstermektir.
Lisanı Hal, Lisanı Kal den daha etkilidir, taa yüreklere, özüne işler ve değişimi tetikler.
Kâinatta her şey insana bakar, hizmet eder şekilde yaratılmıştır. İnsan kainatı anladığı, doğru manalara ulaştığı ölçüde hayatından zevk ve lezzet alır. Evrenle uyumlaşır, barış içinde yaşar. Özgürleşir.
ÖZGÜRLÜK, yaratılmış ya da yazılmış kitaptaki evrensel ilke ve doğrularla uyumlu yaşamaktır.
Bu ilke ve doğrulardan uzaklaştığı ölçüde, her alanda, herşeyin önem ve önceliği değişebilmekte, esarete, tutkulara ve şer olana mahkum olunmaktadır.Tüm insani, güzel, iyi, hayır ve fedakarlık kavramlarından mahrumlaştırmaktadır
Bunların sonucunda da, yaşamdaki, insana hizmet eden unsurlar, araç iken AMAÇ haline gelmekte insanda bunların kulu kölesi olup özgürlüğünü yitirmektedir.İhtiyaçları karşılamak için çalışmak yerini, çalışmak için yaşamaya dönüşmektedir. Yaşamak için para kazanmaktan çıkar, para için yaşar hale gelir.
Araçlar amaçlaşır. Yaşamı bu amaç etrafında döner. Mal, mülk makam para için yaşar, Tüm evrensel ölçüler değerler aşınmaya başlar. Kazanmak için her şey mubah anlayışıyla devam eder.
Bağımlı olan, tutkulara esir olan, sorgulanamamış öğreti ve alışkanlıkları tekrarlayanlar bunların yönettiği, yönlendirdiği esir varlığa dönmektedir.
Bu nedenle, yaratılmış ya da yazılmış kitaptaki ayetleri,akletme, düşünme, sorgulama ve tedebbür-ne anlattığını anlamaya çalışarak en Doğruya, en HAKK olana en MÜKEMMELE ulaşıp bunlara göre yapılanarak ve uyumlaşarak özgürlüğün zirvesini, her alemde de cennetin alasını yaşamalıdır.
ÖZGÜRLÜĞÜN kıymetini bilenlerden olmak umuduyla,
Muhabbetle
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder