TEKASÜR SURESI
Çokluk yarışı, çoğaltma hırsı, tüm en’lere ulaşma tutkusu, lüks ve gösterişe, makam ve mevkiye düşkünlük, kazanma ve sahip olma zaafı, bunlarla övünme, toplumda yer bulma, statü kazanma, güçlü olduğunu sanma hastalığı ölesiye, var gücüyle oyalar. Adeta büyüler. Uyutur. Zevk verir. Kölesi yapar. İnsanı yaşam amacından uzaklaştırır. Kurana önem ve öncelik vermekten alıkoyar. Davasını unutturur.
Bu durum ölesiye, tüm benliğiyle, acımasız bir rekabetle, tüm değerleri ve ölçüleri öldüren ve yok sayan bir oburlukla sürer. Ölünceye kadar da artarak devam eder.
Oysa taleplerinizi, ihtiyaçlarınızı makul, sınırlı ve gereğince tutarsanız, kaliteli olanı, ziyadeyi helal ve temiz olanı ararsanız ve başkalarının hakkını da vererek arınırsanız bu sayısal, niteliksiz, helal haram demeden, olsun da nasıl olursa olsun çoğaltma hastalığından çoğaltma yarışından da kurtulursunuz. Aksi halde, biriktirme, yığma hastalığında, birbirinizi geçmek ve üstünlük sağlamak ve yığdıklarınızı korumak ve kaybetmemek için ölesiye uğraşır durusunuz.
Hayır, bu durum kabul edilemez bir haldir. Çok geçmeden görürsünüz. Alametlerini yaşarsınız. Düşünürseniz, Kuranla yoğrulursanız, yanlışlığı bilirsiniz.
Üstelik aynel yakın görür, anlarsınız.
Kimi hemen, kimi daha geç cehimi görür, yaşar, anlar. Zira insanı yaratan, onu dizayn eden bu kanunu koymuş. Amaçları unutan, araçları amaç edinir, bu araçların, malın, mülkün, makamın, şöhretim en’lerin esiri olur. Ölesiye, tüm meleke ve imkanlarıyla ölünceye kadar bu ateşin içerisinde kıvranır. Zira böyle Kurana aykırı olarak önem ve öncelik vererek hayal, kuruntu ve aldanma içerisinde olan insanlar, uydurma mazeret ve gerekçeler üretip gerçeği reddeder ve sahte ilahların ateşine sürüklenir.
Öyle ki, bu yolu seçen insanlar cehimi, cehennemi, acıyı, feryadı, yürekleri yakan ateşi yaşamalarına rağmen, bunun nedenini düşünemedikleri ve akletmedikleri için anlayamazlar. Kuranın rehberliğine önem vermedikleri için de uyanamazlar. Bir taraftan, daha çok, en çok tutkusuyla asıldıkça, diğer taraftan da kaybetmemek için ne gerekiyorsa yaptıkça ve bu uğurda doyumsuzluğun getirdiği sınır ve ölçü tanımayan davranış ve yöntemler sonucu kuşatılmışlık nedeniyle yaşadıkları ateş artarak devam eder.
Kuranda Firavun üzerinden örnek verilir. 40Mümin 45 ve 46- Allâh onu, onların kurdukları tuzakların kötülüklerinden korudu ve Fir'avn âilesini, azâbın en kötüsü kuşattı: Ateş! Sabah akşam ona sunulurlar. Kıyamet koptuğu gün de: "Firavun ailesini azabın en çetinine sokun!" (denilir).
Firavun ve ailesi, uğruna ne zulümler yaptığı sarayında, saltanatında rahat edemez hâle gelir, sürekli korku içinde kalarak adeta her gün, sabah akşam ateşte yandığı gibi tekasür girdabında yüzenler, her zulmü yapanlar, uğruna ölesiye koştukları sahte amaçları, oluşturdukları uydurma ilahları aracılığıyla ateşi, cehimi yaşar,
Sonra da size verilen tüm nimetlerden, açgözlülüğünüzü tatmin etmek için toplayıp yığdıklarınızdan, diğer hak sahibi yoksul, yoksun insanlarla paylaşmadıklarınızdan, bunları çoğaltmak için yaptığınız tezgahtan, uğrana feda ettiğiniz ilkelerden, ihmal ettiğiniz Kuran çalışmalarından, unuttuğunuz yaratılış amacından ve elden ayaktan tutun tüm melekelerden de hesaba çekileceksiniz.
Dünyada azap tatmakla kalmayacak ahirette de ebedi cehenneme düşeceksiniz. Azabın en çetinine sokulacaksınız.
Hala akledilmeyecek mi? İkra yapılmayacak mı? İlahları terk edip Rabbin terbiyesine koşulmayacak mı? Kuranı duyurmak, ikra yaptırmak için seferber olunmayacak mı?
***
TEKASÜR SÜRESİ ÇALIŞMA NOTLARI
(١٠٢-١)
اَلْهٰیكُمُ التَّكَاثُرُ
102.1 - Elhâkumut tekâsur.
SA - Çokluk yarışı, sizi oyaladı,
YB İnsanlığın gerçek hedefine size kayıtsız/umursamaz kılan şey nedir biliyor musunuz? Sabit fikirlilik, tamahkarlık ve rekabet. Her bir kişi diğer fertleri pisboğazca daha çok servet elde etmede geçmek ister (57:20)
Leheve: Meşgul etme, alıkoyma, oyalanma, ihtimam, düşkünlük, oyun, eğlence, hurafe, düğün, şarkı, yüz çevirme,
HY-“الهى - elhâ” fiili, “eğlendirerek oyalamak sûretiyle gaflete düşürmek, asıl yapılması lâzım gelen şeylerden alıkoymak” anlamına gelir. Dikkat edilirse, insanı gaflete düşüren bu oyalama, zevke ve hazza dayalı bir oyalamadır. Bu oyalanma içindeki insan öylesine zevklenir ki, âdeta zevkten dört köşe olur, gaflete düştüğünün farkına varmaz, asıl yapması gereken işlerden uzaklaştığını bile anlayamaz. Hatta bu zevk uğruna diğer insanları bile baskı altına almaya yönelir. “Elhâ” fiilinin değişik türevleri başta Nur 37, Münafikun 9 ve Hicr 3. âyetleri olmak üzere Kur’ân’ın daha birçok âyetinde görülmektedir. (Abese 10, En’âm 32, 70, Ankebut 64, Lokman 6, Muhammed 36, Hadid 20, Cuma 11, A’râf 51, Enbiya 3, 17)
Kesera: Çokluk, çoğaltma, enler -en çok mal vb, sayısal niteliğe bakmaksızın, helal haram demeden çoğaltma
KESRET-tekasür, sayısal çokluk iken ZİYADE, kaliteyle birlikte yücelme artmadır. Yemekten sonra denirya, Ziyade Olsun. İlmimi Ziyade Et, bunun örnekleridir.
KESRET-tekasür, sayısal çokluk iken ZİYADE, kaliteyle birlikte yücelme artmadır. Yemekten sonra denirya, Ziyade Olsun. İlmimi Ziyade Et, bunun örnekleridir.