61 SAFF SURESİ

 rtfSelectedTabRef*48*14*14*061.014*Saf 1-14**1*90*tumSure*rtfSelectedTabRef
 rtfBulunanSayi*14*rtfBulunanSayi
 rtfSndPly*61.1*
(٦١-١)
61.1*************سَبَّحَ لِلّٰهِ مَا فِى السَّمٰوَاتِ وَمَا فِى الْاَرْضِ وَهُوَ الْعَزٖيزُ الْحَكٖيمُ
61.1 - Sebbeha lillâhi mâ fis semâvâti ve mâ fil ard, ve huvel azîzul hakîm.
S ATEŞ - Göklerde ve yerde bulunanların hepsi Allâh'ı tesbih etmiştir. O üstündür, hüküm ve hikmet sâhibidir.

 rtfSndPly*61.2*
(٦١-٢)
61.2*************يَا اَيُّهَا الَّذٖينَ اَمَنُوا لِمَ تَقُولُونَ مَا لَا تَفْعَلُونَ

61.2 - Yâ eyyuhellezîne âmenû lime tegûlûne mâ lâ tef'alûn.

61.2 - Ey inananlar niçin yapmayacağınız şeyi söylüyorsunuz?

 rtfSndPly*61.3*
(٦١-٣)
61.3*************كَبُرَ مَقْتًا عِنْدَ اللّٰهِ اَنْ تَقُولُوا مَا لَا تَفْعَلُونَ

61.3 - Kebura magten ındallâhi en tegûlû mâ lâ tef'alûn.

61.3 - Yapmayacağınız şeyi söylemek, Allâh katında en sevilmeyen bir şeydir.

 rtfSndPly*61.4*
(٦١-٤)
61.4*************اِنَّ اللّٰهَ يُحِبُّ الَّذٖينَ يُقَاتِلُونَ فٖى سَبٖيلِهٖ صَفًّا كَاَنَّهُمْ بُنْيَانٌ مَرْصُوصٌ

61.4 - İnnallâhe yuhıbbullezîne yugâtilûne fî sebîlihî saffen keennehum bunyânum mersûs.

61.4 - Allâh, kendi yolunda kenetlenmiş binâlar gibi saf bağlayarak çarpışanları sever.

 rtfSndPly*61.5*
(٦١-٥)
61.5*************وَاِذْ قَالَ مُوسٰى لِقَوْمِهٖ يَا قَوْمِ لِمَ تُؤْذُونَنٖى وَقَدْ تَعْلَمُونَ اَنّٖى رَسُولُ اللّٰهِ اِلَيْكُمْ فَلَمَّا زَاغُوا اَزَاغَ اللّٰهُ قُلُوبَهُمْ وَاللّٰهُ لَا يَهْدِى الْقَوْمَ الْفَاسِقٖينَ

61.5 - Ve iz gâle mûsâ ligavmihî yâ gavmi lime tué'zûnenî ve gad tağlemûne ennî rasûlullâhi ileykum, felemmâ zâğû ezâğallâhu gulûbehum, vallâhu lâ yehdil gavmel fâsigîn.

61.5 - Bir zaman Mûsâ, kavmine: "Ey kavmim, benim, Allâh'ın size gönderdiği elçisi olduğumu bildiğiniz halde niçin beni incitiyorsunuz?" demişti. Onlar eğrilince Allâh da kalblerini eğriltti. Allâh, yoldan çıkanları doğru yola iletmez.

 rtfSndPly*61.6*
(٦١-٦)
61.6*************وَاِذْ قَالَ عٖيسَى ابْنُ مَرْيَمَ يَا بَنٖى اِسْرَایٖٔلَ اِنّٖى رَسُولُ اللّٰهِ اِلَيْكُمْ مُصَدِّقًا لِمَا بَيْنَ يَدَیَّ مِنَ التَّوْرٰيةِ وَمُبَشِّرًا بِرَسُولٍ يَاْتٖى مِنْ بَعْدِى اسْمُهُ اَحْمَدُ فَلَمَّا جَاءَهُمْ بِالْبَيِّنَاتِ قَالُوا هٰذَا سِحْرٌ مُبٖينٌ

61.6 - Ve iz gâle îsebnu meryeme yâ benî isrâîle innî rasûlullâhi ileykum musaddigal limâ beyne yedeyye minet tevrâti ve mubeşşiram birasûliy yeé'tî mim bağdismuhû ahmed, felemmâ câehum bil beyyinâti gâlû hâzâ sıhrum mubîn.

61.6 - Meryem oğlu Îsâ da: "Ey İsrâil oğulları, ben size Allâh'ın elçisiyim, benden önce gelen Tevrât'ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek, Ahmed adında bir elçiyi müjdeleyici olarak gönderildim" demişti. Fakat (Îsâ'nın müjdelediği elçi) onlara apaçık deliller getirince: "Bu, apaçık bir büyüdür" dediler.

 rtfSndPly*61.7*
(٦١-٧)
61.7*************وَمَنْ اَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرٰى عَلَى اللّٰهِ الْكَذِبَ وَهُوَ يُدْعٰى اِلَى الْاِسْلَامِ وَاللّٰهُ لَا يَهْدِى الْقَوْمَ الظَّالِمٖينَ

61.7 - Ve men azlemu mimmenifterâ alallâhil kezibe ve huve yud'â  ilel islâm, vallâhu lâ yehdil gavmez zâlimîn.

61.7 - İslâma çağırıldığı halde, Allâh'ın üstüne yalan atandan daha zâlim kim olabilir? Allâh zâlimler topluluğunu doğru yola iletmez.

 rtfSndPly*61.8*
(٦١-٨)
61.8*************يُرٖيدُونَ لِيُطْفِؤُا نُورَ اللّٰهِ بِاَفْوَاهِهِمْ وَاللّٰهُ مُتِمُّ نُورِهٖ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ

61.8 - Yurîdûne liyutfiû nûrallâhi biefvâhihim vallâhu mutimmu nûrihî velev kerihel kâfirûn.

61.8 - Ağızlarıyle Allâh'ın nurunu söndürmek istiyorlar. Oysa kâfirler hoşlanmasa da Allâh, nurunu tamamlayacaktır.

 rtfSndPly*61.9*
(٦١-٩)
61.9*************هُوَ الَّذٖى اَرْسَلَ رَسُولَهُ بِالْهُدٰى وَدٖينِ الْحَقِّ لِيُظْهِرَهُ عَلَى الدّٖينِ كُلِّهٖ وَلَوْ كَرِهَ الْمُشْرِكُونَ

61.9 - Huvellezî ersele rasûlehû bilhudâ ve dînilhaggı liyuzhirahû aleddîni kullihî velev kerihel muşrikûn.

61.9 - O, Elçisini, hidâyet ve hak din ile gönderdi ki müşrikler hoşlanmasa da onu, bütün dinlere üstün getirsin.

 rtfSndPly*61.10*
(٦١-١٠)
61.10*************يَا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا هَلْ اَدُلُّكُمْ عَلٰى تِجَارَةٍ تُنْجٖيكُمْ مِنْ عَذَابٍ اَلٖيمٍ

61.10 - Yâ eyyuhellezîne âmenû hel edullukum alâ ticâratin tuncîkum min azâbin elîm.

61.10 - Ey inananlar, size, sizi acı azâbdan kurtaracak bir ticaret göstereyim mi?

 rtfSndPly*61.11*
(٦١-١١)
61.11*************تُؤْمِنُونَ بِاللّٰهِ وَرَسُولِهٖ وَتُجَاهِدُونَ فٖى سَبٖيلِ اللّٰهِ بِاَمْوَالِكُمْ وَاَنْفُسِكُمْ ذٰلِكُمْ خَيْرٌ لَكُمْ اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ

61.11 - Tué'minûne billâhi ve rasûlihî ve tucâhidûne fî sebîlillâhi biemvâlikum ve enfusikum, zâlikum hayrul lekum in kuntum tağlemûn.

61.11 - Allah'a ve Elçisine inanırsınız, Allah yolunda mallarınızla ve canlarınızla cihâd edersiniz. İşte bilirseniz, sizin için en iyisi budur.

 rtfSndPly*61.12*
(٦١-١٢)
61.12*************يَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْ وَيُدْخِلْكُمْ جَنَّاتٍ تَجْرٖى مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُ وَمَسَاكِنَ طَيِّبَةً فٖى جَنَّاتِ عَدْنٍ ذٰلِكَ الْفَوْزُ الْعَظٖيمُ

61.12 - Yağfir lekum zunûbekum ve yudhılkum cennâtin tecrî min tahtihel enhâru ve mesâkine tayyibeten fî cennâti adn, zâlikel fevzul azîm.

61.12 - (Böyle yapınız ki Allâh) sizin günâhlarınızı bağışlasın ve sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere ve durulmağa değer bahçeler içinde güzel konutlara koysun. İşte büyük başarı budur.

 rtfSndPly*61.13*
(٦١-١٣)
61.13*************وَاُخْرٰى تُحِبُّونَهَا نَصْرٌ مِنَ اللّٰهِ وَفَتْحٌ قَرٖيبٌ وَبَشِّرِ الْمُؤْمِنٖينَ

61.13 - Ve uhrâ tuhıbbûnehâ, nasrum minallâhi ve fethun garib, ve beşşiril mué'minîn.

61.13 - Seveceğiniz bir şey daha var: Allah'tan bir zafer ve yakın bir fetih... Mü'minleri müjdele.

 rtfSndPly*61.14*
(٦١-١٤)
61.14*************يَا اَيُّهَا الَّذٖينَ اَمَنُوا كُونُوا اَنْصَارَ اللّٰهِ كَمَا قَالَ عٖيسَى ابْنُ مَرْيَمَ لِلْحَوَارِيّٖنَ مَنْ اَنْصَارٖى اِلَى اللّٰهِ قَالَ الْحَوَارِيُّونَ نَحْنُ اَنْصَارُ اللّٰهِ فَاٰمَنَتْ طَائِفَةٌ مِنْ بَنٖى اِسْرَایٖٔلَ وَكَفَرَتْ طَائِفَةٌ فَاَيَّدْنَا الَّذٖينَ اَمَنُوا عَلٰى عَدُوِّهِمْ فَاَصْبَحُوا ظَاهِرٖينَ

61.14 - Yâ eyyuhellezîne âmenû kûnû ensârallâhi kemâ gâle îsebnu meryeme lilhavâriyyîne men ensârî ilallâh, gâlel havâriyyûne nahnu ensârullâhi feâmenet tâifetum mim benî isrâîle ve keferat tâifeh, feeyyednellezîne âmenû alâ aduvvihim feasbehû zâhirîn.

61.14 - Ey inananlar, Allâh'ın yardımcıları olun! Nitekim Meryem oğlu Îsâ da havârilere: "Allâh yolunda benim yardımcılarım kimdir?" demişti. Havâriler: "Allâh (yolun)un yardımcıları biziz" dediler. İsrâil oğullarından bir zümre inandı, bir zümre inkâr etti. Biz de inananları, düşmanlarına karşı destekledik, onlar üstün geldiler.