17 Ekim 2015 Cumartesi

SEHARDE TÖVBE İSTİGFAR ETMEK

Sehar/Seher, sabah namazı vaktinden öte olup, aldanmanın, aldanışın, karanlığın, büyülenmenin, sihrin anlaşıldığı anlardır.

SEHARDE DEMEK, aldanmanın, aldanışın, büyülenmenin, karanlığın yaşandığı, bunun anlaşıldığı dönemlerdir. 

Her SEHAR de aynı zamanda, Musa karşısında sahirlerin HAKKa secde edişi gibigerçeğe teslim oluşun, tövbenin, istiğfarın vaktinin habercisidir. 20/70, 20/73, 26/46 vb.

Zira, Sihir, eshar-sehar, musahhar, sahir vb 28 ayrı formda, sin ha ra kökünden gelmekte olup 63 yerde geçmekte ve sihir, büyüleme, aldanma, aldanış olup, gerçeği olduğundan farklı, fahiş aldatma ve etkilenme şekilde görme, gösterme ve yaşatma anlamında kullanılmaktadır. 20/66, 7/116,  20/69, 10/81, 20/73 vb.

Ülkemizde de sehar/seher vakti, şekilsel de olsa, sabah namazı vakti olarak algılanmakla birlikte, bir anlamda, karanlığın sonu olan, aydınlanmanın, dirilişin başladığı, gerçeğin anlaşıldığı zaman olarak bilindiği düşünülmektedir.

KİTAP der, yaklaşık meallerle:
  • SEHARLERDE ONLAR İSTİĞFAR EDERLERDİ/ Ve bil eshari hum yestağfirûn. 51/18. 
  • Sabredenleri, sadık olanları, kanıtlayanları, infak edenleri ve SEHARLERDE İSTİĞFAR EDENLERİ görmektedir. /Essabirine ves sadikîne vel kanitine vel munfikîne velmustağfirine bil eshâr 3/17.
  • Nitekim başka bir ayette de bu aldanma, büyülenme veya bundan beri duranların örneğin, “LUT ve beraber olanların seharda kurtarıldığı” vurgulanmaktadır. “…İLLA ale lut, necceynahum bi sehar.” 54/34.  

Yine, Musa ve Firavn kısssasında olduğu üzere, sahirler-büyücüler gerçeği anladıklarında:
  • Derhal büyücüler secdeye kapandılar/Fe ulkiyes seharatu sacidîn. 26/46
  • Bunun üzerine büyücüler secdeye kapandılar: "Hârûn'un ve Mûsâ'nın Rabbine inandık!" dediler./Feulkiyes seharatu succeden kaluamenna bi rabbi harune ve musa. 20/70
  • Biz Rabbimize inandık ki (O) bizim günâhlarımızı ve senin bizi yapmaya ZORLADIĞIN BÜYÜYÜ bağışlasın. (Elbette) Allâh daha hayırlı ve (O'nun mükâfâtı ve cezâsı) dahasüreklidir."/İnna amenna bi rabbina li yağfira lenahatayana ve ma ekrahtena aleyhi mines sihr,vallahu hayruv ve ebka. 20/73.
Bunun gibi en makbul olan tövbe istiğfar aşağıdaki ayette de belirtilmektedir.
  • Allah'a göre, şu kimselerin tevbesi makbuldür ki, câhillikle kötülüğü yapıp HEMEN ARDINDAN dönerler. İşte Allâh onların tevbesini kabul eder. Allâh bilendir, hüküm ve hikmet sâhibidir.İnnemet tevbetu alellahi lillezineya'melunes sue bi cehaletin sümme yetubune min karibin fe ulaike yetubullahualeyhim, ve kanellahu alimen hakima. 4/17 vb.
Seherlerde yapılması gereken tövbe istiğfar geciktirildikçe, bedeli de ağır olmaktadır. 9/102, 9/103, 2/219, 7/199 vb

Esasen,
  • HATASINI ANLAMAK 9/118
  • HATADAN en kısa sürede VAZGEÇMEK 4/17 vb
  • ONARMAK 9/102, 9/103, 2/219, 7/199 vb
  • TEKRAR AYAĞA KALKMAK önemlidir. 2/286 vb. 
Hata yaptığında, bunun farkına vardığında, seherde yani, büyülemenin, aldatma veya aldanmanın anlaşıldığı anda, en kısa surede, hemen, derhal, kendini düzeltenlerden olmak dileğiyle, 

Muhabbetle,

Hiç yorum yok:

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı