Tıp fakültesini bitirip,
zorunlu hizmeti müteakip TUS uzmanlık sınavını kazanıp Asistan Doktor olarak
görev yapan binlerce doktorun gün aşırı nöbet tutması, üstelik bu
nöbetin de bildik nöbetler gibi olmadığı, 24 saat sürekli hastalarla ilgilenmek
gerektiği, bu 24 saatlik nöbetin sabahında da eve gitmeden, uyumak ve
dinlenmek fırsatı olmaksızın, bir ara dahi vermeden ve hiç dinlenmeden normal
günlük 8 saatlik mesaiye devam edilmesi ve 32 saat kesintisiz çalışma! gerçeği
ülkemizde maalesef yaşanılmaktadır. Üstelik bu durum ara sıra değil, asistan
doktorluk suresince, dört veya beş yıl boyunca azalarak da olsa gün aşırı devam
etmektedir.
Bu durum insanlıkla, insan
haklarıyla, çalışan haklarıyla, hasta haklarıyla nasıl bağdaşabilir.
Günde normal şartlarda 8
saatten fazla çalışılamaz, fazla mesai gerektiğinde de günde en fazla 3 saat
çalışılır diye hükümler varken, nöbet adı altında 24+8 yani 32 saat süreli
çalışılmasını, üstelik bunun hemen hemen gün aşırı sürekli devam etmesini hangi
vicdan kabul edebilir. Hangi sistem, düzen kabul edebilir. Hangi yaşam,
aile düzeni, eş, çocuk, çevre, ana baba katlanabilir.
Üstelik bu nöbet ve sonrası 24+8
yani 32 saat sürekli çalışılmada insan hayatı hakkında, sağlığıyla ilgili acil
ve geriye dönüşü olmayan karar verilmekte, operasyon yapılmakta ve ameliyatlar
gerçekleştirilmektedir! Bu şartlar altında nasıl verimli ve isabetli hizmet
sunulabilir.
Kim böyle bir durumda olan,
uykusuz, yorgun, takati bitmiş, 32 saat süresince koşuşturup bitap düşmüş
doktordan sağlık hizmeti almak ister! Böyle bir doktorun verdiği sağlık
hizmetinden mutmain olur! Verdiği ilaç ve tedaviyi uygular! Hangi insan kendini bu durumdaki doktora
emanet eder!
Ne yazık ki, bu ülkenin
insanları, doktorları, hastaları da bu zulme, insanlık dışı şartlara mahkum
edilmektedir.
Buna rağmen, idealleri
uğruna, insanlık ve hizmet aşkıyla, var gücüyle, fedakarane, aşkın bir hizmet sunan, ücret
hesaplanmasında, perfermas ödemelerinde dahi yok saylan mağdur edilen ve her
gittiğinizde polikliniklerde, yataklı bölümlerde gece gündüz size hizmet sunan
BU KAHRAMAN ASİSTAN DOKTORLARI muhabbetle selamlıyorum.
Her süreçte ve aşamada azami
dikkat ve yüksek performans isteyen sağlık hizmetinde, araç sürücülerine dahi
önerilen her üç saatte ara verme ve belli süre dinlenme imkanı bile verilmeden
soluksuz hizmet beklemek kamu yararıyla, kamu hizmetiyle de bağdaşmamaktadır.
Çağdaş ülkeler, özellikle
Amerikada, meşhur olan LİBBYZİON DAVASINDAN sonra, GAZETECİNİN bir
evladını 32 saat çalıştığını öğrendiği bir asistan doktorun nöbetinde ÖLMESİ
nihayetinde gerçekleşen değişim neticesinde bu insanlık dışı hüküm ve
uygulamalardan 1970 yıllarda tamamen vazgeçmiş durumdalar.
Bu insan haklarına, İLO
Sözleşmelerine, çalışma yasalarına, hasta haklarına, hayatın normal akışına da
aykırıdır.
Üstelik her açıdan hem
doktor, hem hasta, hem kamu yararı açısından da bu durum insanlıkla, insan
haklarıyla, çalışan haklarıyla, hasta haklarıyla da bağdaşmamaktadır.
GELİN BU ZULMÜ, haksızlığı,
çarpıklığı değiştirmek için var gücünüyle elinizi taşın altına koyun.
Vicdanınızın sesine kulak verin. Ulaşabildiğiniz Cumhurbaşkanından, Başbakana,
Sağlık Bakanına, Milletvekillerine, yetkililere her yolla dillendirerek,
yazarak vb DEĞİŞİM yönünde vesile olun.
Muhabbetle
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder