28 Kasım 2015 Cumartesi

AÇIK MEKTUP Sayın: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Başbakan Ahmet Davutoğlu Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu

Sizler de Hastanızı 32 SAAT KESİNTİSİZ ÇALIŞAN DOKTORA emanet edebilirmisiniz.
Kimse yapmaz, yapmamalı değil mi? Gelin görün, ne yazık ki, bu ülkenin insanları, doktorları, hastaları da bu zulme, insanlık dışı şartlara mahkum edilmektedir.
Resmi yollardan da bu başvurular yapılmasına rağmen sonuç kraldan çok kralçıların setlerini aşıp size, vicdan sahibi gönüllerinize ulaşmış olsaydı bu sorunun DERHAL çözüleceğine olan temenniyle, AÇIK MEKTUP haline getirilerek sunulmak durumunda kalınmıştır.
Bakınız: Tıp fakültesini bitirip, TUS uzmanlık sınavını kazanıp Asistan Doktor olarak görev yapan binlerce doktorun gün aşırı nöbet tutması, üstelik bu nöbetin de bildik çalışma gibi olmadığı, 24 saat sürekli hastalarla ilgilenmek gerektiği, bu 24 saatlik nöbetin sabahında da eve gitmeden, uyumak ve dinlenmek fırsatı olmaksızın, bir ara dahi vermeden ve hiç dinlenmeden normal günlük 8 saatlik mesaiye devam edilmesi ve 32 saat kesintisiz çalışma! gerçeği ülkemizde maalesef yaşanılmaktadır. Üstelik bu durum ara sıra değil, asistan doktorluk suresince, dört veya beş yıl boyunca azalarak da olsa gün aşırı devam etmektedir.
Bu durum insanlıkla, insan haklarıyla, çalışan haklarıyla, hasta haklarıyla nasıl bağdaşabilir.
Günde normal şartlarda 8 saatten fazla çalışılamaz, fazla mesai gerektiğinde de günde en fazla 3 saat çalışılır diye hükümler varken, nöbet adı altında 24+8 yani 32 saat süreli çalışılmasını, üstelik bunun hemen hemen gün aşırı sürekli devam etmesini hangi vicdan kabul edebilir. Hangi sistem, düzen kabul edebilir. Hangi yaşam, aile düzeni, eş, çocuk, çevre, ana baba katlanabilir.
Üstelik bu nöbet ve sonrası 24+8 yani 32 saat sürekli çalışmada, insan hayatı hakkında, sağlığıyla ilgili acil ve geriye dönüşü olmayan karar verilmekte, operasyon yapılmakta ve ameliyatlar gerçekleştirilmektedir! Bu şartlar altında nasıl verimli ve isabetli hizmet sunulabilir.
Kim böyle bir durumda olan, uykusuz, yorgun, takati bitmiş, 32 saat süresince koşuşturup bitap düşmüş doktordan sağlık hizmeti almak ister! Böyle bir doktorun verdiği sağlık hizmetinden mutmain olur! Verdiği ilaç ve tedaviyi uygular! Hangi insan kendini bu durumdaki doktora emanet eder! Buna rağmen, idealleri uğruna, insanlık ve hizmet aşkıyla, var gücüyle, fedakarane, aşkın bir hizmet sunan, ücret hesaplanmasında, perfermas ödemelerinde dahi yok saylan mağdur edilen ve her gittiğinizde polikliniklerde, yataklı bölümlerde gece gündüz size hizmet sunan BU KAHRAMAN ASİSTAN DOKTORLARI muhabbetle selamlıyorum.
Her süreçte ve aşamada azami dikkat ve yüksek performans isteyen sağlık hizmetinde, araç sürücülerine dahi önerilen her üç saatte ara verme ve belli süre dinlenme imkanı bile verilmeden soluksuz hizmet beklemek kamu yararıyla, kamu hizmetiyle de bağdaşmamaktadır.
Çağdaş ülkeler, özellikle Amerikada, meşhur olan LİBBYZİON DAVASINDAN sonra, GAZETECİNİN bir evladını 32 saat çalıştığını öğrendiği bir asistan doktorun nöbetinde ÖLMESİ nihayetinde gerçekleşen değişim neticesinde bu insanlık dışı hüküm ve uygulamalardan 1970 yıllarda tamamen vazgeçmiş durumdalar. Bu insan haklarına, İLO Sözleşmelerine, çalışma yasalarına, hasta haklarına, hayatın normal akışına da aykırıdır.
Üstelik her açıdan hem doktor, hem hasta, hem kamu yararı açısından da bu durum insanlıkla, insan haklarıyla, çalışan haklarıyla, hasta haklarıyla da bağdaşmamaktadır.
SONUÇ OLARAK
Bu insan haklarına, İLO Sözleşmelerine, çalışma yasalarına, hasta haklarına, hayatın normal akışına aykırı hal, Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliğinin C – NÖBET ESASLARI Başlıklı Bölümde yeralan 41. Maddenin, birinci fıkrasının, e) bendin de yer alan:
“Gece nöbeti tutanlara ertesi günü görev verilmez.”
Hükmünden sonra gelen VE KEYFİ OLARAK ASİSTAN DOKTORLAR LEHİNE BUGÜNE KADAR DA HİÇ UYGULANMAYAN ikinci ve üçüncü cümledeki İPTALİ GEREKEN hükümlerden kaynaklanmaktadır.
BU HÜKÜMLERİN yani;
“Geceyi yoğun mesai ile uykusuz geçiren personele, kurumun personel durumu ve imkanları müsait olmak, hizmeti aksatmamak kaydıyla evinde veya kurum içerisinde lüzum görüldüğü sürece dinlenmesi için baştabib izin verebilir. Bu takdirde de bunlar acil durumlarda baştabib veya nöbetçi tabibin davetine uymaya mecburdurlar.
İptali ile bu sorunun çözümünü teminen ilgililere emir ve talimat verilmesi dileğiyle,
Muhabbetle,

Hiç yorum yok:

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı