25 Kasım 2015 Çarşamba

ÖĞRETİM, EĞİTİM VE DEĞİŞİM

ÖĞRETİM, EĞİTİM VE DEĞİŞİM
Değişim isteyen önce KENDİNDEN BAŞLAMALIDIR.
Kendini değiştirmeyen toplumun değişmesini bekleyemez 8/53, 13/11 vb.
Karanlığa ışık olmadıkça toplum da aydınlanmaz.
Bir olmadıkça 11, 111 ve diğerleri de olmaz.
Balık baştan kokmaz gövdeden kokar, baştan da koktuğu anlaşılır. Toplumu oluşturan insanlar değişmedikçe, toplumda, baştakiler de sistem de değişmez 8/53, 13/11 vb.
Bedel ödenmeden, fedakarlık yapılmadan, sunnetullaha uygun davranmadan, değişim ve gelişim olmaz. Rızayı İlahi de kazanılmaz.
Bu konuda daha önce yazılmış makalelerin birkaçından kesitler ve ilgili linkler aşağıdadır Bakınız:
I-HER ÇOCUK YAŞADIĞINI ÖĞRENİR
Eğer bir çocuk sürekli eleştirilmişse,
"Kınama ve ayıplamayı öğrenir."
Eğer bir çocuk kin ortamında büyümüşse,
"Kavga etmeyi öğrenir."
Eğer bir çocuk alay edilip aşağılanmışsa,
"Sıkılıp utanmayı öğrenir."
Eğer bir çocuk sürekli utanç duygusuyla eğitilmişse,
"Kendini suçlamayı öğrenir."
Eğer bir çocuk hoşgörüyle yetiştirilmişse,
"Sabırlı olmayı öğrenir."
Eğer bir çocuk desteklenip yüreklendirilmişse,
"Kendine güven duymayı öğrenir."
Eğer bir çocuk övülmüş ve beğenilmişse,
"Takdir etmeyi öğrenir."
Eğer bir çocuk hakkına saygı gösterilerek büyütülmüşse,
"Adil olmayı öğrenir."
Eğer bir çocuk güven ortamı içinde yetişmişse,
"İnançlı olmayı öğrenir"
Eğer bir çocuk kabul ve onay görmüşse,
"Kendini sevmeyi öğrenir"
Eğer bir çocuk aile içinde dostluk ve arkadaşlık görmüşse,
"Bu dünyada mutlu olmayı öğrenir"
Yazan: Dorothy Law Nolte, 1975 Çeviren: Doğan Cüceloğlu
Bunu milyonlara ulaştıran isimsiz kahramanlara teşekkür ederim.
**
BİZDE EKLERİZ Kİ:
Eğer bir çocuk
Yaratılmış Kainat Kitabındaki ya da yazılmış kitap Kuranı Kerimdeki evrensel ilkelerle büyürse,
Örneğin Vicdanının sesine kulak vererek yaşasa,
Sorgulayarak araştırsa,
İNSAN OLMAYI,
İYİ GÜZEL ADİL OLMAYI,
KENDİNİBİLMEYİ, ALEMİN MANASINA ERMEYİ, HAK GÖNÜLE GİRMEYİ ÖĞRENİR
Bunu yaptığı ölçüde de Karanlığa ışık olup,
Rızayı ilahiye mazhar olur.
Her alemde bahtiyarlığı yaşar.
**
II- EĞİTİM MEDENİLEŞTİRİR
Eğitime, BİLİME, alemde var edilen #Evrenselİlkelere ve
bunları insanlığa aktarmaya çalışan #öğretmen #muallim #murebbiye #muderrislere ve
bu yolda örnek ve önder olup #değişimde katkısı olanlara,
alemi ahsenleştirmek için var gücüyle fedakarane çalışanlara
verilen değer ölçüsünde
toplumlar #MEDENİLEŞİR
O denli de İNSANİLEŞİP akla, vicdana, evrensel ilkelere önem ve öncelik verir.
Kendin bilir,
Alemin manasına erer,
ve HAKK gönüle girmeye çalışır.
Bu yolda, öğretim değil eğitim yolunda olmak, doğru manaları yaşama yazmak ahsen örnek ve önderler olmak NUR'lanmaktır. Karanlıklara ışık olmaktır.
**
III-FEDAKAR CEFAKAR #EĞİTİMCİLER
öncelikle VİCDANIN sesine uyan
ARAŞTIRAN, SORGULAYAN, DÜŞÜNEN, GERÇEĞİN PEŞİNE düşen
HAKTAN ADALETTEN yana duran,
HER İŞİ usul ve esasına uygun en mükemmel yapmaya çalışan,
Birer AHSEN İNSAN olmasını sağlayınız
Bunca ÇARPIKLIKLARA rağmen, olumsuz tüm şartlara ve zorluklara karşın,
Azimle, sabırla, öğrencilerini, TALEBE yapmaya çalışan,
Muallimliği, müderrisliği, mürebbiyeliği, bunların ruhunu, özünü, ilkesini
Her hal ve şartta dahi yaşatarak,
Öğretimin içinde, EĞİTİMİ ve terbiyeyi kazandırmak için,
Başta kendilerini değiştirerek örnek yapan,
Sınıflarına emanet olarak bırakılan insanlara değer katarak,
Geleceğin akleden, düşünen, sorgulayan, ne anlattığını anlamalarına, ÖRNEK VE REHBER OLAN,
Karanlığın ışığı, belki aydınlığı, yahut güneşi ve de NUR u olabilen ve bu aşkla yanıp tutuşan, görev almayı bekleyenler de dahil, ÖĞRETMENLERİN, EĞİTMENLERİN, MUALLİMLERİN, MÜDERRİSLERİN, MÜREBBİYELERİN,
Bu arada, evlatlarını var gücüyle eğitilsinler umuduyla emanet eden anne ve babaların, ailelerin,
Bu yolda ahsen işlere imza atan
CEFAKAR, FEDAKAR isimsiz kahramanlara, SELAM OLSUN.
**
Bunlara karşılık eğitimde ahlakta istenilen sonuçlara ulaşılamamanın nedenleri ve çözümleri de araştırılmalı ve kalıcı köklü değişimler de yapılmalıdır.
IV-EĞİTİM SİSTEMİNİN ve GELECEĞİMİZİN FERYADIDIR
Sınıfta, ÖĞRETMEN ve ÖĞRENCİ arasında kabul edilemez saygısızlığı yapan ve buna çanak tutan, duyarsız kalanlar kadar,
EĞİTİM sistemini ve öğretmen ve öğrencileri bu hale düşüren, eğitim yerine öğretimi dahi zaman doldurma durumuna getiren, bunu doğuran, yeşerten insanın, toplumun, düşüncelerin, değerlerin, kültürün, KURALLARIN, SİSTEMİN, DÜZENİN, yönetenlerin, halkın ve kısaca toplumsal gidişatın, tercihlerin de vebali ağırdır. Her birinden de sorumludur.
ESAS da, USUL ile EDEP ve ADAP da ÖNEMLİDİR
Bu saygısız sevgisiz niteliksiz hal, sayılı kötü örnekler olmaktan öte, ilkokuldan daha sonraki süreçlere gidildikçe şiddeti, çeşitliliği artan ve yayınlaşan bir hastalıktır.
Her kişi ve kurum, her yaptığı işi USUL VE ESASINA EDEP VE ADABINA uygun yapmadıkça o ölçüde KÖTÜ ÖRNEK OLUP, topluma da ZEHİR VE VİRÜS saçmaktadır.
Öğretmen, örnek olup, düşündürüp İNSANA ve İNSANLIĞA DEĞER KATANDIR. Bunu başardığı ölçüde anlam bulur.
Fedakar, cefakar ve yalnız ve etkisiz bırakılan öğretmenlerin tüm olumsuz şartlara, duyarsız aile ve topluma, ekranlarından diğer unsurlarına kadar bozuluşu kokuşmuşluğu pompalayan sisteme karşın tek başına mücadele etmesi de yetmemektedir.
Bu nedenle çöküşe sebep olan öğreti, kültür, toplum ve sistemlere vb kokuşmuşluğa, BATAKLIĞA da duyarsız da kalınamaz.
Bunlar, insanlıktan, sevgi ve muhabbetten, alemde var edilen evrensel ilkelerden, bireysel ve toplumsal olarak ne kadar uzaklaşıldığının acı sonuçlarıdır.
Her alemi cennet yapan evrensel değer ve ilkelerden uzaklaştıkça, o ölçüde ağır bedeller ödenmekte ve yaşam cehenneme dönmektedir.
İnsan olanların o ölçüde düşünmesi, dertlenmesi, çalışması, değişim ve dönüşüm yapması ve yaptırması gerektiğinin de feryadıdır.
EKTİĞİN NE İSE ONU, O KADAR TOPLARSINIZ.
HER insan, aile YAPTIKLARIYLA, İYİ yada KÖTÜ etkileriyle ÖĞRETMEN olup SORUMLUDUR.
Bir millet kendilerinde bulunanı, durumlarını değiştirmedikçe toplum da, baştakiler de yaşam da değişmez. 8/53, 13/11 vb.
YIKILIŞIN ALTINDA HERKES KALIR
HAK YOLDA gereğince DİRENENLER olsaydı, zulüm, haksızlık, YAP BOZ vb tüm KÖTÜLÜKLER böyle yaygın var olur muydu?
HAK SUSTU MU, BATIL HAKİM OLUR. Ne zaman HAK hakim kılınır, yaşama yazılır, o zaman BATIL zail olup yok olur. Alem gülistan olup barış esenlik ve mutluluk daim yaşanır.
Sistem bir bütündür. Eğitimde yapılacak değişime uygun diğer yapıların, sistemlerin de değişerek uyumlaştırılması şarttır.
Üstelik, yeniden keşfe gerek olmadan güzel örneklerden de yararlanarak bu davanın dert edinip, öncelik verilip, gerekli finansman ve siyasi kararlılık desteğiyle de çözülmesi istenirse, yarın değil, yarından da yakındır.
HER kişinin, yaptığı işi usul ve esasına, edep ve adabına en uygun yapan, hak, hukuk ve adaletin, ehliyet ve liyakatin vb ilkeleri esas alındığı ülke olmakla başarılacağı da unutulmamalıdır.
Bu feryadın sesine duyarsız kalmayıp, değişim ve dönüşümde bireysel ve toplumsal olarak her alanda katkı sunan, rol alanlardan olunmalıdır.
**
VI-EĞİTİM SİSTEMİNİN DEĞİŞİM VAKTİDİR.
12 ARALIK 2016
“Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı” olan PISA, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından, OECD üyesi 35 ülkenin de aralarında bulunduğu 72 ülkede uygulanan ve 15 yaş grubundaki öğrencilerin okuma becerileri, matematik ile fen bilimleri alanlarındaki seviyelerinin ölçüldüğü sınavlarda, Türk öğrenciler fen bilimlerinde 52., okuma becerilerinde 50., matematikte ise 49. sırada yer aldı. Türkiye, üç ders alanında da OECD ortalamasının bir hayli gerisinde kaldı. http://www.aljazeera.com.tr/al-jaze...
2016 PISA sonuçları kamuoyunda tartışılmaktadır. PISA sonuçları için Türkiye matematik, fen ve okuma puanları çok düşmüş. Bu kadar kötü bir sonuç bizi derinden düşündürmeli diyenden tutun, https://t.co/iuvVDuamTu
Öyle ki, “8. sınıf öğrencilerinin liselere yerleşmek için girdiği TEOG’da 4700 öğrenci tam puan alırken, PISA 2015 sonuçlarına göre üst düzey öğrenci grubuna giren öğrenci yok.” Bu sonuçların ardından fikir alışverişinde bulunan akademisyenler bu başarısızlığın sebebinin zeka seviyesi olmadığını, eğitim sistemi ve yöntemleri olduğunu ifade edenlere kadar durumun vahameti açıklanmaktadır. http://www.haberyenirota.com/egitim...
Ya üniversite seçme ve yerleştirme sınavlarının sonuçlarına ne demeli. Şu veya bu dersten hiç doğru cevap veremeyen örğenci sayısı bile ürkütmektedir. Yahut mezun olanların piyasaya çıktıklarında karşılaştıkları yaşamdan sanayiden kopuk almış oldukları sözde eğitime mi yanarsınız. Ya da öğretime mi?
Uluslararası alanda üniversiteler sıralamasına mı?
Hangi, ses getiren bilimsel buluşun, ya da teknolojinin altına imza atabilmekteyiz.
EKİLENLER BİÇİLİR. EKTİĞİN NE İSE ONU, O KADAR TOPLARSINIZ.
Yazık! Ayrılan kaynağa, geçen ömre, verilen emeklere, say say bitmez.
Yönetenden yönetilenlere kadar, sözde oynanan eğitimcilik! oyunundan artık kurtulmalıyız.!
Eğitimi unutalı çok oldu. Öğretimi dahi başaramayan bir sistemin, düzenin içinde öğütülen yavrucuklara, emek veren çırpınan öğretmenlere, umutlarıyla gözyaşlarına gark edilen velilere yazık!
Kime yazık değil ki! Bu ülkeye, insanına bunlar layık mı? Şekil üniformalar, makamlar arasında boğulmaktan, esasa öze dönülme vakti gelmedi mi?
Öyle PANSUMAN TEDBİRLERİYLE, reklama dönük uygulamalarla bu işin olmayacağı dank etmelidir.
Yeter artık! Değişmek vaktidir. Köklü, kalıcı, çağın önüne geçecek atılımların değişim ve dönüşümlerin topyekûn yapılma zamanı çoktan gelmişti geçmektedir.
Önce, insanı, çocuğu, anlamakla, alemi, var oluşu, var ediliş amacını öğrenmekle başlanmalıdır. Zira, tüm okumaların, eğitimin amacı; insanın kendini bilmektir, Alemin manasına ermektir ve HAKK gönüle girmektir.
SORULAR çözümlerin de, yeni bilgilerin de, değişimin ve gelişimin de habercisidir. Merak ilmin hocasıdır. Çocuklar da sorarak öğrenir.
Sormasını, merak duygusunu öldürmeyen, sabırla karşılık veren, bilmediklerini de söyleyerek araştırmaya yönelten gerektiğin de birlikte araştıran eğitmenlere, sisteme gerek vardır.
Böylece, bilgiyi kullanmak, yeni bilgilerin aracı yapmak, bilgi üretmek, bunu eşyaya uygulayarak teknolojiye ulaşmak ve insanlığa katkı da bulunmak hedefleri de yaşatılmalıdır.
İnsan, bilmek veya bilgi yüklenmekle değil, yaşamakla, yaşadıklarıyla, amelleriyle anlam ve değer kazanmaktadır.
Yaratılmış Kainat Kitabındaki ya da yazılmış kitap Kuranı Kerimdeki evrensel ilkelerle büyürse, Vicdanının sesine, deneyimlerine, tecrübeye kulak vererek yaşamak öğretilirse, AKLEDİP, DÜŞÜNÜP, SORGULAYIP, gerçekleri ARAŞTIRMAYA yönlendirilirse, İNSAN OLMAYI, İYİ GÜZEL ADİL OLMAYI, KENDİNİ BİLMEYİ, ALEMİN MANASINA ERMEYİ, HAK GÖNÜLE GİRMEYİ ÖĞRENİR
Bunu yaptığı ölçüde de Nur lanır, Karanlığa ışık olup, Rızayı ilahiye mazhar olur. Her alemde de cenneti, bahtiyarlığı yaşar.
Bu bağlamda, nasıl bir insan sorusuna cevap vermekle başlanmalıdır? Hedefler belirlenip buna uygun yöntem, araçlar, teknikler ve yapı oluşturulmalıdır. Bunları uygulayacak eğiticilerin eğitilmesi ise, öncelikli adımlardandır.
Bu arada, sistem bir bütündür. Eğitimde yapılacak değişime uygun diğer yapıların, sistemlerin de değişerek uyumlaştırılması şarttır.
Eğitime katılan her ferdin, eğitimcinin ailelerin ekonomik sosyal kültürel ihtiyaçlarının insan onuruna yaraşır düzeyde asgari de olsa karşılanması elzemdir. Örneğin: Üniversite öğrencisinin aş, ev, yurt, harçlık hatta bırakıp geldiği ailelerin benzer sorunlarının altında kıvranırken ondan makul bir ilgi ve alaka beklemek elbette mümkün değildir.
Bununla birlikte, Her insan, her durumda, her yaptığı, üstlendiği işi var gücüyle, o işin usul ve esasına, edep ve adabına en uygun en mükemmel yapmaya çalışma ahlakına ulaştırılmalıdır. Bu özellik toplumun yükselen değeri olmak zorundadır.
Her konuda olduğu üzere, değişim de bir süreçtir. Değişim ve dönüşüm sürecine dair evrensel ilkelere de uymak gerekmektedir.
Üstelik, yeniden keşfe gerek olmadan güzel örneklerden de yararlanarak bu davanın dert edinip, öncelik verilip, gerekli finansman ve siyasi kararlılık desteğiyle de çözülmesi istenirse, yarın değil, yarından da yakındır.
BİLİNMELİDİR Kİ, Düşünceler, ancak özgürlük atmosferinde gelişir. Her güzellik için özgürlüğün tam ve kesintisiz olması kadar, eleştirinin övgüden değerli olduğu bilincinin de içselleştirilmesi elzemdir.
Düşünce ve fikirler asla, baskıyla, dayatmayla, yasaklarla, zorbalıkla, zulümle yok edilemez. Esasen, yasaklar veya baskıyla hiçbir şey def edilemez. Zorbalık, dayatma zulüm, geçici sonuçlar alsa da, kalıcı olarak değişimi gerçekleştiremez. Zira, insan ancak İKNA ile kalıcı olarak değişebilir.
İnsan olmayı, alemin manasına ermeyi ve hakk gönüle girmeyi, yaptığı işi usul ve esasına, edep ve adabına en uygun yapmaya örnek olup, her durumu ahsen yapmayı başaran insanlar mezun etmeye çalışan, bu çarpıklık ve karanlıklar içerisinde eğitim için değişim için çırpınanlara ithaf olunur.
**
VII-DEĞİŞİMİN YOLU
16 Ekim 2014, 11:14
Değişim, var olandan olması gerekene, kainatta var edilen ilkelerine uygun davranarak gerçekleşen büyük bir arınma ve yüceliştir.
Evrensel doğrular her daim güneş gibi parlar.
Bunlar, RABBİLALEMİNİN insanlara yollarını aydınlatması ve doğruyu bulması için lütfettiği karanlıklardan aydınlığa NUR a çıkaran ilkeleridir. / liyuhricekum minezzulumati ilennur. 14/1, 14/5, 33/43, 57/9, 65/11, 5/16, 2/257 vb.
Zira Yaratılmış Kainat Kitabındaki veya Yazılı Kitap Kuranı Kerimdeki ayetlerin anlatmak istediği evrensel ilkeler her daim insanı, toplumu ve yaşamı mutlu etmek için önemli ve vazgeçilmez bir yoldaştır, nurdur, rehberdir, hediyedir, hidayettir, terbiyedir, eğitimdir, yaşamdır. 2/2, 2/5, 2/38, 2/97, 17/9, 3/4, 3/138, 6/88, 7/52, 12/111, 16/64, 16/89, 16/102, 17/9, 20/123, 27/2, 27/77, 28/43, 31/3, 40/54, 45/20, 46/30 vb
İnsan, gözünü kapatmakla, sadece kendine gece yapar.
Aklını kullanmayan, sorgulayıp düşünmeyenler de yaşamını ve çevresini karartır. Her dünyayı cehenneme çevirir.
Değişim için, gündemdeki varlığın İNSAN olduğu bilinciyle hareket edilmelidir.
Her insan en güzel biçimde yaratılmıştır.
Vicdanının sesini dinlemesine zemin oluşturulmalıdır.
Gönüller fethedilince, vicdanlar dirilince de düşünce, inanç, kabullenim ve yargılar her zaman değişebilir.
Bu da, sevgi, alaka ve muhabbetle gerçekleşebilir.
Yasaklar veya baskıyla hiçbir şey def edilemez.
Zorbalık, dayatma, geçici sonuçlar alsa da, kalıcı olarak değişimi gerçekleştiremez.
Zira, insan ancak İKNA ile kalıcı olarak değişebilir.
İnsan, evrensel doğrularla, ikna ve terbiye ile eğitimle, değişim ve dönüşümle ancak kalıcı olarak değişebilir. Kötülüğü en güzel şeyle def et, gider. İdfa'billeti hiye ahsenus seyyieh 23/96, 41/34 vb.
Bu anlamda en etkili unsur, savunduğu ve davet ettiği güzelliği yaşamında göstermektir.
Lisanı Hal, Lisanı Kal den daha etkilidir, taa yüreklere, özüne işler ve değişimi tetikler.
Daha güzel, hak ve gelişmiş olana karşı direnenleri, değişmekten kaçanları da, bedeli ağır da olsa HAYAT törpüleyerek EĞİTİP değiştirmektedir.
Burada, gönül adamına, dava adamına ve bu yoldaki sabrına, mücadelesine, azmine, uzun soluklu yürüyüşüne, her dünyayı kurtarma aşkına, sevgisine, alaka ve muhabbetine, bunu yaşamda göstermesine gerek vardır.
Bir insanı kurtarmak veya hak, güzel ve doğruyla buluşturmak da tüm insanlığı kurtarmış kadar anlamlıdır. Kim insanı yaşatırsa, diriltirse, bütün insanları yaşatmış gibi olur. 5/32 vb.
Muhabbetle,
VIII-EĞİTİM HERKESİN HAKKI !
7 Eylül 2014, 19:47
Zorunlu eğitim vb düzenlemelerle çocukların #eğitim öğretim alması sağlanmaya çalışılsa da ekonomik ve sosyal şartlar da oluşturulmadan bu konuda gereğince başarılı olunması mümkün değildir.
Aileleriyle birlikte tarım alanlarında çalışmak zorunda bırakılan yavrular,
Sanayinin dişlileri arasına unutulanlar,
Ya da, sevgisizliğe terk edilenler,
Daha niceleri,…
Bırakın eğitimi, #ÖĞRETİM hakkından bile hakça ve insanca yararlanma şartlarını insanımıza neden sunamadık, diye sorgulayanlar olsaydı,
Yüreklerinde SEVGİNİN, AŞKIN, MUHABBETULLAHIN noksanlığını anlardı.
Muhabbetullahla kavrulmuş yüreklere sahip ÖMERLER olunca,
Ancak Fırat Nehrine düşen koyundan bile sorumluluk duyabilir di.
İşte o zaman herkesin:
Hakça, insanca ve özgürce,
Araştıran, sorgulayan, düşünen, fikir üreten,
Bir öğretim ve eğitim sistemi oluşturulabilecektir.
**
IX-ÖĞRETİMDEN DE ÖTE EĞİTİM,
HER İNSANIN, özellikle, kimsesizlerin, sokak çocuklarının, sanayiye, tarım işçiliğine mahkum edilen ya da ev işlerine yardımcı kılınan ya da ailenin geçimi omuzlarına bırakılan çocukların, gençlerin de öğretim ve özellikle eğitim hakkıdır.
Devlet, herkese; araştıran, sorgulayan, düşünen, düşündüren eğitim sistemini sunup başardığı ölçüde sosyal ve adil olabilir. O ölçüde insanlar ve toplumlar da, her alemde bahtiyar olur.
Uluslararası sözleşmeler ve TC Anayasası “Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz.” Anayasa 42. Madde.
Elbette, Modern çağın tüm KÖLELİKLERİNDEN kurtulmanın tek ve yegâne yolu öğretim ve eğitimin temeli, esası olan SORGULAMAK, DEĞİŞİMİN başlangıcıdır.
Zira, akletmek, tefekkür-düşünme, tefakkuh-sorgulama ve tedebbür-ne anlattığını anlamaya çalışmak tüm gerçeklerle karşılaşmanın kapısıdır.
Merak ilmin hocasıdır.
SORULAR, ÇÖZÜMLERİN, yeni bilgilerin, değişimin, gelişimin habercisidir.
HER SORU, İLME AÇILAN BİR KAPIDIR.
İhtiyaçlar da medeniyetin rehberidir.
Sorular, soran kadar, kendini muhatap gören insanı da yeni bilgilere ulaştırdığı gibi, değişim ve gelişimine de katkıda bulunmaktadır.
Araştıran, sorgulayan, düşünen, fikir üreten, bilime ve teknolojiye insanlığa kültür ve medeniyete katkı sunan
Bir öğretim ve eğitim sistemine ulaşmak ve yaşamak dileğiyle,
Muhabbetle
**
İLGİLİ MAKALELER
• İNSAN TERCİHLERİYLE ŞEKİLLENİR AMEL KITABINI YAZAR, CENNETI VEYA CEHENNEMINI İNŞA EDER https://www.facebook.com/photo?fbid=124099029732079&set=a.107800448028604 https://aaldemira.blogspot.com/.../insan-tercihiyle...
• İNSANIN SERÜVENİ TEKAMÜLÜ ve ESFELİ SAFİLİYNE YUVARLANIŞI veya ALAYI İLLİYYİNE YÜCELİŞİ https://www.facebook.com/photo/?fbid=172236991584949&set=a.107800448028604
• TOPLUMLAR TERCİHLERİYLE KADERİNİ
dolayısıyla KEDERİNİ ya da KEREMİNİ KENDİ YAZMAKTADIR.




Hiç yorum yok:

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı