14 Eylül 2015 Pazartesi

SAKIN CAHİLLERDEN OLMA CEHALETTEN UZAK DUR

SAKIN CAHİLLERDEN OLMA CEHALETTEN UZAK DUR
Cehalet, cahillik, doğrusu bilinmesine, bildirilmesine, bilebilecek durumda olmasına rağmen, aksi olanı istemek, yapmaktır. 12/33, 2/67, 5/50, 7/138, 39/64,46/23, 3/154,11/46, 11/29, 27/55, 33/72, 6/35, 49/6, 33/33,48/26 vb
Cehalet, cahillik #bilmediklerinden değil, TERCİHLERİYLE keyfine, İBLİSE, AYARTISINA uymaktan, birilerine bağlanmaktan, tutkularına esaretten, hevasını ilah edinmekten, ölçü ilke, edep adap tanımamazlıktan, azgınlık taşkınlıktan vb kaynaklanmaktadır.
Zira, Dünyanın her yerinde, her döneminde, her coğrafyasında HER İnsan her içsel ve dışsal etkide veya istekte, bu iki sesi de duymaktadır, Vicdanının güzel olana çağrısını da iblisinin ayartısını da. Yaptığı tercihlerle kitabını kendi yazmaktadır. Üstelik her kez, bu sesler açısından da aynı durumdadır.
Zamanla, bu sesleri duyulmaz yapan da insandır. İBLİSİN sesine uydukça, vicdanın sesi duyulmaz olurken, vicdanın sesine tabi oldukça da iblisin sesi etkisizleşmeye başlar Öyle ki, iblise uya uya adeta İBLİSLEŞİR, İNSAN Şeytanlardan olur.
Her olay insana seçimler sunar. İnsan fravunlaşabilir, Musalaşabilir. CEHALETE de İSLAMA da uyabilir. Yaşamını NAR da NUR da yapabilir.
İnsan yaptığı bu tercihleriyle şekillenmekte, amel kitabını yazmaktadır. 17/13, 76/3, 64/2, 18/29, 10/40, 41/46, 45/15, 17/15, 2/286, 91/7-10; 92/4-11; 95/4-6; 2/256, 10/99, 26/3-5; 88/21, 22; 36/17, 42/48, 81/27, 28; 13/11, 8/53 vb.
Bu, Evrensel İlkeler karşısındaki duruşuyla ESFELE SAFİLİYNDEN ALAYI İLLİYYİNE kadar dağılmakta ve yer bulmaktadır. Her insanın her alemdeki cenneti de cehennemi de farklılaşmaktadır
Bu nedenle, “Başta #Goldziher olmak üzere birçok çağdaş araştırmacı, özellikle Câhiliye dönemindeki kullanımına dayanarak CEHLİN esas olarak “azgınlık, serkeşlik, arzuların etkisinde kalma, hayvanî içgüdülere boyun eğme”, kısaca “barbarlık” anlamına geldiğini ortaya koymuşlardır. Buna göre CÂHİLİN karşıtı, âlimden ziyade ihtiyatlı, ağırbaşlı, ahlâkı bütün, bugün “medenî” denilen insanı ifade eden HALÎMDİR (Muslim Studies, s. 202-206). TDV Ansiklopedisi”

#Hilm, HALİM olmak, ayette de vurgulandığı üzere, nerde ne kim olursa olsun Rabbilalemine, Rızasına, her daim önem ve öncelik vermekle gerçekleşmektedir.
• İbrâhim'in babası için mağfiret dilemesi, sadece ona verdiği bir sözden ötürü idi. Fakat onun, bir Allâh düşmanı olduğu, kendisine belli olunca ondan uzak durdu. Gerçekten İbrâhim, çok içli ve yumuşak huylu idi. Ve ma kanestiğfaru ibrahime li ebihi illa am mev'idetiv veadeha iyyah, felemma tebeyyene lehu ennehu aduvvul lilhahi teberrae minhu inne ibrahime le evvahun HALÎM. 9/114
Cehalet ise, HİLMİN tam tersi olarak keyfini, ayartısını, tutkularını vb kötü unsurları öncellemektir. Rabbilalemini, Kuranı, ilkelerini, vicdanı umursamadan yaşamaktır.
Cehalet de cahillik de; tüm KÖTÜLÜKLERİN kaynağı olup ALLAH’TAN, KURAN’DAN, VİCDANDAN, İLİMDEN, EDEPTEN, AHLAKTAN ve İNSANLIKTAN da uzak kalmaktır.
Örneğin Kitap der, yaklaşık meallerde:
· 12/33 (Yûsuf): "Rabbim dedi, bana göre zindan, bunların beni çağırdığı şeyden iyidir. Eğer onların düzenini benden savmazsan onlara KAYARIM VE CÂHİLLERDEN OLURUM!"
Kale rabbis sicnu ehabbuileyye mimma yed'uneni ileyh, ve illa tasrif anni keydehunne ASBU İLEYHİNNE ve ekum minel CAHİLîn.
· 2/67 Mûsâ, kavmine: "Allâhsize bir inek kesmenizi emrediyor." demişti. "Bizimle alay mı ediyorsun?" dediler. "CÂHİLLERDEN OLMAKTAN ALLAH'A SIĞINIRIM!" DEDİ.
Ve iz kale musa li kavmihiinnellahe ye'murukum en tezbehu bekarah, kalu etettehizuna huzuva ,kale euzubillahi en ekune minel CAHİLîn.
· 5/50 Yoksa CAHİLLİYYE hükmünü mü arıyorlar? YAKİN bilen bir toplum için Allah'tan daha AHSEN hüküm veren kim olabilir?
E fe hukmel CAHİLiyyeti yebğun, ve men ahsenu minellahi hukmelli kavmiy yukinûn.
· 7/138 İsrâil oğullarını denizden geçirdik, kendilerine mahsus birtakım putlara tapan bir kavme rastladılar:"Ey Mûsâ, dediler, (bak) bunların nasıl tanrıları var, bize de öyle bir tanrı yap!" (Mûsâ) dedi: "Siz, gerçekten CAHİL bir toplumsunuz."
Ve cavezna bi beni israilelbahra fe etev ala kavmiy ya'kufune ala asnamil lehum kalu ya musec'al lenailahen kema lehum aliheh, kale innekum kavmun techelûn.
· 39/64 De ki: "Allah'tan başkasına kulluk etmemi mi bana emrediyorsunuz ey CAHİLLER?"
Kul e fe ğayrallahi te'murunni a'budu eyyuhelCAHİLûn
· 46/23 Dedi: "(Azâbın ne zaman geleceğine dair)Bilgi, ancak Allâh katındadır. Ben, (tebliğ) görevlendirildiğim mesajı size duyuruyorum; fakat sizi CAHİLlik eden bir kavim görüyorum."
Kale innemel ilmu indellah,ve ubelliğukum ma ursiltu bihi ve lakinni erakum kavmen techelûn.
· 3/154 Sonra o üzüntünün ardından(Allâh) size bir güven, bir kısmınızı bürüyen bir uyku indirdi; bir kısmınız da kendi canlarının kaygısına düşmüştü. Allah'a karşı CAHİLLİYYE ZANNI GİBİ HAKSIZ BİR ZANDA bulunuyorlar: "Bu işten bize bir şey var mı?"diyorlardı. De ki: "Bütün iş, Allah'a aittir." Onlar sana açıklayamadıklarını içlerinde gizliyorlar. Diyorlar ki: "Bu işten bize bir fayda olsaydı, burada öldürülmezdik." De ki: "Evlerinizde dahi olsaydınız, yine üzerine öldürülme(si) yazılmış olanlar, mutlaka (vurulup)yatacakları yeri boylardı. Allâh göğüslerinizdekini denemek, kalblerinizdekin iaçığa çıkarmak için (bunları başınıza getirdi)". Allâh göğüslerin özünü bilir.
Sümme enzele aleykum mim ba'dil ğammiemeneten nuasey yağşa taifetem minkum ve taifetun kad ehemmethum enfusuhumyezunnune billahi ğayral hakki zannel CAHİLiyyeh, yekulune hel lenaminel emri min şey', kul innel emra kullehu lillah, yuhfune fi enfusihim ma layubdune lek, yekulune lev kane lena minel emri şey'um ma kutilna hahuna, kullev kuntum fi buyutikum le berazellezine kutibe aleyhimul katlu ila medaciihim,ve li yebteliyellahu ma fi sudurikum ve li yumehhisa ma fi kulubikum, vallahualimum bi zatis sudûr.
· 11/46 (Rabbi): "Ey Nûh, dedi, o senin âilenden değildir. O, yaramaz iş yaptı. Bilmediğin bir şeyi benden isteme. Sana CÂHİLLERDEN OLMAMANI ÖĞÜTLERİM!"
Kale ya nuhu innehu leysemin ehlik, innehu amelun ğayru salihin fe la tes'elni ma leyse leke bihi ilm,inni eizuke en tekune minel CAHİLîn.
· 11/29 "Ey kavmim, buna karşı ben sizden bir mal istemiyorum, benim ücretim Allah'a âittir. Ve (sizistemiyor, hor görüyorsunuz diye) ben, inananları (yanımdan) kovacak değilim. Çünkü onlar Rablerinin huzûruna gidecek(yaptıklarının hesabını verecek)lerdir.(Herkes kendi amelinden sorumludur. Onları niçin kovayım?) Fakat ben sizi, CAHİLlik eden bir kavim görüyorum."
Ve ya kavmi la es'elukumaleyhi mala, in ecriye illa alellahi ve ma ene bi taridillezine amenu, innehummulaku rabbihim ve lakinni erakum kavmen techelûn.
· 27/55 "Siz, NİSAYI bırakıp şehvetle RİCALE mi yaklaşıyorsunuz? Siz gerçekten CAHİL bir toplumsunuz
E innekum le te'tuner ricale şehvetem min dunin nisa', bel entumkavmun techelûn.
· 33/72 Biz emâneti, göklere, yere ve dağlara sunduk; onu yüklenmekten kaçındılar, on(un sorumluluğun)dan korktular; onu insan yüklendi; (fakat onun ağır sorumluluğunu tam kavrayamadı) doğrusu O, ÇOK ZÂLİM, ÇOK CÂHİLDİR.
İnna aradnel emanete ales semavati vel erdi vel cibali fe ebeyneey yahmilneha ve eşfakne minha ve hamelehel insan, innehu kane zalumen cehula.
· 6/35 Eğer onların yüz çevirmesi sana ağır geldiyse, haydi (yapabilirsen) yerin içine (inebileceğin) bir delik,ya da göğe (çıkabileceğin) bir merdiven ara ki onlara bir mu'cize getiresin! Allâh, dileseydi, elbette onları hidâyet üzerinde toplardı, o halde CAHİLLERden olma!
Ve in kane kebura aleykei'raduhum fe inisteta'te en tebteğiye nefekan fil ardi ev sullemen fis semai fete'tiyehum bi ayeh, ve lev şaellahu le cemeahum alel huda fe la tekunenne minelCAHİLîn
· 49/6 Ey inananlar, size fâsık(yoldan çıkmış) bir adam bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa CEHALETLE bir topluluğa karşı kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz.
Ya eyyuhellezine amenu incaekum fasikum bi nebein fe tebeyyenu en tusibu kavmem bi cehaletin fe tusbihu ala ma fealtumnadimîn.
· 33/33 Evlerinizde oturun, ilk CAHİLLİYYE nın açılıp kırıtması
gibi açılıp kırıtmayın. Salatı ikame edin, zekâtı verin, Allah'a ve Resûlüne itâ'at edin. Ey Ehl/i Beyt, Allâh sizden, kiri gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.
Ve karne fi buyutikunne vela teberracne teberrucel CAHİLiyyetil ula ve ekimmessalete ve atinez zekate ve eti'nellahe ve rasuleh, innema yuridullahu liyuzhibe ankumur ricse ehlel beyti ve yutahhirakum tathira.
· 48/26 O zaman inkâr edenler, kalblerine öfke ve gayreti, o CAHİLLİYYE(çağının) öfke ve gayretini koymuşlardı, Allâh da Elçisine ve mü'minlere huzûr ve güvenini indirdi; onları takvâ kelimesine (sebâta ve ahde vefâya) bağladı. Zeten onlar, buna lâyık ve ehil idiler. Allâh, her şeyi bilendir.
İz cealellezine keferu fikulubihimul hamiyyete hamiyyetel CAHİLiyyeti fe enzelellahusekinetehu ala rasulihi ve alel mu'minine ve elzemehum kelimetet takva ve kanuehakka biha ve ehleha, ve kanellahu bi kulli şey'in alima.
**
CAHİLLİKLE ZALİMLİĞİN İLİŞKİSİ
Kuran ilkelerine aykırı ISTEK tavır vb hal içine girmek; yapmak söylemek yada yapmamak söylememek vb durumlar Allahın Rasulu, NEBI de olsa cahillik olarak nitelenmekte ve SAKIN CAHİLLERDEN olma diye uyarılmaktadır 6/35, 11/46, 12/33 vb
Cehalet, cahillik #bilmediklerinden değil, TERCİHLERİYLE keyfine, İBLİSE, AYARTISINA uymaktan, birilerine bağlanmaktan, tutkularına esaretten, hevasını ilah edinmekten, ölçü ilke, edep adap tanımamazlıktan, azgınlık taşkınlıktan vb kaynaklanmaktadır.
Bu nedenle de CAHİLLİKLE BİR KÖTÜLÜK yapanların derhal bundan vazgeçip tevbe etmesi gerekmektedir
Örneğin Kitap der yaklaşık meallerde
• Allah'a göre, şu kimselerin tevbesi makbuldür ki, câhillikle bir kötülük yapıp hemen ardından dönerler. İşte Allâh onların tevbesini kabul eder. Allâh bilendir, hüküm ve hikmet sâhibidir. İnnemet tevbetu alellahi lillezine ya'melunes SUE Bİ CEHALETİN sümme yetubune min karibin fe ulaike yetubullahu aleyhim, ve kanellahu alimen hakima. 4/17
AKSİ HALDE, cahil ve zalimlerden olunmaktadır.
Örneğin kitap #NEBİLER üzerinden der yaklaşık meallerde
• "Rabbim, BEN NEFSIME ZULMETTIM, beni bağışla!" dedi. (Allâh) onu bağışladı. Çünkü O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir. Kale rabbi İNNİ ZALEMTU NEFSİ fağfirli fe ğafera leh, innehu huvel ğafurur rahîm. 28/16
• "Rabbimiz, BIZ KENDIMIZE #ZULMETTIK, eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan, muhakkak ziyana uğrayanlardan oluruz!" Kala rabbena zalemna enfusena ve il lem tağfir lena ve terhamna lenekunenne minel hasirîn. 7/23
• Zünnun'u (balık sahibi #Yunus'u) da hatırla. Hani o, öfkelenerek gitmişti de, bizim kendisini hiçbir zaman sıkıştırmayacağımızı KADİR olamayacağımızı sanmıştı. Fakat sonunda karanlıklar içinde: «Senden başka ilâh yoktur, sen münezzehsin, Şüphesiz BEN ZALİMLERDEN OLDUM» diye seslenmişti. Ve zen nuni iz zehebe muğadiben fe zanne el len nakdira aleyhi fe nada fiz zulumati el LA İLAHE İLLA ENTE SUBHANEKE İNNİ KUNTU MİNEZ ZALİMÎN. 21/87
• Ona: "Köşke gir!" dendi. Köşkü görünce zemini su sandı ve bacaklarını sıvadı. (Süleymân) "O, cilâlı, şeffaf sırçadandır" dedi. (Kraliçe): "RABBIM, BEN KENDIME #ZULMETMIŞIM. (Artık) Süleymân'la beraber âlemlerin Rabbi Allah'a teslim oldum," dedi.
Kile lehedhulis sarh, felemma raethu hasibethu luccetev ve keşefet an sakayha, kale innehu sarhum mumerradum min kavarir, KALET RABBI INNI ZALEMTU NEFSI ve eslemtu mea suleymane lillahi rabbil âlemîn. 27/44
Bakınız
**
#ZULÜM, insan, hayvan, bitki ve diğer varlıkların, VAREDİLİŞ amacından, ahsenu amelden, YAŞAMA hakkından ve KONUMUNDAN kendi veya başkası tarafından her ne şekil ve şartta ve yöntemde olursa olsun HAKSIZ MAHRUM bırakılmasıdır.
Yaratılmış Kainat Kitabındaki veya Yazılı Kitap Kuranı Kerimdeki ayetlerin anlattığı EVRENSEL İLKELERE aykırı olan, nerde, nasıl ve kendi dahil kime karşı yapılırsa yapılsın, ZULÜMDÜR.
Bu süreç ise, #zulümattır, karanlıktır, çelişkidir, #çıkmazlardır. Gerçeği gizlemek yerinden etmek aksi olanı yapmaktır. Bunu yaptığı ölçüde de zulümle, zalimlikle ilişkilenmektedir. 28/16, 2/54, 30/29 vb.
Allah, zalimleri asla sevmez. Vallahu la yuhibbuz zalimîn. 42/40, 3/57, 3/140 vb
Bakınız
**
GÜNAHLARDAN ARINIP AF MAĞFİRET ve RAHMET EDİLMENİN YOLU
• Hatasını günahını nedenlerini ANLAYIP
• Geciktirmeksizin en kısa surede
• TÜM GÜNAH ŞİRK vb sapmalardan ARINIP
• NASUH bir daha yapmamak üzere TEVBE edip
• İblisin ayartısını ve duygularını kontrol etmeyi ÖĞRENİP
• Kendini içsel ve dışsal her yönden DÜZELTİP
• Rabbinden ve zarar verdiklerinden ÖZÜR dileyip
• Verdiği hasarları maddi manevi ONARIP
• İlave var ediliş yolunda AHSENU AMELLER yaparak
• AYETLERİN doğru manalarını öğrenip ANLAYIP
• İÇSELLEŞTİRİP yaşama yazıp uygulayarak
• Rabbin Rızasına varıp
AFFEDİLEN, özellikle MAĞFİRET edilen ve
nihayetinde de RAHMET edilenlerden olunabilmektedir.
Bakınız
• GÜNAHLARDAN ARINIP AF MAĞFİRET ve RAHMET EDİLMENİN YOLU
.
Hatasını anlayıp, kendini düzeltip, TEVBE edip arınıp, özür dileyip yaptıklarını onarıp İLAVE AHSENU AMELLER yaparak AFFEDİLEN, özellikle MAĞFİRET edilen ve nihayetinde de RAHMET edilenlerden olunmalıdır
Bakınız
• HATASINI GÜNAHINI ANLAMAK ve TEVBE EDİP ARINIP AFF, MAĞFİRET ve RAHMET EDİLMEK https://www.facebook.com/photo?fbid=128619062613409&set=a.107800448028604 https://aaldemira.blogspot.com/.../hatasini-anlamak-nedir...
**
ÖTE YANDAN
#CEHALET, atalarının öğretisine, alışılagelen adet ve uygulamalara, yaşam biçimine, DİN ANLAYIŞINA, düşünmeden, sorgulamadan, ölçmeden, hayatın akışına, akla, mantığa aykırı olmasına, hatta zararlarından muzdarip bulunmasına rağmen uymaktır. SORGULANMAMIŞ her öğretiden, taa kan davası, başlık, berdel e kadar.
Cehalet, anlamadan, düşünmeden, sorgulamadan, okuyup üflemeden, tartıp ölçmeden SÖYLEYENE, KONUMUNA, MAKAMINA, CÜBBESİNE, POSTUNA bakıp teslim olmaktır. Efendi şöyle buyurdu"dan taa lafızlarını tekrar etmek okumaktıra; her harfine anlamadan da olsa binler sevap vardır algısına kadar uzar gider...
Oysa, her insan için, araştırmak, düşünmek, sorgulamak gerçeğe açılan kapıdır. Kölelikten önyargıdan kurtarır. Gerçeğe açılan kapı olur.
LAKİN, CEHALET, yollarının HAK olmadığını bilmekte, bildirilmekte ve bilebilecek durumda olmalarına rağmen, RABBİLALEMİN ne der değil, ELALEM ne der vb düşüncelerle HAKKA sırt çevirip, irileştikleri, #sömürdükleri, tekasür bataklığında debelendikleri düzenlerine, sistemlerine sarılmaya devam ederler.
CAHİL insan, bilmeyen insan değildir. Bilmek istemeyendir. Bilmediğiyle mutlu olandır. #Platon
AYNEN,
Kâfirler: “Bu Kur’ân’ı dinlemeyin, Onun içinde, gürültü yapın. Umulur ki böylece siz gâlip olursunuz.” dediler. Ve kalellezine keferu la tesmeu li HAZEL KUR'ANİ velğav fihi leallekum tağlibûn. 41/26
Nitekim onlara: "ALLÂH'IN İNDİRDİĞİNE UYUN!" dense,"Hayır, biz #atalarımızın üzerinde bulduğumuza uyarız!" derler. 2/170, 5/104, 7/28, 10/78, 21/53,26/74, 31/21, 43/22, 43/23 vb.
Örneğin Kitapder, yaklaşık meallerde;
· 2/170 Onlara:"Allâh'ın indirdiğine uyun!" dense, "HAYIR, BİZ ATALARIMIZI ÜZERİNDE BULDUĞUMUZ(YOL)A UYARIZ!" derler. Peki ama, ataları bir şey düşünmeyen, doğru yolu bulamayan kimseler olsalar da mı (atalarının yoluna uyacaklar)?
Veiza kıle lehumut tebiu ma enzellellahu kalu bel nettebiu ma elfeyna aleyhiabaena, e ve lev kane abauhum la ya'kilune şey'ev ve la yehtedûn.
· 5/104 Onlara:"Allâh'ın indirdiğine ve Elçi'ye gelin!" dense, "BABALARIMIZI ÜZERİNDE BULDUĞUMUZ ŞEY BİZE YETER!" derler. Babaları hiçbir şey bilmeyen, doğru yolu bulamayan kimseler olsa da mı?
Veiza kile lehum tealev ila ma enzelellahu ve iler rasuli kalu hasbuna ma vecednaaleyhi abaena, e ve lev kane abauhum la ya'lemune şey'ev ve la yehtedûn.
· 7/28 Onlar bir kötülük yaptıkları zaman: "BABALARIMIZI BU YOLDA BULDUK, bunu bize Allâh emretti." dediler."Allâh kötülüğü emretmez, de, Allah'a karşı bilmediğiniz şeyler mi söylüyorsunuz?"
Veiza fealu fahişeten kalu vecedna aleyha abaena vallahu emerana biha kulinnellahe la ye'muru bil fahşa', e tekulune alellahi ma la ta'lemûn.
· 10/78 Dedilerki: "Sen bizi, BABALARIMIZI ÜZERİNDE BULDUĞUMUZ ŞEYDEN ÇEVİRESİN de yeryüzünde büyüklük yalnız ikinize kalsın diye mi geldin? Biz size inanacak değiliz!"
Kalue ci'tena li telfitena amma vecedna aleyhi abaena ve tekune lekumel kibriyaufil ard, ve ma nahnu lekuma bi mu'minîn.
· 21/53 "BABALARIMIZI ONLARA TAPAR BULDUK (da onun için biz de onlara tapıyoruz.)"dediler.
Kaluvecedna abaena leha abidîn.
· 26/74 "Hayır, ama BABALARIMIZIN BÖYLE YAPTIKLARINI GÖRDÜK, (onun için biz de böyle yapıyoruz)."dediler.
Kalubel vecedna abaena kezalike yef'alûn.
· 31/21 Onlara:"Allâh'ın indirdiğine uyun!" dense: "HAYIR, BİZ BABALARIMIZI ÜZERİNDE BULDUĞUMUZ ŞEYE UYARIZ (onların yolundan gideriz)" derler. Şeytân onları alevli ateşin azâbına çağırmış olsa da mı (babalarının izinde gidecekler)?
Veiza kile lehumut tebiu ma enzellellahu kalu bel nettebiu ma vecedna aleyhiabaena, e ve lev kaneş şeytanu yed'uhum ila azabis seîr.
· 43/22 Hayır,(ne bilgileri var, ne de Kitâpları). Sadece: "BİZ BABALARIMIZI BİR DİN ÜZERİNDE BULDUK, BİZ DE ONLARIN İZLERİNDE GİDİYORUZ"dediler.
Belkalu inna vecedna abaena ala ummetiv ve inna ala asarihim muhtedûn.
· 43/23 İşte böyle, senden önce de hangi kente uyarıcı gönderdiysek mutlaka oranın varlıklıları: "BİZ BABALARIMIZI BİR DİN ÜZERİNDE BULDUK, BİZ DE ONLARIN İZLERİNE UYARIZ." dediler.
Ve kezalike ma erselna minkablike fi karyetim min nezirin illa kale mutrafuha inna vecedna abaena alaummetiv ve inna ala asarihim muktedûn
**
Diğer bir YAKLAŞIMLA Bilal Kocatürk’ün örneklemesiyle
• Cahil: Allah’ın emirlerine karşı soğuk davranan, o emirleri basite alıp gereğince önemsemeyen ve daha da kötüsü o emirlerin üzerine başka sözler söyleyendir. (Bakara 2/67)
• Cahil: Etrafında kendisine hakkı ve hakikati anlatan binlerce ayet, işaret, delil, belge olmasına rağmen halen olağanüstü işler bekleyendir. (En’am 6/35, 111)
• Cahil: İyiliği emretmeyip, kötülükten alıkoymayan, insanların hatalarını bağışlamayan, müsamaha ve hoşgörü ile etrafındakilere muamele etmeyendir. (Araf 7/199)
• Cahil: Hakkında kesin bilgileri olmamasına rağmen zanna dayanarak bazı şeylerin peşine düşen ve elde ettiği eksik bilgiler üzerine hükümler bina edendir. (Hud 11/46)
• Cahil: Şehvet ve nefsanî arzularının peşinde koşan, insanı ayartan iç güdülerinin esiri olandır. (Yusuf 12/33)
• Cahil: Emanete ihanet eden, kendisine teslim edilen her ne ise, onu koruyup gözeteceği yerde, umursamayıp zayi edendir. (Ahzab 33/72)
• Cahil: Allah’a ait bir alanı başka şeyler ile paylaşan, bu paylaşımı meşru göstermeye çabalayan ve başkalarının da böyle yapmaları için teşvik edendir. ( Araf 7/138; Zümer 39/64)
• Cahil: Gönderilen elçilerin mesajlarına karşı kulak tıkayıp onları işitmeyip, anlamayan yada anlamasına rağmen anlamak istemeyendir. (Hud 11/29; Ahkaf 46/23)
• Cahil: Boş ve faydasız söz, iş ve düşüncelerin peşinde olan, nerede nasıl davranacağı belli olmayan, kendini bilmez ve taşımaz bir hayatın sahibi olandır. ( Kasas 28/55)
• Cahil: Sosyal hayatta olan biteni tam anlamı ile anlamayan ve insanların dertlerini çözüme kavuşturmak için uğraşmayandır. (Bakara 2/273)
• Cahil: Allah’ın başkasına bahşettiği bazı güzellikleri çekemeyerek kıskanan, kendi elinde bulunan nimetlere şükür edeceği yerde, başkalarının elinde bulananları hazmedemeyendir. (Yusuf 12/89)
• Cahil: Başkalarına dil uzatan, kendisi salih bir amel ortaya koymadığı gibi, güzel iş yapanlara engel olan ve güzelliği ortadan kaldırmak için ona-buna çelme takandır. (Furkan 25/63)
**
#Cehalet, tüm KÖTÜLÜKLERİN kaynağıdır.
Cehalet, ilimden de edepten de AHLAKTAN da uzak kalmaktır.
Cehalet, mesajın, fikrin düşüncenin üstesinden gelemeyince, mesajı getirenin, düşünenin üstesinden gelmeye çalışır. Karalar, damgalar, iftira atar, mecnun, deli, yalancı der, her yolu dener.
“Büyük beyinler fikirleri, orta beyinler olayları, küçük beyinler ise kişileri konuşur.” #HymanRickover
“Geri zekalı insanlar; insanları, orta zekalı insanlar; olayları, ileri zekalı insanlar; fikirleri konuşur." Muhsin Mülayim
"Büyük beyinler fikirleri tartışır, orta halliler olayları, küçük beyinler ise insanları. -Eleanor Roosevelt
CEHALETİN indinde, her ne söyledi ise #HAKTIR #DOĞRUDUR #HİKMETLİDİR anlayışı #PUTLAŞTIRIR, tarafları saptırır, #azdırır.
ALLAH'TAN, #Kuran'dan ilkelerinden daha çok neye SUREKLİ #önem ve #öncelik verdiğini sorgulayanlar şirk koştukları ve övüştükleri tabi oldukları #PUTLARI anlar.
Cehaletten beslenen SİSTEMLER ya da öndeki kimileri de, ötekileştirip, düşman yaratarak, bölen, kin ve nefret söylevleriyle vahşi tarafgirliğin ateşini artırıp fani, özel, kısır çıkarları için yandaşlarını kenetleyerek, KURŞUN ASKER yapıp #TROLLLEŞTİRİP insanlığa ve toplumlara, ülkeye onulmaz zararlar verenlerdir.
Bu tür cehalet öyle bir hastalıktır ki, “Kendine taraftar olanı her kim, şeytan dahi olsa, melek görür, bağrına basar. Alim, hanif olanı ise, kendine taraftar olmadığı için, şeytan görüp, recm eder.
Üstelik,
Allâh, tek olarak anıldığı zaman; âhirete inanmayanların kalbleri DARALIR. Ama O'ndan başkaları da anıldığı zaman, hemen ÇOKÇA SEVINIRLER Ve iza zukirallahu vahdehu ŞMEEZZET kulubullezine la yu'minune bil ahirah, ve iza zukirallezine min dunihi izahum YESTEBŞIRÛN 39/45
Peşinden koştuklarını, ALLAH'TAN Kuran'dan daha çok önem ve öncelik verdiklerini sorgulayanlar, ölesiye ölünceye kadar ardında sürüklendikleri GÜNAHKAR YALANCI PERÇEMLERİYLE de tanışır.
Diplomalı cahiller veya bilip te bilmezlikten gelenler ve her halde de İNAT edenler kadar cahilin şediti yoktur.
“Akıllılar hep KUŞKU içindeyken aptallar KÜSTAHÇA kendinden emindir. #BRUSSELL”der.
"Bir gerçekle kırk alimi yendim de kırk gerçekle bir cahili yenemedim". Der, #Biruni.
“Bin alim bir araya gelse yine de bir cahili ikna edemez. Bu ilmin acziyetinden değil cehaletin hadsizliğindendir .La Edri”
Cahille TARTIŞMAYI sürdürmek de CEHALETTİR.
Nitekim;
Cahillerle tartışırken bilgeler bile cehalete kapılır der #Goethe”.
CAHİL ile tartışırken söyleyeceğin her sözcük ATEŞE ATILMIŞ BİRER ODUNDUR aslında. #Tolstoy.
Cahil insanlar davul gibidir. Sesi çok çıkar ama içi boştur" Sadi Şirazi
OLGUN insan öğrenip, ÖRNEK olup AHSENLEŞMEYİ CAHİL ise #İNAT etmeyi SEÇENDİR
“Bir toplum gerçeklerden ne kadar uzaklaşırsa; gerçeği söyleyenlerden o kadar nefret eder der #GeorgeOrwell”.

Elbette
HERKES kendine yakışanı yapar. Testinin dışına bile içindekiler sızar. İnsan #yediğinden ikram eder. Herkes kendinde, ahlakında, yanında, heybesinde, dünyasında olanı söyler. Üslubu beyan aynıyla insandır. Söz söyleyenin ahlakını yansıtır. Sözler sahibinindir. Üslup da esas kadar önemlidir. İnsanı en iyi anlatan lisanı halidir.
Sui ZANLAR, muhatabın değil, ONU YAPANIN değersizliğini, #çukurluğunu gösterir. Ön yargılar cehennemde yaşamak etrafa da alev saçmaktır.
Dava insanlarının ise, her tür zorlukta her olumsuz durumda dahi Kuran Ahlakından ayrılmadan hak olanları yazmaya, yapmaya, okumaya paylaşmaya ve aleme duyurmaya değişime ve ıslaha vesile olmaya devam edip böyle durumlarda, SUSARAK ve ORADAN, O KONUDAN, O ORTAMDAN, #Rabbinin ilkelerini hatırlatıp selam ve barışla ayrılıp tepki koyması, CEHALETE ve GÖNÜL KIRANLARA karşı, en etkili PROTESTOSUDUR.
Her nedenle, Kitap der, yaklaşık meallerde;
· 25/63 Rahmân'ınkulları öyle kimselerdir ki, yeryüzünde mütevâzi olarak yürürler, CAHİLLER kendilerine laf atarsa "Selâm" -benden kimseye zarar gelmez- derler.
Veibadur rahmanillezine yemşune alel erdi hevnev ve iza hatabehumul CAHİLunekalu selama.
· 28/55 Boş söz işittikleri zaman ondan YÜZÇEVİRİRLER ve: "Bizim işlerimiz bize, sizin işleriniz size. SİZE SELÂM OLSUN biz CAHİLLERİ cehaleti aramıyoruz istemeyiz" derler.
Veiza semiullağve a'radu anhu ve kalu lena a'maluna ve lekum a'malukum, selamunaleykum la nebteğil CAHİLîn.
• Onların SÖYLEDİKLERİNE SABRET VE ONLARDAN GÜZELLİKLE AYRIL. Vasbir 'ala ma yekulune vehcurhum hecren cemila. 73/10, 46/35 vb
• Oysa Allah size Kitap’ta (Kur’an’da) “Allah’ın âyetlerinin inkâr edildiğini ve onlarla alay edildiğini işittiğiniz zaman, BAŞKA BİR SÖZE GEÇMEDİKLERİ MÜDDETÇE, ONLARLA OTURMAYIN, aksi hâlde siz de onlar gibi olursunuz” diye hüküm indirmiştir. Şüphesiz Allah, münafıkların ve kâfirlerin hepsini cehennemde toplayacaktır. Ve kad nezzele aleykum fil kitabi en iza semi'tum ayatillahi yukferu biha ve yustehzeu biha fe la tak'udu meahum hatta yehudu fi hadisin ğayrih, innekum izem musluhum, innellahe camiul munafikîne vel kâfirine fi cehenneme cemia 4/140
· 7/199 Affı al, iyiliği emret, CÂHİLLERE ALDIRIŞ ETME.
Huzil afve ve'mur bil urfive a'rid anil CAHİLîn.
Allahın Rasulü de, cehaletin azgınlık olduğu gerçeğiyle, “Biri ona karşı bir cahillik ederse oruçlu olduğunu söylesin” (İbn Mâce, “Sıyâm”, 21) der.
Edebim el vermez edepsizlik edene. Susmak en güzel cevap, edebi elden gidene. der #YunusEmre
Elbette, #Hakikatler güneş gibidir. Üflemekle sönmez. Çamur atmakla kararmaz. Gözünü kapamakla gece olmaz. Sadece kendine yalancı gece yapar. O ölçüde de her alemde acı bedeller öder.
Bakınız
**
BİLGİ GÜÇTÜR
#BİLGİ olmadan GERÇEĞE ahsen FİKRE ve REFAHA ulaşılamaz. Bilenlerle bilmeyenler bir olmaz 39/9 vb. Bilgiyi yaşama yazmak, insanlık, hayır ve iyilik yönünde kullanmak veya buna aykırı davranmak da aynı olmaz.
Doğru mana, #ilim, en kıymetli hazinedir, yaşama yazdıkça anlam ve değer katar. Bundan uzak düştükçe, AYARTIYA kötü tutkulara ESİR oldukça da cehalet bataklığında debelenir
Her nedenle modern çağın tüm KÖLELİKLERİNDEN #CEHALETİNDEN kurtulmanın tek ve yegâne yolu olan okumak, ARAŞTIRMAK, DÜŞÜNMEK, SORGULAMAK, ÖLÇÜYE İLKEYE vurmak, zihni melekelerini kullanmak DEĞİŞİMİN başlangıcıdır.
Bu bağlamda, Cehaletle, şu veya bu nedenle AZANLAR, günah işleyenler vb kötülük yapanların, bundan pişman olup nasuh üzere tevbe etmeleri magfiretle karşılanmıştır.
Kitap der, yaklaşık meallerde
· 4/17 Allah'a göre, şu kimselerin tevbesi makbuldür ki, CÂHİLLİKLE BİRKÖTÜLÜK YAPIP HEMEN ARDINDAN DÖNERLER. İşte Allâh onların tevbesini kabul eder. Allâh bilendir, hüküm ve hikmet sâhibidir.
İnnemettevbetu alellahi lillezine ya'melunes sue bi cehaletin sümme yetubune min karibin fe ulaikeyetubullahu aleyhim, ve kanellahu alimen hakima.
· 6/54 Âyetlerimize inananlar, sana geldikleri zaman: "Size selâm olsun, de, Rabbiniz, kendi üzerine rahmeti yazmış(yaratıklarına acımayı prensip edinmiş)tir. Sizden kim, CEHALETLE BİR KÖTÜLÜK YAPAR DA SONRA ARDINDAN TEVBE eder, uslanırsa muhakkak ki O, bağışlayandır, esirgeyendir."
Veiza caekellezine yu'minune bi ayatina fe kul selamun aleykum, ketebe rabbukumala nefsihir rahmete ennehu men amile minkum SUEM Bİ CEHALETİN sümme tabe mim ba'dihi ve asleha fe ennehuğafurur rahîm.
· 16/119 Sonra Rabbin şunlardan yanadır ki, CEHALETLE KÖTÜLÜK İŞLEDİLER, SONRAONUN ARDINDAN TEVBE ettiler, uslandılar. Bütün bunlardan sonra Rabbin, elbette bağışlayandır, esirgeyendir.
Summe inne rabbeke lillezine amilus sue bicehaletin summe tabu mim ba'di zalike ve aslehu inne rabbeke mim ba'diha leğafurur rahîm
Buna karşın, diplomasız mürekkep yalamamış, okul yüzü görmemiş, kitap nedir bilmemekle birlikte içi dışı bir olanlar, #sıdk ile #HİLM ile yaşayanlar, etki ve tepkide, tahrikte bile olsa vicdanın sesine kulak verip, ilke ve ölçülerini, #HİLM HALİM durumunu, duruşunu kaybetmeyen, edepten de adaptan da uzak kalmayıp, iblisin ayartılarına yenik düşmeyenler de vardır.
Zira, #bunlar;
· Yaratılmış Kainat Kitabından ders almaktadır.
· Bedeli ödenmiş, sınanmış, denenmiş, hayattan süzülmüş bilgi olan TECRÜBE ye kulak vermektedir.
· Her insanda var olan RABBİLALEMİNİN insanlara yollarını aydınlatması VE DOĞRUYU BULMASI için lütfettiği en büyük NUR olan VİCDANın sesini dinlemektedir.
· Ya da, Yaratılmış Kainat Kitabındaki veya Yazılı Kitap yani Kuranı Kerimdeki ayetlerin anlattığı doğru manalara, KURANA, evrensel ilkelere, kanunlara uymaktadır.
Bu unsurların her biri, RABBİLALEMİNİN insanlara yollarını aydınlatması ve doğruyu bulması için lütfettiği insanları karanlıklardan aydınlığa NUR'a çıkarandır / liyuhricekum minezzulumati ilennur.14/1, 14/5, 33/43, 57/9, 65/11,5/16, 2/257,
Bu evrensel ilkeler, her daim yaşamı mutlu etmek için önemli ve vazgeçilmez bir yoldaştır, nurdur, rehberdir, hediyedir, hidayettir. 2/2, 2/5, 2/38, 2/97,17/9,3/4, 3/138, 6/88, 7/52, 12/111, 16/64, 16/89, 16/102, 17/9, 20/123, 27/2,27/77,28/43, 31/3, 40/54, 45/20, 46/30 vb
Rabbilaelmine, Kurana, vicdana, evrensel ilkelere aykırı halden, CAHİLLİKTEN, CEHALETTEN uzak olup ahlakını Kuran yapıp, her halde de ahsenu amelden yana durup Rabbin rızasına varanlardan olma dileğiyle
Muhabbetle,
19 Kasım 2014-26 Mart 2021




Hiç yorum yok:

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı