14 Mart 2022 Pazartesi

TIP BAYRAMI

TIP BAYRAMI Sağlık Savunmasının ÖNCÜ CEFAKAR FEDAKAR DOKTORLARI ile insanlığın TIP BAYRAMI kutlanırken konu her açıdan düşünülmelidir.

“Altın yere düşürüldüğünde KIYMETİ eksilmez. Elmas kirletildiğinde IŞILTISINDAN değerinden kaybetmez.”

Kaybetmeden kıymet bilmelidir

Başkasının derdiyle acısıyla dertlenen, tüm yeteneklerini paylaşan, insanlığa değer katan nice kahramanlar unutulmaz.

Ölenler unutulur
AHSEN eserleri iyilik hayır ve fedakârlıkları ise ölümsüzleşip yaşar
sürekli iyilik üretir


İslam Dünyasında tıp alanındaki buluşlarıyla tarih yazan ve hala eserleriyle modern tıpta Avrupa'da anılan Zekeriya Râzî, Ebû Kasım el Zehravî, Ali bin Abbas, Ammâr bin Alî el-Musûlî, Ali bin İsa, İbn-i Sina, İbn-i Nefis, Akşemsettin, İbn-i Hâtip, Abbâs Vesîm Efendi vb yolunda nice kahramanlar yetiştirmek amacıyla

“14 Mart 1827'de, II. Mahmut döneminde, Hekimbaşı Mustafa Behçet'in önerisiyle ilk cerrahhanenin, Şehzadebaşı'daki Tulumbacıbaşı Konağı'nda Tıphane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire nin kurulması, Türkiye'de modern tıp eğitiminin başladığı gün olarak kabul edilir.

1919 yılının 14 Mart'ında işgal altındaki İstanbul'da gerçekleşmiştir. O gün, tıbbiye 3. sınıf öğrencisi #HikmetBoran'ın önderliğinde, tıp okulu öğrencileri işgali protesto için toplanıp ardından işgale karşı tarihi fakülte binasının direkleri arasına Türk bayrağını asar. Tıp öğrencilerinin kararlılıkları ve vatanseverlikleri sayesinde karanlık işgal günlerinde İstanbul semalarında dalgalanan Türk Bayrağı bir umut ışığı gibi parlar. O günden sonra da 14 Mart ülkemizde Tıp Bayramı olarak kutlanmaya başlamıştır.

Böylece tıp bayramı, tıp mesleği mensuplarının SAĞLIK SAVUNMA HAREKETİ olarak da yaşamda yerini bulur.

BAYRAMLAŞAN bu hareket HASTALIKLARA ve özellikle de her tür salgına karşı da CANI PAHASINA fedakarlıkla da sürdürülmektedir.

Öyle ki, ÜNİVERSİTEYE girişte en yüksek puanları alabilen başarılı gençler arasından seçilir.

6, 7 yıl süren çok sıkı bir eğitim sürecinden geçilir. Bu öyle bir eğitim ki, bir yanda dersler kitaplar öbir yanda 24 saati aşan 32 saate varan hastalarla ilgilenmeyi de gerektirir.

Hadi mezun olduk zorunlu hizmet bekler ONU. Mesleğinde uzmanlaşmak için tekrar giriş sınavlarını kontenjan kadar başarmak şarttır.

Uzmanlığa asistan olarak başlari artık gün aşırı 32 saatlik ayda 10, 15 nöbet sizi bekler. Her nöbet yığınla hastayla gece gündüz tedavi için uğraşır durur. Arada birkaç dakika koltukta masada kestirebilirse biraz dinlenir.

Zorlu üç beş yıl sürer ASİSTANLIK adeta hayattan bezdirir. Ne ev ne eş ne çocuk ne akraba ilgilenecek hal kalmaz. Adeta ölü gibidir. Sosyal yaşam bitiktir. Nasıl yaşasın ki, yoğun geçen her 32 saatlik nöbetten sonra eve kendini zor atar. O haliyle ancak yatağı bulup düşer. Saatler sonra uyanır.

Varsa vakti koşturur evdeki tüm işlere, çocuk eş ev senden bekler ilgili.
Ev işleri çocukların kreş bakıcı sorunları, alışveriş her şey bir araya sığdırılır. Okunacak kitaplar, araştırılacak konular, hastalar nöbetler, ev eş çocuk sorunları derken insan çoktan kendini unutmuş bu alemde kaybolmuştur.

Bakınız

• ASİSTAN DOKTORLARA, YAKINLARINA, HASTALARA BU ZULÜM REVA MI? https://www.facebook.com/photo/?fbid=257893906352590&set=a.107800448028604
https://aaldemira.blogspot.com/.../asistan-doktorlara...
https://twitter.com/aaldemira/status/1452891528431538176...

Sonra sınav uzmanlık derken bu da yetmez meslekte YANDAL zorunluluğu çıkar karşına, onca yoğunluğun içinde vakit bulup hazırlanır sınava, başarır bu kez atama yeri sorunu. Bunu da aşarsın başlarsın yeniden asistanlığa yine nöbetler gece telefonları hafta sonu hastaneye gidişler eksik olmaz.

Nihayetinde sınav ve bir branşta örneğin çocuk enfeksiyon uzmanı olursun.

Biter mi bitmez. Haydi kura, atama yeri, zorunlu hizmet, Eş durumu sorunları. Çocukların okulu vs boğuşman gereken sorunlar dağ gibi sizi ezer. Zorunlu hizmet sonrası atama yine başlar yeni sorunlar.

Hastanede ise tam bir izdiham Her yer hasta kaynar. Derdiyle boğuşan hastalar yakınları saatlerce beklemenin verdiği nefretle fırsat kollar bir an önce tedavi olmayı ister haklı olarak. Bunalır o koridorlarda beklemekten Bir hastaya bir kendine bir ülkeye bakar. Tüm sorunlar boğar onları.

Beklediği sırası gelir. Hemen derman olmasını bekleyen hasta ve yakınları artık doktoru da buldu ya. Doktor hastalığın teşhisi için sordukça onlar daha da dolar. Hele bir de tetkik yazdı mı ya da ukalaca istediklerini yapmadı mı, artık gözü dönmüştür. Arada sözle saydırdıkları hakaretler mırıldamalar yetmez gibi el kol bağırmalar ve ŞİDDET sahneye çıkar.

Bu zalimler daha sonra yapılanlar komiktir. Yargılansa ne olur. Mahkum olsa ne yazar. Islah eden diğerlerine ders veren sistemler olmadıkça

Yine
Çalıştığın kadar kazanırsın şeklinde özetlenebilecek ‘#performanssistemi’yle ilgili de sorunlar dağ gibidir. Aynı nitelikte çalışan iki uzman hekim farklı hastanelerde oldukları için birbirinden çok farklı ücretler alır. Ya asistan doktorlar tüm işlere koşan yapan hastaları muayene tedavi eden nöbetler tutan da olsa devede kulak ufacık bir sus payı verilir. Diğerleri unvana göre hamutuyla götürür.

ÖTE YANDAN
Sağlıkta var gücüyle bunca olumsuz şartlarda tedavi yapan doktorlar küçük bir hata yaptı ya da sonuçlar olumsuz oldu mu, hasta yakınlarının davalarıyla boğuşur. Bu olumsuz şartları düzeltmeyen ve o olumsuz şartlara mahkum eden devlet doktorunu kurtlar önüne atıverir. Davalar tazminatlarla baş başa bırakıverir. Bu fedakar insanları tıbben hata kusur işleyip işlemediğine dahi önce karar verip te değerlendirme yapmadan genel mahkemelerin koridorlarına atıverir.
Sözde reform diye bu düzenlemeleri yapanlar da alkış bekler. Oysa büyük kusur bu olumsuz şartlara mahkûm eden sistemde ve değiştirmeyen yöneticilerdedir.

İnsan hak ettiği değeri saygınlığı gördüğü, emeğinin karşılığını gereğince aldığı yerde çalışma şartlarının elverdiği ortamlarda gelişir ahsen üretimler hizmetler sunar, bilimsel yeniliklere imza atar, yeni yöntemler bulur ve aleme nur saçar. Toplumun sağlık savunmasına kalıcı, önleyici ve refah sunan fevkalade değerler katar.
Aksi halde sağlık sorunları da derinleşerek devam eder.

#YÖNETİMLER
#FIRATA DÜŞEN KUZUDAN da sorumlu olduğunu unutmamalıdır. Unutanlara da halk görevini DURUŞUYLA evrensel ilkelere, o işin usul ve esasına uygun TEPKİSİYLE HATIRLATMALIDIR.

#RecepTayyipErdoğan
@RTErdogan
Türkiye devlet görevlisi
Bu ülkenin başbakanı olarak açıkça ifade ediyorum ki, #Dicle’nin kenarında kurdun kaptığı bir koyun bile benim mesuliyetim altındadır.
https://twitter.com/RTErdogan/status/468688238623076353?s=20

Sorunlar ve bunun dillendirilmesi karşısında
Beğenmeyen gitsin demekle olmaz.
Fiyat artışları, zamlar, enflasyon vb tüm olumsuzluklar karşısında kesimlerden gelen tepkilere kulak verip hükümetler önce kendini değiştirmeli ve sorunlara kalıcı köklü çözümler bulmalıdır.
Pansuman tedbirlerle, geçiştirmeyle medya göz boyamasıyla, algıyla, azarlamayla olmaz.
Bu kendi ayağına kurşun sıkmaktır.
Bindiğin dalı kesmektir
Aksi halde halk iktidar yaptığı gibi enkaz da yapar.

• İKTİDAR MUKTEDİR ya da ENKAZ OLMAK
https://www.facebook.com/photo?fbid=148603370614978&set=a.107800448028604
https://aaldemira.blogspot.com/.../yeni-hukumetin-hayrl...

ELBETTE
“Altın yere düşürüldüğünde KIYMETİ eksilmez. Elmas kirletildiğinde IŞILTISINDAN değerinden kaybetmez.”

GELİN BU ZULMÜ, haksızlığı, çarpıklığı değiştirmek için var gücünüzle elinizi taşın altına koyun. Vicdanınızın sesine kulak verin.

Bilge yönetimler RABBİLALEMİNE, KURANA, VİCDANA EVRENSEL İLKELERE ortak akla, emanete, hak ve adalete değer verip gereğini yapanlardır.

Her görev, yetki ve sorumluluk bunun kazanılma şartları, çalışma koşulları, insana ve topluma yaptığı katkı, üretiminin önem ve değeri vb unsurlara bağlı ve paralel ÜCRET KAZANÇ MALİ GETİRİ de sunmakla toplumsal denge ve adalet gerçekleşir.

Aksi halde zulüm olduğu gibi toplumsal denge ve düzen de bozulur


Alemde başta insan olmak üzere her varlıktaki ve her unsurdaki tüm özellikler #sebepsonuç ilişkisi ile iyilik hayır ve fedakarlık yapana, ahsenu ameller gerçekleştirenlere bitim noktasında sunulan #yardımlar da dahil tüm #İLİM #BİLGİ #KANUNLAR onu terbiye eden böyle donatan, tesviye eden, ikram eden RABBİLALEMİNİN, yazılı KİTAP, KURAN ve ZİKİR gibi #hediyesidir.

Elbette, #okumak, sadece yazılı kitap Kuranı Kerimi değil, Yaratılan Kainat kitabını, insan, toplum, diğer canlılar cansızları, eşyayı, olay ve olguları da okuyup, araştırıp incelemek, anlattığı manalara, ilkelere, kanunlara ulaşmak,
o kanunları dikkate alarak insan ve toplumların kendini tanıyarak ahsenu ameller yaparak Rızasına varıp yücelmesini sağlamak,
alemde var edilen kanunlara ulaşıp eşyaya uygulayarak teknik ve teknoloji üreterek insanlığın hizmetine de sunmaktır.

Her nedenle İNSAN, alakası, emeği, samimiyeti, ihlas ve gayreti, çalışması, bu ilkelere verdiği ÖNEM VE ÖNCELİĞİ ölçüsünde doğru manalara, evrensel ilkelere, kanunlara, teknik ve teknolojiye ulaşmakta bilgilenmekte ve YAŞAMA YAZDIĞI nispette de ahlaklanmakta, gelişmekte, müreffeh olup yücelmekte ve her alemde de cenneti yaşamaktadır.

Bunu başardığı ölçüde adil sosyal devlet olmaktadır.
Uzaklaştıkça da zalimler arasında yer almaktadır.

• DEVLET NEDİR İSLAM DEVLETİ OLMAK https://www.facebook.com/photo/?fbid=182368593905122&set=a.107800448028604
https://aaldemira.blogspot.com/.../devletin-adil-ya-da...

Toplumsal yaşamda ise,
HAK olanda DİRENENLER olsaydı #ZULÜM haksızlık YAP BOZ vb onca KÖTÜLÜK olur muydu? Hak sustu mu, BATIL hakim olur.

Her olay insana, TOPLUMA seçimler sunar. Tercih yapma gücü, yetkisi, her türlü zihni melekeler ve donanım insanda var edilmiştir.

İnsan gibi, toplumlar da yaptığı tercihlerle, #kaderini, dolayısıyla kederini ya da keremini kendi yazmaktadır.

Herkes ve her toplum seçtiği yaşadığı hayatın bedeliyle sonuçlarıyla karşılaşır.

Zira, insana çalışmasından vesile ve sebep olduklarından başkası yoktur. 53/39-42,79/35, 76/22, 4/32, 36/12, 3/195, 34/3, 10/61vb.

Bedel ödenmeden, fedakarlık yapılmadan, sunnetullaha uygun davranmadan, değişim ve gelişim olmaz. Rızayı İlahi de kazanılmaz.

Bu bağlamda
#Örneğin Kitap der, yaklaşık meallerde

• Bu böyledir, çünkü bir kavim KENDİLERİNDE BULUNANI DEĞİŞTİRMEDİKÇE Allâh onlara verdiği ni'meti değiştirmez. Allâh işitendir, bilendir. Zalike bi ennellahe lem yeku muğayyiran ni'meten en'ameha ala kavmin hatta yuğayyiru ma bi enfusihim ve ennellahe semiun alîm. 8/53

ve niceleri

• TOPLUMLAR TERCİHLERİYLE KADERİNİ
dolayısıyla KEDERİNİ ya da KEREMİNİ KENDİ YAZMAKTADIR.
https://www.facebook.com/photo?fbid=154444786697503&set=a.107800448028604
https://aaldemira.blogspot.com/.../toplumlar...

Zalime ZULÜM SİSTEMLERİNE SESSİZ KALAN mazluma YARDIM ETMEYEN tüm GÖNÜLLER suça bulaşmıştır.

• DUYARSIZ GÖNÜLLER SUÇA BULAŞMIŞTIR
https://www.facebook.com/photo/?fbid=308618564613457&set=a.107800448028604
https://aaldemira.blogspot.com/.../duyarsiz-gonuller-suca...
https://twitter.com/aaldemira/status/1481877932893220866...

BİLİNMELİDİR Kİ

"Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi...
Kanuni Sultan Süleyman"

SAĞLIĞIN her tür nimetin
MADDİ MANEVİ her unsurun kıymetini #KAYBETMEDEN bilmek şarttır.

• KAYBETMEDEN KIYMETİNİ BİL
SAĞLIK, HER TÜR NİMET KAYBEDİNCE DEĞERİ ANLAŞILAN PAHA BİÇİLMEZ ZENGİNLİKTİR https://www.facebook.com/photo/?fbid=204982568310391&set=a.107800448028604
https://aaldemira.blogspot.com/.../kaybetmeden-kiymetini...

Her daim DUYARLI olup her tür kötülüğe, haksızlığa zulme karşı durup HAKKTAN, haklıdan, adaletten yana olup HANİF duranlardan Rabbilalemine, Kurana ilkelere vicdana, adalete önem ve öncelik verip karanlığa ışık olup kendini de toplumu da değiştirenlerden muttaki olup Rabbin Rızasına varanlardan olma dileğiyle,
Muhabbetle

**

Tıp Alanında Çığır Açan Müslüman Bilim Adamları
https://www.birrmektebi.com/tip-alaninda-cigir-acan.../....

#14MartTıpBayramı
#14MartTıpBayramıKutluOlsun
#GidecekOlanHekimlerDeğil 








Hiç yorum yok:

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı