11 Ocak 2016 Pazartesi

SAMİRİ ya da SAMİRİLEŞMEK NEDİR BİLİRMİSİN



Samiri ya da samirileşmek, sahte mazeretler üreterek, insanın var ediliş nedeni olan AHSENU AMELDEN uzaklaşması, daha çok önem ve öncelik verdikleriyle, KURAN dan, evrensel ilkelerden, iyi, güzel ve adil olandan ıraklaşması ve böylece esfele safiline doğru yuvarlanmasıdır.

Bunu da, ziynetlerle, dinsel görüntülerle ve uydurmalarla süslediği, sahte mazeretleri, gerekçeleri ve araçlarıyle KABADTU KABDATEM le, başkalarının gözünü boyarken aslında ebedi olarak kendini kandırmakta ve her alemini de mahvetmektedir. 7/148, 20/87, 20/96, 7/152 vb.

İnsanı, KURANdan, evrensel ilkelerden, ahsenu amelden, hayırdan uzaklaştıran, SAMİRİLEŞTİREN her sahte mazeret, gerekçe ve araçlar BUZAĞI HEYKELİ/iclen ceseden olmakta ve buna yöneldiği ölçüde de onu, al aşağı edip, esfele safiline doğru yuvarlanmasıdır.

Gelin yaklaşık meallerle birlikte KİTAP ta gezintiye çıkalım:

§  Ama biz senden sonra kavmini sınadık. SAMİRİ ONLARI SAPTIRDI" dedi. Kale fe inna kadfetenna kavmeke mim ba'dike ve edallehumus samiriyy. 20/85 
§  Mûsâ kavmi, kendisinden sonra kendilerinin zinet takımlarından yapılmış, böğürmesi olan bir BUZAĞI HEYKELİNİ benimsediler. Görmediler mi ki o, ne kendilerine söz söylüyor, ne de onlara yol gösteriyor? Onu benimsediler ve zâlimler oldular. Vettehazekavmu musa mim ba'dihi min huliyyihim iclen cesedellehu huvar, e lem yerav ennehu la yukellimuhum ve la yehdihim sebila, ittehazuhu ve kanu zalimîn. 7/148  
§  Dediler ki: Biz sana olan vâdimizden, kendi kudret ve irademizle dönmedik. Fakat biz, o kavmin zinet eşyasından bir takım ağırlıklar yüklenmiş, sonra da onları atmıştık; aynı şekilde SÂMİRÎ DE ATMIŞTI. Kaluma ahlefna mev'ideke bi melkina velakinna hummilna evzaram min zinetil kavmi fekazefnaha fe kezalike elkas samiriyy 20/87  
§  Onlara, böğürmesi olan bir buzağı heykeli ortaya çıkardı. Dediler ki, "Bu sizin de ilahınız, Mûsâ'nın da ilahıdır, fakat o unuttu". Fe ahrace lehum iclen cesedel lehuhuvarun fe kalu haza ilahukum ve ilahu musa fe nesiy. 20/88
§  Onlar görmüyorlar mı ki kendilerine bir söz söyleyemez; bir zarar ve yarar veremez? E fe la yeravneella yarciu ileyhim kavlev ve la yemliku lehum darrav ve la nef'a. 20/89
§  Önceden Hârûn, kendilerine: "Ey kavmim, andolsun siz bununla sınandınız. Rabbiniz, o çok esirgeyendir. Bana uyun, buyruğuma itâ'at edin!" demişti. Ve le kad kale lehum harunu min kablu ya kavmi innemafutintum bih, ve inne rabbekumur rahmanu fettebiuni ve eti'u emri. 20/90
§  Dediler:"Mûsâ bize dönünceye kadar buna tapmaktan vazgeçmeyeceğiz!" Kalu len nebreha aleyhi akifine hatta yarcia ileynamusa. 20/91
§  Bunun üzerine Mûsâ, çok kızgın ve üzüntülü bir halde kavmine döndü: "Ey Kavmim, dedi, Rabbiniz size güzel bir va'idde bulunmamış mıydı? Süre mi size uzun geldi Yoksa Rabbinizden bir gazabın üstünüze inmesini mi istediniz ki, bana verdiğiniz sözden caydınız Fe racea musa ila kavmihi ğadbane esifa, kale yakavmi elem yeidkum rabbukum va'den hasena, e fe tale aleykumul ahdu em eradtumey yehille aleykum ğadabum mir rabbikum fe ahleftum mev'idi. 20/86.
§  Ey Hârûn, oların saptıklarını gördüğün zaman sana ne engel oldu (da önlemedin)?dedi. Kale ya harunu ma meneake iz raeytehum dallu. 20/92.
§  Neden bana uymadın, buyruğuma karşı mı geldin?" (Ve kardeşininsakalından tutup çekmeğe başladı.) Ella tettebian, efe esayte emri. 20/93.
§  Ey anamın oğlu, dedi, sakalımı, başımı tutma. Ben senin 'İsrâil oğulları arasında ayrılık çıkardın, sözümü tutmadın' diyeceğinden korktum.  Kale yebneumme late'huz bi lihyeti ve la bi ra'si, inni haşitu en tekule ferrakte beyne beniisraile ve lem terkub kavli.20/94.
§  Ey SÂMİRİ, YA SENİN HİTABIN NEDİR?"dedi. Kale fema hatbuke ya samiriyy. 20/95  
§  Ben dedi, onların görmediklerini gördüm. Erresulün eserinden bir avuç aldım. Onu da içine attım; böylece nefsime güzel göründü. Kalebesurtu bi ma lem yebsuru bihi fe kabadtu kabdatem min eserir rasuli fenebeztuha ve kezalike sevvelet li nefsi 20/96.
§  Git, dedi. Artık hayât boyunca sen: 'Bana dokunmayın!' diyeceksin sana va'dedilen bir cezâ var ki ondan asla şaşırılmayacaksın Şimdi durup taptığın tanrına bak. Biz onu yakacağız, sonra onu ufalayıp denize savuracağız." Kale fezheb fe inne leke fil hayati en tekule lamisas, ve inne leke mev'idel len tuhlefeh, venzur ila ilahikellezi zalte aleyhiakifa, le nuharrikannehu summe le nensifennehu fil yemmi nesfa. 20/97
§  BUZAĞIYI BENİMSEYENLERE, muhakkak Rablerinden bir gadap ve dünyâ hayâtında bir zillet erişecektir! İşte biz iftirâcıları böyle cezâlandırırız. İnnellezinettehazul icle seyenaluhum ğadabum mirrabbihim ve zilletun fil hayatid dunya, ve kezalike neczil mufterîn. 7/152. 
İnsanı, KURANdan, evrensel ilkelerden, ahsenu amelden, hayırdan uzaklaştıran, SAMİRİLEŞTİREN her sahte mazeret, gerekçe ve araçlardan, BUZAĞI HEYKELİ/iclen ceseden den uzak durup, esfele safiline doğru yuvarlanmaktan beri olup, alayı illiyyine doğru yücelmeye devam edenlerden olma dileğiyle, 

Muhabbetle


Hiç yorum yok:

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı