25 Ekim 2022 Salı

GÜÇLÜ şu bu olmak MUTLU olmak değildir.

 GÜÇLÜ şu bu olmak MUTLU olmak değildir.

Karşılıklı SEVGİ SAYGI GÜVEN içinde,
El ele gönül gönüle
Rabbilaleminin ilkelerine uygun davranmak
MUTLU olup CENNETTE yaşamaktır
#Yazarını bulamazsam da birden ÇOK sayfada ALINTILARDA yer alan
#KADINADEDİLER Kİ, yi OKUYUNUZ VE ...
"Bu çağda kadına dediler ki sen güçlüsün, özgürsün, tek çocuklu olmalısın, eşine cevap verirsen, ezilmezsin. Halbuki meşrû çizgileri aşmadan, kadın çeşitli hizmet sahalarında olabilir, annelik ve hanımlık vazifelerinin önceliklerini ihmal etmeden, hayallerini ve hizmetini gerçekleştirebilir.
Kadına dediler ki: “Eşine cevap verirsen, ezilmezsin. Hakkını savun, güçlü kadın ol!”2
Anladım ki; güçlü kadın olmak, mutlu kadın olmakla aynı şey değilmiş. Öğrendim ki; konuşup güçlü kadın olmak değil, anlayıp, anlaşmakla yuva huzur bulurmuş. Kavga ve münakaşa esnasında söylediğin söz doğru olsa da, kendine kabul yeri bulamazmış. Oturup sâkince konuşulunca, bütün sıkıntılar çözüme kavuşabilirmiş.
Kadına dediler ki: “Çok fedâkâr olma. Sen yüklendikçe daha fazla yüklerler sırtına…”2
Anladım ki; büyük sevgiler fedâkârlıkların hâsılâtıymış. Evlilik; fedâ ettikçe kendinden, âileni daha çok birbirine bağlamakmış. Öğrendim ki; sen ne kadar olursan fedâkâr, eşin de olur bir o kadar cefâkâr… Hayatın eziyetine katlanırken, fedâkârlık nisbetinde, eziyetler çekilirmiş.1
Kadına dediler ki: “Kendi ayaklarının üzerinde dur, muhtaç olma kimseye!.”2
Anladım ki; muhtaç olmamanın sadece Yüce Allâh’a mahsus olduğunu idrâk etmemekmiş, bu söz… Öğrendim ki; âilenin temelinde kadının erkeğe, erkeğin kadına muhtaç olma düsturu var. Allah yaratmış Âdem ile Havvâ’yı; çünkü ikisi de birbirinden âzâde yaşayamazmış bu hayatı… İhtiyaçlar olmazmış sadece maddî, kadın olur evin mânevî direği.1
Kadına dediler ki: “Sen özgürsün, güzelliğini herkes görsün.”
Anladım ki; kadın güzelliği nâmahreme ifşâdan kaçtıkça, daha da güzelleşir, rûhu zenginleşir, daha da zarifleşir. Öğrendim ki; inciler de çok güzeldir, bu yüzden kabuğun içine gizlenmiştir. Güzel olan saklanmaya değerse, İslâm, tesettürü bunun için farz kılmıştır. Güzele bir zarar dokunmasın diye, saklayarak onun iyiliğini murâd etmiştir.
Kadına dediler ki: “Tek çocuk yeter, kendine hayatı zorlaştırma.”
Anladım ki; annelik, kadına en büyük armağan, en kıymetli ziynet… Yaşadım ki; anne olunca, “kadın olma” mefhumu tamamlanıyor, onu büyütürken çektiğin her zorluk; tekemmül (olgunlaşma) merhalelerinin basamakları oluyor. Anneliği idrâk ettikçe kadın, kendini tanıyor. Anne oldukça dünyaya geliş gâyesine daha fazla sarılıyor. Ve her zorlukta gönlüm bana bir şey fısıldıyor: “Hiçbir tekemmül (olgunlaşma) merhalesi yoktur ki, tekellüften (sorumluluk ve külfetten) vâreste olsun.”2
Kadına dediler ki: “Kendinden tâviz verme. Gittiğin yerde duruşunu koru ki, seni değiştirmeye çalışmasınlar.”
Anladım ki; kadın, evlendiği âilenin meşrû geleneklerine uyum sağlamazsa; hem kendisi, hem de iki tarafın âilesi mutlu olamazmış. Kadının “kendi hayat tarzım!” diye vasıflandırdığı kuralları, erkek tarafı “dik başlılık” ve “inatçılık” olarak görebilirmiş. Öğrendim ki; kadın gittiği her iklime, âdeta baharı müjdeleyen bir cemredir. Farklı mevsimlerde çiçek açmayı, etrafına çiçek koklatmayı bilir, eğer isterse… Hiçbir sıkıntı kalmaz, kadın, kendisini eşinin bir parçası olarak hissederse…2
Kadına dediler ki: “Evini temiz tut, çocuğuna bak, yemeğini pişir, bu sana kâfi! Elinin hamuruyla, erkek işine de karışma!..”
Anladım ki; meşrû çizgileri aşmadan, kadın çeşitli hizmet sahalarında olabilir, annelik ve hanımlık vazifelerinin önceliklerini ihmal etmeden, hayallerini ve hizmetini gerçekleştirebilir. Diyorum ki; ulvî gâyeye giden yolda, baş sancağı taşıyan annelerimiz, gönül tabiplerimiz; kadının elinin değdiği işte bereket olur, o işten muhabbet hâsıl olur. Erkeğin işi erkeğe ama, kadının da yapabileceği pek çok iş vardır. Şimdi ümitsizliğe düşmeden bakışlarını hedefine rabtet, zira oraya birlikte varacağız!"
VE SİZ DE
kısmını yazabilirsiniz.
**
**
HER NE OLURSA OLSUN
KADIN da ERKEK de
RABBİLALEMİNİN #ŞAHESERI olup ayni haklara sahip, birbirine emanet edilen kulu ve muhatabıdır
Kainatta her bir zerre her yönüyle #mucizedir. Her haliyle her özelliğiyle de var edeni, terbiye edeni anlatır.
Bu alemde, her şey hizmetine sunulan ve konuk edilen, KADIN da ERKEK de bu mucizelerden biri olup RABBİLALEMİNİN #şaheseridir.
Alemdeki her varlığı her unsuru terbiye emiş, kanunlara ilkelere bağlayan ve her ikisine de tercih yetisi verilen kadın ve erkek de RABBİLALEMİNİN aynı haklara sahip KULU ve MUHATABIDIR
Kadın da erkek de, önce İNSANDIR, İNSAN.
Kadın, Erkek, anne, baba, bacı, kardeş, abi, abla, eş, çocuk ve her tür sıfatından da ÖNCE İNSANDIR, İNSAN.
Toplumun da ailenin de sosyal yaşamın da ayrılmaz parçasıdır.
Üstelik, bu Dünya denilen muhteşem sarayda kadın da erkek de, birbirini tamamlayıp, her durumu daha da ahsen yaparak ebed memleketlerin yolcusu olan konuklardır.
Bunun için de önce, #CİNSİYET değil AHLAK ve ŞAHSİYET; erkek ya da kadın değil İNSAN OLMAK ve AHSEN YOLDA bulunmak SIDK üzere yaşamak ELZEMDİR.
CENNET sevgiyle, ŞEFKATLE yoğrulmuş AHSEN yoldaki KARŞILIKLI SEVGİ SAYGI VE GÜVENLE sunulan FEDAKARLIĞIN ayakları altındadır.
**
ELALEM değil
RABBİLALEMİN ne der diye yaşayanlar
her alemde BAHTİYAR olur
Rabbiyle de alemle de insanlarla da
Karşılıklı SEVGİ SAYGI GÜVEN içinde,
Rabbilaleminin ilkelerine uygun yaşayarak
#MUTLU olup
Rabbin RIZASINA varan MUTTAKİ ve #CENNET halkından olma dileğiyle
Muhabbetle
BAKINIZ
KADIN, önce İNSAN, İNSANDIR İNSAN 385 https://www.facebook.com/groups/KadinnceInsandirInsan/
**
**
HER ŞEYDEN ÖNCE VİCDANLI, ADİL, MERHAMETLİ İNSAN OLMALIDIR 470 https://www.facebook.com/groups/OnceInsanOlmali
**
**
**
BAŞARI MUTLULUK ve BAŞARININ KİLOMETRE TAŞLARI 205 https://www.facebook.com/groups/BasariMutlulukVeBasarininKilometreTaslari/
**
**
**
**
**





Hiç yorum yok:

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı