17 Aralık 2015 Perşembe

HAKTAN YANA DUR ASLA VAHŞİ TARAFGİR OLMA


HAKTAN YANA DUR
ASLA VAHŞİ TARAFGİR OLMA
İnsan araştırıp inceleyip, sorgulayıp düşündüğü ölçüde özgürleşmektedir. Önyargılardan, tarafgirlikten kurtulabilmektedir. Varlığın ve alemin farkına varmaktadır
Araştırmak, irdelemek, sorgulamak, düşünmek vb ZİHNİ ÇALIŞMALARI yapmak, ölçüye evrensel ilkelere vurmak gerçeklerle karşılaşmanın yoludur.
Modern çağın tüm KÖLELİKLERİNDEN kurtulmanın tek ve yeğane yolu olan ARAŞTIRMAK, DÜŞÜNMEK, SORGULAMAK vb zihni çabaları yapmak DEĞİŞİMİN başlangıcıdır.
Zira, akletmek, tefekkür-düşünme, tefakkuh-sorgulama ve tedebbür-ne anlattığını doğru anlamaya çalışmak vb zihni gayretler tüm gerçeklerle karşılaşmanın kapısıdır.
Bu bağlamda, kitapta, #IKRA KARAE, #TİLAVET, #ZİKİR, #MEKES, #TERTİL, #DERS, #HAMİL/AMİL #HATM, #HIFZ #VAAZ #SEMİA-dinleme #İTTİBA, #İTAAT, #SECDE #BEYAN, beliğ-#TEBLİĞ, #İNZAR vb KELİME ve türevlerinin yanı sıra,
ANLAMAKLA ilgili zihni melekelerin gereğince kullanılmasına havi #AKLETMEK, #TEFEKKÜR, #TEFAKKUH, #TEDEBBÜR #FEHM, #FIKH, #İDRAK, #ŞUUR, KALB, VİCDAN, LUBB, FUAD, SADR, NUHA, VA'Y, HİCR, #TE’VÎL, #TEFSİR gibi kelimeler türevleriyle birlikte #yüzlerce ayette geçmekte ve bunları yaparak anlayıp çıkarımda bulunmanın, ibret alıp yaşama yazmanın önemi vurgulanmaktadır.
İnsanın sorgulamadığı okuma, araştırma, sorgulama vb zihni çalışmaları yapmadığı her konuyla din de dahil bağı yüzeysel ya da kesiktir.
Ancak sorgulamakla başlayan süreçle birlikte, ZİHNİ çalışmaları yaptığı, önem ve öncelik verdiği ölçüde GERÇEKLERLE bağı, yakınlığı ve ALAKASI oluşmaktadır.
Bu bağlamda, eleştiriler fikirleri güzelleştirmeye çalışan bahçıvanlardır.
Eleştiriler, ÖVGÜYÜ de YERGİYİ de gereğince içinde barındırarak, fikirleri güzelleştirmeye çalışan bahçıvanlardır.
#MuhalifFikirler, eleştirisel bakışlar, hak, doğru ve güzel olana, mükemmele ulaşmada vazgeçilmez desteklerdir.
Bunlardan yararlanmak, erdemdir, yüceliktir. İnsanı ve toplumları da her daim bahtiyar, mutlu ve müreffeh yapar.
Aksi hal ise, bir ayağı olmadan yürümeye, yarış yapmaya ya da at gözlüğüyle bakmaya benzer ki, her durumda herkesi en güzel sonuçtan mahrum edip, mutsuzluğa gark eder.
Elbette, hak doğru ve güzel olana aykırı hallerde, hanif durmak, gerektiğinde iyi niyetle, iyi yönde İHTİLAF etmek, #YAPICI olmak, ayrılığı seçmek ve eleştirmek ahsendir.
Böylece GERÇEĞE de AHSEN fikre de ulaşılarak sağlam temellerde, ufuklar açılır, hayaller taban bulur, düşünceler zenginleşir ve madde mana da #inavasyon çağının vazgeçilmez fikir üretenleri olunur.
ELBETTE, görünen yanıltabilir. Gerçeklere ulaşmak, bedel ister. Araştırmak, incelemek düşünmek, ölçüye ilkeye vurmak, sorgulamak gerçeklere açılan kapıdır.
“Soru sormak düşüncenin zekâtıdır.” der #Heidegger. Aliya #İzzetbegoviç de: “Elimde olsa bütün İslâm ülkelerinde ortaokullardan başlamak üzere sorgulayıcı mantık dersi koyardım” der.
Zira, "Eleştirinin olmadığı yerde putçuluk başlar" Dr. #AliŞeriati. "Tenkit, yüksek bir medeniyetin işaretidir." J.S. #Phillimore. diye uyarmasına karşın, ne yazık ki, "İnsanların en zayıf tarafları; SORMADAN, ARAŞTIRMADAN, DÜŞÜNMEDEN, KAFALARINI PATLATMADAN inanmak hususundaki hayret verici temayülleridir. Dünyadaki yalancı peygamberleri yetiştirmek ve beslemek için en iyi gübre, işte bu BİLMEDEN İNANMAK için çırpınan kalabalıktır " der #SabahattinAli.
Böyle olunca da, “Kritik ve analitik düşünmeyen toplumlar bilim üretemezler. Eleştirel güce, bilince sahip bir ufkumuz ve dilimiz yok. Eleştiri kültürü ölüyor, farklı düşünceler köreliyor #AMüftüoğlu,” diye feryat etmektedir.
Oysa, #FERASET, görünenin de arkasındaki görünmeyeni, şekilden ziyade manayı, teferruatı değil de özü bulup, ilkeyi, esası anlamak olan BASİRETİN, kapısıdır.
#BASİRET, varlık veya olayların ya da olguların, perde arkasını, arka planını, satır aralarını görmek, doğru ve hızlı değerlendirmek, iç yüzünü idrak etmek, akılla birlikte, gönül ve vicdanı da dikkate alarak isabetli sonuçlara ulaşmaktır. Doğru mana ve sonuca ulaştırandır.
OKUR olanlar, anlatılanı değil, onun da ötesini, anlatmak isteneni anlayanlardır. ÇÖZÜMLER üreten ve daha da güzelleştiren, geliştiren, kerimleştiren gerçek kahramanlardır. Bu arada, ortak akıldan, eleştiriden de yararlanılmalıdır.
Her ne olursa olsun, bakmaktan öteye geçip GÖRMEK, ayrıntısına kadar anlamak ESASTIR. İnsan ne ölçüde, alaka, sevgi, istek, önem ve öncelik verirse o ölçüde bakmanın ötesine geçmekte ve görüp, en iyi anlayıp yaşama yazmaktadır.
Bu zihni çalışmalar yapılmadığı ölçüde de insan etkilendiği, büyülendiği, önem ve öncelik verdiği #ÜFÜRENLERE, doğru yanlış demeden uymaya başlar
Her ne söyledi ise
#HAKTIR #DOĞRUDUR #HİKMETLİDİR anlayışı
#PUTLAŞTIRIR
tarafları saptırır, #azdırır
ALLAH'TAN, #Kuran'dan ilkelerinden daha çok neye SUREKLİ #önem ve #öncelik verdiğini sorgulayanlar şirk koştukları ve övüştükleri tabi oldukları #PUTLARI anlar.
Cehaletten beslenen SİSTEMLER ya da öndeki kimileri de, ötekileştirip, düşman yaratarak, bölen, kin ve nefret söylevleriyle vahşi tarafgirliğin ateşini artırıp fani, özel, kısır çıkarları için yandaşlarını kenetleyerek, KURŞUN ASKER yapıp #TROLLLEŞTİRİP insanlığa ve toplumlara, ülkeye onulmaz zararlar verenlerdir.
Bu #VahşiTarafgirlik, tam bir hastalık olup, gönüllerin ölmesidir.
Vahşi tarafgirlik, kendine taraftar olanı her kim, şeytan dahi olsa, melek görür, bağrına basar. Kendine taraftar olmayanı, alim, hanif dahi olsa, şeytan ilan edip, #recm eder.
#YANINDA olmakla, #TARAFGİRLİĞİN farkı da, bu düşünme ve en DOĞRUYA göre değişebilmekte ayrışmaktadır. 39/18 vb.
• Onlar ki, sözü dinlerler ve ONUN EN GÜZELİNE UYARLAR. İşte onlar Allâh'ın kendilerini doğru yola ilettiği kimselerdir ve onlar ulul elbabtır. Ellezine yestemiunel kavle feyettebiune ahseneh, ulaikellezine hedahumullahu ve ulaike hum ulul elbâb. 39/18
YANINDA OLMAK, araştırmayı yapıp, ölçüye ilkeye vurup HAK DOĞRU VE GÜZEL olanı benimsemekle, bu hal devam ettiği sürece destek vermekle gerçekleşir. Bu ilkelerden uzaklaştığı anda ve o ölçüde de bu desteği çekmeyi ve ikaz edip düzeltmeyi, emri bir maruf nehyi anil munker yapmayı gerektirir.
Örneğin kitap der yaklaşık meallerde:
• De ki: "Benim salatım, nusuki, hayâtım ve ölümüm hep âlemlerin Rabbi Allâh içindir." Kul inne salati ve nusuki ve mahyaye ve memati lillahi rabbil âlemîn. 6/162
• Böylece sizi VASAT BİR ÜMMET yaptık ki, insanlara şâhid olasınız. Erresul de size şâhid olsun. Ve kezalike cealnakmum UMMETEV VESETAL li tekunu şuhedae alen nasi ve yekuner rasulu aleykum şehida, 2/143
• Siz, insanlar için çıkarılmış EN HAYIRLI BİR ÜMMET oldunuz. MARUFU EMREDER, MUNKERDEN MEN EDERSİNİZ ve Allah'a inanırsınız. Kuntum hayra ummetin uhricet lin nasi te'murune bil ma'rufi ve tenhevne anil munkeri ve tu'minune billah. 3/110
• Salavatınızı ve salatı vustanızı koruyun, ve kumu lillahi kanitîn Hafizu ales salevati ves salatil vusta ve kumu lillahi kanitîn. 2/238
• İçinizden hayra çağıran, MARUFU EMREDER, MUNKERDEN MEN EDEN bir topluluk olsun; işte onlar kurtuluşa erenlerdir. Veltekum minkum ummetuy yed'une ilel hayri ve ye'murune bil ma'rufi ve yenhevne anil munker, ve ulaike humul muflihûn 3/104
• Onlar, Allah'a ve âhiret gününe inanırlar, MARUFU EMREDER, MUNKERDEN MEN EDERLER; hayır işlerine koşarlar. İşte onlar iyilerdendir Yu'minune billahi vel yevmil ahiri ve ye'murune bil ma'rufi ve yenhevne anil munkeri ve yusariune fil hayrat, ve ulaike mines salihîn. 3/114
• İnanan erkekler ve inanan kadınlar, birbirlerinin velisidirler. MARUFU EMREDER, MUNKERDEN MEN EDERLER, salatı ikame ederler, zekâtı verirler, Allah'a ve Resulune itâ'at ederler. İşte onlara Allah rahmet edecektir. Allâh dâimâ üstündür, hüküm ve hikmet sâhibidir.Vel mu'minune vel mu'minatu ba'duhum evliyau ba'd, ye'murune bil ma'rufi ve yenhevne anil munkeri ve yukîmunes salate ve yu'tunez zekate ve yuti'unellahe ve rasuleh, ulaike se yerhamuhumullah, innellaha azizun hakîm. 9/71
#Tarafgirlik ise; sorgulamadan, mihenge vurmadan, haklı haksız, doğru yanlış demeden her neyse FANİ ve ALDATICI ÇIKARLARI için KİTABA, ALLAHA, HAK olana değil de, nefsine, iblise, ayartıya şeytanlaşmış öğreti ve insanlara uyup onunla yandaş, candaş yoldaş veya düşman olmaktır. 2/170, 5/104, 10/78, 31/21, 21/53, 26/74, 43/22, 43/23 vb
Şayet, bu tarafgirlik, tüm uyarılara evrensel ilkelere rağmen vicdanın sesini de duyulmaz yaparak inatla devam ettiğinde #vahşi tarafgirliğe dönüşmektedir.
Cehaletten beslenen SİSTEMLER ya da öndeki kimileri de, ötekileştirip, düşman yaratarak, bölen, kin ve nefret söylevleriyle #vahşitarafgirliğin ateşini artırıp fani, özel, kısır çıkarları için yandaşlarını kenetleyerek, KURŞUN ASKER yapıp #TROLLLEŞTİRİP insanlığa ve toplumlara, ülkeye onulmaz zararlar vermektedir.
Üstelik,
. Allâh, tek olarak anıldığı zaman; âhirete inanmayanların kalbleri DARALIR. Ama O'ndan başkaları da anıldığı zaman, hemen ÇOKÇA SEVINIRLER Ve iza zukirallahu vahdehu ŞMEEZZET kulubullezine la yu'minune bil ahirah, ve iza zukirallezine min dunihi izahum YESTEBŞIRÛN 39/45
Peşinden koştuklarını, ALLAH'TAN Kuran'dan daha çok önem ve öncelik verdiklerini sorgulayanlar, ölesiye ölünceye kadar ardında sürüklendikleri GÜNAHKAR YALANCI PERÇEMLERİYLE de tanışır.
Elbette, insan ve toplumlar tercihleriyle şekillenir.
Nitekim, Dünyanın her yerinde, her döneminde, her coğrafyasında HER İnsan her içsel ve dışsal etkide veya istekte, bu iki sesi de duymaktadır, Vicdanının güzel olana çağrısını da iblisinin ayartısını da. Yaptığı tercihlerle kitabını kendi yazmaktadır. Üstelik her kez, bu sesler açısından da aynı durumdadır. Zamanla, bu sesleri duyulmaz yapan da insandır.
İBLİSİN sesine uydukça, vicdanın sesi duyulmaz olurken, vicdanın sesine tabi oldukça da iblisin sesi etkisizleşmeye başlar Öyle ki, iblise uya uya adeta İBLİSLEŞİR, İNSAN Şeytanlardan olur.
Her olay insana #seçimler sunar. İnsan fravunlaşabilir, Musalaşabilir. Lehepleşir ya da Muhammed’e uyabilir.
Yaşamını NAR da NUR da yapabilir.
İnsan yaptığı bu #tercihleriyle şekillenmekte, amel kitabını yazmaktadır. 17/13, 76/3, 64/2, 18/29, 10/40, 41/46, 45/15, 17/15, 2/286, 91/7-10; 92/4-11; 95/4-6; 2/256, 10/99, 26/3-5; 88/21, 22; 36/17, 42/48, 81/27, 28; 13/11, 8/53 vb.
Bu, Evrensel İlkeler karşısındaki duruşuyla YELPAZE misali zerreden şemse ESFELE SAFİLİYNDEN ALAYI İLLİYYİNE kadar dağılmakta ve yer bulmaktadır. Her insanın her alemdeki cenneti de cehennemi de farklılaşmaktadır
#VahşiTarafgirler, üfürülenlere, etkilendiklerine, onların ANLAYIŞINA, düşünmeden, sorgulamadan, ölçmeden, hayatın akışına, akla, mantığa aykırı olmasına, hatta zararlarından muzdarip bulunmasına rağmen tartışmasız uyanlardır.
Nitekim onlara: "ALLÂH'IN İNDİRDİĞİNE UYUN!" dense,"Hayır, biz #atalarımızın üzerinde bulduğumuza uyarız!" derler. 2/170, 5/104, 7/28, 10/78, 21/53,26/74, 31/21, 43/22, 43/23 vb.
Örneğin Kitapder, yaklaşık meallerde;
· 2/170 Onlara:"Allâh'ın indirdiğine uyun!" dense, "HAYIR, BİZ ATALARIMIZI ÜZERİNDE BULDUĞUMUZ(YOL)A UYARIZ!" derler. Peki ama, ataları bir şey düşünmeyen, doğru yolu bulamayan kimseler olsalar da mı (atalarının yoluna uyacaklar)?
Veiza kıle lehumut tebiu ma enzellellahu kalu bel nettebiu ma elfeyna aleyhiabaena, e ve lev kane abauhum la ya'kilune şey'ev ve la yehtedûn.
· 5/104 Onlara:"Allâh'ın indirdiğine ve Elçi'ye gelin!" dense, "BABALARIMIZI ÜZERİNDE BULDUĞUMUZ ŞEY BİZE YETER!" derler. Babaları hiçbir şey bilmeyen, doğru yolu bulamayan kimseler olsa da mı?
Veiza kile lehum tealev ila ma enzelellahu ve iler rasuli kalu hasbuna ma vecednaaleyhi abaena, e ve lev kane abauhum la ya'lemune şey'ev ve la yehtedûn.
· 7/28 Onlar bir kötülük yaptıkları zaman: "BABALARIMIZI BU YOLDA BULDUK, bunu bize Allâh emretti." dediler."Allâh kötülüğü emretmez, de, Allah'a karşı bilmediğiniz şeyler mi söylüyorsunuz?"
Veiza fealu fahişeten kalu vecedna aleyha abaena vallahu emerana biha kulinnellahe la ye'muru bil fahşa', e tekulune alellahi ma la ta'lemûn.
· 10/78 Dedilerki: "Sen bizi, BABALARIMIZI ÜZERİNDE BULDUĞUMUZ ŞEYDEN ÇEVİRESİN de yeryüzünde büyüklük yalnız ikinize kalsın diye mi geldin? Biz size inanacak değiliz!"
Kalue ci'tena li telfitena amma vecedna aleyhi abaena ve tekune lekumel kibriyaufil ard, ve ma nahnu lekuma bi mu'minîn.
· 21/53 "BABALARIMIZI ONLARA TAPAR BULDUK (da onun için biz de onlara tapıyoruz.)"dediler.
Kaluvecedna abaena leha abidîn.
· 26/74 "Hayır, ama BABALARIMIZIN BÖYLE YAPTIKLARINI GÖRDÜK, (onun için biz de böyle yapıyoruz)."dediler.
Kalubel vecedna abaena kezalike yef'alûn.
· 31/21 Onlara:"Allâh'ın indirdiğine uyun!" dense: "HAYIR, BİZ BABALARIMIZI ÜZERİNDE BULDUĞUMUZ ŞEYE UYARIZ (onların yolundan gideriz)" derler. Şeytân onları alevli ateşin azâbına çağırmış olsa da mı (babalarının izinde gidecekler)?
Veiza kile lehumut tebiu ma enzellellahu kalu bel nettebiu ma vecedna aleyhiabaena, e ve lev kaneş şeytanu yed'uhum ila azabis seîr.
· 43/22 Hayır,(ne bilgileri var, ne de Kitâpları). Sadece: "BİZ BABALARIMIZI BİR DİN ÜZERİNDE BULDUK, BİZ DE ONLARIN İZLERİNDE GİDİYORUZ"dediler.
Belkalu inna vecedna abaena ala ummetiv ve inna ala asarihim muhtedûn.
· 43/23 İşte böyle, senden önce de hangi kente uyarıcı gönderdiysek mutlaka oranın varlıklıları: "BİZ BABALARIMIZI BİR DİN ÜZERİNDE BULDUK, BİZ DE ONLARIN İZLERİNE UYARIZ." dediler.
Ve kezalike ma erselna minkablike fi karyetim min nezirin illa kale mutrafuha inna vecedna abaena alaummetiv ve inna ala asarihim muktedûn
OYSA #Kitap, kim olursa olsun HAKTAN YANA durmayı HANİF olmayı emreder.
Örneğin:
• Onlar ki, sözü dinlerler ve ONUN EN GÜZELİNE UYARLAR. İşte onlar Allâh'ın kendilerini doğru yola ilettiği kimselerdir ve onlar ulul elbabtır. Ellezine yestemiunel kavle feyettebiune ahseneh, ulaikellezine hedahumullahu ve ulaike hum ulul elbâb. 39/18.
• (Rabbi): "Ey Nûh, dedi, o senin âilenden değildir. O, yaramaz iş yaptı. BİLMEDİĞİN BİR ŞEYİ BENDEN İSTEME. Sana câhillerden olmamanı öğütlerim!" Kale ya nuhu innehu leyse min ehlik, innehu amelun ğayru salihin fe la tes'elni ma leyse leke bihi ilm, inni eizuke en tekune minel cahilîn. 11/46
• O halde, yüzünü (VEÇHİNİ) HANİF olarak DİNE cevir doğrult (EKİM et).
insanları üzerinde yaratmış(FATARA) olduğu Allah'ın fıtratına #(FİTRATELLAHİ).
Allah´ın yaratışında (HALKILLAH) değişiklik bulunmaz.
Bu DİNUL KAYYİMU kayyum bir dindir velâkin NÂSIN insanların ekserisi bilmezler.
Fe ekım vecheke lid DİNİ HANİFA, FİTRATELLAHİ LLETİ FETARAN nase aleyha, la tebdile li halkillah, zaliked DİNUL KAYYİMU ve lakinne ekseran nasi la ya'lemûn. 30/30
• Ey inananlar, Allâh için KİSTLE, adâletle, hakkın yerini bulması için şâhidlik edenler olun. Bir topluluğa KARŞI DUYDUĞUNUZ KİN, SİZİ ADÂLETTEN SAPTIRMASIN. Âdil davranın, takvâya yakışan budur. Allah'tan korkun, kuşkusuz Allâh yaptıklarınızı haber almaktadır. Ya eyyuhellezine amenu kunu kavvamine lillahi şuhedae bil KİST, ve la yecrimennekum şeneanu kavmin ala ella TA'DİLU, i'dilu, huve akrabu lit takva, vettekullah, innellahe habirum bi ma ta'melûn. 5/8
• Ey inananlar, Allâh için KİSTLE, adâletle, hakkın yerini bulması için şâhidlik edenler olun. Kendinizin, ana babanızın ve yakınlarınızın ALEYHİNDE BİLE OLSA, zengin veya fakir de olsalar. Çünkü Allâh, ikisine de daha yakındır. Öyle ise keyfinize uyarak doğruluktan sapmayın. Eğer eğip bükerseniz, ya da doğruyu söylemezseniz, muhakkak ki Allâh yaptıklarınızı bilir. Ya eyyuhellezine amenu kunu kavvamine bil KİSTİ şuhedae lillahi ve lev ala enfusikum evil valideyni vel akrabin, iy yekun ğaniyyen ev fekiran fellahu evla bihima fe la tettebiul heva en ta'dilu, ve in telvu ev tu'ridu fe innellahe kane bi ma ta'melune habira. 4/135
• Haydi siz, BİRAZ BİLGİNİZ OLAN ŞEY HAKKINDA TARTIŞTINIZ; AMA HİÇ BİLGİNİZ OLMAYAN ŞEY HAKKINDA NEDEN TARTIŞIYORSUNUZ? Allâh bilir, siz bilmezsiniz. Ha entum haulai hacectum fima lekum bihi ilmun fe lime tuhaccune fima leyse lekum bihi ilm, vallahu ya'lemu ve entum la ta'lemûn3/66
• Ey iman edenler, herhangi bir fâsık size bir #haber getirecek olursa, onu iyice tahkik edin, doğruluğunu araştırın. Yoksa gerçeği bilmeyerek, birtakım kimselere karşı fenalık edip sonra yaptığınıza pişman olursunuz Ya eyyuhellezine amenu in caekum fasikum bi nebein fe tebeyyenu en tusibu kavmem bi cehaletin fe tusbihu ala ma fealtum nadimîn 49/10
• Çünkü siz, onu dillerinizle alıveriyorsunuz ve HAKKINDA HİÇ BİLGİNİZ OLMAYAN BİR ŞEYİ, (DÜŞÜNÜP TAŞINMADAN, HEMEN) AĞIZLARINIZLA SÖYLÜYORSUNUZ VE ONU ÖNEMSİZ BİR İŞ SANIYORSUNUZ. Oysa o, Allâh yanında büyük(bir günâh)tır.İz telekkavnehu bi elsinetikum ve tekulune bi efvahikum ma leyse lekum bihi ilmuv ve tahsebunehu heyyinev ve huve indellahi azîm. 24/15
• · Kim Hasenata #ŞEFAAT EDERSE, onun da o işten bir payı olur. Kim #SEYYİATAŞEFAAT EDERSE, onun da o işten bir payı olur. Allâh her şeyi gözetip karşılığını verendir. Mey yeşfa'şefaaten haseneteyyekul lehu nesıbum minha, ve mey yeşfa'şefaaten seyyietey yekul lehu kiflumminha, ve kanellahu ala kulli şey'im mukıta. 4/85.
Başta politikacılarda, tutkularla yoğrulanlarda, VİCDANINI duyulmaz yapanlarda modern kölelerde görülen vahşi tarafgirlik, bu hal devam ettikçe de iflah olmaz bir #virüstür.
Her nedenle, siyasetin değil politikacılığın, kısaca vahşi tarafgirliğin hakim olduğu ülkelerde, ne yazık ki, hak, adalet, mutluluk ve huzur hasret olur.
Emaneti ehline vermek, adaleti hakim kılmak toplumsal düzenin, mutlu ve huzurlu yaşamın vazgeçilmezleridir. Tarafgirliği, vahşi tarafgirliği hakim olduğu ülkelerde emaneti ehline vermek de adalet te yerle yeksan olur.
Emanetler ehline verilmezse, adalet, liyakat ve ehliyet esas alınmazsa, huzursuzluk, mutsuzluk olur. Torpil, rüşvet, yalan, dolan yağcılık yandaşcılık virüs gibi her yeri sarar. Haksızlık içten içe kemirir. Güvensizlik yayılır. Tüm sistem çatırdar. Sosyal depremler, acılar, kıyamet vb çalkantılar kaçınılmaz olur.
Düşünmek, sorgulamak, DÜŞÜNDÜRMEK ise, kurtuluşun reçetesidir. Ancak sorgulamakla başlayan süreçle birlikte, önem ve öncelik verdiği ölçüde o konuda bağı, yakınlığı ve alakası oluşmaktadır. SORGULAMAK, önyargılardan, tarafgirlikten kurtulmanın ve DEĞİŞİMİN başlangıcıdır.
Her ne olursa olsun, her şartta, herkese karşı,
Yaratılmış kâinattaki ve yazılı kitap Kuranı Kerim'deki EVRENSEL DOĞRULARI dikkate alıp,
VİCDANIN sesini dinleyip,
DOSDOĞRU OLAN, yamulmayan, taviz vermeyenlere,
bu yolda olmayı amaç edinenlere
bu uğurda çile çeken, can veren veya bunları göze alanlara,
yani #HANİF OLMAK vicdanlı davranmak ESASTIR, erdemdir.
#VİCDAN iyiyi kötüden, hayrı serden ayırmayı sağlayan yaptıklarını veya yapacaklarını ölçüp biçen ve yargılayan bir güçtür.
Yanlış yaptığında, pişmanlık yaşatandır,
Günah işlediğinde, tövbeye durdurandır.
Kalb, gönül kırdığında, tamir edinceye kadar hırpalayandır.
Haksızlık yaptığında, uyutmayandır.
Kimden gelirse gelsin,
Her ne olursa olsun ölçüyü ilkeyi unutma!
Mihenge, ölçüye vur!
Rabbilalemine, #KURANA, VİCDANA, evrensel ilkelere uygunsa al, yaşa. Buna uygun olmayan söz ve görüşleri de, at çöpe kurtul.
Zira, araştırmak, irdelemek, sorgulamak, düşünmek, #ölçüye #ilkeye vurmak #gerçeklerle karşılaşmanın yoludur.
Her konuda, araştırıp sorgulayıp zihni melekelerini gereğince kullanıp ölçüye ilkeye vurup en Doğruya, en HAKK olana en MÜKEMMELE doğru değişenlerden olup Rabbilalemine, Kurana , Vicdana evrensel ilkelere her daim önem ve öncelik vererek, kim olursa olsun HAKKIN, HAKLININ YANINDA yer alıp kesinlikle TARAFGİRLİKTEN, VAHŞİ TARAFGİRLİKTEN beri kalmak dileğiyle,
Muhabbetle,
28 EKİM 2015 -7 NİSAN 2021







































Hiç yorum yok:

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı