70 MEARİC SURESİ

ARAPÇASI OKUNUŞU YAKLAŞIK MEALİ

 rtfSelectedTabRef*59*44*44*070.044*Mearic 1-44**1*90*tumSure*rtfSelectedTabRef
 rtfBulunanSayi*44*rtfBulunanSayi
 rtfSndPly*70.1*
(٧٠-١)
70.1*************سَاَلَ سَائِلٌ بِعَذَابٍ وَاقِعٍ
70.1 - Seele sâilum biazâbiv vâgığ.
S ATEŞ - Bir soran, inecek azâbı sordu:

 rtfSndPly*70.2*

(٧٠-٢)
70.2*************لِلْكَافِرٖينَ لَيْسَ لَهُ دَافِعٌ

70.2 - Lil kâfirîne leyse lehû dâfiğ.

70.2 - Kâfirler için, ki onu savacak yoktur,

 rtfSndPly*70.3*
(٧٠-٣)
70.3*************مِنَ اللّٰهِ ذِى الْمَعَارِجِ

70.3 - Minallâhi zil meâric.

70.3 - Yükselme derecelerinin sâhibi Allah'tan.

 rtfSndPly*70.4*
(٧٠-٤)
70.4*************تَعْرُجُ الْمَلٰئِكَةُ وَالرُّوحُ اِلَيْهِ فٖى يَوْمٍ كَانَ مِقْدَارُهُ خَمْسٖينَ اَلْفَ سَنَةٍ

70.4 - Tağrucul melâiketu ver rûhu ileyhi fî yevmin kâne mıgdâruhû hamsîne elfe seneh.

70.4 - Melekler ve Rûh, miktarı elli bin yıl süren bir gün içinde O'na çıkar.

 rtfSndPly*70.5*
(٧٠-٥)
70.5*************فَاصْبِرْ صَبْرًا جَمٖيلًا

70.5 - Fasbir sabran cemîlâ.

70.5 - Şimdi sen güzelce sabret.

 rtfSndPly*70.6*
(٧٠-٦)
70.6*************اِنَّهُمْ يَرَوْنَهُ بَعٖيدًا

70.6 - İnnehum yeravnehû beîdâ.

70.6 - Onlar onu uzak görüyor(lar).

 rtfSndPly*70.7*
(٧٠-٧)
70.7*************وَنَرٰیهُ قَرٖيبًا

70.7 - Ve nerâhu garîbâ.

70.7 - Biz ise onu yakın görüyoruz.

 rtfSndPly*70.8*
(٧٠-٨)
70.8*************يَوْمَ تَكُونُ السَّمَاءُ كَالْمُهْلِ

70.8 - Yevme tekûnus semâu kel muhl.

70.8 - O gün gök, erimiş maden gibi olur.

 rtfSndPly*70.9*
(٧٠-٩)
70.9*************وَتَكُونُ الْجِبَالُ كَالْعِهْنِ

70.9 - Ve tekûnul cibâlu kel ıhn.

70.9 - Dağlar, renkli yün gibi olur.

 rtfSndPly*70.10*
(٧٠-١٠)
70.10*************وَلَا يَسْپَلُ حَمٖيمٌ حَمٖيمًا

70.10 - Ve lâ yes'elu hamîmun hamîmâ.

70.10 - Dost dostun halini sormaz.

 rtfSndPly*70.11*
(٧٠-١١)
70.11*************يُبَصَّرُونَهُمْ يَوَدُّ الْمُجْرِمُ لَوْ يَفْتَدٖى مِنْ عَذَابِ يَوْمِئِذٍ بِبَنٖيهِ

70.11 - Yubassarû nehum, yeveddul mucrimu lev yeftedî min azâbi yevmiizim bibenîh.

70.11 - Birbirlerine gösterilirler (fakat herkes kendi derdine düştüğünden, başkasıyle ilgilenemez). Suçlu ister ki o günün azâbından (kurtulmak için) fidye versin: Oğullarını,

 rtfSndPly*70.12*
(٧٠-١٢)
70.12*************وَصَاحِبَتِهٖ وَاَخٖيهِ

70.12 - Ve sâhıbetihî ve ehîh.

70.12 - Eşini ve kardeşini,

 rtfSndPly*70.13*
(٧٠-١٣)
70.13*************وَفَصٖيلَتِهِ الَّتٖى تُپْوٖيهِ

70.13 - Ve fasîletihilletî tué'vîh.

70.13 - Kendisini barındıran, içinde yetiştiği tüm âilesini,

 rtfSndPly*70.14*
(٧٠-١٤)
70.14*************وَمَنْ فِى الْاَرْضِ جَمٖيعًا ثُمَّ يُنْجٖيهِ

70.14 - Ve men fil ardı cemîan summe yuncîh.

70.14 - Ve yeryüzünde bulunanların hepsini (versin) de tek kendisini kurtarsın.

 rtfSndPly*70.15*
(٧٠-١٥)
70.15*************كَلَّا اِنَّهَا لَظٰى

70.15 - Kellâ, innehâ lezâ.

70.15 - Hayır! O (ateş), alevlenen bir ateştir.

 rtfSndPly*70.16*
(٧٠-١٦)
70.16*************نَزَّاعَةً لِلشَّوٰى

70.16 - Nezzâatel lişşevâ.

70.16 - Derileri kavurur, soyar.

 rtfSndPly*70.17*
(٧٠-١٧)
70.17*************تَدْعُو مَنْ اَدْبَرَ وَتَوَلّٰى

70.17 - Ted'û men edbera ve tevellâ.

70.17 - (Kendine) Çağırır; sırtını dönüp gideni,

 rtfSndPly*70.18*
(٧٠-١٨)
70.18*************وَجَمَعَ فَاَوْعٰى

70.18 - Ve cemea feev'â.

70.18 - (Mal) Toplayıp kasada yığanı!

 rtfSndPly*70.19*
(٧٠-١٩)
70.19*************اِنَّ الْاِنْسَانَ خُلِقَ هَلُوعًا

70.19 - İnnel insâne huliga helûâ.

70.19 - Doğrusu insan hırslı (ve huysuz) yaratılmıştır.

 rtfSndPly*70.20*
(٧٠-٢٠)
70.20*************اِذَا مَسَّهُ الشَّرُّ جَزُوعًا

70.20 - İzâ messehuş şerru cezûâ.

70.20 - Kendisine kötülük dokundu mu sızlanır,

 rtfSndPly*70.21*
(٧٠-٢١)
70.21*************وَاِذَا مَسَّهُ الْخَيْرُ مَنُوعًا

70.21 - Ve izâ messehul hayru menûâ.

70.21 - Kendisine hayır dokundu mu yardım etmez (sıkı sıkı tutar).

 rtfSndPly*70.22*
(٧٠-٢٢)
70.22*************اِلَّا الْمُصَلّٖينَ

70.22 - İllel musallîn.

70.22 - Ancak namaz kılanlar bunun dışındadır.

 rtfSndPly*70.23*
(٧٠-٢٣)
70.23*************اَلَّذٖينَ هُمْ عَلٰى صَلَاتِهِمْ دَائِمُونَ

70.23 - Ellezînehum alâ salâtihim dâimûn.

70.23 - Onlar ki: Namazlarını sürekli kılarlar (aksatmazlar).

 rtfSndPly*70.24*
(٧٠-٢٤)
70.24*************وَالَّذٖينَ فٖى اَمْوَالِهِمْ حَقٌّ مَعْلُومٌ

70.24 - Vellezîne fî emvâlihim haggum mağlûm.

70.24 - Onların mallarında belli bir hisse vardır:

 rtfSndPly*70.25*
(٧٠-٢٥)
70.25*************لِلسَّائِلِ وَالْمَحْرُومِ

70.25 - Lis sâili vel mahrûm.

70.25 - Sâile ve mahruma (isteyene ve utancından dolayı istemeyip mahrum kalana).

 rtfSndPly*70.26*
(٧٠-٢٦)
70.26*************وَالَّذٖينَ يُصَدِّقُونَ بِيَوْمِ الدّٖينِ

70.26 - Vellezîne yusaddigûne biyevmid dîn.

70.26 - Cezâ gününü tasdik ederler,

 rtfSndPly*70.27*
(٧٠-٢٧)
70.27*************وَالَّذٖينَ هُمْ مِنْ عَذَابِ رَبِّهِمْ مُشْفِقُونَ

70.27 - Vellezîne hum min azâbi rabbihim muşfigûn.

70.27 - Rablerinin azâbından korkarlar.

 rtfSndPly*70.28*
(٧٠-٢٨)
70.28*************اِنَّ عَذَابَ رَبِّهِمْ غَيْرُ مَاْمُونٍ

70.28 - İnne azâbe rabbihim ğayru meé'mûn.

70.28 - Çünkü Rablerinin azâbına güven olmaz.

 rtfSndPly*70.29*
(٧٠-٢٩)
70.29*************وَالَّذٖينَ هُمْ لِفُرُوجِهِمْ حَافِظُونَ

70.29 - Vellezîne hum lifurûcihim hâfizûn.

70.29 - Irzlarını korurlar.

 rtfSndPly*70.30*
(٧٠-٣٠)
70.30*************اِلَّا عَلٰى اَزْوَاجِهِمْ اَوْ مَا مَلَكَتْ اَيْمَانُهُمْ فَاِنَّهُمْ غَيْرُ مَلُومٖينَ

70.30 - İllâ alâ ezvâcihim ev mâ meleket eymânuhum feinnehum ğayru melûmîn.

70.30 - Yalnız eşlerine ya da ellerinin altında bulunan (câriyelerin)e karşı (korumazlar. Bundan ötürü de) onlar kınanmazlar.

 rtfSndPly*70.31*
(٧٠-٣١)
70.31*************فَمَنِ ابْتَغٰى وَرَاءَ ذٰلِكَ فَاُولٰئِكَ هُمُ الْعَادُونَ

70.31 - Femenibteğâ verâe zâlike feulâike humul âdûn.

70.31 - Ama kim bundan ötesini ararsa, onlar (sınırı) aşanlardır.

 rtfSndPly*70.32*
(٧٠-٣٢)
70.32*************وَالَّذٖينَ هُمْ لِاَمَانَاتِهِمْ وَعَهْدِهِمْ رَاعُونَ

70.32 - Vellezîne hum liemânâtihim ve ahdihim raûn.

70.32 - Emânetlerini ve ahidlerini gözetirler.

 rtfSndPly*70.33*
(٧٠-٣٣)
70.33*************وَالَّذٖينَ هُمْ بِشَهَادَاتِهِمْ قَائِمُونَ

70.33 - Vellezîne hum bişehâdâtihim gâimûn.

70.33 - Şâhidliklerini yaparlar.

 rtfSndPly*70.34*
(٧٠-٣٤)
70.34*************وَالَّذٖينَ هُمْ عَلٰى صَلَاتِهِمْ يُحَافِظُونَ

70.34 - Vellezîne hum alâ salâtihim yuhâfizûn.

70.34 - Namazlarını korurlar.

 rtfSndPly*70.35*
(٧٠-٣٥)
70.35*************اُولٰئِكَ فٖى جَنَّاتٍ مُكْرَمُونَ

70.35 - Ulâike fî cennâtim mukramûn.

70.35 - İşte onlar cennetlerde ağırlanırlar.

 rtfSndPly*70.36*
(٧٠-٣٦)
70.36*************فَمَالِ الَّذٖينَ كَفَرُوا قِبَلَكَ مُهْطِعٖينَ

70.36 - Femâlillezîne keferû gıbeleke muhtıîn.

70.36 - Nânkörlere ne oluyur ki sana doğru koşuyorlar?

 rtfSndPly*70.37*
(٧٠-٣٧)
70.37*************عَنِ الْيَمٖينِ وَعَنِ الشِّمَالِ عِزٖينَ

70.37 - Anil yemîni ve aniş şimâli ızîn.

70.37 - Sağdan, soldan, ayrı ayrı gruplar halinde (gelip etrafını sarıyorlar)?

 rtfSndPly*70.38*
(٧٠-٣٨)
70.38*************اَيَطْمَعُ كُلُّ امْرِئٍ مِنْهُمْ اَنْ يُدْخَلَ جَنَّةَ نَعٖيمٍ

70.38 - Eyatmau kullumriim minhum en yudhale cennete neîm.

70.38 - Onlardan her biri, ni'met cennetine sokulacağını mı umuyor?

 rtfSndPly*70.39*
(٧٠-٣٩)
70.39*************كَلَّا اِنَّا خَلَقْنَاهُمْ مِمَّا يَعْلَمُونَ

70.39 - Kellâ, innâ halagnâhum mimmâ yağlemûn.

70.39 - Hayır! Öyle şey yok! Biz onları bildikleri şeyden yarattık.

 rtfSndPly*70.40*
(٧٠-٤٠)
70.40*************فَلَا اُقْسِمُ بِرَبِّ الْمَشَارِقِ وَالْمَغَارِبِ اِنَّا لَقَادِرُونَ

70.40 - Felâ ugsimu birabbil meşârigı vel meğâribi innâ legâdirûn.

70.40 - Yoo, doğuların ve bâtıların Rabbine yemin ederim ki bizim gücümüz yeter:

 rtfSndPly*70.41*
(٧٠-٤١)
70.41*************عَلٰى اَنْ نُبَدِّلَ خَيْرًا مِنْهُمْ وَمَا نَحْنُ بِمَسْبُوقٖينَ

70.41 - Alâ en nubeddile hayram minhum ve mâ nahnu bimesbûgîn.

70.41 - Onları, kendilerinden daha hayırlı olanlarla değiştirmeğe. Bizim önümüze geçilmez (bize engel olunamaz).

 rtfSndPly*70.42*
(٧٠-٤٢)
70.42*************فَذَرْهُمْ يَخُوضُوا وَيَلْعَبُوا حَتّٰى يُلَاقُوا يَوْمَهُمُ الَّذٖى يُوعَدُونَ

70.42 - Fezerhum yehûdû ve yel'abû hattâ yulâgû yevmehumullezi yûadûn.

70.42 - Bırak onları kendilerine va'dedilen günlerine kavuşuncaya kadar dalsın, oynasınlar.

 rtfSndPly*70.43*
(٧٠-٤٣)
70.43*************يَوْمَ يَخْرُجُونَ مِنَ الْاَجْدَاثِ سِرَاعًا كَاَنَّهُمْ اِلٰى نُصُبٍ يُوفِضُونَ

70.43 - Yevme yahrucûne minel ecdâsi sirâan keennehum ilâ nusubiy yûfidûn.

70.43 - O gün kabirlerden hızlı hızlı çıkarlar. Onlar dikilen (putlara yahut hedef)lere doğru koşar gibi (koşarlar).

 rtfSndPly*70.44*
(٧٠-٤٤)
70.44*************خَاشِعَةً اَبْصَارُهُمْ تَرْهَقُهُمْ ذِلَّةٌ ذٰلِكَ الْيَوْمُ الَّذٖى كَانُوا يُوعَدُونَ

70.44 - Hâşiaten ebsaruhum terheguhum zilleh, zâlikel yevmullezi kânû yûadûn.

70.44 - Gözleri düşük, yüzlerini alçaklık bürümüş bir durumda. İşte onlara va'dedilen gün, bugündür.