28 Aralık 2015 Pazartesi

İKTİDAR MUKTEDİR ya da ENKAZ OLMA

İKTİDAR MUKTEDİR ya da ENKAZ OLMAK
İYİ, GÜZEL ve ADİL OLMAK iktidar olmanın da enkaza dönmenin de ayraçıdır.
Bulunduğun konumun hakkını vermek, gereğini ortak akıldan da yararlanarak en mükemmel yapmaya çalışmak, hele hele verdiği sözleri yerine getirmek vb en genel ifadeyle, İYİ, GÜZEL ve ADİL OLMAK, sosyal yaşamın, insanlığın belkemiğidir.
Bunları yansıtanlara, partilere, şuna buna, halk, inanır, güvenir, var gücüyle destek olur iktidar yapar.
Ekonomiden, bilim ve teknolojiye kadar muktedir olup
insanlıktan ADALETTEN yana durup
daha çok ve daha kaliteli ÜRETMEKLE
#borç alan değil veren olmakla
muassır medeniyetleri geçmekle
her insanına
insanca hakça müreffeh #ÖZGÜR yaşam şartları sunmakla iktidarlar daim olur.
Nerde olursa olsun İKTİDAR, hata yaptıkça, yamuldukça, HAKKTAN, ADALETTEN, doğrudan, güzel olandan, bu evrensel ilkelerden uzaklaştıkça, #güveni yitirir.
Halk güvenip iktidar yaptığını, bozuluş süreçlerinde de, daha kötülere karşın kerhen destek verse de, alternatifi oluşunca da enkaz yapar.
POLİTİKACILARIN, yönetimde yer alanların toplum önünde, mikrofon ya da kamera karşısında ne yaptıkları, ne söyledikleri ve verdikleri mesajdan daha da önemlisi, SAMİMİYETLERİDİR. Bu da yaptıkları eylemlerle, verdikleri kararlarla ortaya çıkmaktadır.
Her daim, Rabbilalemine, evrensel ilkelerine, ADALETE, İNSAN olmaya, gönül güzelliğine ÖNEM VE ÖNCELİK VERİLMESİ esastır, önemlidir.
Rabbilalemine, evrensel ilkelerine, İNSAN olmaya, gönül güzelliğine, yaşamda verdiği önem ve önceliği ile gösterdiği ve gerçekleştirdiği samimiyeti ölçüsünde değerlidir.
Muktedir olup GEREĞİNİ yapmadıkça da her tür KÜKREYİŞLER havadır
Muktedir olmayanlar, iktidar olanlardan icazet almak zorunda kalır.
Tükettiğinden çok ÜRETMESİNİ bilen, daha çok İHRACAT yapan, teknoloji üreten, pazarlayan, VERİMLİLİĞİ, toplam KALİTEYİ gerçekleştiren, güvenilen ve hak, hukuk ve ADALETİN hakim olduğu toplum olmadıkça EKONOMİK sorunlar çözülemediği gibi, DÖVİZ etrafındaki problemler de aşılamaz ve MUKTEDİR de olunamaz.
MUKTEDİR OLMAK ise, HER ALANDA,
• Her insanın her ne iş olursa, usulüne esasına edep ve adabına uygun yapmakla,
• KAİNAT KİTABINI ya da yazılı kitap Kuranı Kerimi de gereğince okuyup DOĞRU MANALARA ULAŞIP YAŞAMA YAZMAKLA,
• İnsanlığın birikiminden, ortak akıldan da yararlanıp, evrensel ilkelere uyarak,
• HAK YOLDA İDEALLERİ uğrunda, gereğince, elbirliğiyle çalışmakla,
başarılabilir
Yaşam ve özellikle iktidar, çok yüzlülüğü, politikacılığı değil, tek yüzlüğü, HANİF'liği, SAMİMİYETİ, BASİRETİ, FERASETİ, DİRAYETİ ve siyasetçiliği, güven vermeyi, iyi güzel adil olmayı, dürüstlüğü, değişim ve gelişimi, AHSENU AMELLERİ, AMENU VE AMİLUSSALİHATI yı ister.
Yalandan, dolandan, soyandan da uzak olmayı gerektirmektedir.
Politik siyasi oluşumlar yaptığı tercihlerle, önem ve öncelik verdikleriyle, ilkelere olan hassasiyetiyle, iktidarını da, süresini de, enkazını da kendi belirlemektedir.
Her olay insana, TOPLUMA seçimler sunar. Tercihi yapma gücü, yetkisi ve donanımı insanda var edilmiştir.
İnsan gibi, toplumlarda yaptığı tercihlerle, kaderini, dolayısıyla kederini ya da keremini kendi yazmaktadır.
Elbette toplumlar layık oldukları şekilde yönetilmektedir.
Karar almalarında ve davranışlarında en etkili iki unsur rol almaktadır. KORKULARI ve BEKLTİLERİDİR
Zihni melekelerini gereğince kullanmayanlar, araştırıp sorgulayıp ölçüye ilkeye vurmayanlar, duygularıyla karar verenler de sonuçlarına katlanmak durumundadır.
Gövdeyi oluşturan insanlar değişmedikçe toplum da baştakiler de değişmez. 8/53, 13/11 Kendini değiştirmeyen toplumun değişmesini bekleyemez. Karanlığa ışık olmadıkça toplum da aydınlanmaz. Bir olmadıkça 11, 111 ve diğerleri de olmaz.
Kitap der, yaklaşık meallerde:
• Bir kavim AHSEN AHLAKINI İLKELERİNİ bozmadıkça Allâh onlara verdiği NİMETİ değiştirip azaltmaz
• Bu böyledir, çünkü bir kavim KENDİLERİNDE BULUNANI DEĞİŞTİRMEDİKÇE Allâh onlara verdiği ni'meti değiştirmez. Allâh işitendir, bilendir. Zalike bi ennellahe lem yeku muğayyiran ni'meten en'ameha ala kavmin hatta yuğayyiru ma bi enfusihim ve ennellahe semiun alîm. 8/53
• Bir kavim KENDİNDE BULUNANI DEĞİŞTİRMEDİKÇE Allâh onların durumlarını değiştirmez. Allâh da bir kavme kötülük istedi mi artık onu geri çevirecek yoktur. Zaten onların, O'ndan başka koruyucuları da yoktur. innellahe la yuğayyiru ma bi kavmin hatta yuğayyiru ma bi enfusihim, ve iza eradellahu bi kavmin suen fe la meradde leh, ve ma lehum min dunihi miv vâl. 13/11
• İnananlar, siz kendinize bakın, SİZ DOĞRU YOLDA OLDUĞUNUZ TAKDİRDE sapan kimse size zarar vermez. Hepinizin dönüşü Allah'adır. O size ne yaptığınızı haber verecektir. Ya eyyuhellezine amenu aleykum enfusekum, la yedurrukum men dalle izehtedeytum, ilellahi merciukum cemian fe yunebbiukum bi ma kuntum ta'melûn 5/105
Elbette, duyarsızlık yaşayan ölü olmaktır.
Çöküşe, bozuluşa, zulme sessiz kalanları ya da duyarsız davrananları HAK uğrunda var gücüyle çalışmayanlar da her olayda olduğu gibi zalimlerle sınırlı kalmayan azapla fitneyle karşılaşmaktadır. 8/25
Değişimden ve Hakk tan yana durmayanları da, HAYAT törpüleyip daha ağır bedeller ödeterek eğitip değiştirmektedir.
Kendine, Aleme, insanlığa, topluma duyarsız kalmayıp, Vicdanın sesine uyarak HAKTAN, ADALETTEN, İNSANLIKTAN yana duranlardan AHSEN yolda değişim için var gücüyle çalışanlardan olma dileğiyle
Muhabbetle,
23 Kasım 2015-18 Mayıs 2021





Hiç yorum yok:

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı