9 Nisan 2014 Çarşamba

16 NAHL SURESİ

 rtfSelectedTabRef*11*128*90*016.090*Nahl 1-128**1*90*tumSure*rtfSelectedTabRef
 rtfBulunanSayi*90*rtfBulunanSayi
 rtfSndPly*16.1*
ARAPÇASI OKUNUŞU YAKLAŞIK MEALİ
(١٦-١)
16.1*************
اَتٰى اَمْرُ اللّٰهِ فَلَا تَسْتَعْجِلُوهُ سُبْحَانَهُ وَتَعَالٰى عَمَّا يُشْرِكُونَ
16.1 - Etâ emrullâhi felâ testağcilûh, subhânehû ve teâlâ ammâ yuşrikûn.
S ATEŞ - Allâh'ın emri geldi, artık onu acele istemeyin. Allâh, onların ortak koştukları şeylerden uzaktır, yücedir.

 rtfSndPly*16.2*

(١٦-٢)
16.2*************
يُنَزِّلُ الْمَلٰئِكَةَ بِالرُّوحِ مِنْ اَمْرِهٖ عَلٰى مَنْ يَشَاءُ مِنْ عِبَادِهٖ اَنْ اَنْذِرُوا اَنَّهُ لَا اِلٰهَ اِلَّا اَنَا فَاتَّقُونِ

16.2 - Yunezzilul melâikete bir rûhı min emrihî alâ mey yeşâu min ıbâdihî en enzirû ennehû lâ ilâhe illâ ene fettegûn.

16.2 - Melekleri, kullarından dilediğine, emrinden olan ruh (vahy) ile indirir: "(İnsanları) Benden başka tanrı yoktur, benden korkun! diye uyarın!" (der).

 rtfSndPly*16.3*
(١٦-٣)
16.3*************
خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ بِالْحَقِّ تَعَالٰى عَمَّا يُشْرِكُونَ

16.3 - Halegas semâvâti vel arda bil hagg, teâlâ ammâ yuşrikûn.

16.3 - (Allâh), gökleri ve yeri hak ile (hikmeti uyarınca) yarattı. (O), onların ortak koştuklarından yücedir.

 rtfSndPly*16.4*
(١٦-٤)
16.4*************
خَلَقَ الْاِنْسَانَ مِنْ نُطْفَةٍ فَاِذَا هُوَ خَصٖيمٌ مُبٖينٌ

16.4 - Halegal insâne min nutfetin feizâ huve hasîmum mubîn.

16.4 - İnsanı nutfe(sperm)den yarattı, birden o (insan) konuşkan bir karşı koyucu olup çıktı.

 rtfSndPly*16.5*
(١٦-٥)
16.5*************
وَالْاَنْعَامَ خَلَقَهَا لَكُمْ فٖيهَا دِفْءٌ وَمَنَافِعُ وَمِنْهَا تَاْكُلُونَ

16.5 - Vel en'âme halegahâ, lekum fîhâ dif'uv ve menâfiu ve minhâ teé'kulûn.

16.5 - Hayvanları da yarattı. Onlarda sizin için ısınma(nızı sağlayan şeyler) ve daha birçok yararlar vardır. Ve onlardan kimini de yersiniz.

 rtfSndPly*16.6*
(١٦-٦)
16.6*************
وَلَكُمْ فٖيهَا جَمَالٌ حٖينَ تُرٖيحُونَ وَحٖينَ تَسْرَحُونَ

16.6 - Ve lekum fîhâ cemâlun hîne turîhûne ve hîne tesrahûn.

16.6 - Ve akşamleyin mer'adan getirdiğiniz, sabahleyin mer'aya götürdüğünüz zaman onlarda sizin için bir güzellik de vardır. (Onların gidiş gelişleri size ayrı bir güzellik ve zevk verir.)

 rtfSndPly*16.7*
(١٦-٧)
16.7*************
وَتَحْمِلُ اَثْقَالَكُمْ اِلٰى بَلَدٍ لَمْ تَكُونُوا بَالِغٖيهِ اِلَّا بِشِقِّ الْاَنْفُسِ اِنَّ رَبَّكُمْ لَرَؤُفٌ رَحٖيمٌ

16.7 - Ve tahmilu esgâlekum ilâ beledil lem tekûnû bâliğîhi illâ bişıggıl enfus, inne rabbekum leraûfur rahîm.

16.7 - Ağırlıklarınızı öyle (uzak) şehirlere taşırlar ki, (onlar olmasa) canlar(ınız), büyük zahmetler çekmeden oraya varamazdınız. Doğrusu Rabbiniz, çok şefkatli, çok acıyandır.

 rtfSndPly*16.8*
(١٦-٨)
16.8*************
وَالْخَيْلَ وَالْبِغَالَ وَالْحَمٖيرَ لِتَرْكَبُوهَا وَزٖينَةً وَيَخْلُقُ مَا لَا تَعْلَمُونَ

16.8 - Vel hayle vel biğâle vel hamîra literkebûhâ ve zîneh, ve yahlugu mâ la tağlemûn.

16.8 - Binmeniz ve süs için atları, katırları ve merkepleri (yarattı) ve daha sizin bilmediğiniz nice şeyler yaratmaktadır.

 rtfSndPly*16.9*
(١٦-٩)
16.9*************
وَعَلَى اللّٰهِ قَصْدُ السَّبٖيلِ وَمِنْهَا جَائِرٌ وَلَوْ شَاءَ لَهَدٰیكُمْ اَجْمَعٖينَ

16.9 - Ve alallâhi gasdus sebîli ve minhâ câir, ve lev şâe lehedâkum ecmeîn.

16.9 - Kısa ve doğru yolu Allâh gösterir. Ama o yoldan sapan da var. Allâh dileseydi, hepinizi doğru yola iletirdi.

 rtfSndPly*16.10*
(١٦-١٠)
16.10*************
هُوَ الَّذٖى اَنْزَلَ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً لَكُمْ مِنْهُ شَرَابٌ وَمِنْهُ شَجَرٌ فٖيهِ تُسٖيمُونَ

16.10 - Huvellezî enzele mines semâi mâel lekum minhu şerâbuv ve minhu şecerun fîhi tusîmûn.

16.10 - O'dur ki, sizin için gökten bir su indirdi. İçeceğ(iniz) ondandır ve hayvanları otlattığınız ağaç(lar, bitkiler) ondan(sulanıp filizlenmekte)dir.

 rtfSndPly*16.11*
(١٦-١١)
16.11*************
يُنْبِتُ لَكُمْ بِهِ الزَّرْعَ وَالزَّيْتُونَ وَالنَّخٖيلَ وَالْاَعْنَابَ وَمِنْ كُلِّ الثَّمَرَاتِ اِنَّ فٖى ذٰلِكَ لَاٰيَةً لِقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ

16.11 - Yumbitu lekum bihiz zer'a vez zeytûne ven nahîle vel ağnâbe ve min kullis semerât, inne fî zâlike leâyetel ligavmiy yetefekkerûn.

16.11 - Onunla size ekin, zeytin, hurma, üzümler ve her çeşit meyvalardan bitirmektedir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için ibret vardır.

 rtfSndPly*16.12*
(١٦-١٢)
16.12*************
وَسَخَّرَ لَكُمُ الَّيْلَ وَالنَّهَارَ وَالشَّمْسَ وَالْقَمَرَ وَالنُّجُومُ مُسَخَّرَاتٌ بِاَمْرِهٖ اِنَّ فٖى ذٰلِكَ لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يَعْقِلُونَ

16.12 - Ve sehhara lekumul leyle ven nehâra veş şemse vel gamer, ven nucûmu musehharâtum biemrih, inne fî zâlike leâyâtil ligavmiy yağgılûn.

16.12 - Geceyi, gündüzü, güneşi ve ay'ı sizin hizmetinize verdi. Yıldızlar da O'nun emriyle (size) boyun eğdirilmiştir. Şüphesiz bunda aklını kullanan bir toplum için ibretler vardır.

 rtfSndPly*16.13*
(١٦-١٣)
16.13*************
وَمَا ذَرَاَ لَكُمْ فِى الْاَرْضِ مُخْتَلِفًا اَلْوَانُهُ اِنَّ فٖى ذٰلِكَ لَاٰيَةً لِقَوْمٍ يَذَّكَّرُونَ

16.13 - Ve mâ zerae lekum fil ardı muhtelifen elvânuh, inne fî zâlike leâyetel ligavmiy yezzekkerûn.

16.13 - Yeryüzünde yarattığı çeşitli renklerdeki (hayvanları, bitki)leri de (sizin hizmetinize verdi). Şüphesiz bunda öğüt alan bir toplum için ibret vardır.

 rtfSndPly*16.14*
(١٦-١٤)
16.14*************
وَهُوَ الَّذٖى سَخَّرَ الْبَحْرَ لِتَاْكُلُوا مِنْهُ لَحْمًا طَرِیًّا وَتَسْتَخْرِجُوا مِنْهُ حِلْيَةً تَلْبَسُونَهَا وَتَرَى الْفُلْكَ مَوَاخِرَ فٖيهِ وَلِتَبْتَغُوا مِنْ فَضْلِهٖ وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ

16.14 - Ve huvellezî sehharal bahra liteé'kulû minhu lahmen tariyyev ve testahricû minhu hılyeten telbesûnehâ, ve teral fulke mevâhıra fîhi ve litebteğû min fadlihî ve leallekum teşkurûn.

16.14 - O, denizi de (hizmetinize) verdi ki ondan taptaze et yiyesiniz ve ondan kuşanacağınız süsler çıkarasınız. Görüyorsun ki gemiler, denizi yara yara akıp gitmektedir. Allâh'ın lutfunu aramanız ve O'na şükretmeniz için.

 rtfSndPly*16.15*
(١٦-١٥)
16.15*************
وَاَلْقٰى فِى الْاَرْضِ رَوَاسِىَ اَنْ تَمٖيدَ بِكُمْ وَاَنْهَارًا وَسُبُلًا لَعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَ

16.15 - Ve elgâ fil ardı ravâsiye en temîde bikum ve enhârav ve subulel leallekum tehtedûn.

16.15 - Sizi sarsar diye arza ağır baskılar attı, ırmaklar ve yollar yaptı ki doğru yolu bulasınız (amaçlarınıza eresiniz).

 rtfSndPly*16.16*
(١٦-١٦)
16.16*************
وَعَلَامَاتٍ وَبِالنَّجْمِ هُمْ يَهْتَدُونَ

16.16 - Ve alâmât, ve bin necmi hum yehtedûn.

16.16 - (Yol bulmak için yararlanılacak) işâretler de (yarattı). Onlar yıldız(lar)la da yol bulurlar.

 rtfSndPly*16.17*
(١٦-١٧)
16.17*************
اَفَمَنْ يَخْلُقُ كَمَنْ لَا يَخْلُقُ اَفَلَا تَذَكَّرُونَ

16.17 - Efe mey yahlugu kemel lâ yahlug, efelâ tezekkerûn.

16.17 - Yaratan, yaratmayan gibi midir? Hiç düşünmüyor musunuz?

 rtfSndPly*16.18*
(١٦-١٨)
16.18*************
وَاِنْ تَعُدُّوا نِعْمَةَ اللّٰهِ لَا تُحْصُوهَا اِنَّ اللّٰهَ لَغَفُورٌ رَحٖيمٌ

16.18 - Ve in teuddû niğmetallâhi lâ tuhsûhâ, innallâhe leğafûrur rahîm.

16.18 - Eğer Allâh'ın ni'metini saysanız, sayamazsınız. Doğrusu Allâh çok bağışlayan, çok esirgeyendir.

 rtfSndPly*16.19*
(١٦-١٩)
16.19*************
وَاللّٰهُ يَعْلَمُ مَا تُسِرُّونَ وَمَا تُعْلِنُونَ

16.19 - Vallâhu yağlemu mâ tusirrûne ve mâ tuğlinûn.

16.19 - Allâh, gizlediğiniz ve açığa vurduğunuz her şeyi bilir.

 rtfSndPly*16.20*
(١٦-٢٠)
16.20*************
وَالَّذٖينَ يَدْعُونَ مِنْ دُونِ اللّٰهِ لَا يَخْلُقُونَ شَيْپًا وَهُمْ يُخْلَقُونَ

16.20 - Vellezîne yed'ûne min dûnillâhi lâ yahlugûne şey'ev ve hum yuhlegûn.

16.20 - Allah'tan başka yalvardıkları (tanrılar), hiçbir şey yaratamazlar, zaten kendileri yaratılmaktadırlar.

 rtfSndPly*16.21*
(١٦-٢١)
16.21*************
اَمْوَاتٌ غَيْرُ اَحْيَاءٍ وَمَا يَشْعُرُونَ اَيَّانَ يُبْعَثُونَ

16.21 - Emvâtun ğayru ahyâé', ve mâ yeş'urûne eyyâne yub'asûn.

16.21 - Onlar ölüdürler, diri değildirler. Ne zaman dirileceklerini de bilmezler.

 rtfSndPly*16.22*
(١٦-٢٢)
16.22*************
اِلٰهُكُمْ اِلٰهٌ وَاحِدٌ فَالَّذٖينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِالْاٰخِرَةِ قُلُوبُهُمْ مُنْكِرَةٌ وَهُمْ مُسْتَكْبِرُونَ

16.22 - İlâhukum ilâhuv vâhıd, fellezîne lâ yué'minûne bil âhırati gulûbuhum munkiratuv ve hum mustekbirûn.

16.22 - Tanrınız bir tek Tanrıdır. Ama âhirete inanmayanların kalbleri inkârcıdır, onlar büyüklük taslarlar.

 rtfSndPly*16.23*
(١٦-٢٣)
16.23*************
لَا جَرَمَ اَنَّ اللّٰهَ يَعْلَمُ مَا يُسِرُّونَ وَمَا يُعْلِنُونَ اِنَّهُ لَا يُحِبُّ الْمُسْتَكْبِرٖينَ

16.23 - Lâ cerame ennallâhe yağlemu mâ yusirrûne ve mâ yuğlinûn, innehû lâ yuhıbbul mustekbirîn.

16.23 - Gerçekten Allâh, onların gizlediklerini de bilir, açığa vurduklarını da. O, büyüklük taslayanları sevmez.

 rtfSndPly*16.24*
(١٦-٢٤)
16.24*************
وَاِذَا قٖيلَ لَهُمْ مَاذَا اَنْزَلَ رَبُّكُمْ قَالُوا اَسَاطٖيرُ الْاَوَّلٖينَ

16.24 - Ve izâ gîle lehum mâzâ enzele rabbukum gâlû esâtîrul evvelîn.

16.24 - Onlara: "Rabbiniz ne indirdi?" dendiği zaman, "Evvelkilerin masalları!" derler.

 rtfSndPly*16.25*
(١٦-٢٥)
16.25*************
لِيَحْمِلُوا اَوْزَارَهُمْ كَامِلَةً يَوْمَ الْقِيٰمَةِ وَمِنْ اَوْزَارِ الَّذٖينَ يُضِلُّونَهُمْ بِغَيْرِ عِلْمٍ اَلَا سَاءَ مَا يَزِرُونَ

16.25 - Liyahmilû evzârahum kâmiletey yevmel gıyâmeti ve min evzârillezîne yudıllûnehum biğayri ılm, elâ sâe mâ yezirûn.

16.25 - Ki kıyâmet günü hem kendi vebâllerini tam olarak yüklensinler, hem de bilgisizce saptırdıkları kimselerin vebâllerinden bir kısmını. Bak, ne kötü şey yükleniyorlar!

 rtfSndPly*16.26*
(١٦-٢٦)
16.26*************
قَدْ مَكَرَ الَّذٖينَ مِنْ قَبْلِهِمْ فَاَتَى اللّٰهُ بُنْيَانَهُمْ مِنَ الْقَوَاعِدِ فَخَرَّ عَلَيْهِمُ السَّقْفُ مِنْ فَوْقِهِمْ وَاَتٰيهُمُ الْعَذَابُ مِنْ حَيْثُ لَا يَشْعُرُونَ

16.26 - Gad mekarallezîne min gablihim feetallâhu bunyânehum minel gavâıdi feharra aleyhimus sagfu min fevgıhim ve etâhumul azâbu min haysu lâ yeş'urûn.

16.26 - Onlardan öncekiler de tuzak kurmuşlardı da Allâh, binâlarına temellerinden gelmiş, üstlerindeki tavan, başlarına çökmüştü! Ve azâb onlara ummadıkları yerden gelmişti.

 rtfSndPly*16.27*
(١٦-٢٧)
16.27*************
ثُمَّ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ يُخْزٖيهِمْ وَيَقُولُ اَيْنَ شُرَكَائِىَ الَّذٖينَ كُنْتُمْ تُشَاقُّونَ فٖيهِمْ قَالَ الَّذٖينَ اُوتُوا الْعِلْمَ اِنَّ الْخِزْیَ الْيَوْمَ وَالسُّوءَ عَلَى الْكَافِرٖينَ

16.27 - Summe yevmel gıyâmeti yuhzîhim ve yegûlu eyne şurakâiyellezîne kuntum tuşâggûne fîhim, gâlellezîne ûtul ılme innel hızyel yevme ves sûe alel kâfirîn.

16.27 - Sonra kıyâmet günü de, onları rezil eder ve "Hani haklarında (mü'minlere) düşmanlık ettiğiniz ortaklarım nerede?" der. Kendilerine ilim verilmiş olanlar: "Bugün rezillik ve kötülük kâfirleredir!" derler.

 rtfSndPly*16.28*
(١٦-٢٨)
16.28*************
اَلَّذٖينَ تَتَوَفّٰيهُمُ الْمَلٰئِكَةُ ظَالِمٖى اَنْفُسِهِمْ فَاَلْقَوُا السَّلَمَ مَا كُنَّا نَعْمَلُ مِنْ سُوءٍ بَلٰى اِنَّ اللّٰهَ عَلٖيمٌ بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ

16.28 - Ellezîne teteveffâhumul melâiketu zâlimî enfusihim feelgavus seleme mâ kunnâ nağmelu min sûé', belâ innallâhe alîmum bimâ kuntum tağmelûn.

16.28 - Nefislerine zulmederlerken meleklerin, canlarını aldığı kimseler; "Biz hiçbir kötülük yapmıyorduk!" diye teslim olurlar. "Hayır, Allâh sizin yaptıklarınızı biliyor."

 rtfSndPly*16.29*
(١٦-٢٩)
16.29*************
فَادْخُلُوا اَبْوَابَ جَهَنَّمَ خَالِدٖينَ فٖيهَا فَلَبِئْسَ مَثْوَى الْمُتَكَبِّرٖينَ

16.29 - Fedhulû ebvâbe cehenneme hâlidîne fîhâ, felebié'se mesvel mutekebbirîn.

16.29 - Onun için, içinde sürekli kalmak üzere cehennemin kapılarına girin. Kibirlenenlerin yeri ne kötüdür!

 rtfSndPly*16.30*
(١٦-٣٠)
16.30*************
وَقٖيلَ لِلَّذٖينَ اتَّقَوْا مَاذَا اَنْزَلَ رَبُّكُمْ قَالُوا خَيْرًا لِلَّذٖينَ اَحْسَنُوا فٖى هٰذِهِ الدُّنْيَا حَسَنَةٌ وَلَدَارُ الْاٰخِرَةِ خَيْرٌ وَلَنِعْمَ دَارُ الْمُتَّقٖينَ

16.30 - Ve gîle lillezinettegav mâzâ enzele rabbukum, gâlû hayrâ, lillezîne ahsenû fî hâzihid dunyâ haseneh, ve ledârul âhırati hayr, ve leniğme dârul muttegîn.

16.30 - (Allâh'ın azâbından) korunanlara da: "Rabbiniz ne indirdi?" dendi. "Hayır (indirdi)." dediler. Bu dünyâda güzel iş yapanlara güzellik vardır, (onlar için) âhiret yurdu ise daha hayırlıdır. Korunanların yurdu ne güzeldir.

 rtfSndPly*16.31*
(١٦-٣١)
16.31*************
جَنَّاتُ عَدْنٍ يَدْخُلُونَهَا تَجْرٖى مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُ لَهُمْ فٖيهَا مَا يَشَاؤُنَ كَذٰلِكَ يَجْزِى اللّٰهُ الْمُتَّقٖينَ

16.31 - Cennâtu adniy yedhulûnehâ tecrî min tahtihel enhâru lehum fîhâ mâ yeşâûn, kezâlike yeczillâhul muttegîn.

16.31 - Altlarından ırmaklar akan adn cennetlerine girerler. Orada onlar için diledikleri her şey vardır. İşte Allâh, korunanları böyle mükâfâtlandırır.

 rtfSndPly*16.32*
(١٦-٣٢)
16.32*************
اَلَّذٖينَ تَتَوَفّٰيهُمُ الْمَلٰئِكَةُ طَيِّبٖينَ يَقُولُونَ سَلَامٌ عَلَيْكُمُ ادْخُلُوا الْجَنَّةَ بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ

16.32 - Ellezîne teteveffâhumul melâiketu tayyibîne yegûlûne selâmun aleykumudhulul cennete bimâ kuntum tağmelûn.

16.32 - Melekler, iyi insanlar olarak canlarını aldığı kimselere de: "Selâm size, yaptıklarınıza karşılık cennete girin!" derler.

 rtfSndPly*16.33*
(١٦-٣٣)
16.33*************
هَلْ يَنْظُرُونَ اِلَّا اَنْ تَاْتِيَهُمُ الْمَلٰئِكَةُ اَوْ يَاْتِىَ اَمْرُ رَبِّكَ كَذٰلِكَ فَعَلَ الَّذٖينَ مِنْ قَبْلِهِمْ وَمَا ظَلَمَهُمُ اللّٰهُ وَلٰكِنْ كَانُوا اَنْفُسَهُمْ يَظْلِمُونَ

16.33 - Hel yenzurûne illâ en teé'tiyehumul melâiketu ev yeé'tiye emru rabbik, kezâlike fealellezîne min gablihim, ve mâ zalemehumullâhu ve lâkin kânû enfusehum yazlimûn.

16.33 - (İnkâr edenler) İlle kendilerine meleklerin gelmesini, yahut Rabbinin (azâb) emrinin gelmesini mi bekliyorlar? Onlardan öncekiler de öyle yapmıştı. Allâh onlara zulmetmedi, fakat onlar kendi kendilerine zulmediyorlardı.

 rtfSndPly*16.34*
(١٦-٣٤)
16.34*************
فَاَصَابَهُمْ سَيِّپَاتُ مَا عَمِلُوا وَحَاقَ بِهِمْ مَا كَانُوا بِهٖ يَسْتَهْزِٶُنَ

16.34 - Feesâbehum seyyiâtu mâ amilû ve hâga bihim mâ kânû bihî yestehziûn.

16.34 - Nihâyet yaptıklarının kötülükleri onlara ulaştı ve alay ettikleri şey onları kuşattı.

 rtfSndPly*16.35*
(١٦-٣٥)
16.35*************
وَقَالَ الَّذٖينَ اَشْرَكُوا لَوْ شَاءَ اللّٰهُ مَا عَبَدْنَا مِنْ دُونِهٖ مِنْ شَیْءٍ نَحْنُ وَلَا اٰبَاؤُنَا وَلَا حَرَّمْنَا مِنْ دُونِهٖ مِنْ شَیْءٍ كَذٰلِكَ فَعَلَ الَّذٖينَ مِنْ قَبْلِهِمْ فَهَلْ عَلَى الرُّسُلِ اِلَّا الْبَلَاغُ الْمُبٖينُ

16.35 - Ve gâlellezîne eşrakû lev şâallâhu mâ abednâ min dûnihî min şey'in nahnu ve lâ âbâunâ ve lâ harramnâ min dûnihî min şeyé', kezâlike fealellezîne min gablihim, fehel aler rusuli illel belâğul mubîn.

16.35 - (Allah'a) ortak koşanlar, "Allâh dileseydi ne biz, ne de atalarımız O'ndan başka bir şeye tapmazdık ve O'nsuz hiçbir şeyi harâm kılmazdık!" dediler. Onlardan öncekiler de böyle yapmıştı. Elçilere düşen, yalnız açıkça tebliğ etmek değil midir?

 rtfSndPly*16.36*
(١٦-٣٦)
16.36*************
وَلَقَدْ بَعَثْنَا فٖى كُلِّ اُمَّةٍ رَسُولًا اَنِ اعْبُدُوا اللّٰهَ وَاجْتَنِبُوا الطَّاغُوتَ فَمِنْهُمْ مَنْ هَدَى اللّٰهُ وَمِنْهُمْ مَنْ حَقَّتْ عَلَيْهِ الضَّلَالَةُ فَسٖيرُوا فِى الْاَرْضِ فَانْظُرُوا كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُكَذِّبٖينَ

16.36 - Ve legad beasnâ fî kulli ummetir rasûlen eniğbudullâhe vectenibut tâğût, feminhum men hedallâhu ve minhum men haggat aleyhid dalâleh, fesîrû fil ardı fenzurû keyfe kâne âgıbetul mukezzibîn.

16.36 - Andolsun biz, her millet içinde: "Allah'a kulluk edin, şeytân(a tapmak)dan kaçının" diye bir elçi gönderdik. Onlardan kimine Allâh hidâyet etti, onlardan kimine de sapıklık gerekli oldu. İşte yeryüzünde gezin de bakın, yalanlayanların sonu nasıl olmuş!

 rtfSndPly*16.37*
(١٦-٣٧)
16.37*************
اِنْ تَحْرِصْ عَلٰى هُدٰیهُمْ فَاِنَّ اللّٰهَ لَا يَهْدٖى مَنْ يُضِلُّ وَمَا لَهُمْ مِنْ نَاصِرٖينَ

16.37 - İn tahrıs alâ hudâhum feinnallâhe lâ yehdî mey yudıllu ve mâ lehum min nasırîn.

16.37 - (Ey Muhammed) Sen onların yola gelmelerini ne kadar istesen de Allâh şaşırttığını yola getirmez ve onların yardımcıları da olmaz!

 rtfSndPly*16.38*
(١٦-٣٨)
16.38*************
وَاَقْسَمُوا بِاللّٰهِ جَهْدَ اَيْمَانِهِمْ لَا يَبْعَثُ اللّٰهُ مَنْ يَمُوتُ بَلٰى وَعْدًا عَلَيْهِ حَقًّا وَلٰكِنَّ اَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ

16.38 - Ve agsemû billâhi cehde eymânihim lâ yeb'asullâhu mey yemût, belâ vağden aleyhi haggav ve lâkinne ekseran nâsi lâ yağlemûn.

16.38 - (Onlar), yeminlerinin bütün şiddetiyle: "Allâh ölen kimseyi diriltmez!" diye Allah'a yemin ettiler. Hayır diriltecektir, bu, O'nun gerçek olarak verdiği sözdür. Ama insanların çoğu bilmezler.

 rtfSndPly*16.39*
(١٦-٣٩)
16.39*************
لِیُبَيِّنَ لَهُمُ الَّذٖى يَخْتَلِفُونَ فٖيهِ وَلِيَعْلَمَ الَّذٖينَ كَفَرُوا اَنَّهُمْ كَانُوا كَاذِبٖينَ

16.39 - Liyubeyyine lehumullezî yahtelifûne fîhi ve liyağlemellezîne keferû ennehum kânû kâzibîn.

16.39 - (Diriltecektir ki) Hakkında ihtilâf ettikleri gerçeği onlara açıklasın ve inkâr edenler de yalancı olduklarını bilsinler.

 rtfSndPly*16.40*
(١٦-٤٠)
16.40*************
اِنَّمَا قَوْلُنَا لِشَیْءٍ اِذَا اَرَدْنَاهُ اَنْ نَقُولَ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ

16.40 - İnnemâ gavlunâ lişey'in izâ eradnâhu en negûle lehû kun feyekûn.

16.40 - Biz bir şeyi(n olmasını) istediğimiz zaman, söyleyeceğimiz söz, sadece ona "ol" dememizdir, derhal oluverir.

 rtfSndPly*16.41*
(١٦-٤١)
16.41*************
وَالَّذٖينَ هَاجَرُوا فِى اللّٰهِ مِنْ بَعْدِ مَا ظُلِمُوا لَنُبَوِّئَنَّهُمْ فِى الدُّنْيَا حَسَنَةً وَلَاَجْرُ الْاٰخِرَةِ اَكْبَرُ لَوْ كَانُوا يَعْلَمُونَ

16.41 - Vellezîne hâcerû fillâhi mim bağdi mâ zulimû lenubevviennehum fid dunyâ haseneh, ve leecrul âhırati ekber, lev kânû yağlemûn.

16.41 - Kendilerine zulmedildikten sonra Allâh uğrunda göç edenleri, dünyâda güzelce yerleştireceğiz, (onlara vereceğimiz) âhiret mükâfâtı ise daha büyüktür. Keşke bilseler!

 rtfSndPly*16.42*
(١٦-٤٢)
16.42*************
اَلَّذٖينَ صَبَرُوا وَعَلٰى رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَ

16.42 - Ellezîne saberû ve alâ rabbihim yetevekkelûn.

16.42 - Onlar ki sabrettiler ve Rablerine dayanmaktadırlar.

 rtfSndPly*16.43*
(١٦-٤٣)
16.43*************
وَمَا اَرْسَلْنَا مِنْ قَبْلِكَ اِلَّا رِجَالًا نُوحٖى اِلَيْهِمْ فَسْپَلُوا اَهْلَ الذِّكْرِ اِنْ كُنْتُمْ لَا تَعْلَمُونَ

16.43 - Ve mâ erselnâ min gablike illâ ricâlen nûhî ileyhim fes'elû ehlez zikri in kuntum lâ tağlemûn.

16.43 - Biz senden önce de, kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başkasını elçi göndermedik. Sorun, Zikir ehline; eğer bilmiyorsanız:

 rtfSndPly*16.44*
(١٦-٤٤)
16.44*************
بِالْبَيِّنَاتِ وَالزُّبُرِ وَاَنْزَلْنَا اِلَيْكَ الذِّكْرَ لِتُبَيِّنَ لِلنَّاسِ مَا نُزِّلَ اِلَيْهِمْ وَلَعَلَّهُمْ يَتَفَكَّرُونَ

16.44 - Bil beyyinâti vez zubur, ve enzelnâ ileykez zikra litubeyyine linnâsi mâ nuzzile ileyhim ve leallehum yetefekkerûn.

16.44 - Açık kanıtları ve Kitapları. Sana da o Zikr'i indirdik ki, kendilerine indirileni insanlara açıklayasın, tâ ki düşünüp öğüt alsınlar.

 rtfSndPly*16.45*
(١٦-٤٥)
16.45*************
اَفَاَمِنَ الَّذٖينَ مَكَرُوا السَّيِّپَاتِ اَنْ يَخْسِفَ اللّٰهُ بِهِمُ الْاَرْضَ اَوْ يَاْتِيَهُمُ الْعَذَابُ مِنْ حَيْثُ لَا يَشْعُرُونَ

16.45 - Efeeminellezîne mekerus seyyiâti ey yahsifallâhu bihimul arda ev yeé'tiyehumul azâbu min haysu lâ yeş'urûn.

16.45 - Kötülükler yapmayı kuranlar, Allâh'ın, kendilerini yer(in dibin)e geçirmeyeceğinden, yahut hiç ummadıkları bir yerden kendilerine azâbın gelmeyeceğinden emin midirler?

 rtfSndPly*16.46*
(١٦-٤٦)
16.46*************
اَوْ يَاْخُذَهُمْ فٖى تَقَلُّبِهِمْ فَمَا هُمْ بِمُعْجِزٖينَ

16.46 - Ev yeé'huzehum fî tegallubihim femâ hum bimuğcizîn.

16.46 - Yahut dönüp dolaşırlarken onun, kendilerini yakalamayacağından (emin midirler)? Kendileri buna engel olacak değillerdir!

 rtfSndPly*16.47*
(١٦-٤٧)
16.47*************
اَوْ يَاْخُذَهُمْ عَلٰى تَخَوُّفٍ فَاِنَّ رَبَّكُمْ لَرَؤُفٌ رَحٖيمٌ

16.47 - Ev yeé'huzehum alâ tehavvuf, feinne rabbekum leraûfur rahîm.

16.47 - Yahut (azâbın) kendilerini bir korku üzerinde yakalamayacağından (emin midirler)? Doğrusu Rabbiniz, çok şefkatli, çok acıyandır!

 rtfSndPly*16.48*
(١٦-٤٨)
16.48*************
اَوَ لَمْ يَرَوْا اِلٰى مَا خَلَقَ اللّٰهُ مِنْ شَیْءٍ يَتَفَيَّٶُا ظِلَالُهُ عَنِ الْيَمٖينِ وَالشَّمَائِلِ سُجَّدًا لِلّٰهِ وَهُمْ دَاخِرُونَ

16.48 - E ve lem yerav ilâ mâ halegallâhu min şey'iy yetefeyyeu zılâluhû anil yemîni veş şemâili succedel lillâhi ve hum dâhırûn.

16.48 - Allâh'ın yarattığı şeylerin gölgelerinin dahi nasıl sağdan, soldan sürünüp Allah'a secde ederek döndüğünü görmediler mi? (Her şeyin gölgesi yerde uzanıp kısalarak hep Allah'a secde etmektedir).

 rtfSndPly*16.49*
(١٦-٤٩)
16.49*************
وَلِلّٰهِ يَسْجُدُ مَا فِى السَّمٰوَاتِ وَمَا فِى الْاَرْضِ مِنْ دَابَّةٍ وَالْمَلٰئِكَةُ وَهُمْ لَا يَسْتَكْبِرُونَ

16.49 - Ve lillâhi yescudu mâ fis semâvâti ve mâ fil ardı min dâbbetiv vel melâiketu ve hum lâ yestekbirûn. (49. ayet secde ayetedir.)

16.49 - Göklerde ve yerde bulunan canlıların, meleklerin hepsi Allah'a secde ederler, onlar asla büyüklük taslamazlar.

 rtfSndPly*16.50*
(١٦-٥٠)
16.50*************
يَخَافُونَ رَبَّهُمْ مِنْ فَوْقِهِمْ وَيَفْعَلُونَ مَا يُؤْمَرُونَ

16.50 - Yehâfûne rabbehum min fevgıhim ve yef'alûne mâ yué'merûn. (50. ayet, secde ayetidir.)

16.50 - Üstlerindeki Rablerinden korkarlar ve emredildikleri şeyi yaparlar.

 rtfSndPly*16.51*
(١٦-٥١)
16.51*************
وَقَالَ اللّٰهُ لَا تَتَّخِذُوا اِلٰهَيْنِ اثْنَيْنِ اِنَّمَا هُوَ اِلٰهٌ وَاحِدٌ فَاِيَّایَ فَارْهَبُونِ

16.51 - Ve gâlallâhu lâ tettehızû ilâheynisneyn, innemâ huve ilâhuv vâhıd, feiyyâye ferhebûn.

16.51 - Allâh: "İki tanrı tutmayın. O, ancak tek Tanrıdır. Yalnız benden korkun!" dedi.

 rtfSndPly*16.52*
(١٦-٥٢)
16.52*************
وَلَهُ مَا فِى السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَلَهُ الدّٖينُ وَاصِبًا اَفَغَيْرَ اللّٰهِ تَتَّقُونَ

16.52 - Ve lehû mâ fis semâvâti vel ardı ve lehud dînu vâsıbâ, efeğayrallâhi tettegûn.

16.52 - Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. Kulluğun da yalnız O'na yapılması lâzımdır. Siz, Allah'tan başkasından mı korkuyorsunuz?

 rtfSndPly*16.53*
(١٦-٥٣)
16.53*************
وَمَا بِكُمْ مِنْ نِعْمَةٍ فَمِنَ اللّٰهِ ثُمَّ اِذَا مَسَّكُمُ الضُّرُّ فَاِلَيْهِ تَجْپَرُونَ

16.53 - Ve ma bikum min niğmetin feminallâhi summe izâ messekumud durru feileyhi tec'erûn.

16.53 - Size ulaşan her ni'met Allah'tandır. Sonra size bir sıkıntı dokunduğu zaman da yalnız O'na yalvarırsınız.

 rtfSndPly*16.54*
(١٦-٥٤)
16.54*************
ثُمَّ اِذَا كَشَفَ الضُّرَّ عَنْكُمْ اِذَا فَرٖيقٌ مِنْكُمْ بِرَبِّهِمْ يُشْرِكُونَ

16.54 - Summe izâ keşefed durra ankum izâ ferîgum minkum birabbihim yuşrikûn.

16.54 - Sonra, sizden o sıkıntıyı kaldırdığı zaman içinizden bir grup, hemen Rablerine ortak koşarlar.

 rtfSndPly*16.55*
(١٦-٥٥)
16.55*************
لِيَكْفُرُوا بِمَا اٰتَيْنَاهُمْ فَتَمَتَّعُوا فَسَوْفَ تَعْلَمُونَ

16.55 - Liyekfurû bimâ âteynâhum fetemetteû, fesevfe tağlemûn.

16.55 - Ki kendilerine verdiğimiz (ni'metlere ve yaptığımız iyiliğ)e karşı nankörlük etsinler. Öyleyse eğlenin, yakında bileceksiniz!

 rtfSndPly*16.56*
(١٦-٥٦)
16.56*************
وَيَجْعَلُونَ لِمَا لَا يَعْلَمُونَ نَصٖيبًا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ تَاللّٰهِ لَتُسْپَلُنَّ عَمَّا كُنْتُمْ تَفْتَرُونَ

16.56 - Ve yec'alûne limâ lâ yağlemûne nasîbem mimmâ razagnâhum, tallâhi letus'elunne ammâ kuntum tefterûn.

16.56 - Kendilerine verdiğimiz rızıktan, (hiçbir şey) bilmeyen(tanrı)lar(ın)a pay ayırıyorlar. Allah'a andolsun ki siz, bu uydurduğunuz şeylerden mutlaka sorulacaksınız.

 rtfSndPly*16.57*
(١٦-٥٧)
16.57*************
وَيَجْعَلُونَ لِلّٰهِ الْبَنَاتِ سُبْحَانَهُ وَلَهُمْ مَا يَشْتَهُونَ

16.57 - Ve yec'alûne lillâhil benâti subhânehû ve lehum mâ yeştehûn.

16.57 - O şânı yüce Allah'a kızları veriyorlar (melekleri Allâh'ın kızları sanıyorlar) da kendilerine hoşlandıkları(erkek çocukları)nı (alıyorlar). (Kız çocuklarından arlanıyorlar. Peki ama neden arlandıkları şeyleri Allah'a lâyık görüyorlar?)

 rtfSndPly*16.58*
(١٦-٥٨)
16.58*************
وَاِذَا بُشِّرَ اَحَدُهُمْ بِالْاُنْثٰى ظَلَّ وَجْهُهُ مُسْوَدًّا وَهُوَ كَظٖيمٌ

16.58 - Ve izâ buşşira ehaduhum bil unsâ zalle vechuhû musveddev ve huve kezîm.

16.58 - Onlardan birine dişi (çocuğu olduğu) müjdelendiği zaman içi öfkeyle dolarak yüzü kapkara kesilir.

 rtfSndPly*16.59*
(١٦-٥٩)
16.59*************
يَتَوَارٰى مِنَ الْقَوْمِ مِنْ سُوءِ مَا بُشِّرَ بِهٖ اَيُمْسِكُهُ عَلٰى هُونٍ اَمْ يَدُسُّهُ فِى التُّرَابِ اَلَا سَاءَ مَا يَحْكُمُونَ

16.59 - Yetevârâ minel gavmi min sûi mâ buşşira bih, eyumsikuhû alâ hûnin em yedussuhû fit turâb, elâ sâe mâ yahkumûn.

16.59 - Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı kavminden gizlenir. (Şimdi ne yapsın) onu, hakaretle tutsun mu yoksa onu toprağa mı gömsün! Bak, ne kötü hüküm veriyorlar!

 rtfSndPly*16.60*
(١٦-٦٠)
16.60*************
لِلَّذٖينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِالْاٰخِرَةِ مَثَلُ السَّوْءِ وَلِلّٰهِ الْمَثَلُ الْاَعْلٰى وَهُوَ الْعَزٖيزُ الْحَكٖيمُ

16.60 - Lillezîne lâ yué'minûne bil âhırati meselus sevé', ve lillâhil meselul ağlâ, ve huvel azîzul hakîm.

16.60 - Âhirete inanmayanların durumu, kötüdür. En yüce durum, Allâh'ındır. O, üstün hüküm ve hikmet sâhibidir.

 rtfSndPly*16.61*
(١٦-٦١)
16.61*************
وَلَوْ يُؤَاخِذُ اللّٰهُ النَّاسَ بِظُلْمِهِمْ مَا تَرَكَ عَلَيْهَا مِنْ دَابَّةٍ وَلٰكِنْ يُؤَخِّرُهُمْ اِلٰى اَجَلٍ مُسَمًّى فَاِذَا جَاءَ اَجَلُهُمْ لَا يَسْتَاْخِرُونَ سَاعَةً وَلَا يَسْتَقْدِمُونَ

16.61 - Ve lev yuâhızullâhun nâse bizulmihim mâ terake aleyhâ min dâbbetiv ve lâkiy yuehhıruhum ilâ ecelim musemmâ, feizâ câe eceluhum lâ yesteé'hırûne sâatev ve lâ yestagdimûn.

16.61 - Eğer Allâh, insanları, yaptıkları (her) haksızlıkla cezâlandırsaydı, yeryüzünde tek canlı bırakmazdı. Fakat onları takdir edilen bir süreye kadar erteler. Süreleri geldiği zaman da bir sâ'at dahi ne geri kalırlar, ne de ileri geçerler (derhal mahvolup giderler).

 rtfSndPly*16.62*
(١٦-٦٢)
16.62*************
وَيَجْعَلُونَ لِلّٰهِ مَا يَكْرَهُونَ وَتَصِفُ اَلْسِنَتُهُمُ الْكَذِبَ اَنَّ لَهُمُ الْحُسْنٰى لَا جَرَمَ اَنَّ لَهُمُ النَّارَ وَاَنَّهُمْ مُفْرَطُونَ

16.62 - Ve yec'alûne lillâhi mâ yekrahûne ve tesıfu elsinetuhumul kezibe enne lehumul husnâ, lâ cerame enne lehumun nâra ve ennehum mufratûn.

16.62 - Kendilerinin hoşlanmadıkları şeyi Allah'a veriyorlar, üstelik de dilleri, "En güzel sonuç, kendilerinin olacak" diye yalan söylüyor. Onlara mutlaka ateş vardır ve onlar ona sürüleceklerdir!

 rtfSndPly*16.63*
(١٦-٦٣)
16.63*************
تَاللّٰهِ لَقَدْ اَرْسَلْنَا اِلٰى اُمَمٍ مِنْ قَبْلِكَ فَزَيَّنَ لَهُمُ الشَّيْطَانُ اَعْمَالَهُمْ فَهُوَ وَلِيُّهُمُ الْيَوْمَ وَلَهُمْ عَذَابٌ اَلٖيمٌ

16.63 - Tallâhi legad erselnâ ilâ umemim min gablike fezeyyene lehumuş şeytânu  ağmâlehum fehuve veliyyuhumul yevme ve lehum azâbun elîm.

16.63 - Allah'a andolsun ki senden önceki milletlere de elçi gönderdik; şeytân onlara yaptıkları işleri süsledi. (Bu yüzden peygamberleri yalanladılar). O, bugün de onların dostudur. Onlar için acı bir azâb vardır.

 rtfSndPly*16.64*
(١٦-٦٤)
16.64*************
وَمَا اَنْزَلْنَا عَلَيْكَ الْكِتَابَ اِلَّا لِتُبَيِّنَ لَهُمُ الَّذِى اخْتَلَفُوا فٖيهِ وَهُدًى وَرَحْمَةً لِقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ

16.64 - Ve mâ enzelnâ aleykel kitâbe illâ litubeyyine lehumullezıhtelefû fîhi ve hudev ve rahmetel ligavmiy yué'minûn.

16.64 - Biz sana Kitabı indirdik ki, hakkında ayrılığa düştükleri şeyi onlara açıklayasın ve (o Kitap), inanan bir kavim için yol gösterici ve rahmet olsun.

 rtfSndPly*16.65*
(١٦-٦٥)
16.65*************
وَاللّٰهُ اَنْزَلَ مِنَ الْسَّمَاءِ مَاءً فَاَحْيَا بِهِ الْاَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا اِنَّ فٖى ذٰلِكَ لَاٰيَةً لِقَوْمٍ يَسْمَعُونَ

16.65 - Vallâhu enzele mines semâi mâen feahyâ bihil arda bağde mevtihâ, inne fî zâlike leâyatel ligavmiy yesmeûn.

16.65 - Allâh, gökten bir su indirdi, onunla yeri ölümünden sonra diriltti, şüphesiz bunda işiten bir millet için ibret vardır.

 rtfSndPly*16.66*
(١٦-٦٦)
16.66*************
وَاِنَّ لَكُمْ فِى الْاَنْعَامِ لَعِبْرَةً نُسْقٖيكُمْ مِمَّا فٖى بُطُونِهٖ مِنْ بَيْنِ فَرْثٍ وَدَمٍ لَبَنًا خَالِصًا سَائِغًا لِلشَّارِبٖينَ

16.66 - Ve inne lekum fil en'âmi leıbrah, nusgîkum mimmâ fî butûnihî mim beyni fersiv ve demil lebenen hâlisan sâiğal lişşâribîn.

16.66 - Hayvanlarda da sizin için ibret vardır. Size onların karınlarından, fışkı ile kan arasından (çıkardığımız) hâlis, içenlere (içimi) kolay süt içiriyoruz.

 rtfSndPly*16.67*
(١٦-٦٧)
16.67*************
وَمِنْ ثَمَرَاتِ النَّخٖيلِ وَالْاَعْنَابِ تَتَّخِذُونَ مِنْهُ سَكَرًا وَرِزْقًا حَسَنًا اِنَّ فٖى ذٰلِكَ لَاٰيَةً لِقَوْمٍ يَعْقِلُونَ

16.67 - Ve min semerâtin nahîli vel ağnâbi tettehızûne minhu sekerav ve rizgan hasenâ, inne fî zâlike leâyetel ligavmiy yağgılûn.

16.67 - Hurma ağaçlarının meyvalarından ve üzümlerden de sarhoşluk ve güzel rızık elde edersiniz. Şüphesiz bunda aklını kullanan bir toplum için ibret vardır.

 rtfSndPly*16.68*
(١٦-٦٨)
16.68*************
وَاَوْحٰى رَبُّكَ اِلَى النَّحْلِ اَنِ اتَّخِذٖى مِنَ الْجِبَالِ بُيُوتًا وَمِنَ الشَّجَرِ وَمِمَّا يَعْرِشُونَ

16.68 - Ve evhâ rabbuke ilen nahli enittehızî minel cibâli buyûtev ve mineş şeceri ve mimmâ yağrişûn.

16.68 - Rabbin, bal arısına şöyle vahyetti: "Dağlardan, ağaçlardan ve kurdukları çardaklardan evler edin!"

 rtfSndPly*16.69*
(١٦-٦٩)
16.69*************
ثُمَّ كُلٖى مِنْ كُلِّ الثَّمَرَاتِ فَاسْلُكٖى سُبُلَ رَبِّكِ ذُلُلًا يَخْرُجُ مِنْ بُطُونِهَا شَرَابٌ مُخْتَلِفٌ اَلْوَانُهُ فٖيهِ شِفَاءٌ لِلنَّاسِ اِنَّ فٖى ذٰلِكَ لَاٰيَةً لِقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ

16.69 - Summe kulî min kullis semerâti feslukî subule rabbiki zululâ, yahrucu mim butûnihâ şerabum muhtelifun elvânuhû fîhi şifâul linnâs, inne fî zâlike leâyetel ligavmiy yetefekkerûn.

16.69 - Sonra her çeşit meyvalardan ye de Rabbinin yollarında boyun eğerek yürü! Onun karınlarından, renkleri çeşit çeşit bir içecek çıkar ki onda insanlara şifa vardır. Şüphesiz bunda düşünen bir millet için ibret vardır.

 rtfSndPly*16.70*
(١٦-٧٠)
16.70*************
وَاللّٰهُ خَلَقَكُمْ ثُمَّ يَتَوَفّٰيكُمْ وَمِنْكُمْ مَنْ يُرَدُّ اِلٰى اَرْذَلِ الْعُمُرِ لِكَىْ لَا يَعْلَمَ بَعْدَ عِلْمٍ شَيْپًا اِنَّ اللّٰهَ عَلٖيمٌ قَدٖيرٌ

16.70 - Vallâhu halegakum summe yeteveffâkum ve minkum mey yuraddu ilâ erzelil umuri likeylâ yağleme bağde ılmin şey'â, innallâhe alîmun gadîr.

16.70 - Allâh sizi yarattı, sonra öldürür; içinizden kimi de ömrün en reziline (bebeklik çağı gibi güçsüz ihtiyarlık çağına) itilir ki, biraz bilgiden sonra hiçbir şeyi bilmez olsun! Doğrusu Allâh bilendir. (O, her şeye) kâdirdir.

 rtfSndPly*16.71*
(١٦-٧١)
16.71*************
وَاللّٰهُ فَضَّلَ بَعْضَكُمْ عَلٰى بَعْضٍ فِى الرِّزْقِ فَمَا الَّذٖينَ فُضِّلُوا بِرَادّٖى رِزْقِهِمْ عَلٰى مَا مَلَكَتْ اَيْمَانُهُمْ فَهُمْ فٖيهِ سَوَاءٌ اَفَبِنِعْمَةِ اللّٰهِ يَجْحَدُونَ

16.71 - Vallâhu feddale bağdakum alâ bağdın fir rizg, femellezîne fuddılû birâddî rizgıhim alâ mâ meleket eymânuhum fehum fîhi sevâé', efebiniğmetillâhi yechadûn.

16.71 - Allâh, rızıkta kiminizi kiminizden üstün kıldı. (Rızıkça) üstün kılınanlar, ellerinin altında bulunanlara kendi rızıklarını verip de hepsi rızıkta eşit olmuyorlar. Allâh'ın ni'metini mi inkâr ediyorlar?

 rtfSndPly*16.72*
(١٦-٧٢)
16.72*************
وَاللّٰهُ جَعَلَ لَكُمْ مِنْ اَنْفُسِكُمْ اَزْوَاجًا وَجَعَلَ لَكُمْ مِنْ اَزْوَاجِكُمْ بَنٖينَ وَحَفَدَةً وَرَزَقَكُمْ مِنَ الطَّيِّبَاتِ اَفَبِالْبَاطِلِ يُؤْمِنُونَ وَبِنِعْمَتِ اللّٰهِ هُمْ يَكْفُرُونَ

16.72 - Vallâhu ceale lekum min enfusikum ezvâcev ve ceale lekum min ezvâcikum benîne ve hafedetev ve razegakum minet tayyibât, efebilbâtıli yué'minûne ve biniğmetillâhi hum yekfurûn.

16.72 - Allâh size kendi nefislerinizden eşler yarattı ve eşlerinizden de size oğullar ve torunlar yarattı ve sizi güzel rızıklarla besledi. Böyle iken onlar, bâtıla inanıp da Allâh'ın ni'metine nankörlük mü ediyorlar?

 rtfSndPly*16.73*
(١٦-٧٣)
16.73*************
وَيَعْبُدُونَ مِنْ دُونِ اللّٰهِ مَا لَا يَمْلِكُ لَهُمْ رِزْقًا مِنَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ شَيْپًا وَلَا يَسْتَطٖيعُونَ

16.73 - Ve yağbudûne min dûnillâhi mâ lâ yemliku lehum rizgam mines semâvâti vel ardı şey'ev ve lâ yestetîûn.

16.73 - Allah'tan başka, göklerden ve yerden kendileri için hiçbir rızık veremeyecek ve bunu asla yapamayacak olan şeylere mi tapıyorlar?

 rtfSndPly*16.74*
(١٦-٧٤)
16.74*************
فَلَا تَضْرِبُوا لِلّٰهِ الْاَمْثَالَ اِنَّ اللّٰهَ يَعْلَمُ وَاَنْتُمْ لَا تَعْلَمُونَ

16.74 - Felâ tadribû lillâhil emsâl, innallâhe yağlemu ve entum lâ tağlemûn.

16.74 - Allah'a meseller vermeğe (benzetmeler yapmağa) kalkmayın! Çünkü Allâh (benzetme yapmayı) bilir, siz ise bilmezsiniz!

 rtfSndPly*16.75*
(١٦-٧٥)
16.75*************
ضَرَبَ اللّهُ مَثَلاً عَبْدًا مَّمْلُوكًا لاَّ يَقْدِرُ عَلَى شَيْءٍ وَمَن رَّزَقْنَاهُ مِنَّا رِزْقًا حَسَنًا فَهُوَ يُنفِقُ مِنْهُ سِرًّا وَجَهْرًا هَلْ يَسْتَوُونَ الْحَمْدُ لِلّهِ بَلْ اَكْثَرُهُمْ لاَ يَعْلَمُونَ

16.75 - Daraballâhu meselen abdem memlûkel lâ yagdiru alâ şey'iv ve mer razagnâhu minnâ rizgan hasenen fehuve yunfigu minhu sirrav ve cehrâ, hel yestevûn, elhamdu lillâh, bel ekseruhum lâ yağlemûn.

16.75 - Allâh, hiçbir şeye gücü yetmeyen ve başkasının malı olan bir köle ile; kendisine güzel rızık verdiğimiz, o rızıktan gizli ve açık harcayan kimseyi misal olarak anlattı. Hiç bunlar bir olurlar mı? Hamd Allah'a mahsustur, fakat çokları bilmezler.

 rtfSndPly*16.76*
(١٦-٧٦)
16.76*************
وَضَرَبَ اللّٰهُ مَثَلًا رَجُلَيْنِ اَحَدُهُمَا اَبْكَمُ لَا يَقْدِرُ عَلٰى شَیْءٍ وَهُوَ كَلٌّ عَلٰى مَوْلٰیهُ اَيْنَمَا يُوَجِّهْهُ لَا يَاْتِ بِخَيْرٍ هَلْ يَسْتَوٖى هُوَ وَمَنْ يَاْمُرُ بِالْعَدْلِ وَهُوَ عَلٰى صِرَاطٍ مُسْتَقٖيمٍ

16.76 - Ve daraballâhu meseler raculeyni ehaduhumâ ebkemu lâ yagdiru alâ şey'iv ve huve kellun alâ mevlâhu eynemâ yuveccihhu lâ yeé'ti bihayr, hel yestevî huve ve mey yeé'muru bil adli ve huve alâ sırâtım mustegîm.

16.76 - Ve Allâh şu iki adamı da misal olarak anlattı: Birisi dilsizdir, hiçbir şey yapamaz, efendisinin üzerine bir yüktür. (Efendisi) onu nereye gönderse bir hayır getirmez (bir iş beceremez). Şimdi bu (adam), doğru yolda giderek adâleti emreden kimse gibi olur mu?

 rtfSndPly*16.77*
(١٦-٧٧)
16.77*************
وَلِلّٰهِ غَيْبُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَمَا اَمْرُ السَّاعَةِ اِلَّا كَلَمْحِ الْبَصَرِ اَوْ هُوَ اَقْرَبُ اِنَّ اللّٰهَ عَلٰى كُلِّ شَیْءٍ قَدٖيرٌ

16.77 - Ve lillâhi ğaybus semâvâti vel ard, ve mâ emrus sâati illâ kelemhıl basari ev huve agrab, innallâhe alâ kulli şey'in gadîr.

16.77 - Göklerin ve yerin gaybı Allah'a aittir. O sâ'atin işi, bir göz açıp yumma gibi, yahut daha yakın(kısa)dır. Şüphesiz Allâh, her şeye gücü yetendir.

 rtfSndPly*16.78*
(١٦-٧٨)
16.78*************
وَاللّٰهُ اَخْرَجَكُمْ مِنْ بُطُونِ اُمَّهَاتِكُمْ لَا تَعْلَمُونَ شَيْپًا وَجَعَلَ لَكُمُ السَّمْعَ وَالْاَبْصَارَ وَالْاَفْپِدَةَ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ

16.78 - Vallâhu ahracekum mim butûni ummehâtikum lâ tağlemûne şey'ev ve ceale lekumus sem'a vel ebsâra vel ef'idete leallekum teşkurûn.

16.78 - Allâh sizi, (hiçbir şey bilmediğiniz durumda) annelerinizin karınlarından çıkardı, size işitme (duyusu), gözler ve gönüller verdi ki şükredesiniz.

 rtfSndPly*16.79*
(١٦-٧٩)
16.79*************
اَلَمْ يَرَوْا اِلَى الطَّيْرِ مُسَخَّرَاتٍ فٖى جَوِّ السَّمَاءِ مَا يُمْسِكُهُنَّ اِلَّا اللّٰهُ اِنَّ فٖى ذٰلِكَ لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ

16.79 - Elem yerav ilet tayri musehharâtin fî cevvis semâé', mâ yumsikuhunne illallâh, inne fî zâlike leâyâtil ligavmiy yué'minûn.

16.79 - Göğün boşluğunda, O'nun emrine boyun eğdirilmiş olan kuşlara bakmadılar mı? Onları Allah'tan başka tutan yoktur. Şüphesiz bunda inanan bir kavim için âyetler (Allâh'ın büyüklüğüne işâretler) vardır.

 rtfSndPly*16.80*
(١٦-٨٠)
16.80*************
وَاللّٰهُ جَعَلَ لَكُمْ مِنْ بُيُوتِكُمْ سَكَنًا وَجَعَلَ لَكُمْ مِنْ جُلُودِ الْاَنْعَامِ بُيُوتًا تَسْتَخِفُّونَهَا يَوْمَ ظَعْنِكُمْ وَيَوْمَ اِقَامَتِكُمْ وَمِنْ اَصْوَافِهَا وَاَوْبَارِهَا وَاَشْعَارِهَا اَثَاثًا وَمَتَاعًا اِلٰى حٖينٍ

16.80 - Vallâhu ceale lekum min buyûtikum sekenen veceale lekum min culûdil en'âmi buyûten testehıffûnehâ yevme zağnikum ve yevme igâmetikum ve min asvâfihâ ve evbârihâ ve eş'ârihâ esâsev ve metâan ilâ hîn.

16.80 - Allâh size, evlerinizi oturma yeri yaptı ve size hayvan derilerinden, göç gününüzde (yolculukta) ve ikâmet gününüzde (oturma zamanlarınızda) kolayca kullanacağınız hafif evler (çadırlar, portatif evler) ve yünlerinden, yapağılarından ve kıllarından bir süreye kadar (kullanacağınız) giyilecek, döşenecek eşya ve geçimlik (ticaret malı) yaptı.

 rtfSndPly*16.81*
(١٦-٨١)
16.81*************
وَاللّٰهُ جَعَلَ لَكُمْ مِمَّا خَلَقَ ظِلَالًا وَجَعَلَ لَكُمْ مِنَ الْجِبَالِ اَكْنَانًا وَجَعَلَ لَكُمْ سَرَابٖيلَ تَقٖيكُمُ الْحَرَّ وَسَرَابٖيلَ تَقٖيكُمْ بَاْسَكُمْ كَذٰلِكَ يُتِمُّ نِعْمَتَهُ عَلَيْكُمْ لَعَلَّكُمْ تُسْلِمُونَ

16.81 - Vallâhu ceale lekum mimmâ halega zılâlev ve ceale lekum minel cibâli eknânev ve ceale lekum serâbîle tegîkumul harra ve serâbîle tegîkum beé'sekum, kezâlike yutimmu niğmetehû aleykum leallekum tuslimûn.

16.81 - Allâh, yarattıklarından sizin için gölgeler yaptı ve sizin için dağlarda oturulacak barınaklar (mağaralar) var etti ve sizi sıcaktan koruyan elbiseler ve savaşta sizi koruyan elbiseler (zırhlar) var eyledi. Allâh size ni'metini böyle tamamlıyor ki siz müslüman olup esenliğe eresiniz.

 rtfSndPly*16.82*
(١٦-٨٢)
16.82*************
فَاِنْ تَوَلَّوْا فَاِنَّمَا عَلَيْكَ الْبَلَاغُ الْمُبٖينُ

16.82 - Fein tevellev feinnemâ aleykel belâğul mubîn.

16.82 - Eğer yine yüz çevirirlerse, artık senin üzerine düşen sadece açık bir şekilde duyurmaktır.

 rtfSndPly*16.83*
(١٦-٨٣)
16.83*************
يَعْرِفُونَ نِعْمَتَ اللّٰهِ ثُمَّ يُنْكِرُونَهَا وَاَكْثَرُهُمُ الْكَافِرُونَ

16.83 - Yağrifûne niğmetallâhi summe yunkirûnehâ ve ekseruhumul kâfirûn.

16.83 - Allâh'ın ni'metini bilirler (bu ni'metleri Allâh'ın yarattığını kabul ederler), sonra da (bunları kendilerine verenden başkasına taparak) bu ni'metleri inkâr ederler, çokları da (nankördürler).

 rtfSndPly*16.84*
(١٦-٨٤)
16.84*************
وَيَوْمَ نَبْعَثُ مِنْ كُلِّ اُمَّةٍ شَهٖيدًا ثُمَّ لَا يُؤْذَنُ لِلَّذٖينَ كَفَرُوا وَلَا هُمْ يُسْتَعْتَبُونَ

16.84 - Ve yevme neb'asu min kulli ummetin şehîden summe lâ yué'zenu lillezîne keferû ve lâ hum yustağtebûn.

16.84 - Her ümmetten bir şâhid getirdiğimiz gün, artık ne nankörler(in konuşmaların)a izin verilir, ne de onların özür dilemeleri istenir.

 rtfSndPly*16.85*
(١٦-٨٥)
16.85*************
وَاِذَا رَاَ الَّذٖينَ ظَلَمُوا الْعَذَابَ فَلَا يُخَفَّفُ عَنْهُمْ وَلَا هُمْ يُنْظَرُونَ

16.85 - Ve izâ raellezîne zalemul azâbe felâ yuhaffefu anhum, ve lâ hum yunzarûn.

16.85 - Zulmedenler azâbı gördükleri zaman artık azâb onlardan ne hafifletilir, ne de onlara fırsat verilir.

 rtfSndPly*16.86*
(١٦-٨٦)
16.86*************
وَاِذَا رَاَ الَّذٖينَ اَشْرَكُوا شُرَكَاءَهُمْ قَالُوا رَبَّنَا هٰؤُلَاءِ شُرَكَاؤُنَا الَّذٖينَ كُنَّا نَدْعُوا مِنْ دُونِكَ فَالْقَوْا اِلَيْهِمُ الْقَوْلَ اِنَّكُمْ لَكَاذِبُونَ

16.86 - Ve izâ raellezîne eşrakû şurakâehum gâlû rabbenâ hâulâi şurakâunellezîne kunnâ ned'û min dûnik, feelgav ileyhimul gavle innekum lekâzibûn.

16.86 - Ortak koşanlar, ortak koştukları şeyleri gördükleri zaman: "Rabbimiz, işte senden başka yalvar(ıp tap)dığımız ortaklarımız!" derler. (Onlar da bunlara): "Siz tamamen yalancılarsınız!" diye söz atarlar.

 rtfSndPly*16.87*
(١٦-٨٧)
16.87*************
وَاَلْقَوْا اِلَى اللّٰهِ يَوْمَئِذٍ السَّلَمَ وَضَلَّ عَنْهُمْ مَا كَانُوا يَفْتَرُونَ

16.87 - Ve elgav ilallâhi yevmeizinis seleme ve dalle anhum mâ kânû yefterûn.

16.87 - O gün (ortak koşanlar) Allah'a teslim olmuşlar ve uydurup durdukları şeyler kendilerinden sapıp gitmiştir.

 rtfSndPly*16.88*
(١٦-٨٨)
16.88*************
اَلَّذٖينَ كَفَرُوا وَصَدُّوا عَنْ سَبٖيلِ اللّٰهِ زِدْنَاهُمْ عَذَابًا فَوْقَ الْعَذَابِ بِمَا كَانُوا يُفْسِدُونَ

16.88 - Ellezîne keferû ve saddû an sebîlillâhi zidnâhum azâben fevgal azâbi bimâ kânû yufsidûn.

16.88 - Nankörlük edip Allâh'ın yoluna engel olan kimselerin, -bozgunculuklarından dolayı- azâplarının üstüne azâb katmışızdır!

 rtfSndPly*16.89*
(١٦-٨٩)
16.89*************
وَيَوْمَ نَبْعَثُ فٖى كُلِّ اُمَّةٍ شَهٖيدًا عَلَيْهِمْ مِنْ اَنْفُسِهِمْ وَجِئْنَا بِكَ شَهٖيدًا عَلٰى هٰؤُلَاءِ وَنَزَّلْنَا عَلَيْكَ الْكِتَابَ تِبْيَانًا لِكُلِّ شَیْءٍ وَهُدًى وَرَحْمَةً وَبُشْرٰى لِلْمُسْلِمٖينَ

16.89 - Ve yevme neb'asu fî kulli ummetin şehîden aleyhim min enfusihim ve cié'nâ bike şehîden alâ hâulâé', ve nezzelnâ aleykel kitâbe tibyânel likulli şey'iv ve hudev ve rahmetev ve buşrâ lilmuslimîn.

16.89 - Her ümmet içinde, kendi aralarından, aleyhlerine bir şâhid getireceğimiz gün, seni de bunların aleyhine şâhid getirmiş olacağız. Sana bu Kitabı, her şeyi açıklayan ve müslümanlara yol gösterici, rahmet ve müjde olarak indirdik.

 rtfSndPly*16.90*
(١٦-٩٠)
16.90*************
اِنَّ اللّٰهَ يَاْمُرُ بِالْعَدْلِ وَالْاِحْسَانِ وَاٖيتَاٸِ ذِى الْقُرْبٰى وَيَنْهٰى عَنِ الْفَحْشَاءِ وَالْمُنْكَرِ وَالْبَغْیِ يَعِظُكُمْ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ

16.90 - İnnallâhe yeé'muru bil adli vel ıhsâni ve îtâi zil gurbâ ve yenhâ anil fahşâi vel munkeri vel bağy, yaızukum leallekum tezekkerûn.

16.90 - Allâh adâleti, ihsanı, akrabâya vermeyi emreder, fahşâ(edepsizlikten)dan, münker(fenâlık)den ve bağy(azgınlık)den meneder. Öğüt almanız için size böyle öğüt verir.


rtfSelectedTabRef*7*128*128*016.128*Nahl 1-128*Nahl 1-128*2*90*tumSure*rtfSelectedTabRef
 rtfBulunanSayi*38*rtfBulunanSayi
 rtfSndPly*16.91*

(١٦-٩١)
16.91*************
وَاَوْفُوا بِعَهْدِ اللّٰهِ اِذَا عَاهَدْتُمْ وَلَا تَنْقُضُوا الْاَيْمَانَ بَعْدَ تَوْكٖيدِهَا وَقَدْ جَعَلْتُمُ اللّٰهَ عَلَيْكُمْ كَفٖيلًا اِنَّ اللّٰهَ يَعْلَمُ مَا تَفْعَلُونَ

16.91 - Ve evfû biahdillâhi izâ âhedtum ve lâ tengudul eymâne bağde tevkîdihâ ve gad cealtumullâhe aleykum kefîlâ, innallâhe yağlemu mâ tef'alûn.

16.91 - Andlaşma yaptığınız zaman Allâh'ın ahdini tam yerine getirin (verdiğiniz sözü tutun), pekiştirdikten sonra yeminleri bozmayın. Çünkü Allâh'ı üzerinize kefil (şâhid) yaptınız. Allâh yaptıklarınızı bilir.

 rtfSndPly*16.92*

(١٦-٩٢)
16.92*************
وَلَا تَكُونُوا كَالَّتٖى نَقَضَتْ غَزْلَهَا مِنْ بَعْدِ قُوَّةٍ اَنْكَاثًا تَتَّخِذُونَ اَيْمَانَكُمْ دَخَلًا بَيْنَكُمْ اَنْ تَكُونَ اُمَّةٌ هِىَ اَرْبٰى مِنْ اُمَّةٍ اِنَّمَا يَبْلُوكُمُ اللّٰهُ بِهٖ وَلَيُبَيِّنَنَّ لَكُمْ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ مَا كُنْتُمْ فٖيهِ تَخْتَلِفُونَ

16.92 - Ve lâ tekûnû kelletî negadat ğazlehâ mim bağdi guvvetin enkâsâ, tettehızûne eymânekum dehalem beynekum en tekûne ummetun hiye erbâ min ummeh, innemâ yeblûkumullâhu bih, ve leyubeyyinenne lekum yevmel gıyâmeti mâ kuntum fîhi tahtelifûn.

16.92 - Bir topluluk, diğer bir topluluktan (sayıca ve malca) daha çok olduğu için, yeminlerinizi aranızda bozucu bir vasıta yaparak, ipliğini kuvvetli büktükten sonra çözen kadın gibi olmayın! Çünkü Allâh, sizi bununla dener. Hakkında ayrılığa düştüğünüz şeyleri kıyâmet günü size açıklayacaktır.

 rtfSndPly*16.93*

(١٦-٩٣)
16.93*************
وَلَوْ شَاءَ اللّٰهُ لَجَعَلَكُمْ اُمَّةً وَاحِدَةً وَلٰكِنْ يُضِلُّ مَنْ يَشَاءُ وَيَهْدٖى مَنْ يَشَاءُ وَلَتُسْپَلُنَّ عَمَّا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ

16.93 - Ve lev şâallâhu lecealekum ummetev vâhıdetev ve lâkiy yudıllu mey yeşâu ve yehdî mey yeşâé', ve letus'elunne ammâ kuntum tağmelûn.

16.93 - Allâh dileseydi, hepinizi, bir tek ümmet yapardı, fakat (O), dilediğini şaşırtır, dilediğini doğru yola iletir. Ve siz, mutlaka yaptığınız şeylerden sorulacaksınız.

 rtfSndPly*16.94*

(١٦-٩٤)
16.94*************
وَلَا تَتَّخِذُوا اَيْمَانَكُمْ دَخَلًا بَيْنَكُمْ فَتَزِلَّ قَدَمٌ بَعْدَ ثُبُوتِهَا وَتَذُوقُوا السُّوءَ بِمَا صَدَدْتُمْ عَنْ سَبٖيلِ اللّٰهِ وَلَكُمْ عَذَابٌ عَظٖيمٌ

16.94 - Ve lâ tettehızû eymânekum dehalem beynekum fetezille gademum bağde subûtihâ ve tezûgus sûe bimâ sadedtum an sebîlillâh, ve lekum azâbun azîm.

16.94 - Yeminlerinizi aranızı bozan bir şey yapmayın, sonra sağlam basmış olan ayak, kayar ve Allâh'ın yoluna engel olduğunuzdan dolayı kötülüğü(n cezâsını) tadarsınız ve büyük bir azâba uğrarsınız.

 rtfSndPly*16.95*

(١٦-٩٥)
16.95*************
وَلَا تَشْتَرُوا بِعَهْدِ اللّٰهِ ثَمَنًا قَلٖيلًا اِنَّمَا عِنْدَ اللّٰهِ هُوَ خَيْرٌ لَكُمْ اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ

16.95 - Ve lâ teşterû biahdillâhi semenen galîlâ, innemâ ındallâhi huve hayrul lekum in kuntum tağlemûn.

16.95 - Allah'a verdiğiniz sözü (peygambere yaptığınız bey'atı) az bir paraya satmayın. Zira bilirseniz Allâh'ın yanında olan, sizin için daha hayırlıdır.

 rtfSndPly*16.96*

(١٦-٩٦)
16.96*************
مَا عِنْدَكُمْ يَنْفَدُ وَمَا عِنْدَ اللّٰهِ بَاقٍ وَلَنَجْزِيَنَّ الَّذٖينَ صَبَرُوا اَجْرَهُمْ بِاَحْسَنِ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ

16.96 - Ma ındekum yenfedu ve mâ ındallâhi bâg, ve lenecziyennellezîne saberû ecrahum biahseni mâ kânû yağmelûn.

16.96 - Sizin yanınızda bulunan (dünyâ malı) tükenir. Allâh'ın yanında bulunan ise kalıcıdır. Biz sabredenlerin karşılığını yaptıklarının en güzeliyle vereceğiz.

 rtfSndPly*16.97*

(١٦-٩٧)
16.97*************
مَنْ عَمِلَ صَالِحًا مِنْ ذَكَرٍ اَوْ اُنْثٰى وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَلَنُحْيِيَنَّهُ حَيٰوةً طَيِّبَةً وَلَنَجْزِيَنَّهُمْ اَجْرَهُمْ بِاَحْسَنِ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ

16.97 - Men amile sâliham min zekerin ev unsâ ve huve mué'minun felenuhyiyennehû hayâten tayyibeh, ve lenecziyennehum ecrahum biahseni mâ kânû yağmelûn.

16.97 - Erkek ve kadından her kim inanmış olarak iyi bir iş yaparsa, onu (dünyâda) hoş bir hayâtla yaşatırız, onların ücretini yaptıklarının en güzeliyle veririz.

 rtfSndPly*16.98*

(١٦-٩٨)
16.98*************
فَاِذَا قَرَاْتَ الْقُرْاٰنَ فَاسْتَعِذْ بِاللّٰهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجٖيمِ

16.98 - Feizâ garaé'tel gur'âne festeız billâhi mineş şeytânir racîm.

16.98 - Kur'ân, oku(mak iste)diğin zaman kovulmuş şeytândan Allah'a sığın.

 rtfSndPly*16.99*

(١٦-٩٩)
16.99*************
اِنَّهُ لَيْسَ لَهُ سُلْطَانٌ عَلَى الَّذٖينَ اٰمَنُوا وَعَلٰى رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَ

16.99 - İnnehû leyse lehû sultânun alellezîne âmenû ve alâ rabbihim yetevekkelûn.

16.99 - Çünkü inananlara ve Rablerine dayananlara o(şeytâ)nın bir gücü yoktur.

 rtfSndPly*16.100*

(١٦-١٠٠)
16.100*************
اِنَّمَا سُلْطَانُهُ عَلَى الَّذٖينَ يَتَوَلَّوْنَهُ وَالَّذٖينَ هُمْ بِهٖ مُشْرِكُونَ

16.100 - İnnemâ sultânuhû alellezîne yetevellevnehû vellezîne hum bihî muşrikûn.

16.100 - Onun gücü, sadece kendisini dost tutanlara ve Allah'a ortak koşanlaradır (o, sadece onları etkileyebilir).

 rtfSndPly*16.101*

(١٦-١٠١)
16.101*************
وَاِذَا بَدَّلْنَا اٰيَةً مَكَانَ اٰيَةٍ وَاللّٰهُ اَعْلَمُ بِمَا يُنَزِّلُ قَالُوا اِنَّمَا اَنْتَ مُفْتَرٍ بَلْ اَكْثَرُهُمْ لَا يَعْلَمُونَ

16.101 - Ve izâ beddelnâ âyetem mekâne âyetiv vallâhu ağlemu bimâ yunezzilu gâlû innemâ ente mufter, bel ekseruhum lâ yağlemûn.

16.101 - Biz bir âyetin yerine başka bir âyet getirdiğimiz zaman, -Allâh ne indirdiğini bilirken- "Sen (Allah'a) iftirâ ediyorsun (bu sözleri kendin uydurup Allâh'ın üstüne atıyorsun)" derler. Hayır, onların çokları bilmiyorlar.

 rtfSndPly*16.102*

(١٦-١٠٢)
16.102*************
قُلْ نَزَّلَهُ رُوحُ الْقُدُسِ مِنْ رَبِّكَ بِالْحَقِّ لِيُثَبِّتَ الَّذٖينَ اٰمَنُوا وَهُدًى وَبُشْرٰى لِلْمُسْلِمٖينَ

16.102 - Gul nezzelehû rûhul gudusi mir rabbike bil haggı liyusebbitellezîne âmenû ve hudev ve buşrâ lilmuslimîn.

16.102 - De ki: "İnananları sağlamlaştırmak ve müslümanlara yol gösterici ve müjde olmak üzere onu, Ruhu'l-Kudüs (Cebrâil) Rabbinden gerçek (bilgi) olarak indirdi."

 rtfSndPly*16.103*

(١٦-١٠٣)
16.103*************
وَلَقَدْ نَعْلَمُ اَنَّهُمْ يَقُولُونَ اِنَّمَا يُعَلِّمُهُ بَشَرٌ لِسَانُ الَّذٖى يُلْحِدُونَ اِلَيْهِ اَعْجَمِىٌّ وَهٰذَا لِسَانٌ عَرَبِیٌّ مُبٖينٌ

16.103 - Ve legad nağlemu ennehum yegûlûne innemâ yuallimuhû beşer, lisânullezî yulhıdûne ileyhi ağcemiyyuv ve hâzâ lisânun arabiyyum mubîn.

16.103 - Biz onların, "Ona bir insan öğretiyor!" dediklerini biliyoruz. Hak'tan saparak kendisine yöneldikleri adamın dili a'cemi (yabancıdır, açık değildir), bu ise apaçık Arapça bir dildir.

 rtfSndPly*16.104*

(١٦-١٠٤)
16.104*************
اِنَّ الَّذٖينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِاٰيَاتِ اللّٰهِ لَا يَهْدٖيهِمُ اللّٰهُ وَلَهُمْ عَذَابٌ اَلٖيمٌ

16.104 - İnnellezîne lâ yué'minûne biâyâtillâhi lâ yehdîhimullâhu ve lehum azâbun elîm.

16.104 - Allâh'ın âyetlerine inanmayanları Allâh doğru yola iletmez, onlar için acı bir azâb vardır.

 rtfSndPly*16.105*

(١٦-١٠٥)
16.105*************
اِنَّمَا يَفْتَرِى الْكَذِبَ الَّذٖينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِاٰيَاتِ اللّٰهِ وَاُولٰئِكَ هُمُ الْكَاذِبُونَ

16.105 - İnnemâ yefteril kezibellezîne lâ yué'minûne biâyâtillâh, ve ulâike humul kâzibûn.

16.105 - Yalanı ancak Allâh'ın âyetlerine inanmayanlar uydurur; yalancılar, işte onlardır.

 rtfSndPly*16.106*

(١٦-١٠٦)
16.106*************
مَنْ كَفَرَ بِاللّٰهِ مِنْ بَعْدِ اٖيمَانِهٖ اِلَّا مَنْ اُكْرِهَ وَقَلْبُهُ مُطْمَئِنٌّ بِالْاٖيمَانِ وَلٰكِنْ مَنْ شَرَحَ بِالْكُفْرِ صَدْرًا فَعَلَيْهِمْ غَضَبٌ مِنَ اللّٰهِ وَلَهُمْ عَذَابٌ عَظٖيمٌ

16.106 - Men kefera billâhi mim bağdi îmânihî illâ men ukrihe ve galbuhû mutmeinnum bil îmâni ve lâkim men şeraha bil kufri sadran fealeyhim ğadabum minallâh, ve lehum azâbun azîm.

16.106 - İnandıktan sonra Allah'a nankörlük eden, -kalbi imanla yatışmış olduğu halde (inkâra) zorlanan değil- fakat küfre göğüs açan, (küfürle sevinç duyan) kimselere Allah'tan bir gazab iner ve onlar için büyük bir azâb vardır.

 rtfSndPly*16.107*

(١٦-١٠٧)
16.107*************
ذٰلِكَ بِاَنَّهُمُ اسْتَحَبُّوا الْحَيٰوةَ الدُّنْيَا عَلَى الْاٰخِرَةِ وَاَنَّ اللّٰهَ لَا يَهْدِى الْقَوْمَ الْكَافِرٖينَ

16.107 - Zâlike biennehumustehabbul hayâted dunyâ alel âhırati ve ennallâhe lâ yehdil gavmel kâfirîn.

16.107 - Bu, onların dünyâ hayâtını âhirete tercih etmelerinden ve Allâh'ın, inkâr eden kavmi doğru yola iletmeyeceğinden ötürü böyledir.

 rtfSndPly*16.108*

(١٦-١٠٨)
16.108*************
اُولٰئِكَ الَّذٖينَ طَبَعَ اللّٰهُ عَلٰى قُلُوبِهِمْ وَسَمْعِهِمْ وَاَبْصَارِهِمْ وَاُولٰئِكَ هُمُ الْغَافِلُونَ

16.108 - Ulâikellezîne tabeallâhu alâ gulûbihim ve sem'ıhim ve ebsârihim, ve ulâike humul ğâfilûn.

16.108 - Onlar, Allâh'ın kalblerini kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir. İşte gâfiller onlardır.

 rtfSndPly*16.109*

(١٦-١٠٩)
16.109*************
لَا جَرَمَ اَنَّهُمْ فِى الْاٰخِرَةِ هُمُ الْخَاسِرُونَ

16.109 - Lâ cerame ennehum fil âhırati humul hâsirûn.

16.109 - Elbette onlar, âhirette ziyana uğrayacaklardır.

 rtfSndPly*16.110*

(١٦-١١٠)
16.110*************
ثُمَّ اِنَّ رَبَّكَ لِلَّذٖينَ هَاجَرُوا مِنْ بَعْدِ مَا فُتِنُوا ثُمَّ جَاهَدُوا وَصَبَرُوا اِنَّ رَبَّكَ مِنْ بَعْدِهَا لَغَفُورٌ رَحٖيمٌ

16.110 - Summe inne rabbeke lillezîne hâcerû mim bağdi mâ futinû summe câhedû ve saberû inne rabbeke mim bağdihâ leğafûrur rahîm.

16.110 - Sonra Rabbin, şunların şu işkenceye uğratıldıktan sonra göç eden, sonra savaşan ve sabredenlerin yanındadır. Elbette (bütün) bun(lar)dan sonra Rabbin bağışlayan, esirgeyendir.

 rtfSndPly*16.111*

(١٦-١١١)
16.111*************
يَوْمَ تَاْتٖى كُلُّ نَفْسٍ تُجَادِلُ عَنْ نَفْسِهَا وَتُوَفّٰى كُلُّ نَفْسٍ مَا عَمِلَتْ وَهُمْ لَا يُظْلَمُونَ

16.111 - Yevme teé'tî kullu nefsin tucâdilu an nefsihâ ve tuveffâ kullu nefsim mâ amilet ve hum lâ yuzlemûn.

16.111 - O gün herkes gelir, kendi canını kurtarmak için uğraşır ve herkese yaptığının tam karşılığı verilir, onlara asla haksızlık edilmez.

 rtfSndPly*16.112*

(١٦-١١٢)
16.112*************
وَضَرَبَ اللّٰهُ مَثَلًا قَرْيَةً كَانَتْ اٰمِنَةً مُطْمَئِنَّةً يَاْتٖيهَا رِزْقُهَا رَغَدًا مِنْ كُلِّ مَكَانٍ فَكَفَرَتْ بِاَنْعُمِ اللّٰهِ فَاَذَاقَهَا اللّٰهُ لِبَاسَ الْجُوعِ وَالْخَوْفِ بِمَا كَانُوا يَصْنَعُونَ

16.112 - Ve daraballâhu meselen garyeten kânet âminetem mutmeinnetey yeé'tîhâ rizguhâ rağadem min kulli mekânin fekeferat bien'umillâhi feezâgahallâhu libâsel cûı vel havfi bimâ kânû yasneûn.

16.112 - Allâh şöyle bir kenti misal olarak anlattı: Güven, huzûr içinde idi; her yerden rızkı bol bol kendisine geliyordu. Fakat Allâh'ın ni'metlerine nankörlük etti, bunun üzerine (halkının) yaptıklarından ötürü Allâh ona açlık ve korku elbisesi taddırdı.

 rtfSndPly*16.113*

(١٦-١١٣)
16.113*************
وَلَقَدْ جَاءَهُمْ رَسُولٌ مِنْهُمْ فَكَذَّبُوهُ فَاَخَذَهُمُ الْعَذَابُ وَهُمْ ظَالِمُونَ

16.113 - Ve legad câehum rasûlum minhum fekezzebûhu feehazehumul azâbu ve hum zâlimûn.

16.113 - Andolsun, onlara, kendilerinden bir elçi geldi, onu yalanladılar. Bunun üzerine onlar zulümlerine devam ederken azâb onları yakalayıverdi.

 rtfSndPly*16.114*

(١٦-١١٤)
16.114*************
فَكُلُوا مِمَّا رَزَقَكُمُ اللّٰهُ حَلَالًا طَيِّبًا وَاشْكُرُوا نِعْمَتَ اللّٰهِ اِنْ كُنْتُمْ اِيَّاهُ تَعْبُدُونَ

16.114 - Fekulû mimmâ razegakumullâhu halâlen tayyibâ, veşkurû niğmetallâhi in kuntum iyyâhu tağbudûn.

16.114 - Allâh'ın size verdiği rızıktan helâl, hoş olarak yeyin de Allâh'ın ni'metine şükredin; eğer O'na kulluk ediyorsanız.

 rtfSndPly*16.115*

(١٦-١١٥)
16.115*************
اِنَّمَا حَرَّمَ عَلَيْكُمُ الْمَيْتَةَ وَالدَّمَ وَلَحْمَ الْخِنْزٖيرِ وَمَا اُهِلَّ لِغَيْرِ اللّٰهِ بِهٖ فَمَنِ اضْطُرَّ غَيْرَ بَاغٍ وَلَا عَادٍ فَاِنَّ اللّٰهَ غَفُورٌ رَحٖيمٌ

16.115 - İnnemâ harrame aleykumul meytete ved deme ve lahmel hınzîri ve mâ uhille liğayrillâhi bih, femenıdturra ğayra bâğiv ve lâ âdin feinnallâhe ğafûrur rahîm.

16.115 - Allâh size ölüyü, kanı, domuz etini ve Allah'tan başkasının adı anılarak kesilen(hayvanlar)ı harâm kıldı. Kim mecbur kalırsa (başkasının hakkına) saldırmadan, sınırı da aşmadan (bunlardan) yiyebilir. Şüphesiz Allâh, bağışlayan, esirgeyendir.

 rtfSndPly*16.116*

(١٦-١١٦)
16.116*************
وَلَا تَقُولُوا لِمَا تَصِفُ اَلْسِنَتُكُمُ الْكَذِبَ هٰذَا حَلَالٌ وَهٰذَا حَرَامٌ لِتَفْتَرُوا عَلَى اللّٰهِ الْكَذِبَ اِنَّ الَّذٖينَ يَفْتَرُونَ عَلَى اللّٰهِ الْكَذِبَ لَا يُفْلِحُونَ

16.116 - Ve lâ tegûlû limâ tesıfu elsinetukumul kezibe hâzâ halâluv ve hâzâ harâmul litefterû alallâhil kezib, innellezîne yefterûne alallâhil kezibe lâ yuflihûn.

16.116 - Dillerinizin yalan yere nitelendirmesinden ötürü "Şu helâldir, şu harâmdır," demeyin, sonra Allah'a karşı yalan uydurmuş olursunuz. Allah'a karşı yalan uyduranlar ise iflâh olmazlar.

 rtfSndPly*16.117*

(١٦-١١٧)
16.117*************
مَتَاعٌ قَلٖيلٌ وَلَهُمْ عَذَابٌ اَلٖيمٌ

16.117 - Metâun galîl, ve lehum azâbun elîm.

16.117 - Azıcık yaşama(nın ardından), onlara acı bir azâb gelecektir.

 rtfSndPly*16.118*

(١٦-١١٨)
16.118*************
وَعَلَى الَّذٖينَ هَادُوا حَرَّمْنَا مَا قَصَصْنَا عَلَيْكَ مِنْ قَبْلُ وَمَا ظَلَمْنَاهُمْ وَلٰكِنْ كَانُوا اَنْفُسَهُمْ يَظْلِمُونَ

16.118 - Ve alellezîne hâdû harramnâ mâ gasasnâ aleyke min gabl, ve mâ zalemnâhum ve lâkin kânû enfusehum yazlimûn.

16.118 - Yahûdi olanlara da, bundan önce sana anlattıklarımızı harâm kılmıştık. Biz onlara zulmetmedik, fakat onlar kendi kendilerine zulmediyorlardı!

 rtfSndPly*16.119*

(١٦-١١٩)
16.119*************
ثُمَّ اِنَّ رَبَّكَ لِلَّذٖينَ عَمِلُوا السُّوءَ بِجَهَالَةٍ ثُمَّ تَابُوا مِنْ بَعْدِ ذٰلِكَ وَاَصْلَحُوا اِنَّ رَبَّكَ مِنْ بَعْدِهَا لَغَفُورٌ رَحٖيمٌ

16.119 - Summe inne rabbeke lillezîne amilus sûe bicehâletin summe tâbû mim bağdi zâlike ve aslehû inne rabbeke mim bağdihâ leğafûrur rahîm.

16.119 - Sonra Rabbin şunlardan yanadır ki, cehâletle kötülük işlediler, sonra onun ardından tevbe ettiler, uslandılar. Bütün bunlardan sonra Rabbin, elbette bağışlayandır, esirgeyendir.

 rtfSndPly*16.120*

(١٦-١٢٠)
16.120*************
اِنَّ اِبْرٰهٖيمَ كَانَ اُمَّةً قَانِتًا لِلّٰهِ حَنٖيفًا وَلَمْ يَكُ مِنَ الْمُشْرِكٖينَ

16.120 - İnne ibrâhîme kâne ummeten gânitel lillâhi hanîfâ, ve lem yeku minel muşrikîn.

16.120 - İbrâhim Allâh'ı birleyerek O'na itâ'at eden bir ümmet (her iyiliği kendinde toplayan bir önder) idi, ortak koşanlardan değildi.

 rtfSndPly*16.121*

(١٦-١٢١)
16.121*************
شَاكِرًا لِاَنْعُمِهٖ اِجْتَبٰیهُ وَهَدٰیهُ اِلٰى صِرَاطٍ مُسْتَقٖيمٍ

16.121 - Şâkiral lien'umih, ictebâhu ve hedâhu ilâ sırâtım mustegîm.

16.121 - O'nun ni'metlerine şükredici idi. (Allâh) onu seçmiş ve doğru yola iletmişti.

 rtfSndPly*16.122*

(١٦-١٢٢)
16.122*************
وَاٰتَيْنَاهُ فِى الدُّنْيَا حَسَنَةً وَاِنَّهُ فِى الْاٰخِرَةِ لَمِنَ الصَّالِحٖينَ

16.122 - Ve âteynâhu fid dunya haseneh, ve innehû fil âhırati lemines sâlihîn.

16.122 - Ona dünyâda iyilik vermiştik. O, âhirette de iyilerdendir.

 rtfSndPly*16.123*

(١٦-١٢٣)
16.123*************
ثُمَّ اَوْحَيْنَا اِلَيْكَ اَنِ اتَّبِعْ مِلَّةَ اِبْرٰهٖيمَ حَنٖيفًا وَمَا كَانَ مِنَ الْمُشْرِكٖينَ

16.123 - Summe evhaynâ ileyke enittebiğ millete ibrâhîme hanîfâ, ve mâ kâne minel muşrikîn.

16.123 - Sonra sana: "Allâh'ı birleyerek İbrâhim'in yoluna uy; o, ortak koşanlardan değildi" diye vahyettik.

 rtfSndPly*16.124*

(١٦-١٢٤)
16.124*************
اِنَّمَا جُعِلَ السَّبْتُ عَلَى الَّذٖينَ اخْتَلَفُوا فٖيهِ وَاِنَّ رَبَّكَ لَيَحْكُمُ بَيْنَهُمْ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ فٖيمَا كَانُوا فٖيهِ يَخْتَلِفُونَ

16.124 - İnnemâ cuıles sebtu alellezînahtelefû fîh, ve inne rabbeke leyahkumu beynehum yevmel gıyâmeti fîmâ kânû fîhi yahtelifûn.

16.124 - Cumartesi (gününü ta'til ve ibâdet günü yapmak), onda ayrılığa düşen(yahûdi)lere (farz) kılındı. Rabbin, elbette ayrılığa düştükleri şey hakkında kıyâmet günü aralarında hükmünü verecektir.

 rtfSndPly*16.125*

(١٦-١٢٥)
16.125*************
اُدْعُ اِلٰى سَبٖيلِ رَبِّكَ بِالْحِكْمَةِ وَالْمَوْعِظَةِ الْحَسَنَةِ وَجَادِلْهُمْ بِالَّتٖى هِىَ اَحْسَنُ اِنَّ رَبَّكَ هُوَ اَعْلَمُ بِمَنْ ضَلَّ عَنْ سَبٖيلِهٖ وَهُوَ اَعْلَمُ بِالْمُهْتَدٖينَ

16.125 - Ud'u ilâ sebîli rabbike bil hıkmeti vel mev'ızatil haseneti ve câdilhum billetî hiye ahsen, inne rabbeke huve ağlemu bimen dalle an sebîlihî ve huve ağlemu bil muhtedîn.

16.125 - Hikmetle ve güzel öğütle Rabbinin yoluna çağır ve onlarla en güzel biçimde mücâdele et. Kuşkusuz Rabbin, işte yolundan sapanları en iyi bilen O'dur ve O, yola gelenleri de en iyi bilendir.

 rtfSndPly*16.126*

(١٦-١٢٦)
16.126*************
وَاِنْ عَاقَبْتُمْ فَعَاقِبُوا بِمِثْلِ مَا عُوقِبْتُمْ بِهٖ وَلَئِنْ صَبَرْتُمْ لَهُوَ خَيْرٌ لِلصَّابِرٖينَ

16.126 - Ve in âgabtum feâgıbû bimisli mâ ûgıbtum bih, ve lein sabertum lehuve hayrul lissabirîn.

16.126 - Eğer azâb edecekseniz, size yapılan azâb kadar azâb edin. Ama sabrederseniz, andolsun ki o, sabredenler için daha iyidir. (Hz. peygamber, Uhud Savaşında, amcası Hamza'yı kâfirler tarafından burnu ve kulakları kesilmiş, ciğeri çıkartılmış bir durumda görünce; "Allah'a andolsun ki, eğer Allah bana zafer verirse, senin yerine, onlardan yetmiş kişiyi böyle yapacağım!" demişti. Fakat yemînine keffâret vererek bu sözünü uygulamamış, Mekke'nin Fethinde düşmanlarını affetmiştir.)

 rtfSndPly*16.127*

(١٦-١٢٧)
16.127*************
وَاصْبِرْ وَمَا صَبْرُكَ اِلَّا بِاللّٰهِ وَلَا تَحْزَنْ عَلَيْهِمْ وَلَا تَكُ فٖى ضَيْقٍ مِمَّا يَمْكُرُونَ

16.127 - Vasbir ve mâ sabruke illâ billâhi ve lâ tahzen aleyhim ve lâ teku fî daygım mimmâ yemkurûn.

16.127 - Sabret, sabrın ancak Allâh(ın yardımı) iledir. Onlara üzülme, kurdukları tuzaklardan da sıkıntıya düşme.

 rtfSndPly*16.128*

(١٦-١٢٨)
16.128*************
اِنَّ اللّٰهَ مَعَ الَّذٖينَ اتَّقَوْا وَالَّذٖينَ هُمْ مُحْسِنُونَ

16.128 - İnnallâhe meallezînettegav vellezîne hum muhsinûn.

16.128 - Çünkü Allâh, korunanlarla ve iyilik edenlerle beraberdir.



232 yorum:

«En Eski   ‹Eski   201 – 232 / 232
Adsız dedi ki...

Once you've identified risks, you need to determine the likelihood of that risk actualizing and describe what could happen should that event occur.
To close, here are a number of other programs she
mentions that are available for free. Businesses will never run out
of options on easy methods to advertise their
merchandise and services.

my weblog ... microsoft toolkit 2.4.9

Adsız dedi ki...

Hі! I know tҺіs іs kind of off topic but I wаs wondering whicɦ blog platform
ɑгe ʏou սsing for tҺis website? I'm gettіng tired ߋf Wordxpress becausе I've hаd pгoblems
ԝith hackers and ӏ'm lookіng at options fοr ɑnother platform.
Ӏ woulԁ be greаt іf yօu ϲould poin mme in the direction of a good platform.


Ӎy web-site - phen375 ()

Adsız dedi ki...

ոaprawdę wspaniałɑ

Here is my web-site: sure x

Adsız dedi ki...

Simply want to say your article is as amazing. The clearness in your post is simply excellent and i could assume
you're an expert on this subject. Fine with your permission allow me to grab your feed to keep up to date with forthcoming post.
Thanks a million and please keep up the rewarding work.


Here is my blog post; Business Internet Coach reviews

Adsız dedi ki...

Having read this I thought it was extremely enlightening. I appreciate you
finding the time and energy to put this article together.
I once again find myself personally spending way too much time both reading and leaving comments.
But so what, it was still worth it!

Here is my homepage: http://greencoffeemaxes.com/ (http://www.brainbulb.net/profile/chpung)

Adsız dedi ki...

I am actually grateful tߋ tthe holder of this site wwho has shared this enormous piece ߋf writfing at at
this place.

Havee ɑ looҝ аt mƴ web blog phentermine side effects

Adsız dedi ki...

I don't leave a leave a response, but after looking at through a great deal of comments on this page "16 NAHL SURESİ".
I do have some questions for you if you tend not to mind.
Is it simply me or do a few of these responses come across like they are coming from brain dead visitors?
:-P And, if you are posting on additional social sites, I would like to keep up with you.
Could you list of the complete urls of all your shared pages like your Facebook page, twitter feed, or linkedin profile?


Stop by my web-site :: small business Seo

Adsız dedi ki...

Hello very nice web site!! Man .. Excellent .. Superb ..

I will bookmark your site and take the feeds additionally?
I am glad to find numerous useful info here within the put up, we want develop extra techniques
in this regard, thank you for sharing. . . . . .

Visit my web site Muscle building stacks

Adsız dedi ki...

I'm gone to say to my little brother, that he should also visit this webpage on regular basis to take updated from most up-to-date news.


Also visit my web site - web page design

Adsız dedi ki...

hi!,I love your writing so a lot! proportion we communicate extra approximately your post
on AOL? I need an expert on this area to unravel my
problem. May be that is you! Looking forward to see you.


Here is my blog post ... male enlargement reviews

Adsız dedi ki...

Incredible points. Solid arguments. Keep up the great spirit.


Also visit my weblog official hcg diet

Adsız dedi ki...

Hello, i think that i saw you visited my weblog thus i came to “return the favor”.I'm attempting to find things to enhance my site!I suppose its
ok to use some of your ideas!!

Also visit my web-site: lose weight

Adsız dedi ki...

Thank you a bunch for sharing this with all people you actually know what you are talking
approximately! Bookmarked. Kindly additionally
discuss with my web site =). We could have a hyperlink trade
contract among us

Review my blog post; sape links

Adsız dedi ki...

The river is well then allowed within order to drain away completely.
Grappling idiots can make it possible to anybody
enhance the technique that you already acquire.
Software seeing that a Organization aka Saas or Impair computing to all all the cool kids are performing it.
A advantageous engineer always develops most of the software on-time.


Here is my site - test network latency

Adsız dedi ki...

Hi there everyone, it's my first pay a visit at this web site, and piece of writing
is truly fruitful in support of me, keep up posting these articles or reviews.



My blog post :: anti aging face Cream

Adsız dedi ki...

Hello there, You've done a fantastic job. I will definitely digg it
and personally suggest to my friends. I am confident they will be benefited from
this website.

Also visit my web-site: cambogia pure select

Adsız dedi ki...

BQT an standalone software testing firm aspires to current software higher assurance with best excellent quality testing provider.
The list will be sorted by indicate or installed.
There have always been problems considering these tests, however.
Scheduling should be a option more spectacular to Celtx.

Look into my blog post ... test my net

Adsız dedi ki...

Heya are using Wordpress for your blog platform? I'm new to the blog world but
I'm trying to get started and set up my own. Do you need any coding knowledge to make your own blog?
Any help would be greatly appreciated!

Here is my website ... raw foods diet

Adsız dedi ki...

I really like reading through an article that will make people think.
Also, many thanks for allowing me to comment!

Look at my blog post ... alpha genix testosterone supplement (histology-slides-database.blogspot.de)

Adsız dedi ki...

This can be done in many ways but the basis of it, is selling other
people products and getting a big slice of the profit.
This is a very popular way of making money, especially if you are just starting out.
You should take at least 3 pictures of each item showing different angles of the items.


Also visit my web-site: ways to makemoney online

Adsız dedi ki...

We may need to brand them as Facebook alternative sites since a lot
of what they provide can somehow be traced to Facebook services.
The more you waffle about your decision, the more
immature or desperate you're going to appear to your ex,
and that's not going to help you get them back at all. While this, at that time, help some users to find a
fast and reliable way to unblock sites banned in China, some of those services are now blocked
in China, and the links I provided are now dead and useless.


Here is my web-site: pirater compte facebook

Adsız dedi ki...

Its like you read my mind! You seem to know so
much about this, like you wrote the book in it or something.
I think that you can do with some pics to drive the message home
a bit, but other than that, this is magnificent blog.
A great read. I'll certainly be back.

My blog post: Cash Mojo Payday

Adsız dedi ki...

Glimpse for your own lens and an aperture of fone.4
or every even far compact array. Fatalyzer calculate you are percentage of body fatty acids based concerned
with various skinfold measurements. Every of children are special with advances going with regards to in as
much as possible.

my web-site ... Software Nas

Adsız dedi ki...

Hi there, yup this post is actually nice and I
have learned lot of things from it about blogging.
thanks.

Also visit my blog ... Work From Home Jobs In Md

Adsız dedi ki...

I'm extremely inspired together with your writing talents as
neatly as with the structure on your blog. Is that this a paid subject or did you modify it your self?
Either way keep up the nice high quality writing, it's uncommon to peer a nice blog
like this one today..

Feel free to visit my site ... Hcg Diet Foods

Adsız dedi ki...

Aw, this was a very good post. Taking the time and actual effort
to produce a good article… but what can I say… I hesitate a lot and don't seem to get nearly anything done.


For the best response please jump over to this page ...
metformin weight loss

Adsız dedi ki...

Hello! I'm at work surfing around your blog from my new
iphone! Just wanted to say I love reading your blog and look forward
to all your posts! Carry on the outstanding work!

For the best informative review please take a look at this post Best natural testosterone booster

Adsız dedi ki...

Wonderful website you have here but I was curious about if you knew of any discussion boards that cover the same
topics discussed in this article? I'd really like to be a part of group where I can get advice from other experienced individuals
that share the same interest. If you have any recommendations, please let me know.
Bless you!

Here is my web site ... lancome Skin care

Adsız dedi ki...

Hey there would you mind stating which blog platform you're
working with? I'm going to start my own blog soon but I'm having a tough time making a
decision between BlogEngine/Wordpress/B2evolution and Drupal.
The reason I ask is because your design seems different
then most blogs and I'm looking for something unique.
P.S Sorry for being off-topic but I had to ask!

my web blog - green coffee diet [upadhya.in]

Adsız dedi ki...

Today, I went to the beach with my children. I found a sea shell and gave it
to my 4 year old daughter and said "You can hear the ocean if you put this to your ear." She put the shell to her ear and screamed.

There was a hermit crab inside and it pinched her ear.
She never wants to go back! LoL I know this is
completely off topic but I had to tell someone!


Here is my web page :: asociatia umanism (www.asociatiaumanism.ro)

Adsız dedi ki...

Hey I know this is off topic but I was wondering if you
knew of any widgets I could add to my blog that automatically tweet my newest twitter updates.
I've been looking for a plug-in like this for quite some time and was hoping maybe you would have
some experience with something like this. Please let me
know if you run into anything. I truly enjoy reading your
blog and I look forward to your new updates.


Here is my web-site - garden sheds

Calgary Digital Marketing Agency dedi ki...

Your blog is very useful and provide tremendous facts. It is going to change the way one think by a sharp angle.I wonder if you write on gadgets also. Keep up the good work ahead.

Digital marketing company Calgary

«En Eski ‹Eski   201 – 232 / 232   Yeni› En yeni»

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı