1 Mart 2013 Cuma

VERME/İNFAK VE İHTİYAÇ SAHİPLERİ

İNFAK VE İHTİYAÇ SAHİPLERİ

GİRİŞ
İnsan; içlerinden seçilen Peygamberler ve gönderilen kitaplarlarla uyarılarak, gerekli akıl, düşünme vb kabiliyetlerle en mükemmel yaratılıp bu Sarayda, belirlenmiş bir sure, nasıl bir insan olduğu, ne ölçüde erdemleşebildiği, ahseni takvim olduğu veya esfeli safiline düşebildiği, Rabbine ne kadar güvendiği/imanettiği, kulluk yaptığı, ahsenu amelden yana olduğu kendisine de gösterilmek üzere değişik şartlarda, olaylarda, mekan ve imkanlarda, icsel ve dışşal, ins ve cin/ görünür görünmez şeytan/ayartılarla BELA ve FİTNE ile imtihan edilerek misafir edilmekte ve suresi dolanlar da ahir yaşam tarafına alınmaktadır.
Bu hakikatler ile insanın nasıl yaşaması gerektiği ilke ve ölçüleri, gönderilen kitaplarda hiçbir şey noksan bırakılmadan, anlasınlar diye kolaylaştırılıp, her türlü misalle, döndürüp döndürüp apaçık beyan edilmiş; uyarılarla, dünya ve ahiretteki azapla, karşılıklarla, ceza ve mükafatla, cennet ve cehennemle desteklenmiştir.
İnsanın yaşam sürecinde önemli bir ayıraç ve imtihan vesilesi olan genel anlamıyla İnfak ve İhtiyaç Sahipleri konusunun gereğince değerlendirilmesi açısından, dünya hayatının, mülkün, insanın, insana sunulanların, ihtiyaç sahiplerinin, verme eylemlerinin vb konuların öncelikle bir bütünlük içerisinde ikra yapılması yani Kuranın okunup, anlayıp, düşünüp, ibretler çıkarılıp, yaşanılması ve anlatılması hususunun gerektiği düşünülmektedir. Bu nedenle, konuyla ilgili ayetler ve açıklamalar aşağıdaki bölümlerde düşünenlere sunulmuştur.

I-DÜNYA HAYATI Dünya, "dunuvve" veya "dinâet'den "ednâ" ismi tafdilinin müennesi olup en yakın yahut "pek alçak" manasına bir sıfattır. Şu halde "hayât-ı dünyâ", "dünya hayatı" değil, dünya demlen ha­yat, yani aşağılık ve alçak hayat anlamındadır. Veya "en yakın, içinde bulunulan hayat" demek­tir(Elmalılı-MYSoyalan).
·               57/20  İ'lemu ennemelhayatud dünya le'ibuv ve lehvuv ve zînetuv ve tefahurum beynekum ve tekasurun fil'emvali vel'evlad, kemeseli ğaysin a'cebel kuffare nebatuhu summe yehicu feterahu musfarran summe yekunu hutama, ve fil'ahireti 'azabun şediduv ve mağfiretum minallahi ve ridvan, ve mel hayatud dunya illa meta'ul ğurûr.
S. Ateş    Bilin ki dünyâ hayâtı bir oyun, eğlence, süs, kendi aranızda övünme mal ve evlâd çoğaltma yarışıdır. Tıpkı bir yağmura benzer ki; bitirdiği ot, ekincilerin hoşuna gider, sonra kurur, onu sapsarı görürsün, sonra çerçöp olur. Âhirette ise çetin bir azâb; Allah'tan mağfiret ve rızâ vardır. Dünyâ hayâtı aldatıcı bir zevkten başka bir şey değildir.
·               18/46 Mal ve oğullar dünyâ hayâtının süsüdür. Kalıcı olan güzel işler ise Rabbinin katında sevâpça da daha hayırlıdır, umutça da daha hayırlıdır
·               3/14Kadınlardan, oğullardan, kantarlarca yığılmış altın ve gümüşten, salma atlardan, davarlardan ve ekinlerden gelen zevklere aşırı düşkünlük, insanlara süslü (câzip) gösterildi. Bunlar, sadece dünyâ hayâtının geçimidir. Asıl varılacak güzel yer, Allâh'ın yanındadır.
·               29/64 Bu dünyâ hayâtı eğlence ve oyundan başka bir şey değildir. Âhiret yurdu, işte asıl hayât odur (asıl yaşanacak yer orasıdır), keşke bilselerdi!
·               47/36 Dünyâ hayâtı, bir oyun ve eğlenceden ibarettir. Eğer inanır, (günâhlardan) korunursanız (Allâh) size mükâfâtlarınızı verir ve sizden (bütün) mallarınızı istemez.
·               6/32 Dünyâ hayâtı sadece bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Korunanlar için elbette âhiret yurdu daha iyidir. Düşünmüyor musunuz?
·               42/36 Size verilen şeyler, dünyâ hayâtının geçimidir. İnanıp Rablerine dayananlar için Allâh'ın yanında bulunan ödül ise daha hayırlı ve daha kalıcıdır
·               40/39 Ey kavmim, bu dünyâ hayâtı bir geçinmedir. Âhiret ise ebedi olarak durulacak yerdir
·               8/67 Siz, geçici dünyâ malını istiyorsunuz, Allâh ise (sizin için) âhireti istiyor. Allâh dâimâ üstün, hüküm ve hikmet sâhibidir.
·               20/131 Onlardan bazı zümrelere kendilerini denemek için verdiğimiz dünyâ hayâtının süsüne gözlerini dikme. Rabbinin rızkı daha hayırlı ve daha süreklidir.
·               13/26 Allâh, dilediğine rızkı açar da, kısar da. Dünyâ hayâtıyle sevindiler. Oysa âhiretin yanında dünyâ hayâtı, bir geçimden ibârettir.
·               43/32 Rabbinin rahmetini onlar mı bölüştürüyorlar? Dünyâ hayâtında onların geçimliklerini aralarında biz taksim ettik ve onlardan kimini ötekine derecelerle üstün kıldık ki biri, diğerine iş gördürebilsin. Rabbinin rahmeti, onların toplayıp yığdıklarından daha hayırlıdır.
·               42/20 Kim âhiret ekinini istiyorsa onun ekinini artırırız; kim dünyâ ekinini istiyorsa ona da dünyâdan bir şey veririz. Fakat onun âhirette bir nasibi olmaz.
·               9/69 (Siz de), sizden öncekiler gibi (yaptınız). Onlar kuvvetçe sizden daha yaman, mal ve evlâdça sizden daha çok idiler. Onlar, (dünyâ malından) kendi paylarına düşenle zevklerine baktılar, sizden öncekilerin, (dünyâdan) kendi paylarına düşenle zevklerine baktıkları gibi, siz de kendi payınıza düşenle zevkinize baktınız ve (bâtıla) dalanlar gibi siz de(bâtıla) daldınız. Onlar, eylemleri, dünyâ ve âhirette boşa gitmiş kimselerdir ve ziyana uğrayanlar da onlardır
·               6/70 Bırak o dinlerini oyun, eğlence yerine koyan ve dünyâ hayâtının aldattığı kimseleri de, sen o (Kur'ân) ile (şunu) hatırlat ki, bir kişi, yaptığı işin eline teslim edilmeye görsün, (yoksa) Allah'tan başka onun ne bir dostu, ne de bir yardımcısı olmaz. (Amelinin elinden kurtulmak için) her türlü fidyeyi verse de ondan kabul edilmez. İşte onlar, kazandıklarının eline teslim edilmişlerdir. Onlar için kaynar sudan bir içki ve inkârlarından dolayı da acı bir azâb vardır!
·               7/51 Onlar ki dinlerini bir eğlence ve oyun yerine koydular ve dünyâ hayâtı, kendilerini aldattı. Onlar, bu günleriyle karşılaşacaklarını nasıl unuttular ve âyetlerimizi bile bile nasıl inkâr ediyor idilerse, biz de bugün onları öyle unuturuz!.
·               6/91 Bırak onları, daldıkları bataklıkta oynayadursunlar.
·               70/42 Bırak onları kendilerine va'dedilen günlerine kavuşuncaya kadar dalsın, oynasınlar.
·               9/55 Onların ne malları, ne de evlâdları seni imrendirmesin. Allâh bunlarla onlara dünyâ hayâtında azâbetmeyi ve kâfir olarak canlarının çıkmasını istiyor.
·               45/35 Böyledir, çünkü siz Allâh'ın âyetlerini eğlence yaptınız; dünyâ hayâtı sizi aldattı. Artık bugün onlar ne ateşten çıkarılırlar ve ne de kendilerinden Allâh'ı memnun etmeğe çalışmaları istenir
·               10/70   Dünyâda biraz geçinir, sonra bize dönerler. Sonra da biz, inkârlarından dolayı onlara şiddetli azâbı taddırırız.

II-MAL-MÜLK ANLAYIŞI:
Mal kelimesi, ‘meyl’ kelimesinden türemiştir. ‘Meyl’ sözlükte; denge noktasından sağa sola sapmak demektir. Sürekli değişen ve ölümsüz olmayan değerlere bu bakımdan ‘mal’ denilmiştir. “Mal” ve çoğulu “emvâl” kelimeleri, Kur’ân-ı Kerim’de 86 yerde geçer. “M-l-k” ve türevleri ise Kur’ân-ı Kerim’de 206 yerde zikredilir. Bunların 88’i “melek” ve çoğuludur. Diğerleri (118’i) mülk kavramıyla ilgili kelimelerdir. “Mâlik” kelimesi 3 yerde (1/Fâtiha, 4; 3/Âl-i İmrân, 26; 43/Zuhruf, 77), Bunun çoğulu “mâlikûn” 1 yerde (36/Yâsîn, 71), “melîk” kelimesi yine 1 yerde (54/Kamer, 55) geçer.  (A Kalkan)”.
“Mülk, Kur'an'da en çok kullanılan kavramlardan biridir. Mülk, iki anlama gelir: 1) Sahib olma (temellük) ve yönetme (tevvelli), 2) Güç ve iktidar. Kur'an'da kullanılan me-le-ke kökenli kavramlar; mülk, melekût, mâlik, melik ve melîk’tir. Mülk ile milk, meleke kökünün masdarıdır. Mülk, insanlar üstünde tasarrufu, milk ise eşya ve menfaatleri üstündeki tasarrufu anlatır. Mülk, milk'ten daha kapsamlıdır. Mülk'ün sahibi olan Allah, mülk'ün insanlara ait bölümünü de dilediğine, ama hak edişine göre verir(Vecdi Akyüz)”.
 Mübah bir şeyi ele geçirme ve onun üzerinde tek başına söz sahibi olma gücü; tasarrufa konu olan şey üzerinde sırf sahibine ait olmak üzere tasarruf yetki ve iktidarıdır.(Şamil İA)”.
“Mâlik kavramı, me-le-ke'den türemiş olup elde etmek, idaresini ele almak,  yakalamak, ele geçirmek, sahip olmak, hâkim olmak, kontrol etmek, idareci olmak, idare etmek, saltanat sürmek, güç ve otorite uygulamak, hakimiyeti elde etmek, güç sahibi olmak, düşüncesine ve davranışlarına hâkim olmak, duygularına sahip olmak, nefsin insanı meşgul etmesi, insanın kendini kontrol altına alması, itidalini korumak, gözyaşlarını durdurmak manalarına gelmektedir. Mülk olarak kullanılınca, "kanun, hüküm, saltanat, devir, en yüksek otorite güç. krallık, hükümdarlık, mal sahipliği, mülkiyet hakkı" anlamlarını ifade etmektedir. Milk mal, mülk, emlak, köle, servet, zenginlik, para manasına gelmektedir. Melek melek demektir. Meleke, karakter hususiyeti, doğal mizaç, istidat, kabiliyet, temayül, Allah vergisi, ihsan, kuvvet, üstün yetenek, hüner demektir. (Elmalılı-MYSoyalan)”.
Mülk Allahındır. Dünyada, kainatta her ne varsa Allah’ındır. Allah bütün bunları insanlar yararlansınlar kullansınlar diye yarattı.
Allahın yarattığı bu rızıkları toplayıp biriktirenler, başkalarının haklarını vermeyenler, yoksullarla, ihtiyaç sahipleriyle paylaşmayanlar, Allâh yolunda harcamayanlar, kısaca Allah’ın emrine göre davranmayıp dilediğini yapanlar  bu mallarda mülk sahibi gibi davranarak acaba ortak/şerik mi olmaktadır?  Ya buna, bu düzene sessiz kalanlar, bu konuma ortak mı olmaktadır?
Neden siz Allâh yolunda harcamayasınız ki? Göklerin ve yerin mirâsı zaten Allâh'ındır 57/10
Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır9/116  
Servete/mala da düşkündür.89/ 20
Buna karşı şeytan/ayartı da: Fakirlikle korkutur, cimriliği emreder. 2/ 268
Oysa mal ve servet insan için bir imtihandır. 39/49-52
59/7 Tâ ki (o mallar), içinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir şey olmasın..
Nitekim: Sizi hâkim kıldığı, sizin yönetiminize verdiği şeylerden infak edenler için büyük mükâfat vardır.57/ 7
14/7   Ve Rabbiniz size şöyle bildirmişti: "Andolsun şükrederseniz elbette size daha fazla veririm ve eğer nankörlük ederseniz azâbım pek çetindir."
8/25   (Öyle) Bir fitneden sakının ki, aranızdan yalnız haksızlık edenlere erişmekle kalmaz (hepinize erişir). Bilinki Allâh'ın azâbı çetindir.

İNSANIN MALA DÜŞKÜNLÜĞÜ
Nâs" insan kelimesinin çoğuludur, insanlar, halk demektir. Kur'an-ı Kerim'de 240 yerde geçer. "İnsan" ve aynı anlamdaki ins ve ünâs sözcükleri de 88 ayette geçer. İnsan kelimesinin sözlük anlamına gelince; İnsan kelimesinin, kendinden türediği kök olarak iki sözcükden bahsedilir; bunlardan biri üns kelimesidir. Üns, ünsiyet, yakınlık demektir. Bu “yakınlık, yaklaşma duygusu” bir yandan hemcinsleriyle bir arada yaşama durumunda olan insanın başka insanlara karşı yakınlığını, bir yandan da Allah’a bütün varlıkların üstünde olan yakınlığını ifade eder. İnsan kelimesinin, bir de nesy; unutmak  fiilinden geldiği söylenir. Bu durumda insan, unutkan demektir. Kur’an’da insandan (Adem) söz edilirken, “Andolsun, önceden Adem’e ahid verdik de unuttu ve onu azim sahibi bulmadık.” (20/Tâhâ, 115) buyrulur.Kavramlar Ansiklopedisi)”.
·               38/32   Ben, dedi, mal sevgisini /hubbel hayri, Rabbimi anmaktan (ötürü) tercih ettim." Nihâyet bu atlar perde ile gizlendi (koşup dağın arkasına düşmekle gözden kayboldu).
·               100/8  Ve innehu li hubbil hayri le şedîd. Doğrusu o, malı çok sever.
·                3/14 Kadınlardan, oğullardan, kantarlarca yığılmış altın ve gümüşten, salma atlardan, davarlardan ve ekinlerden gelen zevklere aşırı düşkünlük, insanlara süslü (câzip) gösterildi. Bunlar, sadece dünyâ hayâtının geçimidir. Asıl varılacak güzel yer, Allâh'ın yanındadır.
·              89/20 Ve tuhibbunelmale hubben cemma. Malı pek çok seviyorsunuz.
·               104/2   O ki mal yığdı, onu saydı durdu.
·               104/3   Malının, kendisini ebedi yaşatacağını sanıyor.
·               34/37   Ne mallarınız, ne de evlâdlarınız size katımızda bir yakınlık sağlar. Ancak inanıp faydalı iş yapanlar başka. Onlara yaptıklarının kat kat fazlası mükâfât vardır ve onlar saraylarda güven (ve huzûr) içindedirler.
·               102/2   Nihâyet kabirleri ziyaret ettiniz (kabre girinceye kadar mal artırmağa çalıştınız).
·               90/6  (Gösteriş ve övünme için) "Ben birçok mal telef ettim" diyor.
·              74/12   Ona uzun boylu mal verdim.
·               68/14   Mal ve oğullar sâhibi olmuş diye (yolunu şaşırmış).
·               17/100 De ki: "Eğer Rabbimin rahmet hazinelerine siz sâhip olsaydınız, harcamaktan korkarak tutardınız." Gerçekten insan çok cimridir!
·               47/38 İşte sizler, Allâh yolunda harcamağa çağrılıyorsunuz; ama içinizden kimisi cimrilik ediyor. Cimrilik eden, kendi nefsine karşı cimrilik etmiş olur. Allâh zengindir, sizler fakirsiniz. Eğer yüz çevirecek olursanız, Allah, yerinize başka bir toplum getirir de onlar sizin gibi olmazlar.
·              2/195 (Mallarınızı) Allâh yolunda harcayın, kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın, iyilik edin, doğrusu Allâh iyilik edenleri sever.
·              4/39 Onlara ne olurdu sanki Allah'a ve âhiret gününe inansalardı ve Allâh'ın kendilerine verdiği rızıktan Allâh yolunda harcasalardı! Allâh onları biliyordu.
·               2/155   Andolsun, sizi korku, açlık, mallar(ınız)dan canlar(ınız)dan ve ürünler(iniz)den eksiltmek gibi şeylerle deneriz; sabredenleri müjdele.
·               92/11   Çukura düştüğü zaman malı ona hiçbir fayda sağlamaz.
·               111/2 Ne malı, ne de kazandığı onu (Allâh'ın kahrından) kurtaramadı.
·               69/28 "Malım bana hiçbir yarar sağlamadı."
·               34/35  Ve dediler ki: "Biz malca ve evlatça daha çoğuz, biz azâba uğratılacak değiliz."
·               8/28   Bilin ki mallarınız ve çocuklarınız birer fitne(sınav)dır. Allah'a gelince büyük mükâfât, o'nun yanındadır.
·               64/15  Mallarınız ve evlâdlarınız bir fitne (sınav)dır, (Allâh, onlarla sizi imtihan etmektedir). Allâh ise, işte büyük ödül O'nun yanındadır.
·               47/12 Allâh, inanıp iyi işler yapanları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokar. İnkâr edenler ise dünyâda biraz yaşarlar, hayvanların yediği gibi yerler, (sonunda) yerleri ateştir.
·               28/77  "Allâh'ın sana verdiği (bu servet) içinde âhiret yurdunu ara, dünyâdan da nasibini unutma, Allâh sana nasıl iyilik ettiyse sen de öyle iyilik et, yeryüzünde bozgunculuk (etmeyi) isteme, çünkü Allâh bozguncuları sevmez."
·              102/8 Sonra o gün, (size verilen) ni'metten sorulacaksınız.

III-İNSANA SUNULANLAR

Nimet:Kendisi ile lezzetlerinden, tad alınan her türlü nimet anlamına gelir. Hayat, sağlık, bir yudum su dahi buna girer. "Nâime" ise, letafet manası­na "nu'ûmet"ten türemiştir. Nimet ve saadet eseri olan neşe, le­tafet, güzellik, yumuşaklık de­mektir. (Elmalılı-MYSoyalan).
Hayatı güzel ve hoş olmak, müreffeh olmak, yumuşak olmak, dal yeşil ve taze olmak anlamlarındaki “n-a-m” kökünden türeyen sözlükte mal, refah, rahmet, iyi hal, insana lütfedilen şey, iyi durum, iyilik, zenginlik demek olan nimet (çoğulu, ni’am ve en’âm) terim olarak insanın sahip olduğu ve kendisine dünya ve âhirette yararı dokunan maddî ve manevî varlıklar, imkânlar ve ihsanlar anlamında kullanılır. İnsanın eşi, işi, evi, çocukları, itibarı ve makamı, malı ve mülkü, aklı, görme, duyma, okuma, anlama, dileme ve benzeri yetenekleri, aklı, yiyip içtikleri, giyip kullandığı eşyası, sağlığı ve benzeri imkânlar birer nimettir. Nimet kelimesi ve türevleri Kur’-ân’da 122 defa geçmiş ve Allah’ın lütfu, minneti (Mâide, 5/11), din, kitap (Bakara, 2/211), Hz. Muhammed (İbrâhim, 14/82), sevap (Âl-i İmrân, 3/171), nübüvvet (Fâtiha, 1/6), rahmet (Hucurât, 49/8), iyilik, ikram, ihsan (Leyl, 92/19), geçim, hayat, rızık bolluğu (Lokmân, 31/20) ve İslâm (Ahzab, 33/37)... anlamlarında kullanılmıştır. Yeryüzü, gökyüzü, yerde ve göklerde bulunanlar, ay, güneş, yıldızlar, gezegenler, hava, su, toprak, ateş, hayvanlar, bitkiler, ağaçlar, meyveler, sebzeler, madenler, maddî ve manevî nice varlıklar Allah’ın insanlara birer nimetidir. (İK-TDV)
·               14/34 “Allah’ın nimetlerini saymak isteseniz sayamazsınız.
·               2/29 O ki, yeryüzünde ne varsa, hepsini sizin için yarattı
·               31/20 “Görmediniz mi Allah göklerde ve yerde bulunan her şeyi size boyun eğdirdi ve size zâhir ve batın (iç ve dış, görülen ve görülmeyen, bildiğiniz ve bilmediğiniz) nimetlerini bol bol verdi...”
·               16/18 Allah’ın nimetini saymaya kalksanız, onu sayamazsınız. Hakikaten Allah çok bağışlayan, pek esirgeyendir.

Rızık: Ra-ze-ka; faydalanılan şey, bağış, pay, hisse, nasip, şans, haz, gıda, hayır 20/131; “insan için yararlı olan bütün maddî (gıda, mal, çocuk gibi) veya manevî (bilgi, erdem gibi) şeyleri ifade eder(M Esed)”.
“Cenâb-ı Al­lah'ın canlıya zevk ve faydalanma nasip ettiği şey" diye tarif edilir. Şu halde mülk olsun, olma­sın, yenilen, içilen ve başka şekil­lerde kullanılan ve bilfiil faydalanılan mallara uygun olduğu gibi evladı, eşi, gayret ve işi, ilim ve bilgileri de içine alır.(Elmalılı-MYSoyalan)”.
·               11/6Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allah'a âit olmasın. (Allâh) onun durduğu ve emânet bırakıldığı yeri bilir. Bunların hepsi apaçık bir kitaptadır.
·               51/58 Şüphesiz rızık veren, sağlam kuvvet sâhibi olan ancak Allah'tır.
·               30/37 Görmediler mi, Allâh dilediğine rızkı genişletiyor da, daraltıyor da. Şüphesiz inanan bir toplum için bunda ibretler vardır.
·               27/64 Yahut yaratmağa kim başlıyor, sonra onu (kim) iâde ediyor (ölüp ortadan kalkan şeyleri yeniden yaratıyor)? Sizi gökten ve yerden kim rızıklandırıyor? Allâh ile beraber başka bir tanrı mı var? De ki: "Eğer doğru iseniz delilinizi getirin."
·               56/82Kur'ân'dan istifade edeceğiniz yerde) Rızkınızı, yalanlamanızdan ibaret mi kılıyorsunuz (sizin ondan elde ettiğiniz nasib, sadece onu yalanlamanız mıdır)?
·               67/21Yahut Allâh, rızkını tutacak olursa size rızık verecek kimdir? Doğrusu onlar, azgınlık ve nefret içinde direnmektedirler.
·               16/73Allah'tan başka, göklerden ve yerden kendileri için hiçbir rızık veremeyecek ve bunu asla yapamayacak olan şeylere mi tapıyorlar?

Hayır:Hı-y-R; hayır, faydalı şey, hayırlı olan, mal, tercih, seçmek, beğenmek, Kuran.
Kur'ân'ın bir çok ayetinde "mal" özellikle de "çok mal, servet" anlamında kullanılmaktadır. Mala, hayr den­mesinin sebebi, insanın mala olan ihtiyacından, onda dünya menfeati bulunmasından dolayıdır. Ay­rıca insanların büyük çoğunluğu­nun malı, kendileri için hayır olarak görmeleri de kelimenin bu anlamda kullanılmasında etkili ol­muş olabilir.Ancak Kur'ân'da mal tutku­su, mala düşkünlük, Beyyine ve başka bir çok sûrede sürekli ola­rak tenkid edilmiş, insanların bu davranışlarından vazgeçmeleri is­tenmiştir(Elmalılı-MYSoyalan).
·               100/8  وَاِنَّهُ لِحُبِّ الْخَيْرِ لَشَدٖيدٌ Ve innehu li hubbil hayri le şedîd. Doğrusu o, malı/hayrı çok sever.
·               2/272 Onları yola iletmek sana düşmez, dilediğini doğru yola ileten Allah'tır. Verdiğiniz her hayır, kendiniz içindir. Çünkü yalnız Allâh'ın rızâsını kazanmak için veriyorsunuz. Verdiğiniz her hayır, size tastamam verilir ve hiç hakkınız yenmez.
·               2/273 …Yaptığınız her hayrı Allâh bilir.
Can/Nefs         :
·              9/111 Allâh, mü'minlerden canlarını ve mallarını cennet kendilerinin olmak üzere satın almıştır. Allâh yolunda savaşırlar, öldürürler ve öldürülürler. Bu, Allâh'ın, Tevrât'ta, İncil'de ve Kur'ân'da üstlendiği gerçek bir sözdür! Kim Allah'tan daha çok sözünde durabilir? O halde O'nunla yaptığınız bu alışverişinizden ötürü sevinin. Gerçekten bu, büyük başarıdır.
Diğerleri:
·                57/7   Allah'a ve Elçisine inanın ve (O'nun) sizi hâkim kıldığı, sizin yönetiminize verdiği şeylerden (Allâh için) harcayın. Sizden, inanan ve (hak rızâsına) harcayanlar için büyük mükâfât vardır.
·                7/169   Onların ardından, yerlerine geçip Kitaba vâris olan birtakım insanlar geldi ki, onlar, şu alçak(dünyân)ın menfaatini alıyorlar: "Biz nasıl olsa bağışlanacağız!" diyorlar. Kendilerine, ona benzer bir menfaat daha gelse onu da alırlar. Peki "Allâh hakkında, gerçekten başkasını, söylememeleri hususunda kendilerinden Kitap misâkı alınmamış mıydı? Ve onun içindekini okuyup öğrenmediler mi? Âhiret yurdu, korunanlar için daha hayırlıdır. Düşünmüyor musunuz?

IV-VERMENİN AMACI
Mülk Allah’ındır ve size verilenler imtihan içindir ilkesi uyarınca, mal ve mülkün, Allah yolunda ve Onun emrine uygun harcanması esastır.“Mü'minler; Karun gibi toplayıcı değil; Harun gibi dağıtıcıdırlar. Dağıtmak için kazanırlar. Verirken tükeneceğinden korkmazlar. Çünkü veren Allah'tır;  "ver" diyen de Allah'tır."Siz Allah için bir şey verdiğinizde Allah onun daha iyisini verir. O, rızık verenlerin en hayırlısıdır." (34/Sebe', 39). Mü'min, İblis gibi fakirlikten korkutup cimriliği emretmez (2/Bakara, 268); İdris gibi cömertliği emreder. Mü'minler bilirler ki, tüm zekât ve bağışlarını, Allah'ın verdiği rızıktan infak etmektedir. Bir postacıdır, bir veznedardır, bir emanetçidir mü'min. Bu telkin, asıl verenin, asıl sahip olanın Allah olduğunu hatırlatır. Böylece mü'min, Allah'ın kendisine verdiği rızıklardan sorumlu olduğunu anlar. Mü'min, malını istediği biçimde, dilediği şekilde özgürce harcayamaz. Sadece malını değil; rızık kelimesinin, mülk kelimesinin kuşattığı tüm maddî ve manevî nimetler konusunda aynı bilinç ve davranış söz konusudur.(Kavramlar Ansiklopedisi)
İslam, insanın sadece Allah'a kul olmasını, Allah'tan başka her şeyin esaretinden kurtulmasını arzu etmektedir. Bunun bir yolu da, infak ederek hem Allah'ın emrine boyun eğmesi, hem de dünya malının kendisine geçici bir süre için tevdi edilmiş bir emanet olduğunun bilincine varmasıdır. İnfak, mü'mini mala tutkunluk zilletinden temizler, paraya kulluk bağından kurtarır. Allah’a sadakatini pekiştirir.
Nitekim :
·               92/18   اَلَّذٖى يُؤْتٖى مَالَهُ يَتَزَكّٰى
Ellezî yu'tî malehu yetezekka.
O ki malını hayra vererek, yücelir.
·               2/155   Andolsun, sizi korku, açlık, mallar(ınız)dan canlar(ınız)dan ve ürünler(iniz)den eksiltmek gibi şeylerle deneriz; sabredenleri müjdele.
·               8/28   Bilin ki mallarınız ve çocuklarınız birer fitne(sınav)dır. Allah'a gelince büyük mükâfât, o'nun yanındadır.
·               64/15   Mallarınız ve evlâdlarınız bir fitne (sınav)dır, (Allâh, onlarla sizi imtihan etmektedir). Allâh ise, işte büyük ödül O'nun yanındadır.
·               9/103"Onların mallarından sadaka al. Onunla kendilerini temizlemiş ve geliştirmiş olursun Onlara dua et. Doğrusu, senin duan, onlar için 'bir sükûnet ve huzurdur.' Allah işitendir, bilendir.."
·               2/272  Onları yola iletmek sana düşmez, dilediğini doğru yola ileten Allah'tır. Verdiğiniz her hayır, kendiniz içindir. Çünkü yalnız Allâh'ın rızâsını kazanmak için veriyorsunuz. Verdiğiniz her hayır, size tastamam verilir ve hiç hakkınız yenmez.
·               2/207 İnsanlardan öylesi var ki, kendisini Allâh'ın rızâsın(ı kazanmay)a satar. Allâh da kullar(ın)a çok şefkatlidir
·               76/ 8-11 Yemeğe olan sevgilerine rağmen; yoksulu, yetimi ve esiri doyururlardı. ‘Biz size ancak Allah’ın rızası için yediriyoruz. Sizden ne bir karşılık, ne de bir teşekkür istemeyiz. Çünkü biz Rabbimizden, o suratların ekşiyeceği çetin günden korkarız’  derlerdi. İşte bundan dolayı Allah, o günün şerrinden onları korumuş, (yüzlerine) bir güzellik, (kalplerine) sevinç vermiştir.”
·               9/99Bedevilerden öyleleri de vardır ki, onlar Allah'a ve ahiret gününe iman eder ve İNFAK ettiğini Allah katında bir yakınlaşmaya ve elçinin dua ve bağışlama dileklerine (bir yol) sayar. Haberiniz olsun, bu gerçekten onlar için bir yakınlaşmadır. Allah da onları kendi rahmetine sokacaktır. Şüphesiz Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.
·               2/265 Allâh'ın rızâsını kazanmak ve ruhlarındaki(imâ)nı kökleştirmek için mallarını harcayanların durumu da tepe üzerinde bulunan bir bahçeye benzer ki, bol yağmur değince ürününü iki kat verdi. Yağmur değmeseydi bile çisinti olurdu. Allâh yaptıklarınızı görmektedir.
·               9/111 Allâh, mü'minlerden canlarını ve mallarını cennet kendilerinin olmak üzere satın almıştır. Allâh yolunda savaşırlar, öldürürler ve öldürülürler. Bu, Allâh'ın, Tevrât'ta, İncil'de ve Kur'ân'da üstlendiği gerçek bir sözdür! Kim Allah'tan daha çok sözünde durabilir? O halde O'nunla yaptığınız bu alışverişinizden ötürü sevinin. Gerçekten bu, büyük başarıdır.
·               57/10 Neden siz Allâh yolunda harcamayasınız ki? Göklerin ve yerin mirâsı zaten Allâh'ındır.
·               14/7   Ve Rabbiniz size şöyle bildirmişti: "Andolsun şükrederseniz elbette size daha fazla veririm ve eğer nankörlük ederseniz azâbım pek çetindir."
·               102/8 Sonra o gün, (size verilen) ni'metten sorulacaksınız.


V-VERME EYLEMİ VE TÜRLERİ
1- ZEKAT
Zekatın Kelime Anlamı: Ze-k-v; artmak, çoğalmak, büyümek, ıslah etmek, düzeltmek, gelişmek, serpilmek, dallanıp budaklanmak, kalbin temizliğini arttırmak, dürüstlüğü çoğaltmak, uygun düşmek, yakışmak, yaraşmak, artış, çoğalma, büyüme, gelişme, kalkınma, temizlenme, arınma, iyi ve düzgün olma.
Zekat-il-ardh toprağın artan ürünü
Zekaa-al-ğulam oğlan çocuğu büyüdü, gelişti
El-ilmu yezku alal infaq ilim harcamayla artar
Zekât, “Zekâ kelimesinden türemiştir. Ürün arttığında araplar “Zekâ’z-zer’u” derler. Zekât vermek de bereketi celbettiği için bu adı almıştır. Artmak, bereketli olmak, iyi ve düzgün olmak, temizlik. (Elmalılı-MYSoyalan)”. “Zekât, lügatte nemâ (büyüme, artma) mânasına gelir.    زَكَا الزَّرْعُ   "Ekin büyüdü" demektir. Âlimler Kur'ân-ı Kerîm'de zikri geçen vâcib ve mendub sadakalara nafaka, hak, afv gibi kelimelerle ifâde edilen sadaka çeşitlerine zekât ıtlak edildiğini belirtirler.(İ Canan-Kavramlar A)”.

A-Temizlenmekten Farklıdır:
Athar:Tı-h-R; kökünden türetilmiş olup arıtmak, temizlemek, saf hale getirmek, arındırmak, arınmak, arıtılmak, kirden, pislikten, küçültücü, aşağılayıcı şeylerden temizlenmek demektir. Zekattan yani, artırma ve geliştirmeden farklıdır.
Şöyle ki; aşağıdaki ayetlerde, Ezke ve Athar kelimelerinin birlikte kullanılarak zekatın, ahtardan/temizlenmeden ayrı olduğu anlaşılmaktadır.
2/232   وَاِذَا طَلَّقْتُمُ النِّسَاءَ فَبَلَغْنَ اَجَلَهُنَّ فَلَا تَعْضُلُوهُنَّ اَنْ يَنْكِحْنَ اَزْوَاجَهُنَّ اِذَا تَرَاضَوْا بَيْنَهُمْ بِالْمَعْرُوفِ ذٰلِكَ يُوعَظُ بِهٖ مَنْ كَانَ مِنْكُمْ يُؤْمِنُ بِاللّٰهِ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِ ذٰلِكُمْ اَزْكٰى لَكُمْ وَاَطْهَرُ وَاللّٰهُ يَعْلَمُ وَاَنْتُمْ لَا تَعْلَمُونَ
Ve iza tallaktumun nisae fe belağne ecelehunne fe la ta'duluhunne ey yenkihne ezvacehunne iza teradav beynehum bil ma'ruf, zalike yuazu bihi men kane minkum yu'minu billahi vel yevmil ahir, zalikum ezka lekum ve athar, vallahu ya'lemu ve entum la ta'lemûn.
S. Ateş    Kadınları boşadığınız zaman bekleme sürelerini bitirdiler mi, kendi aralarında güzelce anlaştıkları takdirde, (eski) kocalarıyle evlenmelerine engel olmayın. Bu, içinizden Allah'a ve âhiret gününe inanan kimseye verilen öğüttür. Bu, sizin için daha iyi ve daha temizdir. Allâh bilir, siz bilmezsiniz.

33/33 وَقَرْنَ فٖى بُيُوتِكُنَّ وَلَا تَبَرَّجْنَ تَبَرُّجَ الْجَاهِلِيَّةِ الْاُولٰى وَاَقِمْنَ الصَّلٰوةَ وَاٰتٖينَ الزَّكٰوةَ وَاَطِعْنَ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ اِنَّمَا يُرٖيدُ اللّٰهُ لِيُذْهِبَ عَنْكُمُ الرِّجْسَ اَهْلَ الْبَيْتِ وَيُطَهِّرَكُمْ تَطْهٖيرًا
Ve karne fi buyutikunne ve la teberracne teberrucel cahiliyyetil ula ve ekimmes salete ve atinez zekate ve eti'nellahe ve rasuleh, innema yuridullahu li yuzhibe ankumur ricse ehlel beyti ve yutahhirakum tathira.
S. Ateş Evlerinizde oturun, ilk câhiliye (çağı kadınları)nın açılıp kırıtması gibi açılıp kırıtmayın. Namazı kılın,
zekâtı verin, Allah'a ve Resûlüne itâ'at edin. Ey Ehl-i Beyt (ey peygamberin ev halkı), Allâh sizden, kiri gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.

9/103 خُذْ مِنْ اَمْوَالِهِمْ صَدَقَةً تُطَهِّرُهُمْ وَتُزَكّٖيهِمْ بِهَا وَصَلِّ عَلَيْهِمْ اِنَّ صَلٰوتَكَ سَكَنٌ لَهُمْ وَاللّٰهُ سَمٖيعٌ عَلٖيمٌ
Huz min emvalihim sadekaten tutahhiruhum ve tuzekkihim biha ve salli aleyhim inne salateke sekenul lehum vallahu semiun alîm.
S. Ateş Onların mallarından, kendilerini
temizleyeceğin, yücelteceğin bir sadaka al ve onlara du'â et; çünkü senin du'ân, onlara huzûr verir. Allâh işitendir, bilendir.
B- Mal Vermekten Farklıdır
Kimi ayetlerde malını verir denildikten sonra atez zekat terimi de ayrıca kullanılmış ve mal vermekten farklılığı ortaya konulmaktadır.
2/177   لَيْسَ الْبِرَّ اَنْ تُوَلُّوا وُجُوهَكُمْ قِبَلَ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ وَلٰـكِنَّ الْبِرَّ مَنْ اٰمَنَ بِاللّٰهِ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِ وَالْمَلٰئِكَةِ وَالْكِتَابِ وَالنَّبِيّٖنَ وَاٰتَى الْمَالَ عَلٰى حُبِّهٖ ذَوِى الْقُرْبٰى وَالْيَتَامٰى وَالْمَسَاكٖينَ وَابْنَ السَّبٖيلِ وَالسَّائِلٖينَ وَفِى الرِّقَابِ وَاَقَامَ الصَّلٰوةَ وَاٰتَى الزَّكٰوةَ وَالْمُوفُونَ بِعَهْدِهِمْ اِذَا عَاهَدُوا وَالصَّابِرٖينَ فِى الْبَاْسَاءِ وَالضَّرَّاءِ وَحٖينَ الْبَاْسِ اُولٰـئِكَ الَّذٖينَ صَدَقُوا وَاُولٰئِكَ هُمُ الْمُتَّقُونَ
Leysel birra en tuvellu vucuhekum kibelel meşriki vel mağribi ve lakinnel birra men amene billahi vel yevmil ahiri vel melaiketi vel kitabi ven nebiyyin, ve atel male ala hubbihi zevil kurba vel yetama vel mesakine vebnes sebili ves sailine ve fir rikab, ve ekames salate ve atez zekah, vel mufune bi ahdihim iza ahedu, ves sabirine fil be'sai ved darrai ve hînel be's, ulaikellezine sadeku, ve ulaike humul muttekûn.
Yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz iyilik değildir. Asıl iyilik, o(kimsenin iyiliği)dir ki, Allah'a, âhiret gününe, meleklere, Kitaba ve peygamberlere inandı; sevdiği malını yakınlara, yetimlere, çaresizlere, yolda kalmışlara, isteyene/yoksulara ve boyunduruk altında bulunan/özgürleşmeye çalışanlar verir; salatı ikame eder, zekâtı yerine getirir. Andlaşma yaptıkları zaman andlaşmalarını yerine getirenler; sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabredenler, işte doğru olanlar onlardır, (Allâh'ın azâbından) korunanlar da onlardır.

C- Sadaka, İhsan, Hayır ve Allah’a Güzel Bir Borç Vermeden Farklıdır
Bu durum, yani zekat kelimesi yine sadaka,  ihsan etme, hayra verme, Allah’a güzel bir borç vermeyi ihtiva eden diğer ayetlerde de birlikte tekrarlanarak bu eylemlerden de farklılığı görülmektedir.

58/13 ءَاَشْفَقْتُمْ اَنْ تُقَدِّمُوا بَيْنَ يَدَیْ نَجْوٰیكُمْ صَدَقَاتٍ فَاِذْ لَمْ تَفْعَلُوا وَتَابَ اللّٰهُ عَلَيْكُمْ فَاَقٖيمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَطٖيعُوا اللّٰهَ وَرَسُولَهُ وَاللّٰهُ خَبٖيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ
Eeşfaktum en tukaddimu beyne yedey necvakum sadekat, feiz lem tef'alu ve taballahu 'aleykum feekîmussalate ve atuzzekate ve eti'ullahe ve resuleh, vallahu habirum bima ta'melûn.
S. Ateş Gizli konuşmanızdan önce
sadaka vermenizden korktunuz mu? Çünkü yapmadınız. Allâh da sizi (bundan) affetti. Artık namazı kılın, zekâtı verin, Allah'a ve Elçisine itâ'at edin. Allâh yaptıklarınızı bilmektedir.

9/103 خُذْ مِنْ اَمْوَالِهِمْ صَدَقَةً تُطَهِّرُهُمْ وَتُزَكّٖيهِمْ بِهَا وَصَلِّ عَلَيْهِمْ اِنَّ صَلٰوتَكَ سَكَنٌ لَهُمْ وَاللّٰهُ سَمٖيعٌ عَلٖيمٌ
Huz min emvalihim sadekaten tutahhiruhum ve tuzekkihim biha ve salli aleyhim inne salateke sekenul lehum vallahu semiun alîm.
S. Ateş Onların mallarından, kendilerini
temizleyeceğin, yücelteceğin bir sadaka al ve onlara du'â et; çünkü senin du'ân, onlara huzûr verir. Allâh işitendir, bilendir.
2/83 وَاِذْ اَخَذْنَا مٖيثَاقَ بَنٖى اِسْرَایٖٔلَ لَا تَعْبُدُونَ اِلَّا اللّٰهَ وَبِالْوَالِدَيْنِ اِحْسَانًا وَذِى الْقُرْبٰى وَالْيَتَامٰى وَالْمَسَاكٖينِ وَقُولُوا لِلنَّاسِ حُسْنًا وَاَقٖيمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ ثُمَّ تَوَلَّيْتُمْ اِلَّا قَلٖيلًا مِنْكُمْ وَاَنْتُمْ مُعْرِضُونَ
Ve iz ehazna misaka beni israile la ta'budune illellahe ve bil valideyni ihsanev ve zil kurba vel yetama vel mesakini ve kulu lin nasi husnev ve ekîmus salate ve atuz zekah, sümme tevelleytum illa kalilem minkum ve entum mu'ridûn.
S. Ateş Biz İsrâil oğullarından şöyle söz almıştık: "Allah'tan başkasına kulluk etmeyeceksiniz, anaya-babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara
iyilik edeceksiniz. İnsanlara güzel söz söyleyin, namazı kılın, zekâtı verin!" Sonra siz, pek azınız hariç, döndünüz; hâlâ da yüz çevirip duruyorsunuz.
2/110 وَاَقٖيمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَمَا تُقَدِّمُوا لِاَنْفُسِكُمْ مِنْ خَيْرٍ تَجِدُوهُ عِنْدَ اللّٰهِ اِنَّ اللّٰهَ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصٖيرٌ
Ve ekîmus salate ve atuz zekah, ve ma tukaddimu li enfusikum min hayrin teciduhu indellah, innellahe bi ma ta'melune besîr.
S. Ateş Namazı kılın,
zekâtı verin; kendiniz için yapıp gönderdiğiniz her hayrı, Allâh'ın yanında bulursunuz, Allâh yaptıklarınızı görür.
21/73 وَجَعَلْنَاهُمْ اَئِمَّةً يَهْدُونَ بِاَمْرِنَا وَاَوْحَيْنَا اِلَيْهِمْ فِعْلَ الْخَيْرَاتِ وَاِقَامَ الصَّلٰوةِ وَاٖيتَاءَ الزَّكٰوةِ وَكَانُوا لَنَا عَابِدٖينَ
Ve cealna hum eimmetey yehdune bi emrina ve evhayna ileyhim fi'lel hayrati ve ikames salati ve itaez zekah, ve kanu lena abidîn.
S. Ateş Onları, emrimizle doğru yolu gösteren önderler yaptık ve onlara
hayırlı işler yapmayı, namaz kılmayı ve zekât vermeyi vahyettik. Onlar bize kulluk eden(insan)lardı.
5/12 وَلَقَدْ اَخَذَ اللّٰهُ مٖيثَاقَ بَنٖى اِسْرَایٖٔلَ وَبَعَثْنَا مِنْهُمُ اثْنَىْ عَشَرَ نَقٖيبًا وَقَالَ اللّٰهُ اِنّٖى مَعَكُمْ لَئِنْ اَقَمْتُمُ الصَّلٰوةَ وَاٰتَيْتُمُ الزَّكٰوةَ وَاٰمَنْتُمْ بِرُسُلٖى وَعَزَّرْتُمُوهُمْ وَاَقْرَضْتُمُ اللّٰهَ قَرْضًا حَسَنًا لَاُكَفِّرَنَّ عَنْكُمْ سَيِّپَاتِكُمْ وَلَاُدْخِلَنَّكُمْ جَنَّاتٍ تَجْرٖى مِنْ تَحْتِهَا لْاَنْهَارُ فَمَنْ كَفَرَ بَعْدَ ذٰلِكَ مِنْكُمْ فَقَدْ ضَلَّ سَوَاءَ السَّبٖيلِ
Ve le kad ehazellahu misaka beni israil, ve beasna minhumusney aşera nekiba, ve kalellahu inni meakum, lein ekamtumus salate ve ateytumuz zekate ve amentum bi rusuli ve azzertumuhum ve akradtumullahe kardan hasenel le ukeffiranne ankum seyyiatikum ve le udhilennekum cennatin tecri min tahtihel enhar, fe men kefera ba'de zalike minkum fe kad dalle sevaes sebîl.
S. Ateş Allâh, İsrâil oğullarından söz almıştı ve içlerinden on iki başkan göndermiştik. Allâh demişti ki: "Ben sizinle beraberim, eğer namazı kılar,
zekâtı verirseniz; elçilerime inanır, onlara yardım eder ve Allah'a güzel borç verirseniz, elbette sizin günâhlarınızı örterim ve sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere sokarım. Bundan sonra sizden kim nankörlük ederse, düz yoldan sapmış olur.

73/20 اِنَّ رَبَّكَ يَعْلَمُ اَنَّكَ تَقُومُ اَدْنٰى مِنْ ثُلُثَیِ الَّيْلِ وَنِصْفَهُ وَثُلُثَهُ وَطَائِفَةٌ مِنَ الَّذٖينَ مَعَكَ وَاللّٰهُ يُقَدِّرُ الَّيْلَ وَالنَّهَارَ عَلِمَ اَنْ لَنْ تُحْصُوهُ فَتَابَ عَلَيْكُمْ فَاقْرَؤُا مَا تَيَسَّرَ مِنَ الْقُرْاٰنِ عَلِمَ اَنْ سَيَكُونُ مِنْكُمْ مَرْضٰى وَاٰخَرُونَ يَضْرِبُونَ فِى الْاَرْضِ يَبْتَغُونَ مِنْ فَضْلِ اللّٰهِ وَاٰخَرُونَ يُقَاتِلُونَ فٖى سَبٖيلِ اللّٰهِ فَاقْرَؤُا مَا تَيَسَّرَ مِنْهُ وَاَقٖيمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَقْرِضُوا اللّٰهَ قَرْضًا حَسَنًا وَمَا تُقَدِّمُوا لِاَنْفُسِكُمْ مِنْ خَيْرٍ تَجِدُوهُ عِنْدَ اللّٰهِ هُوَ خَيْرًا وَاَعْظَمَ اَجْرًا وَاسْتَغْفِرُوا اللّٰهَ اِنَّ اللّٰهَ غَفُورٌ رَحٖيمٌ
İnne rabbeke ya'lemu enneke tekumu edna min suluseyilleyli ve nisfehu ve sulusehu ve taifetum minellezîne me'ak, vallahu yukaddirulleyle vennehar, 'alime el len tuhsuhu fetabe 'aleykum fakrau ma teyessera minelkur'an, 'alime en seyekunu minkum merda ve aharune yadribune fil'ardi yebteğune min fadlillahi ve aharune yukatilune fi sebilillahi fakrau ma teyessere minhu ve ekîmussalate ve atuzzekate ve akridullahe kardan hasena, ve ma tukaddimu lienfusikum min hayrin teciduhu 'indallahi huve hayrev ve a'zame ecra, vestağfirullah, innallahe ğafurur rahîm.
S. Ateş Rabbin senin gecenin üçte ikisinden daha azında, yarısında ve üçte birinde kalktığını; Seninle beraber bulunanlardan bir topluluğun da böyle yaptığını biliyor. Geceyi ve gündüzü takdir eden Allâh, sizin onu sayamayacağınızı (zamanı hesab edip gecenin belli sâ'atlerinde kalkamayacağınızı) bildiği için sizi affetti. Artık (belli bir sâ'at gözetmeden) Kur'ân'dan kolayınıza geleni okuyun (ne miktar kolayınıza gelirse o kadar gece namazı kılın, kendinizi zorlamayın.) Allâh, içinizden hastalar, yeryüzünde gezip Allâh'ın lutfunu arayan başka kimseler ve Allâh yolunda savaşan daha başka insanlar bulunacağını bilmiştir. Onun için Kur'ân'dan kolayınıza geldiği kadar okuyun. Namazı kılın,
zekâtı verin ve Allah'a güzel bir borç verin. Kendiniz için verdiğiniz hayırları, Allâh katında verdiğinizden daha hayırlı ve mükâfâtça daha büyük bulacaksınız. Allah'tan mağfiret dileyin. Şüphesiz Allâh, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
D-Diğer taraftan, sayılan yoksul kişilere yardım edilmesi emredilen ve zekat ayeti diye öğretilen bu ayette diğer ayetlerde olduğu gibi zekat değil, sadaka, hak, ihsan en genel anlamda da infak/harcama tabiri geçmektedir.
9/60  اِنَّمَا الصَّدَقَاتُ لِلْفُقَرَاءِ وَالْمَسَاكٖينِ وَالْعَامِلٖينَ عَلَيْهَا وَالْمُؤَلَّفَةِ قُلُوبُهُمْ وَفِى الرِّقَابِ وَالْغَارِمٖينَ وَفٖى سَبٖيلِ اللّٰهِ وَابْنِ السَّبٖيلِ فَرٖيضَةً مِنَ اللّٰهِ وَاللّٰهُ عَلٖيمٌ حَكٖيمٌ
İnnemas sadekatu lil fukarai vel mesakini vel amiline aleyha vel muellefeti kulubuhum ve firrikabi vel ğarimine ve fi sebilillahi vebnis sebil, feridatem minallah, vallahu alimun hakîm.
Sadakalar, (zekâtlar) Allah'tan bir farz olarak ancak fakirlere, düşkünlere, onlar üzerinde çalışan (zekât toplayan) memurlara, kalbleri ısındırılacak olanlara, kölelik altında bulunanlara, borçlulara, Allâh yoluna ve yolcuya mahsustur (toplanan zekât, ancak bu sayılanlara verilir). Allâh bilendir, hüküm ve hikmet sâhibidir.
Sözkonusu ayet incelendiğinde; dikkat edilirse zekat parantez içindedir ve ayet metninde kesinlikle yoktur ve sadaka kelimesi geçmektedir.
·  2/215 يَسْپَلُونَكَ مَاذَا يُنْفِقُونَ قُلْ مَا اَنْفَقْتُمْ مِنْ خَيْرٍ فَلِلْوَالِدَيْنِ وَالْاَقْرَبٖينَ وَالْيَتَامٰى وَالْمَسَاكٖينِ وَابْنِ السَّبٖيلِ وَمَا تَفْعَلُوا مِنْ خَيْرٍ فَاِنَّ اللّٰهَ بِهٖ عَلٖيمٌ
Yes'eluneke maza yunfikun, kul ma enfaktum min hayrin fe lil valideyni vel akrabine vel yetama vel mesakini vebnis sebil, ve ma tef'alu min hayrin fe innellahe bihi alîm.
Sana (Allâh yolunda) ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: "Verdiğiniz hayır (mal), ana-baba, yakınlar, yetimler, yoksullar ve yolda kalmış(lar) içindir. Yaptığınız her hayrı muhakkak Allâh bilir.
·  2/273 لِلْفُقَرَاءِ الَّذٖينَ اُحْصِرُوا فٖى سَبٖيلِ اللّٰهِ لَا يَسْتَطٖيعُونَ ضَرْبًا فِى الْاَرْضِ يَحْسَبُهُمُ الْجَاهِلُ اَغْنِيَاءَ مِنَ التَّعَفُّفِ تَعْرِفُهُمْ بِسٖيمٰیهُمْ لَا يَسْپَلُونَ النَّاسَ اِلْحَافًا وَمَا تُنْفِقُوا مِنْ خَيْرٍ فَاِنَّ اللّٰهَ بِهٖ عَلٖيمٌ
Lil fukaraillezine uhsiru fi sebilillahi la yesteti'une darben fil erdi yahsebuhumul cahilu ağniyae minet teaffuf, ta'rifuhum bi simahum, la yes'elunen nase ilhafa, ve ma tunfiku min hayrin fe innellahe bihi alîm.
S. Ateş (
Sadakalar) şu fakirlere mahsustur ki, Allâh yolunda kapanıp kalmışlardır. Yeryüzünde gezip dolaşamazlar. Bilmeyen, utangaçlıklarından dolayı onları zengin sanır. Onları simâlarından (yüzlerinden) tanırsın. Yüzsüzlük edip insanlardan istemezler. Yaptığınız her hayrı Allâh bilir.
·  17/26   وَاٰتِ ذَا الْقُرْبٰى حَقَّهُ وَالْمِسْكٖينَ وَابْنَ السَّبٖيلِ وَلَا تُبَذِّرْ تَبْذٖيرًا
Ve ati zel kurba hakkahu vel miskine vebnes sebili ve la tubezzir tebzîra.
S. Ateş    Akrabâya, yoksula ve yolcuya hakkını ver, fakat saçıp savurma.
E-Bu durumda,  Zekatın Mal Vermeden Ayrı, Ondan Öte,  Daha Farklı Bir Eylem Olduğu Anlaşılmaktadır.
Zira, elif-te-ye kökünden gelen Atu kelimesi /Atu-z-zekat terimi 2:43; 2:83; 2:110; 2:277; 4:77; 9:5; 9:11; 22:41; 22:78; 24:56; 58:13; 73:20; ayetlerde geçmekte ve bir kimseye gelmek, bir yere ulaşmak, bir şeyi getirmek, üretmek, başarmak, sonuçlandırmak, bir şeyi bir kimseye vermek, takdim etmek, sağlamak, bir işi yapmak, yerine getirmek, bir hareketi uygulamak, gerçekleştirmek, bir günah veya suç işlemek, yapmak anlamlarına gelmektedir. Kısaca, Atu-z-zekat; gelişmeyi sağlamaktır, yani insanların, fiziksel, ruhsal, zihinsel, ekonomik, sosyal, kültürel vb gelişmesini, refah ve mutluluğunu artırmaktır, insanı ve toplumu her yönden yüceltmektir.
Nitekim bazı ayetlerde, Failun 23/4 / zekatı yaparlar; evsani 19/31 /zekatı  tavsiye etti; ye'muru 19/55 zekatı emretti ifadeleri de yer almaktadır.
Bu nedenle, zekat yani gelişmek, yücelmek kelimesi öncelikle:
1-      Temizlenme/tahara kelimesiyle birlikte yer alır ki, tüm çirkinliklerden, kirden, günahtan, kötülükten arınmayı ister.2/32, 9/103, 33/33
2-      Mal verme, maldan vermeyle birlikte anılr ki, mal tutkusundan sevdasından kurtulmayı belirtir.2/272.
3-      Yine sadaka,  ihsan etme, hayra verme, Allah’a güzel bir borç verme emirleriyle birlikte kullanılır ki, nimet, rızık, servet ve tüm sahip olunanların bağından, bağlılığından sıyrılmayı bekler. 58/13, 9/103, 2/83, 2/110, 21/73, 5/12, 73/20.
Sonra da, verenin zekata yani gelişmeye, yücelmeye ulaştığından bahsederek, verdiği ölçüde yücelebildiği açıklar, ilan eder. 92/18.
Bununla kalmaz, engeli olanları, mahalle baskısında bulunanları, sistemin düzenin zülmünde olanları, çaresizleri düşünür ve ve bu kez gelişmek, yücelmekle birlikte diğer insanların toplumun zekatı yani geliştirilmesi, yüceltilmesi için, bu kelimeyi zekatı:
4-      Sadakaları al ki emriyle birlikte kullanır.
9/103  خُذْ مِنْ اَمْوَالِهِمْ صَدَقَةً تُطَهِّرُهُمْ وَتُزَكّٖيهِمْ بِهَا وَصَلِّ عَلَيْهِمْ اِنَّ صَلٰوتَكَ سَكَنٌ لَهُمْ وَاللّٰهُ سَمٖيعٌ عَلٖيمٌ
Huz min emvalihim sadekaten tutahhiruhum ve tuzekkihim biha ve salli aleyhim inne salateke sekenul lehum vallahu semiun alîm.
S. Ateş Onların mallarından, kendilerini
temizleyeceğin, yücelteceğin bir sadaka al ve onlara du'â et; çünkü senin du'ân, onlara huzûr verir. Allâh işitendir, bilendir.
5-      Bunun için güce ulaşıp, iktidara gelme/ getirilmeyle birlikte, insanların toplumun zekatı yani geliştirilmesi, yüceltilmesini kullanır ki, bu dair sistemi, düzeni kursun ister.
Şöyle emreder:
22/41   اَلَّذٖينَ اِنْ مَكَّنَّاهُمْ فِى الْاَرْضِ اَقَامُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتَوُا الزَّكٰوةَ وَاَمَرُوا بِالْمَعْرُوفِ وَنَهَوْا عَنِ الْمُنْكَرِ وَلِلّٰهِ عَاقِبَةُ الْاُمُورِ
Ellezine im mekkennahum fil ardi ekamus salate ve atevuz zekate ve emeru bil ma'rufi ve nehev anil munker, ve lillahi akibetul umûr. Onları yer yüzünde iktidâra getirdiğimiz takdirde namazı kılarlar, zekâtı verirler, iyiliği emrederler, kötülükten vazgeçirmeğe çalışırlar. Bütün işlerin sonu Allah'a âittir.
6-      Yine, Sallayı ikame edinle yani Kurana bağlılık, destek olmayla birlikte 30 yerde zekatı yani insanların toplumun geliştirilmesi, yüceltilmesini kullanır ki, bu eğitimi, desteği, organizasyonları ve seferberliği yapsın ister. 22/41
7-       Emri bil ma'ruf ve nehyi anil munker yani iyiliği emreder, kötülüğü nehyetmeyi birlikte zekatı yani insanların toplumun geliştirilmesi, yüceltilmesini kullanır ki, tüm toplum hep birlikte yücelsin, yücelmenin önündeki engeller kalksın ister 22/41,
8-      Bu arada, zekatın gerçek anlamı nedeniyle Kuranda gelişmenin ve yücelmenin ölçüsü olacak belli bir oran, kırkta bir gibi düzenleme de bulunmamakta, tam aksine, değil 1/40 kırkta birini, infaktan yani ihtiyaçtan fazlasını vermekten de öte Allah’ın ihsan ettiği tüm yetenekleri, imkanları insanın ve toplumun gelişimi ve yücelmesi için seferber etmek, vermek, verdikçe, verdiğin ölçüde gelişip yücelme yer almaktadır.
9-     Yine, bu kavramları yani başta zekat yani insanın gelişmesi yücelmesi, buna paralel topmunun geliştirilmesi, yüceltilmesini  emrinin/eyleminin önceki kavimlere de emredildiğini 19/55, 21/73, 7/156, ve 19/31 de de bu eylemin   Sağ olduğum sürece bana namaz kılmayı, zekât vermeyi emretti!"hususunu belirterek misyonunun köklerini ta ademe ve tüm dinlere götürür, bu kadar güçlü bir misyonla gelecek vizyonuna ışık tutar.
10-    Bu eylemi zekatı yapanlara  rahmet edecegi, kötülüklerini örteceği, ecirlerinin Rablerinin katında olduğu, onlara korku bulunmadığı, mahzun olmayacağı ve altından ırmaklar akan cennetlere sokacağı belirtilmektedir..
Böylece, zekatın anlamının, gelişmek, yücelmek olarak açıkça ortaya çıkması karşısında zekatın; mal mülk vergisi, müslümanlardan alınan vergi vb yaklaşımların yanı sıra, klasik öğretide, tekerleme haline gelen zekat 1/40 kırkta bir söyleminin (para, altın vs dışında yanlış olup, hayvanlarda koyunda 40 da bir, sonrası 100 de bir iken, büyükbaşta 30 da, devede 5 de bir koyun veya 25 de bir deve, toprakta %5 veya %10, madende cinsine göre %20 vs farklılıklarla yeralmış olmasına karşın) kabulu mümkün değildir.
Sonuç olarak, insanı esfeli safiline düşüren tüm kirlerden, günahtan, çirkinliklerden temizlenerek; mala, mülke, makama, kısaca geçimlik ve imtihan olarak ihsan edilen tüm unsurlara ölesiye düşkünlükten, peşinde esir olmaktan, bağımlılıktan, tutkulardan kurtulmak için ihtiyacı olanlarla paylaşarak; insanlığın, toplumun gelişmesi ve yücelmesi amacıyla Kuranın tebliğini, sallanın ikamesini, bağlılığı, destek olmayı, eğitimi, güvenliği, iyiliği emredip, kötülüğü nehyetmeyi, tüm engelleri, baskıları, iradesizleştiren bağımlılıkları, büyülemeleri, ortadan kaldıran ortamı oluşturmak için çalışmaktır.
Zekat, insanlığın yer yüzündeki amacını yani, dünyanın geçiciliğini, imtihan sırını, mal, mülk vb şeyleri, şeytanı/ayartıları dikkate alarak verdikçe tüm bağımlılıklardan, tutkulardan, sevdalardan temizlenmek suretiyle gelişmeyi, yücelmeyi, cennete layık olmayı, muhabbetullaha ulaşmayı anlatır.
Kısaca, zekatı vermek, yani gelişimi, yücelmeyi ve yüceltmeyi başarmak çabasıdır.
Zekatın gerçek anlamı nedeniyle Kuranda gelişmenin ve yücelmenin ölçüsü olacak belli bir oran, kırkta bir gibi düzenleme de bulunmamakta, tam aksine, değil 1/40 kırkta birini veya infaktan yani ihtiyaçtan fazlasını vermekten de öte, yani balık vermenin yanı sıra, balık tutmayı da öğretmek ve  Allah’ın ihsan ettiği tüm yetenekleri, imkanları insanın ve toplumun gelişimi ve yücelmesi için vermek, seferber etmek, öncülük yapmak, ön ayak olmak, teşvik etmek ve bunları yaptıkça, yaptığın ölçüde gelişip yücelme, razı olma ve razı olunma yer almaktadır.

2-İNFAK :
İnfak: n-f-ğ; ilk anlamı, “at ve diğer canlıların ölmesi”iken daha sonra genel olarak “yok olma, tükenme” anlamında kullanılmış, malın, paranın, canın harcanması tüketilmesi” demektir. (Lisan ve Tac.-H Yılmaz), çıkma, gitme, bitirmek, yok etmek, yoksul düşmek, malı veya parayı elden çıkarmak, tünel ve gizli yol 6/35 (Bayraklı), çukur, yarık, nifak, iki yüzlülük, münafık,
İnfâk, malın elden çıkarılması, harcanıp sarfedilmesi demektir. Bu "infak" karinesiyle ya "rızık" ma­la tahsis edilir veya "infak" mecaz yoluyla maldan başkası için de kullanılır.(Elmalılı-MYSoyalan). İnfak; her ne saikle olursa olsun, daima başkası için sınırsızca harcamak veya ikramda bulunmak (Esed); sınırsız yardımlaşma(Kutup);. İnsanlık vasfına yükselebilmek için ağırlıkları atmak (Nurbaki); sınıflar arası açmazı/uçurumu çelişkileri gidermek, çukur ve yarığı, boşluğu doldurmak(Şeraiti); olarak açıklanmıştır.
Yine,Zira bu kelime aslı itibariyle tarla faresinden alınmıştır. Şöyle ki, bu hayvanın iki yuvası vardır. Bunlardan birine en-nafika, ikincisine de el-kasi'a adı verilir. Aynı zamanda birinin sathı (ağzı) yeryüzüne çok yakın olur. Derindeki yuvadan düşman geldiğinde, tarla faresi bu yufka topraklı yuvayı delerek kaçar. Şayet yukarıdaki yuvadan gelirse, bu sefer de daha derindeki yuvaya kaçmayı tercih eder Çok sisli ve engebeli bir kavram olan "nifak", esasında bir inanç sahtekarlığıdır. İnanıp inanmama nokta-i nazarından bir buhran, bir istikrarsızlık, ikiyüzlülük, bir kalp hastalığıdır. Ve sanki onların durumu iki uç arasında gidip gelen bir deprenişe benzemektedir. Depremler sürekli olduğunda üzerinde hiçbir şeyi sabit ve yerleşmiş olarak bırakmaz. Nifak da itikadı anlamda ruhları gönülleri, dimağları, bedenleri sarsan, kalelerin temel taşlarını söküp havaya fırlatan, iyilik ve dürüstlük namına ne varsa hepsini adeta bir güve gibi yiyip bitiren veya en azından tamiri mümkün olamayan yaralar açan bir çalkalanma ve bir yıkımdır.(Elmalılı-MYSoyalan)”.

Bunlarla birlikte tüm ayetler ele alındığında, İNFAK, yardım etmekten ötedir; değişimini istediği yolda duyarlı olup buna uygun duygu, düşünce ve çaba içinde olmaktır.


İman edenler de, keferu olanlar da infak yapmaktadır.

İMAN EDENLERİN İNFAKI; ahsenu amela için var edilen insanın, alemdeki her türlü olumsuzluk karşısında duyarlı olması ve var gücüyle onu ahsen hale dönüştürme yolundaki katkısı, duygu, düşünce ve çabası olup, taşın altına elini koymasıdır.  Allâh yolunda İnfaktır/ li tunfiku fi sebilillah  47/38, 2/195, 57/10, 2/265, 22/35, 28/54, 32/16, 42/38 vb.
  
KEFERU olanlarAllâh yoluna engel olmak için mallarını İNFAK eder ve edecekler de. Sonra bu, kendilerine dert olacak, nihâyet yenilecekler ve keferu olanlar cehenneme sürüleceklerdir. İnnellezine keferu YUNFİKUNE emvalehum li YESUDDU AN SEBİLİLLAH, fe seyunfikuneha summetekunu aleyhim hasraten summe yuğlebun vellezine keferu ila cehenneme yuhşerûn 8/36, 3/117 vb.  

Diğer taraftan, İnfak, Nifak gibi, bunu yapanlar yani Munfıkın ile Münafıkın da aynı kökten gelmekte, 27 form türevleriyle birlikte 111 yerde geçmektedir.

Bu iki hal İnfak, Nifak birbiriyle TERS ORANTILIDIR.

İnfakeden yani munfıkın olan, BUNU YAPTIĞI ÖLÇÜDE, nifaktan,münafıklıktan ayrışmakta ve uzaklaşmaktadır.

Yaklaşık Meallerde İnfakın özellikleri:
Nitekim yaklaşık meallerde:
·       Temiz ve güzel olan, hayırlı, yararlı olan şeylerden 2/267, 69/34, 74/44, 57/7, 89/18, 107/3, vb.
·       Göz yummadan alamayacağınız bayağı şeyleri habiseleri değil 2/267 vb.
·       Sevdiğinizden, hoşlandıklarınızdan 3/92 vb.
·       Zengin olan kendi gücü, darda olan da kendi gücü oranında 2/236, 65/7 vb.
·       Küçük büyük olsun bu yolda katkıda bulunmakönemlidir, insanın kendi lehinedir, 9/121,64/16 vb.
·       İhtiyaç halinde önce ve öncü olarak infak eden 57/10, 69/34, 89/18, 107/3, vb.
·       Aff ı infak etmek  2/219 vb.
·       Bollukta da, darlıkta da infak, 3/134 vb.
·       Gece, gündüz; gizli ve açık infak 2/274, 2/271, 13/22, 14/31, 16/75, 35/29 vb.
·       Yoksula, yoksuna, güçsüze, düşküne, düşene, darda olana, borçluya, yakına, uzağa, herkese, 2/215, 2/273 vb. 
·       Bu yolda ne israf ederler ne de cimrilik ederler, 25/67, 47/38, 3/180, 64/16: 17/26, 17/27, 17/29 vb.  
·       Ölüm gelmeden, iş işten geçmeden önce 63/10, 2/254 vb.
·       Allah yolunda infak, kat kat karşılığı olan Allaha bir borç vermektir  9/111, 5/12, 73/20, 64/17, 2/245, 57/11 vb. 
·       İsteyip de imkanı olmayanlar hoş karşılanırken 9/91, 9/92 vb.
·       İnfaktan uzak duranlara da her alemde acı azap bulunmakta 9/34, 9/35, 3/180 vb.  
·       İnsanlara gösteriş olsun diye infak etmeyin 4/38, 2/264 vb.
·       Yapılan infakı başa kakmaktan ve eziyet etmekten kaçınmak 2/262, 2/264, 17/28 vb.  
·       İnfak isteyerek, gönülden yapıldığında anlam kazanmakta ve cennete kadar varan karşılıkla değerlenmekte 8/60, 2/261, 9/121, 11/114, 4/40, 3/198, 3/148, 2/271, 2/265, 2/262, 2/112, vb.    
·       Aksi halde anlamı olmamakta ve kabul dahi görmemektedir. 4/38, 9/53, 9/54, 9/98, 36/47 vb.

Benzer hükümler sadakalara dair ayetlerde de geçmektedir.
3- SADAKA:
Sadaka:S-d-Ğ; doğru, güzel, iyi, sadık, doğrulamak,  tasdik etmek, imanını, Allah'a güzel borç vererek tasdik etmektir. Vermezsen iki yüzlü, münafık olunmaktadır.
“Sadaka, sadâkatle aynı kökten gelmektedir; ve işin aslına bakılırsa, sadaka gerçekten sadâkattir. Zira, sadaka, “Mülk O’nundur” sözünü gerçekten bilerek ve inanarak mı söylediğimizin, mülkün Mâlikinin gerçekten Allah olduğunu tasdik edip etmediğimizin bir sınanması hükmündedir. Kendisinde olanı gerçekten O’ndan bilen biri, bunu verdiği “sadaka” ile te’yid ve tasdik etmektedir. Çünkü, ancak verenin O olduğunu bilen biri, gönül rahatlığıyla ve karşılığında maddî-mânevî hiçbir menfaat beklemeksizin başkalarına verebilmektedir.
Açıkçası, her sadaka verişimizde, sadâkatimizi te’yid ederiz esâsında. Her sadaka, bir sadâkat te’yîdidir. Zira, sadaka, “mülk O’nundur” hakikatine sadâkatin meyvesidir.(Kavramlar Ansiklopedisi)
·              2/271 Sadakaları açıktan verirseniz ne güzel! Eğer onları gizleyerek fakirlere verirseniz bu, sizin için daha iyidir ve sizin günâhlarınızdan bir kısmını kapatır. Allâh yaptıklarınızı duyar.
·              9/104 Bilmediler mi ki, kullarından tevbeyi kabul eden, sadakaları alan Allah'tır. Ve Allâh, tevbeyi çok kabul eden, çok esirgeyendir.
·              57/18 Sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar ve Allah'a güzel borç verenler, işte onlara, (verdikleri), kat kat yapılır ve onlar için değerli bir mükâfât da vardır.
·              9/60 Sadaka, (zekâtlar) Allah'tan bir farz olarak ancak fakirlere, düşkünlere, onlar üzerinde çalışan (zekât toplayan) memurlara, kalbleri (İslâm'a) ısındırılacak olanlara, kölelik altında bulunanlara, borçlulara, Allâh yoluna ve yolcuya mahsustur (toplanan zekât, ancak bu sayılanlara verilir). Allâh bilendir, hüküm ve hikmet sâhibidir.
·              9/79 Sadaka hususunda gönülden veren mü'minleri çekiştiren ve güçlerinin yettiğinden başkasını bulamayanlarla alay edenler yok mu, Allâh onlarla alay etmiştir. Onlar için acı bir azâb vardır 
·              2/276 Allâh, ribâyı mahveder, sadakaı artırır. Allâh, hiçbir günâhkâr nankörü sevmez.
·              9/58 Onlardan kimi de sadaka(ın bölüştürülmesi hususun)da sana dil uzatır. Eğer o sadakadan kendilerine pay verilse hoşlanırlar, onlardan kendilerine pay verilmezse hemen kızarlar.
·              2/264 Ey inananlar, insanlara gösteriş için malını verip Allah'a ve âhiret gününe inanmayan adam gibi, başa kakmak ve eziyet etmekle sadakalarınızı boşa çıkarmayın
·              9/103 de de tutahhiruhum/ temizleyeceğin ve tuzekkihim/ geliştireceğin bir SADAKA  ALMAK dan bahsedilmektedir. Sadece verilen değil, vermesi gerekenlerden alınan bir eylemidir.

Fıtır sadakası
·              “Fıtır sadakası vacib hükmünde bir sadaka türüdür. Bu, Ramazan ayının sonuna yetişen ve aslî ihtiyaçlarının dışında en az nisap miktarı bir mala mâlik bulunan her hür müslümanın yoksullara vermesi gereken bir sadakadır. Buna kısaca, "fitre" denir ki, fıtrat sadakası, yani sevap için verilen yaratılış atıyyesi anlamına gelir. Ramazan bayramı sadakası. Buna zekatul-fıtır veya yalnız fıtır da denir. (Şamil İslam Ansiklopedisi)”.
Sadaka-i câriye
·              “Sadaka-i câriye, sürekli ecir getiren sadaka anlamına gelir. Bir hadiste sürekli ecir kaynağı olan ameller şöyle belirlenir: "İnsan öldüğü zaman amel işlemesi kesilir. Ancak üç şey bundan müstesnadır. Sadaka-i cariye, kendisinden yararlanılan ilim veya kendisine hayır dua eden salih çocuk" (Dârimi, Mukaddime, 46). Bu hadiste zikredilen sadaka-i câriye; yol, köprü, çeşme, mescid, yoksullar için aş evi, hastahane ve okul gibi hayır yerlerini kapsamına alır. İnsanlar bu gibi yerlerden yararlandığı sürece, bunları yaptıranlar, yapılmasına sebep olanlar, yol gösterenler ve destek olanlar, gerek sağlıklarında ve gerekse vefatlarından sonra ecir almaya devam ederler. Yararlı bir ilim bırakan da, bu ilimden, kitaptan, keşif ve icattan toplum yararlandıkça, mü'min olmak şartıyla, sürekli olarak ecir alır. Nitekim ilim, irfan ve irşatlarıyla toplumda iyi bir çığır açanın büyük mükafatına kötü çığır açanın da günahına hadiste şöyle yer verilir: "Kim iyi bir çığır açarsa, bununla amel edenlerin ecri kadar ecri bu çığırı açan alır. Kötü bir çığır açan da, bununla amel edenlerin günahı kadar günahı yüklenir" (Müslim, İlim, 15; Zekât, 69; Nesâî, Zekât, 64; İbn Mâce, Mukaddime,14; Dârimî, Mukaddime, 44; Ahmed b. Hanbel, IV, 357, 359-361, 362). Dine ve topluma yararlı bir çocuk yetiştirmek de, toplum bu çocuktan yararlandıkça, onun yetişmesinde katkısı bulunan anne, baba, hoca gibi kimselerin sürekli ecir almalarına bir sebeptir. Vakfedilen gayri menkuller de sadaka-i cariye niteliğindedir. Vakıfnâmedeki esaslara göre, hayır yönü işletildiği sürece, vakfedene ecir gelmeye devam eder. Önceki asırlarda büyük han, hamam, medrese, dükkân ve çarşıların vakıf olarak topluma kazandırılması, mâliklerinin sürekli bir ecre nail olma istekleri yüzündendir(Şamil İslam Ansiklopedisi)”.

4-HAKKINI VERME
Hakk “Esas anlamında "uygunluk" manası vardır. (Elmalılı-MYSoyalan)”. Kur'ân-ı Kerim, yakîn, sâbit ve şüphe olmayan şey. Hüküm, fasıl ve kaza olunmuş iş, adâlet, İslâm, mal, mülk, vâcip, sâdık, lâyık, yaraşır, şans ve hisse, pay, uygunluktur.
·               30/38   فَاٰتِ ذَا الْقُرْبٰى حَقَّهُ وَالْمِسْكٖينَ وَابْنَ السَّبٖيلِ ذٰلِكَ خَيْرٌ لِلَّذٖينَ يُرٖيدُونَ وَجْهَ اللّٰهِ وَاُولٰئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
Fe ati zel kurba hakkahu vel miskine vebnes sebil, zalike hayrul lillezine yuridune vechellahi ve ulaike humul muflihûn.
Akrabâya, yoksula, yolcuya hakkını ver. Allâh'ın yüzünü (rızâsını) isteyenler için bu, daha hayırlıdır ve onlar başarıya erenlerdir.
·               6/141   Çardaklı ve çardaksız (üzüm) bahçeleri, ürünleri çeşit çeşit hurma(ları), ekin(ler)i, zeytinleri, narları -birbirine benzer, benzemez biçimde- yaratan hep O'dur. Her biri meyva verdiği zaman meyvasından yeyin, hasat günü hakkını verin; fakat israf etmeyin; çünkü O, israf edenleri sevmez!
·               17/26   Akrabâya, yoksula ve yolcuya hakkını ver, fakat saçıp savurma.

5-ALLAHA BORÇ VERME
Karzı Hasen: Borç, kredi, ödünç, altın, gümüş, nakit para ve mislî olan şeyleri başkasına ödünç vermek fâizsiz ve karşılıksız verilen ödünç para anlamındadır.
·               5/12 وَلَقَدْ اَخَذَ اللّٰهُ مٖيثَاقَ بَنٖى اِسْرَایٖٔلَ وَبَعَثْنَا مِنْهُمُ اثْنَىْ عَشَرَ نَقٖيبًا وَقَالَ اللّٰهُ اِنّٖى مَعَكُمْ لَئِنْ اَقَمْتُمُ الصَّلٰوةَ وَاٰتَيْتُمُ الزَّكٰوةَ وَاٰمَنْتُمْ بِرُسُلٖى وَعَزَّرْتُمُوهُمْ وَاَقْرَضْتُمُ اللّٰهَ قَرْضًا حَسَنًا لَاُكَفِّرَنَّ عَنْكُمْ سَيِّپَاتِكُمْ وَلَاُدْخِلَنَّكُمْ جَنَّاتٍ تَجْرٖى مِنْ تَحْتِهَا لْاَنْهَارُ فَمَنْ كَفَرَ بَعْدَ ذٰلِكَ مِنْكُمْ فَقَدْ ضَلَّ سَوَاءَ السَّبٖيلِ
·               Ve le kad ehazellahu misaka beni israil, ve beasna minhumusney aşera nekiba, ve kalellahu inni meakum, lein ekamtumus salate ve ateytumuz zekate ve amentum bi rusuli ve azzertumuhum ve akradtumullahe kardan hasenel le ukeffiranne ankum seyyiatikum ve le udhilennekum cennatin tecri min tahtihel enhar, fe men kefera ba'de zalike minkum fe kad dalle sevaes sebîl.
S. Ateş Allâh, İsrâil oğullarından söz almıştı ve içlerinden on iki başkan göndermiştik. Allâh demişti ki: "Ben sizinle beraberim, eğer namazı kılar,
zekâtı verirseniz; elçilerime inanır, onlara yardım eder ve Allah'a güzel borç verirseniz, elbette sizin günâhlarınızı örterim ve sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere sokarım. Bundan sonra sizden kim nankörlük ederse, düz yoldan sapmış olur.
·               73/20 …Onun için Kur'ân'dan kolayınıza geldiği kadar okuyun. Namazı kılın, zekâtı verin ve Allah'a güzel bir borç verin. Kendiniz için verdiğiniz hayırları, Allâh katında verdiğinizden daha hayırlı ve mükâfâtça daha büyük bulacaksınız. Allah'tan mağfiret dileyin. Şüphesiz Allâh, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
·               57/18 Sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar ve Allah'a güzel borç verenler, işte onlara, (verdikleri), kat kat yapılır ve onlar için değerli bir mükâfât da vardır.
·               64/17 Eğer Allâh'a güzel borç verirseniz, Allâh onu sizin için kat kat yapar ve sizi bağışlar. Allâh karşılık verendir, halimdir (hoşgörülüdür).
·               2/245 Kimdir o adam ki, Allah'a güzel bir borç versin de, Allâh da ona kat kat fazlasıyla (verdiğini) ödesin! Allâh (rızkı) kısar da, açar da. Hep O'na döndürüleceksiniz.
·               57/11 Kimdir o, Allah'a güzel bir borç verecek olan ki, Allâh da onun verdiğini kat kat artırsın ve onun için değerli bir mükâfât da versin?

6-FEY/ GANİMETLER/ GELİRLER
Fey: Geri dönmek, vazgeçmek, gölge yayılmak fâe-yefıu-fey'en fiilinden mastardır. Bir isim olarak fey'; güneşin doğudan batıya dönmeye başlayan gölgesi; güneşin gurubuna kadar olan gölgesi; haraç, cizye, ticaret rusûmu; düşmandan savaşsız elde edilen ganimet; beytü'l-malde bulunan herhangi bir mal anlamlarına gelir. İslâm arazi hukuku terimi olarak fey'; düşmandan savaşla veya savaşsız ele geçirilen toprakların mülkiyetinin devlette, yararlanma hakkının ise haraç vergisi karşılığında eski sahiplerinde bırakılması demektir. Bu, bir bakıma, geliri toplum ihtiyaçları için harcanmak üzere arazilerin topluca vakfedilmesidir(Şamil İA).
“Fey, mülkiyeti kamuya ait gelir demektir. Silâh zoru ile değil de antlaşma ve benzeri yollarla müslümanların eline geçen topraklara fey' hükümleri uygulanmıştır. Bu uygulama el-Haşr Sûresi'nin 6-10. âyetlerinde açıklanmıştır. Buna göre, Kur'an-ı Kerîm'de fey adı altında toplanan gelirlerin tamamı ile ganimet gelirlerinin beşte biri, sonuç olarak, Allah'a, Rasûlüne, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışlara tahsis edilmiştir. Bu durum, bu gelirlerin kamu mülkiyeti niteliğinde olduğunu gösterir. Böylece özel mülkiyet yanında bir de kamu mülkiyeti söz konusu olur.(A Kalkan)”.
·               59/7Allâh'ın, o kent halkından, Elçisine verdiği ganimetler, Allah'a, Elçiye, (ona) akrabâ olanlara, yetimlere, yoksullara (yolda kalan) yolcuya âittir. Tâ ki (o mallar), içinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir şey olmasın. Elçi size ne verdiyse onu alın, size neyi yasakladıysa ondan sakının ve Allah'tan korkun. Çünkü Allâh'ın azâbı şiddetlidir.
·               8/41 Eğer Allah'a ve (hak ile bâtılın) ayrılma gününde, o iki topluluğun karşılaştığı (Bedir) gün(ün)de kulumuz(Muhammed)e indirdiğimiz(âyetler)e inanmışsanız bilin ki aldığınız ganimetlerin beşte biri, Allah'a, Elçisine ve (Allâh'ın Elçisi ile) akrabâlığı bulunan(lar)a, yetimlere, yoksullara ve yolcu(lar)a âittir. Allâh her şeye kâdirdir.
·               33/50 …Allâh'ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunanları…”

7- HAYIRLI İŞLER YAPMAK
İhtiyaç sahiplerine karşı mal, mülk vb şeyleri verme eylemleri dışında yapılması istenilen işleri de bu başlık altında toplanılmış olup aşağıda gruplaştırılmıştır.
Hayır yapmak:Hı-y-R; hayır, faydalı şey, hayırlı olan, mal, tercih, seçmek, beğenmek, herkesin beğendiği, rağbet ettiği şeyler, şeref, meşru iş, faydalı ve sevabı gerektiren amel, iyilik, ibâdet ve mal gibi anlamlara gelir.
·              21/73   وَجَعَلْنَاهُمْ اَئِمَّةً يَهْدُونَ بِاَمْرِنَا وَاَوْحَيْنَا اِلَيْهِمْ فِعْلَ الْخَيْرَاتِ وَاِقَامَ الصَّلٰوةِ وَاٖيتَاءَ الزَّكٰوةِ وَكَانُوا لَنَا عَابِدٖينَ
Ve cealna hum eimmetey yehdune bi emrina ve evhayna ileyhim fi'lel hayrati ve ikames salati ve itaez zekah, ve kanu lena abidîn.
S. Ateş    Onları, emrimizle doğru yolu gösteren önderler yaptık ve onlara hayırlı işler yapmayı, namaz kılmayı ve zekât vermeyi vahyettik. Onlar bize kulluk eden(insan)lardı.
İhsan/İyilik yapmak: Ha-si-n;nimet, iyilik, hayır, güzel,doğru ve sağlam yapmak, 2/83, 2/112, 2/73 4/36, 6/151, 17/32. “Bir şeyi güzel yap­mak demektir. Diğeri de "ehsane ileyh"dir ki ona iyilik etti demek­tir. (Elmalılı-MYSoyalan)”.
·              2/83 Biz İsrâil oğullarından şöyle söz almıştık: "Allah'tan başkasına kulluk etmeyeceksiniz, anaya-babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz. İnsanlara güzel söz söyleyin, namazı kılın, zekâtı verin!" Sonra siz, pek azınız hariç, döndünüz; hâlâ da yüz çevirip duruyorsunuz.
Maruf sözsöyle: A-R-f; bilmek, idare etmek, tanımak, örf, urf kelimesiyle kökdeş olup aslî manası bakımından da "örf olan şey, iyilik, güzel, tarif, anlatma, bildirme, kabullenme, süsleme, ard arda, yüksek yer, dağ, aklın ve dinin hoş gördüğü şey. M'arûf", "A-re-fe" fiil kökünden gelir. "Arefe" herhangi bir şeyi, görünüşüne ve özelliklerine bakarak, duygularla kavramak ve üzerinde düşünerek, tefekkür ederek akıl yorarak onu idrâk etmektir. Ada­letli ve ölçülü olmak, hakkı gözet­mek, iyilik etmek, cömertlik, tatlı dil, iyi davranış ve benzeri iyi gö­rülen işlere ve güzel adetlere hep "ma'rûf" denilir(Elmalılı-MYSoyalan)”.  
Kerîm ikram yapma: K-R-m; güzel muamele, ileri tutma, değerli, ikram etme, tazim etme, iyilik, ihsanda bulunma, üstün tutma, cömertlik, şeref, bağış, iyi davranış, ihsan, güleryüzlü olmak 17/23.Kerim hayır ve faziletlerin tümünü kendinde toplayan demekti,serve­tini körü körüne, düşüncesizce, gösteriş için sarfetme yerine, yeni düşünceye göre, en büyük şeref Allah'ın rızasını kazan­mak için malını sarfetmekte tereddüt etmeyen, israf ile cimrilik arasında bir yol tutarak mutluluğa ermek isteyen kimse için bir sıfat olmuştur. (Elmalılı-MYSoyalan)”.
Ana babaya öf"bile deme  :
·              17/23 Rabbin, yalnız kendisine tapmanızı ve anaya babaya, iyilik etmenizi emretti. İkisinden birisi, yahut her ikisi, senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşır(ihtiyarlık zamanlarında senin yanında kalırlar)sa sakın onlara "Öf!" deme, onları azarlama! Onlara güzel söz Kerîma:K-R-m;güzel muamele, ileri tutma, değerli, ikram etme, tazim etme, iyilik, ihsanda bulunma, üstün tutma, söyle
·              31/14 Biz insana anne ve babasını (onlara iyilikle davranmayı) tavsiye ettik. Annesi onu, zorluk üstüne zorlukla (karnında) taşımıştır. Onun (sütten) ayrılması, iki yıl içindedir. "Hem bana, hem anne ve babana şükret, dönüş yalnız banadır
·              31/15 Bununla birlikte, onların ikisi (annen ve baban) hakkında bir bilgin olmayan şeyi bana şirk koşman için, sana karşı çaba harcayacak olurlarsa, bu durumda onlara itaat etme ve dünya (hayatın) da onlara iyilikle (ma'ruf üzere) sahiplen (onlarla geçin) ve bana 'gönülden-katıksız olarak yönelenin' yoluna tabi ol. Sonra dönüşünüz yalnızca banadır, böylece ben de size yaptıklarınızı haber vereceğim
·              46/15 Biz insana, 'anne ve babasına' iyilikle davranmasını tavsiye ettik. Annesi onu güçlükle taşıdı ve onu güçlükle doğurdu. Onun (hamilelikte) taşınması ve sütten kesilmesi, otuz aydır. Nihayet güçlü (erginlik) çağına erip kırk yıl (yaşın)a ulaşınca, dedi ki: "Rabbim, bana, anne ve babama verdiğin nimete şükretmemi ve senin razı olacağın salih bir amelde bulunmamı bana ilham et; benim için soyumda salahı ver. Gerçekten ben tevbe edip Sana yöneldim ve gerçekten ben Müslümanlardanım
·              46/17 Fakat o kimse ki anasına, babasına: "Öf size, benden önce nice nesiller gelip geçmiş, (kimse geri gelmemiş) iken siz benim (diriltilip) çıkarılacağımı mı bana va'dediyor (beni bununla mı tehdidediyor)sunuz?" dedi. Onlarsa Allah'a sığınarak: "Yazık sana, (etme, gel) inan; Allâh'ın sözü gerçektir" derken o: "Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir." der.

Kötülüğe de iyilikle karşılık
·              41/34 İyilikle kötülük eşit olmaz. Sen, en güzel olan bir tarzda (kötülüğü) uzaklaştır; o zaman, (görürsün ki) seninle onun arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki sıcak bir dost(un) oluvermiştir.
·              41/35Bu (kötülüğü iyilikle savma olgunluğu)na ancak sabredenler kavuşturulur. Buna ancak büyük şansı olan kavuşturulur.
·              16/125Hikmetle ve güzel öğütle Rabbinin yoluna çağır ve onlarla en güzel biçimde mücâdele et. Kuşkusuz Rabbin, işte yolundan sapanları en iyi bilen O'dur ve O, yola gelenleri de en iyi bilendir.
·              20/44"Ona yumuşak söz söyleyin, belki öğüt alır veya korkar."
·              28/54İşte onlara, sabretmelerinden ötürü mükâfâtları iki kez verilir; onlar kötülüğü iyilikle savarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan (hayır yoluna) harcarlar.
·              28/55 Boş söz işittikleri zaman ondan yüz çevirirler ve: "Bizim işlerimiz bize, sizin işleriniz size. Size selâm olsun (haydi hoşça kalın), biz câhiller(le sohbet etmey)i istemeyiz" derler.

Evlendirme:
·              İçinizden bekârları ve köle ve câriyelerinizden iyileri evlendirin. Eğer yoksul iseler, Allâh, lutfiyle onları zengin eder. Allâh(ın mülkü) geniştir, O, (her şeyi) bilendir.

VI-KİMLERE VERİLMELİ:
Her ihtiyaç sahibine, her neye ihtiyacı varsa, maddi manevi, tüm yoklukla, yoksullukla, yoksunlukla, çaresizlikle, sıkıntıyla, dertle ilgilenilmeli, ihtiyacını karşılamaya çalışmalıdır. Ayetlerde anılan kelimeler aşağıya çıkarılmış olup bunların geçtiği ayetler de sonnat da yer almaktadır.
1.      Amiline/Çalışanlar: A-m-l; amel, iş , amele, işci, memur. 9/60,Bir işi meydana getiren, bir eserin ortaya çıkmasına katkıda bulunan çalışan, amel yapan, görevli ve bir kimsenin mal, mülk gibi hususlarıyla ilgili bütün işlerini üzerine alan, memur ve tahsildar gibi kimselere verilen isimdir-(Şamil İA).
2.      Baisel/Sıkıntılılar : Sıkıntı, azap, güçlük, çetin, harb, şiddet. 22/28
3.      Cari/Komşu/Tanıdık: C-v-R; komşu, yardımcı, beraber olan, koruyan, yardım dileyen, 4/36 ,  Komşu deyiminin kapsamı ile ilgili olarak Hz. Ali (r.a) çevrede "sesi işitilenlerin" komşu olduğu görüşündedir. Hz. Aişe (r.a) da her taraftan kırk evin komşu olduğunu ve bunların komşuluk hakkına sahip bulunduklarını bildirmiştir. Ayrıca, komşu tabiri, hiç bir ayırım yapılmadan, müslüman-kâfir, âbid-fâsık, dost-düşman, yerli-misafir, iyi-kötü, yakın-uzak bütün komşuları içine alır (Tecrid-i Sarih Tercümesi, XII, 130). Hz. Peygamber: "Cebrail (a.s) durmadan bana komşuya iyilik etmeyi tavsiye ederdi. Bu sıkı tavsiyeden, komşuyu komşuya mirasçı kılacağını zannettim" (Buhârî, Edeb, 28; Müslim, Birr ve Sıla, 140: 141; Tirmizi, Birr, 28; İbn Mace, Adeb, 4) buyururŞerrinden komşusunun güveninde olmadığı kimse gerçek mü'min olamaz" (Buhârî, Edeb, 29; Müslim İman, 73; Tirmizî, Kıyame, 60; Ahmed b. Hanbel, I, 387, II, 288, 336, 373, III, 154). Mü'minin, kendi nâil olduğu nimetlere diğer mü'min komşularının da nâil olmasını, kendisi için istemediği şeyleri mü'min komşusu için de arzu etmemesi esastır (Buhâri, İman, 5) Komşusunun, kendisinde ne gibi hakları bulunduğunu soran bir sahabeye Hz. Peygamber (s.a.s) şöyle cevap vermiştir: "Hastalanırsa ziyaretine gidersin, vefat ederse cenazesini kaldırırsın. Senden borç isterse borç verirsin. Darda kalırsa yardım edersin. Başına bir felâket gelirse teselli edersin. Evinin damını onunkinden yüksek tutma ki, onun rüzgârını kesmeyesin. Ya senin ne pişirdiğini bilmesin, ya da pişirdiğinden ona da ver" (Y.Kandehlevi, Hayâtü's-Sahâbe, III, 1068-(Şamil İA).
4.      Eyama/Bekarlar: E-y-m; bekar, dul, 24/32,
5.      İbadikum/Bağlılar: A-b-d; kul, köle, hizmetçi, itaat edenler, bağlılar, 24/32,
6.      İmaikum: E-m-v; cariye, 24/32, üslümanların giriştikleri cihat sırasında esir edilen veyahut para ile satın alınan kadın ve kızlar. Başkasının mülkü olan köle kadın. "Câriye" sözcüğü denizin üzerinde akıp giden gemiye denir. Câriyeler de efendilerinin emir ve hizmetleri çerçevesinde hareket etmeleri sebebiyle bu ismi almışlardır (Ömer Nasuhi Bilmen, Hukuku İslâmiyye ve Istılâhâtı Fıkhıyye Kamusu, III, 344). İslâm hukukunda câriyeler diğer kadınlardan farklı bir statüye tabidirler. Efendileri nafakalarını ödemek ve iffetlerini korumak mecburiyetindedirler. Onlara iyi davranılması da Kur'an'da emredilmektedir (en-Nisa, 4/36). Efendileri, yediklerinden onlara yedirir, giydiklerinden giydirirler. Ancak azat edilmeleri efendilerinin ölümüne bağlı olanlar, azat edilmeleri karşılığında kendilerinden bir bedel talep edilmiş olanlar ya da efendilerinden çocuk getirmiş olup "Ümmü Veled" statüsünü kazanmış olanlar alınıp satılamazlar. -(Şamil İA).
7.      Fukara/Fakirler:f-Ğ-R; fakir, bela, müsibet, felaket. 2/273, 9/60, 22/28Aslî ihtiyaçların dışında, zekât nisabı kadar mala mâlik olmayan veya nisaptan daha fazla mala sahip olduğu halde, bunlar ihtiyaçlarına yeterli bulunmayan kimseye "fakir?', hiçbir şeyi bulunmayan yoksula da "miskin" denir. -(Şamil İA).
8.      Fukara il muhacirîn/göçmenler: göçmen fakir; 24/22, 59/8,   
9.      Ğarimine/Garip/zarar edenler: gy-R-m; bela, azap, kötülük, işkence, zarar, borçlu, 9/60,
10.  Kania/Kanatkarlar :Ğ-n-a; kanaat eden, verilene razı, 22/36,
Elinde bulunanla yetinme, dünya nimetlerinden kısmetine razı olma. İsraf, ihtiras tama' ve israftan kaçınma. Kişinin Allah'ın kendisine dünya nimeti olarak verdiği paya rıza göstermesi. -(Şamil İA).
11.  Kurba/Yakınlar :ĞRb; yakın, akraba, himaye, yaklaşma, işleme, kurban, 2/177, 2/215, 4/8, 4/36,17/26,  30/38,  Birbirinin soyundan gelmek veya evlilik sebebiyle eşlerden birinin kan hısımları ile diğer eş arasında meydana gelen yakınlığa akrabalık; bu durumda olan her bir kimseye de akraba denir. Akraba, hısım manasına gelen "karîb" kelimesinin çoğulu olup, aslı "akribâ"dır. Fakat bu kelime Türkçe'mizde akraba şeklinde yaygınlaşmıştır. İslâm'da akrabalar; 1. Aynı sülbden gelenler (kan akrabaları), 2. Evlilikle kurulan (sıhrî akrabalar), 3. (Diğer hukuk sistemlerinden ayrı olarak) Süt akrabaları olmak üzere üç kısımdır. Süt akrabalığı, bir kimsenin süt çağındayken (iki yaşına kadar) sütünü emdiği kadın ve akrabalarıyla kendisi arasında meydana gelen akrabalık bağıdır. Meselâ: Sütünü emdiği kadın onun süt annesi kocası süt babası çocukları da süt kardeşleri olur. İki yaşa kadar emilen süt çocuğun vücut yapısını tamamladığı için, emzirenin bir parçası: emziren de emenin-tıpkı öz annesi gibi- bir annesi durumundadır. Bir de, hukukî işlemler sonucu oluşan, "evlât edinme tebennî-" şeklinde bir akrabalık bağı vardır. Dînimiz, akrabalar arasındaki ilişkilerin sağlam, sıcak ve devamlı olmasına, akrabaların birbirine maddeten ve mânen destek olmalarına çok önem vermektedir. Hısımlık hakkını gözetmek, Allah ve Resulü'nün ısrarla emrettiği şeylerdendir. Akrabaya İslâmî akîde gereği yakınlık duymak, onların yardımlarına her zaman koşmak, sık sık ziyaret etmek, uzakta bulunanları arayıp sormak, onlarla haberleşmek şarttır. Toplumun önemli bir kurumu olan ailenin sağlam bir yapıya kavuşturulması, ancak bu görevlerin tam anlamıyla yerine getirilmesiyle mümkündür. -(Şamil İA).   
12.  Mahrûm/Yoksunlar: Ha-R-m: Mahrum 51/19, 56/67, 68/27, 70/25 haram, ihram
Mahrum, utancından dolayı zengin zannedilen fakir demektir.(Elmalılı-MYSoyalan).).
13.  Ma meleket eymanukum: ellerinizin altında bulunanlara, 4/36 , 
14.  Mesakine/Düşkün:Si-k-n; düşkün, sakin, duran, karar kılan, ısınmak, ülfet, ikamet, mesken, huzur, tatmin, yatışma, sükunet, ferahlık, düşüklük, bıçak, 2/177, 2/215, 4/8 ,  9/60, 17/26, 30/38,   Metrabeh:t-R-b; toprak, göğüs kemiği, şiddetli yoksulluk, fakirlik, 90/16 
15.  Muellefeti kulubuhum: Kalbleri çevirmek, dönüştürmek, ülfet sevdirmek, 9/60,  
16.  Mu'terr/İsteyen :A-R-R; isteyen, peşine düşen, dilenen, günah vebal, kusur, çirkinlik, 22/36,   
17.  Sahibi/Arkadaş: Sa-Ha-b; arkadaş, dost, yoldaş, hanım, eş, şehir halkı, 4/36 , 
18.  Sebili/Yol bulamayan : Si-b-l; yol, yolcu, yolda kalmış, yola çıkması gereken. 2/177, 2/215,  9/60, 17/26, 30/38,  
19.  Rikab/Esirler : RĞb ; esir, boyun, köle, gözleyen, bekleyen, koruyan, 2/177,  9/60,  
Hukukî, iktisadî ve sosyal bakımlardan hür insanlardan farklı ve aşağı statüde kabul edilen kimse. Bu statüde bulunan erkeğe "köle", kadına ise "câriye" denir. Kul, bende, halayık ve esir, kölenin eş anlamlısıdır. Kadın köleye ise Türkçe'de câriye ve odalık denir. Arapça'da; abd, rakık, memlûk, kınn, rakabe, vasif ve mülkül-yemîn; kadın köleler için memlûke, vasîfe, câriye, eme ve gurre kelimeleri kullanılır. Farsça'da bende ve gulâm köle; kenîz ise câriye anlamındadır. -(Şamil İA)”. Esir, köle olup olma­maktan, müslim gayri müslim olup olmamaktan öte, genel an­lamda herhangi bir esir, özgürlü­ğü elinde olmayan demektir. Kö­le, kadın erkek ayrımı yapılmadan herhangi bir köle anlamında. (Elmalılı-MYSoyalan).
Rakabe, boyun veya boyun kökü demektir. An­cak mecaz anlamda kişiyi, bir insanı da ifade eder. Özellikle özgürlüğünü kaybetmiş esir anla­mında kullanılır. Bu kullanımı da­ha yaygındır. "Fekkü rakabeh" ifadesi ise, esaret bağı ile bağlanmış bir bo­yunu, yani bir kimseyi esaretten kurtarıp özgürlüğüne kavuştur­mak demektir.Rakabeh, öncelikle kişinin kendi hürriyetine malik olarak yani, kendi nefsini kurtarmış ol­masına da işaret eder. İnsanın, kendisini nefsinin esaretinden kurtarması olarak da anlaşılmış­tır. "Rakabe"nin yani boyun çöz­menin en basit şekli, köle azad et­mek olarak ifade edilmiştir. (Elmalılı-MYSoyalan).
20.  Usretin/Borçlular:A-si-R; darlık, sıkıntı, güçlük, zorluk, 2/280  
'Usret, darlık, şiddet ve yokluk zorluk zamanı demektir. 'Usret saati, güçlük anı ve vakti yani zorluk zamanı de­mektir. Hendek Savaşı gibi sıkıntı dolu günlerdeki "güçlük zamanı"na dikkat çekilmektedir.
Aynı şekilde Tebük seferinde çekilen sıkıntılardan dolayı bu or­duya "ceyş-i usreti" yani "zorluk ordusu" denilmiştir. (Elmalılı-MYSoyalan).
21.  Yetama/Yetimler :Ytm; güçsüz, yetim, babası olmayan, yetim kız kadın. 2/177, 2/215, 2/220, 4/8, 59/7, 
Yalnız, yegane, azîz, babası olmayan, erginlik çağına ermemiş çocuk anlamında bir fıkıh terimi. Erginlik çağına girdiği halde, rüştünü ortaya koyamamış çocuğa ve kocası ölmüş olan kadına da yetim denildiği olur (Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, VIII, 5505). -(Şamil İA)”.   Yetâmâ, "nedîm", "nedâmâ" gibi "yetîm"in çoğuludur veya çoğulun çoğuludur. Yetim infirad (yalnız olma, yanında kimse bulunmama) mânâsına "yatem"den türetilmiştir. Nite­kim emsalsiz inciye "durr-i ye­tim" denilir.
Bu yalnız kalma mânâsı dolayısı ile babası ölmüş olana da ye­tim denir. Lügat bakımından hem büyük hem de küçük için ifade edilir. Fakat örfte henüz kendini kurtaramayacak yaşta olanlar için söylenir.
Bu cihetle yetim kelimesi zaaf ve aklında bir noksanlığı anlat­mak için de kullanılır. Buluğdan sonra rüşdünü bulmayanlar için de kullanılır. Kocasından ayrıl­mış kadınlar için de kullanılır. Kısacası yetim, sahibi, annesi veya babası ölmüş, kendisi de aciz olan kimseleri ifade eder. (Elmalılı-MYSoyalan).  
22.  Valideyni/Evdekiler:V-l-d; doğurmak, ebeveyn, ebe, anne, baba, çocuk, evlatlık, hizmetçi, köle, 2/215, 4/36 , 
23.  Sailine/İsteyenler Si,e,l; Sormak, sogulamak, istemek, dilenmek, yeminle istemek, talep, istek, 70/25, 2/177,  51/19,  Sail kelimesinin söz­lük anlamı, isteyen, dilenen arzu eden demektir. Ancak kelimenin Kur'ân'da özellikle de Duhâ Sûresi'ndeki kullanımı ile ilgili fark­lı görüşler vardır. Bazı müfessirler, dünyaya dair bir şey isteyen kişidir, yani dilencidir demişler; bazı müfessirler de "sâil" den murad ilim, bilgi talep etmedir de­mişlerdir. Kısacası, "sâil" mal ve bilgiyi içine alacak şekilde mutlak isteme ve dilemedir. (Elmalılı-MYSoyalan).

Dilenmeyi /İstemeyi Meslek Edinenlerin Dilencilerin Durumu:
Kuranda Sailine/İsteyenler kelimesi kök ve türevleriyle 118 ayette yer almakta ve sormak, sogulamak, istemek, dilemek,  talep, istek anlamlarında kullanılmaktadır.
Böyle olmakla birlikte Kuranda:
·              70/25 Lissaili velmahrûm. Sâile/dilenciye, isteyene ve mahruma (utancından dolayı istemeyip mahrum kalana).
·              51/19 Ve fi emvalihim hakkul lis saili vel mahrûm.Mallarında Sail/dilenci, isteyen ve mahrum için hak vardı.
Özellikle:
·              93/10 Ve emmessaile fela tenher.Ve emmessaile fela tenher/Saili/dilenciyi isteyeni soranı azarlama;
Ayetlerini dikkate alarak Saili; isteyeni, isteğini dile getireni, dilenci hatta bunu meslek, ticaret haline getiren anlamında değerlendirerek boş çevirmekten kaçınılmış ve böylece bu olgunun devamını ve yaygınlaşmasına katkı verilmiştir.
·   “Sâil, isteyen (dilenen) kimse; "mahrum" ise, iffetinden dolayı dilenmeyen ve bazı insanların zengin zannederek kendisine bir şey vermediği kimsedir. İhtiyacını dile getiremeyen tüm canlılardır.(Razi)”.
·  Dilenci» ile çevirisini yaptığımız «sâil», ihtiyacını dile getirip bir şey isteyen kimse demektir. Miskin, kendine yetecek ka­darını bulamayan ve bilinip tanınmadığı için de kendisine sadaka veril­meyen kimsedir(C Yıldırım)”.
·   “İster dilensinler, ister iffetli davransınlar. Bu farz zekâtları ve insanın kendisini yükümlü tuttuğu adak yahut sürekli (cari) bir sadaka ya da sürekli bir yardım (vakıf) gibi bütün hususları kapsar(V Zuhayli)”.
·   “Yoksul kelimesinin bütün cihetlerden yoksul olan kimseyi kapsa­dığını, her ne yönden olursa olsun yoksul düşen kimsenin, mal sahiplerinin mal­larında hakkı olduğunu söylemiştir(Taberi)”.
·   “İhtiyaç sahiplerinden) isteyene istemeyene(M TOptaş)”.
·  “Mahrum" kelimesini şöyle anlayan da olmuştur: Gerçek ihtiyaç sahibi kimseler. Fakat kimseye-utanma duygusundan dolayı ihtiyaçlannı arzetmediklerinden, ihtiyaçlarıyla kıskıvrak kıvranırlar. Bu bakımdan bunlar mahrum sayılırlar.(Semerkandi)”.
·  “El açıp insanlardan isteyen fakir için ve is­temekten utanan, dolayısıyle zengin sanılarak mahrum kalan kimse içindir.(Sabuni)”.
·  “Sâil her tür istemeyi kapsamaktadır. İhtiyacını ister. Bilgi istenir, iman is-tenir, yol, yordam istenir.  Birinci olarak maddî bir ihtiyacı olup da bizden istemeye geleni kesinlikle kovmayacağız, onu kırıp dökmeyeceğiz. Elimizdekilerin, cebimizdekilerin bizim değil Allah’ın olduğunu ve onları Allah’ın istediği biçimde onun fakir kullarına ulaştırmak zorunda olduğumuzu asla unutmayacağız. Bizim mallarımızın içinde fakirler için ayrılmış bir hisse vardır. Yine unutmayalım ki bunu bizim arayıp bulmadan kendiliğinden almaya gelmiş fakirler bizi sorumluluktan kurtardıkları için sevip, teşekkür etmemiz gereken insanlardır. Bir başka deyişle onlar bizden Allah’a mesaj götüren posta memurlarıdır. Var mı öbür tarafa göndereceğiniz bir şeyler? Var mı Rabbinize sunacağınız bir şeyler? diye evlere gelen postacılara benzer bu fakirler.(A Küçük)”.
·  “Bazıları «Burada dilenci dinini soran kişidir» demiştir. Yani senden dinini soran kişiyi kaba ve merhametsizce reddetme. Ona şefkatle cevap ver.İbn'ul-Arabi, «Dini sual soranın cevabî alim kişinin boynuna ferz olur» der. Fakat bu, farzı kifayedir. Bir alim onun cevabını ve­rirse diğerlerinden mesuliyet düşer.«Rabbinin nimetine gelince onu anlat da anlat»; yani Allah'ın sana verdiği nimetlere karşı şükür ve sena ile karşılık ver. Ve hal­ka Allah'ın verdiği nimeti söyle. Zira nimeti itiraf şükür demektir.îbn Nuceyh, Mücahid'den «Nimetin burada Kur'an mânâsına olduğunu» naklediyor.(A Arslan)”.
·  “İsteyene gelince sakın azarlama!" Ona gürieyerek, ağır söz söyleme! O halde bu buyruk (bir şeyler isteyene) ağır ve kaba sözler söylemeyi yasak­lamaktadır. Bunun yerine sen o dilenene kolayına gelen şeyleri karşılıksız ver ya da güzel bir şekilde onu geri çevir, sen de muhtaç olduğundan sözet. Burada "İsteyen (dilenen)" ile kastedilenin, dine dair soru soran kimse ol­duğu da söylenmiştir. Yani böyle bir kimseyi kaba sözlerle ve katılıkla azar­lama! Ona yumuşaklıkla ve uygun bir tarzda cevab ver. Bu açıklamayı Süfyan yapmıştır.(Kurtubi)”.
·  Bununla beraber demişlerdir ki, dilenciyi azarlamanın yasaklanmış olması, istemede ısrar etmediği durumdadır. Eğer istemede ısrar eder de yumuşak bir şekilde reddetmek fayda vermezse o vakit azarlamada bir sakınca yoktur. Zira "İnsanlardan yüzsüzlük edip de ısrarla istemezler."(Bakara, 2/273) Ebu'd-Derdâ, Hasen, Süfyan ve daha bazıları da burada "sail"den maksadın, mal isteyen değil, ilim ve din ile ilgili soru soran demek olduğu görüşüne varmışlardır. hangi suretle olursa olsun isteyen veya soran, mutlak olarak "talep eden" mânâsını da taşır (Elmalılı)”.
·  Her durumda yardım isteyeni azarlama, oteriter davranma, surat asma(M İslamoğlu)”.
·  Sorup, isteyeni azarlama.(M Okuyan)”
·  sâil” sözcüğü “isteyen” demektir, ancak “soran” anlamına da gelmektedir. Çünkü soru sormak, bilgi istemek demektir. Âyette tümlece yer verilmeyerek isteyenin ne istediği belirtilmemiştir. Bu durum, “isteyen” sözcüğünün anlam alanını genişletmektedir. Dolayısıyla “isteyen” sözcüğü için “yiyecek-içecek gibi maddi ihtiyaçları isteyen”, ya da “din ve imanla ilgili manevi ihtiyaçlarını giderecek bilgi isteyen, soru soran” gibi anlamların geliştirilmesi mümkündür.(H Yılmaz)”.
·  “Yardım isteyen" ve "yoksul" dîye çevirdiğimiz "sâü" ve "mahrum" kelimelerinin anlamı hakkında değişik yorumlar yapılmıştır. Yaygın yoruma göre "sâil" ihtiyacını belli eden hatta yardım talebinde bulunan, "mahrum" ise ihtiyaç içinde olduğu halde istemekten çekinen ve ar duygusu, halini belli etme­sine engel olan kimsedir.(Kuran yolu)” .
·  “Sahip oldukları her şeyden, [yardım] isteyenlere ve sıkıntı içinde bulunanlara bir pay [ayırırlardı](M Esed)”.
·  “Ayette "seul" olarak isimlendirilen, isteyen kimsedir "mahrum" ise, istemeyen, ihtiyacını dile getirmeyen dolayı siyle yoksun kalan kimsedir. Belki de "mahrum" olarak nitelendirilen kimse, başına bir musibet gelip te bu yüzden yoksul kalan ve isteyemeyen kimsedir.(S Kutup)”.
·  “Muhtaç (Sâil) kimseden kasıt, dilenen kimse değildir. İhtiyaç içerisindedir ama kimseden bir şey isteyemez. Mahrum'dan kasıt ise işsizlerdir. Veya çalışan ama kazandığı ile geçimini sağlayamayan kimsedir. Allah'a inanan hiç kimse böyle bir insanın ihtiyaç duyduğu zaman onu gelip kendinden istemesini beklemez. O istemeden yardımını yapar.(Mevdudi)”.
·  Öyleyse sakın yetimi ezme. Dilenciyi azarlama. Ve Rabbinin nimetini anlat. Toplumdaki yetimi, güçsüzü, çaresizi, güç karşısında zayıf olanı ezme, durumunu kötüleştirme, adaletten haktan Kurandan ayrılma. İsteyeni, talep edeni, ihtiyacı olanı, derdi bulunanı, soranı, soruşturanı, araştıranı, öğrenmek isteyeni, geri çevirme, görmezlikten gelme, sorumsuz davranma. Kurandan bihaber olana karşı duyarsız olma. Kuranı yaşama geçir, anlat, paylaş, hâkim kıl, ihdas et. Rabbinin tüm nimetlerini sana ikram edildiği gibi sen de ikram et, paylaş, paylaştır, yaygınlaştır.(A Aldemir)”
                       
Oysa, Kuranda verilecekler sayılırken dilenciyi veya dilenciliği meslek edineni çağrıştıracak herhangi bir ayet ve kelime de yer almamaktadır.
Aksine yoksulu; 2/273 de لَا يَسْپَلُونَ النَّاسَ اِلْحَافًا  la yes'elunen nase ilhafa  yüzsüzlük yapmayan, istemeyen; 22/36 da الْقَانِعَ وَالْمُعْتَرَّ  kania vel mu'terr kanaat eden, ihtiyacını gizleyen ve ihtiyacını isteyen;  22/28 de الْبَائِسَ  baisel  sıkıntı, zorluk içinde bulunan olarak belirtmektedir. Var iken fazlası, daha fazlası için isteyip adet ve meslek haline getirenden bahsedilmemektedir.
·               2/215 De ki: "Verdiğiniz hayır (mal), ana-baba, yakınlar, yetimler, yoksullar ve yolda kalmış(lar) içindir.
·               2/273 şu fakirlere mahsustur ki, Allâh yolunda kapanıp kalmışlardır. Yeryüzünde gezip dolaşamazlar. Bilmeyen, utangaçlıklarından dolayı onları zengin sanır. Onları simâlarından (yüzlerinden) tanırsın. Yüzsüzlük edip insanlardan istemezler. Yaptığınız her hayrı Allâh bilir.
·               2/280   Eğer (borçlu) darlık içinde ise, bir kolaylığa çıkıncaya kadar beklemek (lâzımdır). Eğer bilirseniz (verdiğiniz borcu, eli darda olan borçluya) sadaka olarak bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır.
·               4/8   (Mirâs düşmeyen) Akrabâlar, yetimler, yoksullar da (mirâs) taksim(in)de hazır bulunursa bir şeyler vererek onları da ondan rızıklandırın (gönüllerini hoş edin) ve onlara güzel söz söyleyin
·               4/36   Ana babaya, akrabâya, öksüzlere, yetimlere, yakın komşuya, uzak komşuya, yan(ınız)daki arkadaşa, yolcuya, ellerinizin altında bulunanlara iyilik edin. Allâh, kurumlu, böbürlenen insanları sevmez.
·               9/60 Sadakalar, Allah'tan bir farz olarak ancak fakirlere, mesakine/düşkünlere, onlar üzerinde çalışan memurlara, kalbleri ısındırılacak olanlara, kölelik altında bulunanlara, borçlulara, Allâh yoluna ve yolcuya mahsustur (toplanan zekât, ancak bu sayılanlara verilir). Allâh bilendir, hüküm ve hikmet sâhibidir.
·               17/26   Akrabâya, yoksula ve yolcuya hakkını ver, fakat saçıp savurma.
·               22/28 Onlardan yeyin, sıkıntı içinde bulunan fakire de yedirin.
·               22/36   onlardan yeyin, kanâat eden(fakir)e de; isteyen(fakir)e de yedirin
·               30/38   Akrabâya, yoksula, yolcuya hakkını ver
·               59/7   Elçisine verdiği ganimetler, Allah'a, Elçiye, (ona) akrabâ olanlara, yetimlere, yoksullara (yolda kalan) yolcuya âittir. Tâ ki (o mallar), içinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir şey olmasın.
·               59/8 Şu göçmen fakirlere âittir ki (onlar) yurtlarından ve mallarından (sürülüp) çıkarılmışlardır; Allâh'ın lutuf ve rızâsını ararlar; Allah'a ve Elçisine yardım ederler. İşte doğru olanlar onlardır.

“İslâm dini kadar insana benliğini, izzet-i nefsini ve şerefini korumanın yollarını öğreten hiçbir din, hiçbir ahlâkî sistem yoktur. İslâm'a göre ümmetin geleceği, toplumun şeref ve namusu ne kadar önemli ise, kişinin izzet-i nefsi de o kadar önemlidir ve mutlaka korunması gereken birşeydir. Her müslüman bu değerli emâneti korumakla mükelleftir. İşte bu emaneti koruyabilmek için insanlara bütün fazilet yolları gösterilmiş, kötülüklerden sakınmaları emredilmiştir.
Her kötülük insanın benliğinden ve şerefinden bir şeyler alıp götürür. Hiçbir ihtiyacı olmadığı halde el açıp dilenenlerin durumu ise daha kötüdür. Çünkü onlar, dilenmekle, şeref ve itibarlarının kökünden yok olmasına ve âdeta manevî müflis durumuna düşmelerine sebep olurlar. Bunun için fakirlere, acizlere yardımı kuvvetle emreden İslâm, fakir olmayanların, ihtiyaç içinde bulunmayanların dilenmelerini de aynı şiddetle yasaklamıştır.
Dinimiz, çalışmayı emir ve tavsiye ettiği gibi, bunu üstün bir fazilet olarak görmüş, tembelliği ve buna bağlı olarak dilenciliği de o ölçüde kötülemiş ve yasaklamıştır. Yoksulu doyurmak, isteyene vermek müslümanın görevidir. Fakat, insan şeref ve haysiyetini zedeleyen, kişiliğini yok eden, yardımsever insanların temiz duygularının istismarına yol açan dilencilik, çirkin bir iş olarak görülmüştür. Peygamberimiz (s.a.s.) yalnız üç sınıf insan için istemenin helâl olduğunu bildirmiştir. Bunlar da; bir şahıs veya topluluğa kefil olup borçlanan ve borcunu ödeyemeyen, bütün malı bir felâketle yok olan, fakir düşen ve fakirliği onu tanıyanlarca kabûl edilen kişilerdir. Bunların dışında kalan ve bir günlük yiyeceği bulunup, çalışıp kazanabilecek güce sahip birisinin dilenmesi ise caiz görülmemiştir. (Müslim, Zekât, 109). Sizden bazıları dilenmekten asla vazgeçmez. En sonunda kıyamet gününde bu şerefsiz kişi, yüzünde bir et parçası kalmaksızın Allah'a kavuşur" (Müslim, Zekât, 103). Her kim çok mal toplamak için, insanlardan onların mallarını dilenir durursa, muhakkak bir ateş parçası istemektedir.Dilencilik; tembellik ve halkın yardım duygularını istismardan başka birşey değildir. Yukarıdaki hadis-i şeriflerden anlaşılacağı gibi, dilenmek ve dilenciliği bir meslek hâline getirmek şiddetle yasaklanmıştır(Şamil İA)”.  
Sonuç Olarak: Bu ayet ve açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, Kurandaki sail/ steyenler; dileğini, isteğini, sıkıntısını, sorununu dile getiren veya dillendirmeden anlaşılan veyahut bunları gidermek için istekte bulunan olarak anlaşılmakta olup gereğince yardım yapılmalıdır. Bu hali ondan gidermeyi amaçlamalıdır. Öyleki, 28/77Allâh sana nasıl iyilik ettiyse sen de öyle iyilik et, emrine uygun  destek olunmalıdır. Üstelik 2/273 şu fakirlere mahsustur ki, Allâh yolunda kapanıp kalmışlardır. Yeryüzünde gezip dolaşamazlar. Bilmeyen, utangaçlıklarından dolayı onları zengin sanır. Onları simâlarından tanırsın. Yüzsüzlük edip insanlardan istemezler. Emrinde belirtilenleri bulup her türlü yardımı desteği vermek, ilgili kurumları, sistemleri oluşturmak gerekmektedir.
Dilenciye, dilenmeyi adet ve meslek haline getirene boş çevirmemek, geçiştirme amacıyla da olsa(nitekim bunun yardım niteliği taşımadığını verilen birkaç kuruştan da anlaşılmakta ve bilinmektedir) katkıda bulunmamak ve bu çirkinliğin kökleşip yaygınlaşmasına vesile olmamak da elzemdir. Sözkonusu dilencilere; 2/273 İnsanlardan yüzsüzlükle arsızca istemezler Ayetinde belirtildiği üzere arsızlaşanlara, yüzsüzlük eden, ısrar eden, sürekli tekrarlarla rahatsız eden ve dilenmeyi adet edinenlerin de dahil olduğu unutulmamalıdır.
Esasen istenilen; toplumdaki yetimi, güçsüzü, çaresizi, güç karşısında zayıf olanı, isteyeni, talep edeni, ihtiyacı olanı, derdi bulunanı, soranı, soruşturanı, araştıranı, öğrenmek isteyeni, geri çevirme, hor görme, horlama, görmezlikten gelme, sorumsuz davranma, Rabbinin tüm nimetlerini sana ikram edildiği gibi sen de dilencilere, dilenmeyi meslek edinenlere değil, gerçek ihtiyaç sahiplerine, ikram et, paylaş, paylaştır, yaygınlaştır emrine hayat vermektir, yaşama geçirmektir.

VII- VERMEDE  ÖLÇÜ

1-İNFAKIN ÖLÇÜSÜ /AF YANİ İHTİYAÇDAN FAZLASI 2/219
·               2/219 يَسْپَلُونَكَ عَنِ الْخَمْرِ وَالْمَيْسِرِ قُلْ فٖيهِمَا اِثْمٌ كَبٖيرٌ وَمَنَافِعُ لِلنَّاسِ وَاِثْمُهُمَا اَكْبَرُ مِنْ نَفْعِهِمَا وَيَسْپَلُونَكَ مَاذَا يُنْفِقُونَ قُلِ الْعَفْوَ كَذٰلِكَ يُبَيِّنُ اللّٰهُ لَكُمُ الْاٰيَاتِ لَعَلَّكُمْ تَتَفَكَّرُونَ
Yes'eluneke anil hamri vel meysir, kul fihima ismun kebiruv ve menafiu lin nas, ve ismuhuma ekberu min nef'ihima, ve yes'eluneke maza yunfikun, kulil afv, kezalike yubeyyinullahu lekumul ayati leallekum tetefekkerûn.
S. Ateş Sana şaraptan ve kumardan soruyorlar. De ki; "O ikisinde büyük günâh ve insanlara bazı yararlar vardır. Fakat onların günâhı yararından büyüktür."
Ve sana Allâh yolunda ne vereceklerini soruyorlar. De ki; "Af (yani ihtiyaçlarınızdan fazlasını veya helâl ve güzel olan şeyleri verin!)" Allâh size âyetleri böyle açıklıyor ki düşünesiniz.
Ayetde Geçen Aff kavramının  Anlamı Hakkındaki Görüşler
·  Afv kelimesi, türevleriyle birlikte Kur’an’da otuz beş âyette yer almakta, çoğunlukla affetmek, bu ayette ise sözlük anlamı olarak ‘fazlalık’ manasında geçmektedir.(K Ansiklopedisi)  Afv  : afv ; aff etmek, çoğaltmak, arta kalan, ihtiyaç dışı, bağışlama, kolaylık. Yine Kâmûs'ta, "âfeti'l-ibilü'l-mer'a" denilir ki "tenâvelethu karîben" demektir, yani hayvan mer'ayı yakından otladı, uzağa gitmeden, yakından bol bol yedi demek olur. Buradan da anlaşıla­cağı gibi, "afv", bolluk anlamına da gelir. (Elmalılı-MYSoyalan).
·  Ayette geçen "afüv" kelimesi "artık, fazla" anlamına gelir. Buna göre israfa ve gösterişe kaçmaksızın şahsi masraflar karşılandıktan sonra elde kalan, yardım konusudur. Daha önce söylediğimiz gibi ilk önce en yakınlara yardım edilecek, sonra başkalarına sıra gelecektir.. Oysa bu açık hükümlü ayete göre "malın artakalanı"nın tümü yardım ve sadaka konusudur. (S Kutup)
·  “O'nun için ayırabileceğiniz her şeyi.”(M Esed)
·  Havâic-i asliyyeden artan kısmı. Havâic-i asliyye hakkında görüş farkları vardır: Bâzısına göre, bir senelik mesken, yiyecek, içecek ve giyecek karşılığı olan miktardır. Bâzısına göre, bir aylık... Fakat bunu zaman, zemin ve şartlara göre takdir etmek îslâmın ruhuna daha uy­gun düşer. Hangi görüşe göre tefsir edilirse edilsin, arta kalan malı infak, bilhassa zekâttan başkasına şâmildir. C Yıldırım)
·  4/5 Allâh'ın, sizin için geçim kaynağı yaptığı mallarınızı/ ayakta kalmanız için size vermiş olduğu mallarınızı aklı ermezlere vermeyin; o mallarla onları besleyin, giydirin ve onlara güzel söz söyleyin.
·  Hz. Peygamber (s.a.s) de,"Birinizin yanında birşey bulunduğu zaman önce kendine, sonra bakmakla mükellef olduğu kim­selere ve bu minval üzere harcasın ve "Sadakanın hayırlısı, vereni başkasına muhtaç bırakmayan ve yeterli olduğu için kınanmayandır" buyur­muştur. (F Razi)
·  Zekât farz kılınmadan önce, kazanç sahipleri, bu ayete göre, her günkü kazançlarından kendilerine yetecek kadarını alır, gerisini tasadduk ederlerdi. Altın, gümüş gibi nakit sahipleri de, bir yıllık geçimini ayırır, geri kalanını Allah yolunda harcarlardı (ez-Zebîdî, Tecridî Sarîh, Terc. K Miras, Ankara 1978, XI, 371-Şamil İ A).
·  Hz. Peygamber (s.a.s.) de, kimin yanında ihtiyaçtan fazla şusu busu varsa, olmayanlara vermesini emretmiş, bu sözünü o kadar tekrar etmiştir ki, dinleyen sahâbîler, hiç kimsenin, ihtiyaçtan fazla bir şey saklamaya hakkı olmadığını sanmışlardır (Müslim, Lukata 18; Ebû Dâvud, Zekât 32; Ahmed bin Hanbel, 3/34-Kavramlar Ansiklopedisi)


2-İNFAKIN SINIRI/ İSRAF VE CİMRİLİK YAPMAMA
Ne israf  ederler /Si-R-f/ haddi aşmak/ ne de cimrilik/Ğ-t-R ederler
·               25/67   وَالَّذٖينَ اِذَا اَنْفَقُوا لَمْ يُسْرِفُوا وَلَمْ يَقْتُرُوا وَكَانَ بَيْنَ ذٰلِكَ قَوَامًا
Vellezine iza enfeku lem yusrifu ve lem yakturu ve kane beyne zalike kavama.
S. Ateş    Ve harcadıkları zaman, ne israf ederler ne de cimrilik ederler; harcamaları, bu ikisinin arasında dengeli olur.
Kavama:Ğ-v-m; kalkmak, kalkış, destek, donakalmak, azmetme, başlama, vuku bulma, tahakkuk, yürümek, riayet, niyetlenme, durma, yerleşme, yerine geçme, kaim olma, ikamet, düzeltme, dosdoğru kılma, yürürlüğe koyma, gözetme, hakkını verme, kadrini bilme, ayakta durma, idareci, makam, vatan, yüksek yer, daimi, baki, ölçülü, düzgün, kusursuz, kıyamet, kavim, topluluk,

Yebhal/ b-Hı-l/ cimrilik, cimrilik etmek.
·               47/38 İşte sizler, Allâh yolunda harcamağa çağrılıyorsunuz; ama içinizden kimisi cimrilik ediyor. Cimrilik eden, kendi nefsine karşı cimrilik etmiş olur. Allâh zengindir, sizler fakirsiniz. Eğer yüz çevirecek olursanız, Allah, yerinize başka bir toplum getirir de onlar sizin gibi olmazlar.
·               3/180 Allah'ın verdiklerinden cimrilik edenler, sakın bunun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar bilakis bu onların kötülüğünedir. Cimrilik yaptıkları şey, kıyamet günü boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah'ındır. Allah işlediklerinizden haberdardır.
·               64/16 O halde gücünüz yettiği kadar Allah'dan korkun. (O'nun öğütlerini) dinleyin. İtaat edin. Kendi iyiliğinize olarak harcayın. Kim nefsinin cimriliğinden (şuhhe nefsihi) korunursa işte onlar, kurtuluşa erenlerdir
·               17/100 De ki, Rabbimin rahmet hazinelerine siz sahip olsaydınız tükenir korkusuyla yine de cimrilik ederdiniz. Hakikaten insan çok cimridir
Cimrilik; Servet edinme tutkusuyla karşılıksız harcama ve hayır yapmaktan kaçınma eğilimidir. "Âdî, alçak, soysuz" anlamındaki Farsça "cimri" kelimesinden Türkçeleştirilmiş olup genellikle "pintilik, hasislik" mânâsında kullanılır. İslâm ahlâk literatüründe aynı kavramlar "şuhh" ve "buhl" kelimeleriyle ifâde edilir. Ancak dilciler bu iki terim arasındaki anlam farkı üzerinde durmuşlardır. Buna göre şuhh, öncelikle kişiyi mal-mülk edinme hırsına sevkeden, harcamalarda bulunmaktan ve yardım etmekten alıkoyan bencil bir duygu, buhl ise bu duygunun etkisiyle iyilik ve cömertlik yapmaktan kaçınmaktır. Dil âlimleri ve müfessirlerin çoğunluğu, özel olarak mal varlığı konusundaki cimriliğe buhl ve genel olarak iyiliğin her türlüsünden kaçınacak derecede köklü ve yaygın bir huy halini almış bulunan cimriliğe de şuhh demişlerdir. Ayrıca buhlü, kişinin kendi malını hayır yoluna harcamaktan kaçınması, şuhhu da başkalarının elindekine göz dikecek veya onların iyilik yapmalarından bile hoşlanmayacak derecede cimri ve iyilik duygusundan yoksun olması şeklinde açıklayanlar da vardır.
Kur'ân-ı Kerim'de üç âyette cimri anlamındaki "şuhh", bir âyette "cimriler" anlamındaki "eşihha", üç âyette buhl, dokuz âyette de bundan türetilmiş fiiller yer almaktadır. Bu âyetlerin birinde (4/Nisâ, 128) nefislerin cimriliğe eğilimli yaratılmış olduğu belirtilmekte, iki âyette de (59/Haşr, 9; 64/Teğâbün, 16) cimrilikten korunanların kurtuluşa ereceği ifâde edilmektedir. Zemahşerî bu âyetleri yorumlarken şuhh kelimesini, insanın ve kendisini alçaltacak derecede bencil ve servete düşkün olması şeklinde tarif etmekte, sözkonusu âyetlere göre cimriliğin yaratılıştan gelen ve hiçbir zaman tam olarak yok edilmesi mümkün olmayan doğal bir duygu (garîza) olduğunu belirtmektedir (El-Keşşâf, IV/84-Kavramlar Ansiklopedisi).

Ayetin Anlamı Hakkındaki Görüşler
·  İbn Abbas, Mücahid, Katâde ve Dahhfik'ın görüşü olup, buna göre israf, Allah'a isyanın söz konusu olduğu hususlarda harcamada bulunmaktır. Kısmak ise, Allah'ın hakkını men etmektir.
·  Mücahid şöyle demiştir: "Şayet bir adam, Ebû Kubeys Dağı kadar altını Allah yolunda harcasa, bu israf olmaz. Ama, Allah'a isyan hususunda bir ölçek (sâ1) harcasa, bu israf olur."
·   Hasan el-Basrî de şöyle demiştir: "Bunun anlamı, onlar, Allah'a isyan olacak hususlarda harcamazlar, gerekli yerlerden de asmazlar" şeklindedir. Kısma işi, bazan Allah'ın hakkı olan şeylerden geri durmak şeklinde olur ki, bu, kısmanın en kötü olanıdır. Bazan da, vacib olmayan ama mendûb olan şeylerden geri durmak biçiminde. Bu, meselâ zengin bir kimsenin, kendi akrabaları olan fakirleri zenginliğine yaklaştırmaması gibidir.
·  İsraftan murad, helâl olsa bile dünyada nimetlere ve ona dalma hususunda haddi aşmadır. Bu, muhakkak ki mekruhtur.(F Razi)
·  İsraf, nicelikteki aşırılıktan ziyade nitelikteki aşırılık, yani "Allah'ın rızâsına uygun olmayan, O'na isyan sayılan yollara, sağ duyunun ve kamu vicdanının uygun bulmadığı şekillerde harcamada bulunmak"; cimrilik ise "imkânları elverdiği halde Allah rızâsına uygun olan yerlere harcama yapmaktan kaçınmak" şeklinde açıklanmıştır. "Mâkul bir denge" diye çevirdiğimiz kavâm kelimesi de "israftan ve cimrilikten uzak olarak gereken yerlere gerektiği kadar harcamada bulunmak" demektir.(K Yolu) Her nimetin, gereksiz ve aşırı tüketmesi de israftır

Yiyin, için ve israf etmeyin7/31
·              6/141   Her biri meyva verdiği zaman meyvasından yeyin, hasat günü hakkını (sadakasını) verin; fakat israf etmeyin; çünkü O, israf edenleri sevmez!
Saçıp savurma/b-z-R/ lüzumsuz harcama
·              17/26  وَاٰتِ ذَا الْقُرْبٰى حَقَّهُ وَالْمِسْكٖينَ وَابْنَ السَّبٖيلِ وَلَا تُبَذِّرْ تَبْذٖيرًا
                     Ve ati zel kurba hakkahu vel miskine vebnes sebili ve la tubezzir tebzîra.
           Akrabâya, yoksula ve yolcuya hakkını ver, fakat saçıp savurma.
·              17/27   اِنَّ الْمُبَذِّرٖينَ كَانُوا اِخْوَانَ الشَّيَاطٖينِ وَكَانَ الشَّيْطَانُ لِرَبِّهٖ كَفُورًا
                  İnnel mubezzirine kanu ihvaneş şeyatîn, ve kaneş şeytanu li rabbihi kefûra.
         S. Ateş    Çünkü savurganlar, şeytânların kardeşleri olmuşlardır. Şeytân ise Rabbine karşı çok nankördür!
·              17/28   Eğer (elin dar olduğu için) Rabbinden umduğun bir rahmeti bekleyerek onlardan yüz çevirecek, (onlara birşey vermeyecek) olursan, bari onlara yumuşak/kolaylaştırıcı söz söyle.
·              17/29   El(ler)ini boynuna bağlanmış yapma, tamamen de açma, sonra kınanır, hasret içinde kalırsın.
·              17/30   Rabbin dilediğine rızkı açar (bol bol verir, dilediğine) kısar. Çünkü O, kulları(nın hâli)ni bilir, görür.
Ayetlerin Anlamı Hakkındaki Görüşler
· Tebzir”, “malı ifsad etmek, yersiz, masiyete harcamak” demektir. Bu anlam, savurganlığın miktarı ile değil, malın harcandığı yer ile ilgilidir. (Lisanü’l-Arab; c.1, s. 361, “bzr” mad. H Yılmaz)
· Lafzen, “[bütünüyle] boş yere” (tebzîren), yani amaçsızcasına, anlamsız bir biçimde yahut iyi/meşru bir amaca bağlı olmaksızın. Akılda tutulmalıdır ki, tebzîr kavramı kişinin harcadığı miktarla değil de, harcamanın dayandığı amaçla ilgilidir. Bunun içindir ki, Taberî'nin kaydettiğine göre, İbni ‘Abbâs ve İbni Mes‘ûd tebzîr terimini “doğru olmayan bir amaç için” yahut “bâtıl bir sebeple harcamada bulunmak” olarak tanımlamışlardır; yine aynı yerde Mücâhid'in “Bir insan bütün varını yoğunu doğru bir amaç için harcarsa yaptığı tebzîr sayılmaz; fakat bâtıl yolda, yanlış yolda çok az bir miktar harcasa bile, bu tebzîr sayılır” dediği kaydedilmiştir. (M Esed)

 
VIII-VERME USULU
1-AÇIK GİZLİ
·               2/271 Sadakaları açıktan verirseniz ne güzel! Eğer onları gizleyerek fakirlere verirseniz bu, sizin için daha iyidir ve sizin kötülüklerinizden bir kısmını kapatır. Allâh yaptıklarınızı duyar.
·               Onlar ki, mallarını gece, gündüz; gizli ve açık İNFAK ederler. Artık bunların ecirleri Rableri katındadır, onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır. (2/274)
·               Ve onlar-Rablerinin yüzünü (hoşnutluğunu) isteyerek sabrederler, namazı dosdoğru kılarlar, kendilerine rızık olarak verdiklerimizden gizli ve açık İNFAK ederler ve kötülüğü iyilikle savarlar. İşte onlar, bu yurdun (dünyanın güzel) sonucu (ahiret mutluluğu) onlar içindir. (13/22)
·               İman etmiş kullarıma söyle: "Alış-verişin ve dostluğun olmadığı o gün gelmezden evvel, dosdoğru namazı kılsınlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden gizli ve açık İNFAK etsinler." (14/31)
·               Allah, (kendisine ortak koştuğunuz ilahlar konusunda) hiçbir şeye gücü yetmeyen ve başkasının mülkünde olan ile, tarafımızdan kendisine güzel bir rızık verdiğimiz, böylelikle ondan gizli ve açık İNFAK eden kimseyi örnek olarak gösterdi; bunlar hiç eşit olur mu? Hamd Allah'ındır; fakat onların çoğu bilmezler. (16/75)
·               Gerçekten Allah'ın Kitabını okuyanlar, namazı dosdoğru kılanlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden gizli ve açık İNFAK edenler; kesin olarak zarara uğramayacak bir ticareti umabilirler. (35/29)

2-BOLLUKTA DA, DARLIKTA DA İNFAK
·              3/134Onlar, BOLLUKTA DA, DARLIKTA DA İNFAK edenler, öfkelerini yenenler ve insanlar (daki hakların)dan bağışlama ile (vaz) geçenlerdir. Allah, iyilik yapanları sever.
·              65/7 Eli geniş olan, genişliğine göre nafaka versin. Rızkı kısılmış bulunan da Allâh'ın kendisine verdiğinden versin. Allâh, bir kişiye ne vermişse ancak onu yükler, (kimseye gücünün üstünde bir şey yüklemez). Allâh, bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratacaktır.
·              2/236 Kendilerine el sürmediğiniz, mehirlerini tesbit etmediğiniz kadınları boşamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Onları yararlandırın, zengin olan kendi gücü, darda olan da kendi gücü oranında, maruf (meşru ve örfe uygun) bir şekilde yararlandırsın. (Bu,) iyilik edenler üzerinde bir haktır.
·              4/6Yetimleri, nikaha erişecekleri çağa kadar deneyin; şayet kendilerinde bir (rüşd) olgunlaşma gördünüz mü, hemen onlara mallarını verin. Büyüyecekler diye israf ile çarçabuk yemeyin. Zengin olan iffetli olmaya çalışsın, yoksul olan da artık maruf (ihtiyaca ve örfe uygun) bir şekilde yesin. Mallarını kendilerine verdiğiniz zaman, onlara karşı şahid bulundurun. Hesap görücü olarak Allah yeter.
·              9/91Allah'a ve elçisine karşı 'içten bağlı kalıp hayra çağıranlar' oldukları sürece, güçsüz-zayıflara, hastalara ve İNFAK etmek için bir şey bulamayanlara bir sorumluluk (günah) yoktur. İyilik edenlerin aleyhinde de bir yol yoktur. Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.
·              9/92Bir de (savaşa katılabilecekleri bir bineğe) bindirmen için sana her gelişlerinde "Sizi bindirecek bir şey bulamıyorum" dediğin ve İNFAK edecek bir şey bulamayıp hüzünlerinden dolayı gözlerinden yaşlar boşana boşana geri dönenler üzerinde de (sorumluluk) yoktur.

3-AZARLAMADAN VERME
Tenhar/azarlamak: azarlamak, incitme, kırılma, çıkışma, zulüm, paylamak, nehir, bolluk, aydınlık, gündüz, rahatlık, sert konuşmak, şiddet göstermektir.
Sail: Si,e,l; Sormak, sogulamak, istemek, dilenmek, yeminle istemek, talep, istek,
·               93/8 Seni fakir/yoksul bulup zengin/kafi/yeterli etmedi mi?
·               93/9 Öyleyse sakın öksüzü/güçsüzü ezme,
·               93/10  وَاَمَّا السَّائِلَ فَلَا تَنْهَرْ
Ve emmessaile fela tenher.
Soranı/Dilenciyi azarlama/aydınlat.
·               93/11Ve Rabbinin ni'metini anlat.
·               17/23 Rabbin, yalnız kendisine tapmanızı ve anaya babaya, iyilik etmenizi emretti. İkisinden birisi, yahut her ikisi, senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşır(ihtiyarlık zamanlarında senin yanında kalırlar)sa sakın onlara "Öf!" deme, onları azarlama! Onlara güzel söz söyle.
·               16/125Hikmetle ve güzel öğütle Rabbinin yoluna çağır ve onlarla en güzel biçimde mücâdele et. Kuşkusuz Rabbin, işte yolundan sapanları en iyi bilen O'dur ve O, yola gelenleri de en iyi bilendir.
·               20/44"Ona yumuşak/leyine incitmeyecek söz söyleyin, belki öğüt alır veya korkar."
·               41/34İyilikle kötülük bir olmaz. (Sen kötülüğü) En güzel olan şeyle sav. O zaman bir de bakarsın ki, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki sıcak bir dosttur.
·               41/35Bu (kötülüğü iyilikle savma olgunluğu)na ancak sabredenler kavuşturulur. Buna ancak büyük şansı olan kavuşturulur.
·               28/54İşte onlara, sabretmelerinden ötürü mükâfâtları iki kez verilir; onlar kötülüğü iyilikle savarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan (hayır yoluna) harcarlar.
·               28/55 Boş söz işittikleri zaman ondan yüz çevirirler ve: "Bizim işlerimiz bize, sizin işleriniz size. Size selâm olsun (haydi hoşça kalın), biz câhiller(le sohbet etmey)i istemeyiz" derler.


4-BAŞA KAKMADAN VERME
·               2/262  Mallarını Allâh yolunda verip de sonra verdiklerinin ardından başa kakmayan ve eziyet etmeyenlerin, Rableri katında ödülleri vardır. Onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.
·               2/264 Ey inananlar, insanlara gösteriş için malını verip Allah'a ve âhiret gününe inanmayan adam gibi, başa kakmak ve eziyet etmekle sadakalarınızı boşa çıkarmayın. Öylesinin durumu, üzerinde biraz toprak bulunan şu kayaya benzer ki, bir sağnak indi de (üstündeki toprağı silip süpürerek) onu sert bir taş halinde bıraktı. (Böyleleri), kazandıklarından bir şey elde edemezler. Allâh, kâfir toplumu doğru yola iletmez.
5- BARİ ONLARA YUMUŞAK SÖZ SÖYLE
·               17/28   Eğer (elin dar olduğu için) Rabbinden umduğun bir rahmeti bekleyerek onlardan yüz çevirecek, (onlara birşey vermeyecek) olursan, bari onlara meysura/ yumuşak kolaylaştıcı zenginleştirici söz söyle.


6-CEZA OLARAK İYİLİK/ İNFAK
Kefaret olarak: Nankör, inkar, gizleme, çiftçi, tasdik etmeme, inanmama, kaçınma, hiçe sayma, tanımama, küfre girme, silme, kefaret, kafur içeceği.
·               5/45 O(Hak Kitabı)nda onlara, cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve yaralara karşılıklı kısâs/adil karşılık yazdık. Kim bunu bağışlar(kısâs hakkından vazgeçer)se o, kendisi için keffâret olur. Ve kim Allâh'ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte zâlimler onlardır.
·               5/89 Allâh sizi, yeminlerinizdeki lağv(kasıtsız olarak yaptığınız yeminler)den ötürü sorumlu tutmaz. Fakat bilerek yaptığınız yeminlerden ötürü sizi sorumlu tutar. Bu(geleceğe bağlı yemini bozma)nın keffâreti: âilenize yedirdiğinizin orta derecesinden on fakiri yedir(ip doyur)mak, yahut onları giydirmek, ya da bir boyun(köley)i hürriyete kavuşturmaktır. Bunu bulamayan kimse, üç gün oruç tutsun. İşte yemin ettiğiniz zaman, yeminleriniz(i bozman)ın keffâreti budur. yeminlerinizi koruyun. Allâh, âyetlerini size böyle açıklıyor ki, şükredesiniz.
·               5/95 Ey inananlar, ihrâmda iken av öldürmeyin. Sizden kim kasden onu öldürürse, öldürdüğünün dengi olan bir hayvan cezâsı vardır ki (bu, öldürülene denk olduğuna) içinizden iki âdil kişinin karar vereceği, Ka'be'ye varacak bir kurban; yahut yoksullara yedirme şeklinde keffâret; ya da buna denk oruçtur. Tâ ki böylece (o insan), yaptığı işin vebâlini tadsın. Allâh, geçmişi affetmiştir. Kim düşmanlık ederse Allâh ondan öc alır. Allâh, dâimâ gâliptir, öc alandır.

Fidye olarak: F-d-y; fidye vermek, kurban etmek, bedel, ceza
·               2/196 …Kurban yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. Kim sizden hasta ise veya başından şikayeti varsa, onun ya oruç ya sadaka veya kurban olarak fidye vermesi gerekir .
·               2/184 Sayılı günler olarak. Sizden kim hasta veya seferde olursa tutamadığı günler sayısınca başka günlerde (tutar). Oruca (güç) dayananların fidye vermesi, bir yoksulu doyurması lâzımdır. Bununla beraber gönül isteğiyle kim bir iyilik yapar(oruç tutar)sa o, kendisi için iyidir. Bilirseniz oruç tutmanız, sizin için daha hayırlıdır.
·               3/91 İnkâr edip kâfir olarak ölenler, dünyâ dolusu altın fidye vermiş olsa dahi hiçbirinden kabul edilmeyecektir. Onlar için acı bir azâb vardır ve onların hiçbir yardımcıları yoktur!
·               70/11 Birbirlerine gösterilirler (fakat herkes kendi derdine düştüğünden, başkasıyle ilgilenemez). Suçlu ister ki o günün azâbından (kurtulmak için) fidye versin: Oğullarını,

Cizye olarak: C-z-y; karşılık, ceza, tazminat,
Daribe;vergi olmamasına rağmen bu anlamda uygulanmıştır.
·               9/29   Kendilerine Kitap verilenlerden Allah'a ve âhiret gününe inanmayan, Allâh'ın ve Elçisinin harâm kıldığını harâm saymayan ve gerçek dini din edinmeyen kimselerle, küçül(üp boyun eğ)erek elleriyle cizye/ceza/ tazminat verecekleri zamana kadar savaşın.
·               14/51  Allâh, her canı kazandığıyla cezâlandırmak için (böyle yapar). Şüphesiz Allâh, hesabı çabuk görendir.
·               23/111 Bugün ben onlara, sabrettiklerinin karşılığını verdim; onlar, hakikaten muradlarına erenlerdir.

7- GÖSTERİŞ AMACLI İNFAK/GEÇERSİZ İNFAK
·               Ey iman edenler, Allah'a ve ahiret gününe inanmayıp, insanlara karşı gösteriş olsun diye malını İNFAK eden gibi minnet ve eziyet ederek sadakalarınızı geçersiz kılmayın. Böylesinin durumu, üzerinde toprak bulunan bir kayanın durumuna benzer; üzerine sağnak bir yağmur düştü mü, onu çırılçıplak bırakıverir. Onlar kazandıklarından hiçbir şeye güç yetiremez (elde edemez)ler. Allah, kâfirler topluluğuna hidayet vermez. (2/264)
·               Ve onlar, mallarını insanlara gösteriş olsun diye İNFAK ederler, Allah'a ve ahiret gününe de inanmazlar. Şeytan, kime arkadaş olursa, artık ne kötü bir arkadaştır o. (4/38)
·               Yahudiler: "Allah'ın eli sıkıdır" dediler. Onların elleri bağlandı ve söylediklerinden dolayı lanetlendiler. Hayır; O'nun iki eli açıktır, nasıl dilerse İNFAK eder. Andolsun, Rabbinden sana indirilen, onlardan çoğunun taşkınlıklarını ve inkârlarını arttıracaktır. Biz de onların arasına kıyamet gününe kadar sürecek düşmanlık ve kin salıverdik. Onlar ne zaman savaş amacıyla bir ateş alevlendirdilerse Allah onu söndürmüştür. Yeryüzünde bozgunculuğa çalışırlar. Allah ise bozguncuları sevmez. (5/64)
·               De ki: "İsteyerek veya istemiyerek İNFAK edin; sizden kesin olarak kabul edilmeyecektir. Çünkü siz bir fasıklar topluluğu oldunuz." (9/53)
·               İNFAK ettiklerinin kendilerinden kabulünü engelleyen şey, Allah'ı ve elçisini tanımamaları, namaza ancak isteksizce gelmeleri ve hoşlarına gitmiyorken İNFAK etmeleridir. (9/54)
·               Bedevilerden öyleleri vardır ki, İNFAK ettiğini bir cereme sayar ve sizi felaketlerin sarıvermesini bekler. Kötü felaket onları sarsın. Allah işitendir, bilendir. (9/98)
·               Ve onlara: "Size Allah'ın rızık olarak verdiklerinden İNFAK edin" denildiği zaman, o inkâr edenler iman edenlere dediler ki: " Allah'ın, eğer dilemiş olsaydı yedireceği kimseyi biz mi yedirecek mişiz? Gerçekten siz, apaçık bir şaşkınlık içindesiniz." (36/47)
·               İşte sizler böylesiniz; Allah yolunda İNFAK etmeye çağrılıyorsunuz; buna rağmen bazılarınız cimrilik ediyor. Kim cimrilik ederse, artık o, ancak kendi nefsine cimrilik eder. Allah ise, Ğaniy (hiçbir şeye ihtiyacı olmayan)dır; fakir olan sizlersiniz. Eğer siz yüz çevirecek olursanız, sizden başka bir kavmi getirip-değiştirir. Sonra onlar, sizin benzeriniz de olmazlar. (47/38)
·               Size ne oluyor ki, Allah yolunda İNFAK etmiyorsunuz? Oysa göklerin ve yerin mirası Allah'ındır. İçinizden, fetihten önce İNFAK eden ve savaşanlar (başkasıyla) bir olmaz. İşte onlar, derece olarak sonradan İNFAK eden ve savaşanlardan daha büyüktür. Allah, her birine en güzel olanı va'detmiştir. Allah, yaptıklarınızdan hâberdardır. (57/10)
·               Onlar ki: "Allah'ın Resûlü yanında bulunanlara hiçbir İNFAK (harcama)da bulunmayın, sonunda dağılıp gitsinler," derler. Oysa göklerin ve yerin hazineleri Allah'ındır. Ancak münafıklar kavramıyorlar. (63/7)
·               Sizden birinize ölüm gelip de: "Rabbim, beni yakın bir süreye (ecele) kadar geciktirsen ben de böylece sadaka versem ve salihlerden olsam" demezden önce, size rızık olarak verdiklerimizden İNFAK edin. (63/10)

IX-İNFAK EDENLERİN DURUMU
·              Siz, insanlara iyiliği emrederken, kendinizi unutuyor musunuz? Oysa siz kitabı okuyorsunuz. Yine de akıllanmayacak mısınız? (2/44)
·              Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte bunlardır. (3/104)
·              4/32 Allâh'ın sizi birbirinizden üstün kıldığı şeylere göz dikmeyin. Erkeklere de kazandıklarından bir pay var, kadınlara da kazandıklarından bir pay var. Allah'tan, O'nun lutfunu isteyin. Kuşkusuz Allâh, her şeyi bilendir.
·              Hani İsrailoğullarından, "Allah'tan başkasına kulluk etmeyin, anneye-babaya, yakınlara, yetimlere ve yoksullara iyilikle davranın, insanlara güzel söz söyleyin, namazı dosdoğru kılın ve zekatı verin" diye misak almıştık. Sonra siz, pek azınız hariç, döndünüz ve (hâlâ) yüz çeviriyorsunuz. (2/83)
·              Allah yolunda infak edin ve kendinizi kendi ellerinizle tehlikeye atmayın. İyilik edin. Şüphesiz Allah, iyilik edenleri sever. (2/195)
·              Bir de yeminlerinizi bahane ederek; iyilik yapmanız, sakınmanız ve insanların arasını düzeltmenize Allah'ı engel kılmayın. Allah işitendir, bilendir. (2/224)
·              2/268 Şeytân sizi fakirlikle korkutur, (fakir düşeceğinizi söyleyerek sadaka vermekten geri kalmanızı ister) ve size çirkin şeyleri yapmayı emreder. Allâh ise size kendi tarafından bağışlama ve lutuf va'adediyor. Şüphesiz Allâh(ın lutfu) geniştir, (O) bilendir.
·               4/6 Nikâh çağına varıncaya kadar öksüzleri deneyin, eğer onlarda bir olgunluk görürseniz, mallarını kendilerine verin. Büyüsünler diye alıkoyup israf ile tez elden onların mallarını yemeğe kalkmayın. Zengin olan, çekinsin; yoksul olan da (malın muhafazası için gösterdiği çabaya ve ihtiyacına) uygun şekilde yesin. Onlara mallarını geri verdiğiniz zaman da yanlarında şâhid bulundurun. Hesapçı olarak da Allâh yeter (O, her yaptığınızı hesâbetmektedir).  
·               4/135 Ey inananlar, adâleti tam yerine getirerek Allâh için şâhidlik edenler olun, kendinizin, ana babanızın ve yakınlarınızın aleyhinde bile olsa, (şâhidlik ettiğiniz kimseler) zengin veya fakir de olsalar (adâletten ayrılmayın). Çünkü Allâh, ikisine de daha yakındır (onları sizden çok kayırır). Öyle ise keyfinize uyarak doğruluktan sapmayın. Eğer (şâhidlik ederken dilinizi) eğip bükerseniz, ya da doğruyu söylemezseniz, muhakkak ki Allâh yaptıklarınızı bilir.
·               Onlardan kimi de: "Andolsun, eğer bize bol ihsanından verirse gerçekten sadaka vereceğiz ve salihlerden olacağız" diye Allah'a ahdetmiştir. (9/75)
·               Onlar bilmiyorlar mı ki, gerçekten Allah kullarından tevbeleri kabul edecek ve sadakaları alacak olan O'dur. Şüphesiz, tevbeleri kabul eden, esirgeyen O'dur. (9/104)
·               28/24 Hemen (Mûsâ) onlarınkini de suladı, sonra gölgeye çekildi: "Rabbim, dedi, doğrusu bana indireceğin bir hayra fakirim/muhtacım, (azıcık azık indir de şu karnımı doyur)."  
·               35/15 Ey insanlar, siz Allah'a fakirsiniz/muhtaçsınız, Allâh ise, işte zengin ve hamde lâyık olan O'dur.
·               Mü'minlerden öyle erkek-adamlar vardır ki- Allah ile yaptıkları ahide sadakat gösterdiler; böylece onlardan kimi adağını gerçekleştirdi, kimi beklemektedir. Onlar hiçbir değiştirme ile (sözlerini) değiştirmediler. (33/23)
·               Şüphesiz, Müslüman erkekler ve Müslüman kadınlar, mü'min erkekler ve mü'min kadınlar, gönülden (Allah'a) itaat eden erkekler ve gönülden (Allah'a) itaat eden kadınlar, sadık olan erkekler ve sadık olan kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, saygıyla (Allah'tan) korkan erkekler ve saygıyla (Allah'tan) korkan kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve (ırzlarını) koruyan kadınlar, Allah'ı çokca zikreden erkekler ve (Allah'ı çokca) zikreden kadınlar; (işte) bunlar için Allah bir bağışlanma ve büyük bir ecir hazırlamıştır. (33/35)  
·               47/38 İşte sizler, Allâh yolunda harcamağa çağrılıyorsunuz; ama içinizden kimisi cimrilik ediyor. Cimrilik eden, kendi nefsine karşı cimrilik etmiş olur. Allâh zengindir, sizler fakirsiniz. Eğer yüz çevirecek olursanız, Allah, yerinize başka bir toplum getirir de onlar sizin gibi olmazlar.  
·               Gerçek şu ki, sadaka veren erkekler ile sadaka veren kadınlar ve Allah'a güzel bir borç verenler; onlar için kat kat arttırılır ve 'kerim (üstün ve onurlu)' olan ecir de onlarındır. (57/18)
·               75/25 Kendisine fakir bırakanı/bel kemiklerini kıran (belâ)nın yapılacağını anlar.


2- KAFİRLERİN İNFAKI
·      8/36  İnkâr edenler, Allâh yoluna engel olmak için mallarını infak/harcarlar ve harcayacaklar da. Sonra bu, kendilerine dert olacak, nihâyet yenilecekler ve inkâr edenler cehenneme sürüleceklerdir.
·      3/117  Onların bu dünyâ hayâtında infak/harcadıkları malların durumu, nefislerine zulmeden bir topluluğun ekinine vurup onu mahveden dondurucu bir rüzgâr(ın tahribatın)a benzer. Allâh onlara zulmetmedi; fakat onlar, kendi kendilerine zulmediyorlardı.
·      4/38 Bunlar mallarını insanlara gösteriş için infak/verirler, Allah'a, ve âhiret gününe inanmazlar. Kimin arkadaşı şeytân ise, o(nun) ne kötü bir arkadaş(ı var)dır!
·      4/142  İki yüzlüler, Allâh'ı (gûyâ) aldatmağa çalışırlar. Oysa, O, onları aldatır. Namaza kalktıkları zaman da üşene üşene kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar, Allâh'ı pek az anarlar.
·      63/7  Onlar öyle kimselerdir ki: "Allâh'ın Elçisinin yanında bulunanları beslemeyin ki dağılıp gitsinler" diyorlar. Oysa göklerin ve yerin hazineleri Allâh'ındır, fakat münâfıklar anlamazlar.
·      9/53 De ki: "İster gönüllü, ister gönülsüz infak edin: sizden kabul edilmeyecektir. Çünkü siz yoldan çıkan bir kavimsiniz!"
·      9/54  İnfaklarının kabul edilmesine engel olan sadece şudur: Onlar Allah'a ve elçisine karşı nankörlük ettiler; namaza da üşene üşene gelirler ve istemeye istemeye sadaka verirler.
·      9/67  Münafık erkekler ve münafık kadınlar birbirlerindendir. Kötülüğü emrederler, iyilikten meneder ve ellerini sıkı tutarlar. Allâh'ı unuttular, O da onları unuttu. Münafıklar; işte yoldan çıkanlar onlardır.
·      4/37 "Onlar ki hem kıskanır, cimrilik ederler, hem de herkese cimrilik tavsiye ederler ve Allah'ın kendilerine fazlından verdiği şeyleri saklarlar. Biz de böyle nimetleri gizleyen kafirler hor ve rüsvay edici bir azab hazırladık."

X- VERMEMEYENLERİN/ HARCAMAYANLARIN DURUMU
·            4/39 Onlara ne olurdu sanki Allah'a ve âhiret gününe inansalardı ve Allâh'ın kendilerine verdiği rızıktan Allâh yolunda infak/harcasalardı! Allâh onları biliyordu.
·            63/10 Biriniz kendisine ölüm gelip de: "Rabbim beni yakın bir süreye kadar erteleseydin de infak edip iyilerden olsaydım!" demeden önce, size verdiğimiz rızıktan sadaka verin.
·            9/34 Ey inananlar, hahamlardan ve rahiplerden birçoğu, insanların mallarını haksızlıkla yerler ve (insanları) Allâh yolundan çevirirler. Altın ve gümüşü yığıp da onları Allâh yolunda infak/harcamayanlar var ya, işte onlara acı bir azâbı müjdele!
·            9/35 O gün cehennem ateşinde bunların üzeri ısıtılı(p pullanı)r; bunlarla, onların alınları, yanları ve sırtları dağlanır: "İşte nefisleriniz için yığdıklarınız, yığdıklarınızı tadın!" (denilir).
·      3/180 Allah'ın verdiklerinden cimrilik edenler, sakın bunun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar bilakis bu onların kötülüğünedir. Cimrilik yaptıkları şey, kıyamet günü boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah'ındır. Allah işlediklerinizden haberdardır.

XI-İNFAKIN KARŞILIĞI
·               Ve hatırlayın, demiştik ki: "Şu şehre girin ve orada istediğiniz yerde bol bol yiyin, yalnızca secde ederek kapısından girerken 'dileğimiz bağışlanmadır' deyin; (bizde) HATALARINIZI BAĞIŞLAYALIM;  iyilik yapanların (ecirlerini) arttıracağız." (2/58)
·               Hayır, kim (güzel davranış ve) iyilikte bulunarak kendisini Allah'a teslim ederse, artık onun Rabbi katında ecri vardır. Onlar için korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır. (2/112)
·               Mallarını Allah yolunda İNFAK edenlerin örneği YEDİ BAŞAK BİTİREN, HER BİR BAŞAKTA YÜZ TANE BULUNAN BİR TEK TANENİN ÖRNEĞİ GİBİDİR. Allah, dilediğine kat kat arttırır. Allah (ihsanı) bol olandır, bilendir. (2/261)
·               Mallarını Allah yolunda infak edenler, sonra infak ettikleri şeyin peşinden başa kakmayan ve eziyet vermeyenlerin ecirleri Rableri katındadır, onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır. (2/262)
·               Yalnızca Allah'ın rızasını istemek ve kendilerinde olanı kökleştirip- güçlendirmek için mallarını İNFAK edenlerin örneği, yüksekçe bir tepede bulunan, sağnak yağmur aldığında ürünlerini iki kat veren bir bahçenin örneğine benzer ki ona sağnak yağmur isabet etmese de bir çisentisi (vardır). Allah, yaptıklarınızı görendir. (2/265)
·               2/271 Sadakaları açıktan verirseniz ne güzel! Eğer onları gizleyerek fakirlere verirseniz bu, sizin için daha iyidir ve sizin KÖTÜLÜKLERİNİZDEN BİR KISMINI KAPATIR. Allâh yaptıklarınızı duyar.
·               Eğer (borçlu) zorluk içindeyse, ona elverişli bir zamana kadar süre (verin). (Borcu) Sadaka olarak bağışlamanız ise, sizin için daha hayırlıdır; eğer bilirseniz. (2/280)
·               Böylece Allah, dünya ve ahiret sevabının güzelliğini onlara verdi. Allah iyilikte bulunanları sever. (3/148)
·               Kendilerine yara isabet ettikten sonra, Allah ve elçisinin çağrısına icabet edenler, içlerinden iyilik yapanlar ve sakınanlar için büyük bir ecir vardır. (3/172)
·               Ama Rablerinden korkup-sakınanlar; onlar için Allah katında -bir şölen olarak- altlarından ırmaklar akan -içinde ebedi kalacakları- cennetler vardır. İyilik yapanlar için, Allah'ın katında olanlar daha hayırlıdır. (3/198)
·               4/40   Allâh zerre kadar haksızlık etmez, zerre miktarı bir iyilik olsa ONU KAT KAT YAPAR ve kendi katından da büyük bir mükâfât verir.
·               Onların 'gizlice söyleşmelerinin' çoğunda hayır yok. Ancak bir sadaka vermeyi veya iyilikte bulunmayı ya da insanların arasını düzeltmeyi emredenlerinki başka. Kim Allah'ın rızasını isteyerek böyle yaparsa, artık ona büyük bir ecir vereceğiz. (4/114)
·               Biz onda, onların üzerine yazdık: Can'a can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve (bütün) yaralara (karşılık da) kısas vardır. Ama kim bunu sadaka olarak bağışlarsa o kendisi için bir KEFFARETTİR. Kim Allah'ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar, zalim olanlardır. (5/45)
·               Böylelikle Allah, dediklerine karşılık olarak içinde ebedi kalacakları, altından ırmaklar akan cennetler verdi. Bu, iyilik yapanların karşılığıdır. (5/85)
·               Allah, iyilik yapanları sever. (5/93)
·               Ve ona İshak'ı ve Yakub'u armağan ettik, hepsini hidayete eriştirdik; bundan önce de Nuh'u ve onun soyundan Davud'u, Süleyman'ı, Eyyub'u, Yusuf'u, Musa'yı ve Harun'u hidayete ulaştırdık. Biz, iyilik yapanları işte böyle ödüllendiririz. (6/84)
·               6/160   Kim iyilik getirirse, ona o(getirdiği)nin ON KATI VARDIR. Kim kötülük getirirse, sadece onun dengiyle cezâlandırılır, onlar haksızlığa uğratılmazlar.
·               Düzene konulması (ıslah)ndan sonra yeryüzünde bozgunculuk (fesad) çıkarmayın; O'na korkarak ve umut taşıyarak dua edin. Doğrusu Allah'ın rahmeti iyilik yapanlara pek yakındır. (7/56)
·               Onlara: "Bu şehirde oturun, ondan istediğiniz yerden yeyin, 'dileğimiz bağışlanmadır' deyin ve kapısından secde ederek girin, (biz de) hatalarınızı bağışlayalım. İyilik yapanların (armağanlarını) arttıracağız" denildiğinde, (7/161)
·               Onlara karşı gücünüzün yettiği kadar kuvvet ve besili atlar hazırlayın. Bununla, Allah'ın düşmanı ve sizin düşmanınızı ve bunların dışında sizin bilmeyip Allah'ın bildiği diğer (düşmanları) korkutup-caydırasınız. Allah yolunda her ne infak ederseniz, size 'EKSİKSİZ OLARAK ÖDENİR' ve siz haksızlığa uğratılmazsınız. (8/60)
·               Bedevilerden öyleleri de vardır ki, onlar Allah'a ve ahiret gününe iman eder ve İNFAK ettiğini Allah katında bir yakınlaşmaya ve elçinin dua ve bağışlama dileklerine (bir yol) sayar. Haberiniz olsun, bu gerçekten onlar için bir yakınlaşmadır. Allah da onları kendi rahmetine sokacaktır. Şüphesiz Allah, bağışlayandır, esirgeyendir. (9/99)
·               9/111 Allâh, mü'minlerden canlarını ve mallarını CENNET KENDİLERİNİN olmak üzere satın almıştır. Allâh yolunda savaşırlar, öldürürler ve öldürülürler.
·               Şüphesiz Allah, iyilik yapanların ecrini kaybetmez. (9/120)
·               Küçük, büyük infak ettikleri her nafaka ve (Allah yolunda) aştıkları her vadi, mutlaka Allah'ın yaptıklarının daha güzeliyle onlara karşılığını vermesi için, (bunlar) onlar adına yazılmıştır. (9/121)
·               Gündüzün iki tarafında ve gecenin (gündüze) yakın saatlerinde namazı kıl. ŞÜPHESİZ İYİLİKLER, KÖTÜLÜKLERİ GİDERİR. Bu, öğüt alanlara bir öğüttür. (11/114)
·               Ve sabret. Gerçekten Allah, iyilik yapanların ecrini kaybetmez. (11/115)
·               Erginlik çağına erişince, kendisine hüküm ve ilim verdik. İşte biz, iyilik yapanları böyle ödüllendiririz. (12/22)
·               İşte böylece biz yeryüzünde Yusuf'a güç ve imkan (iktidar) verdik. Öyle ki, orada (Mısır'da) dilediği yerde konakladı. Biz kime dilersek rahmetimizi nasib ederiz ve iyilik yapanların ecrini kayba uğratmayız. (12/56)
·               Sen gerçekten Yusuf musun, sensin öyle mi?" dediler. "Ben Yusuf'um" dedi. "Ve bu da kardeşimdir. Doğrusu Allah bize lütufda bulundu. Gerçek şu ki, kim sakınır ve sabrederse, şüphesiz Allah, iyilikte bulunanların karşılığını boşa çıkarmaz." (12/90)
·               Ve onlar-Rablerinin yüzünü (hoşnutluğunu) isteyerek sabrederler, namazı dosdoğru kılarlar, kendilerine rızık olarak verdiklerimizden gizli ve açık infak ederler ve kötülüğü iyilikle savarlar. İşte onlar, bu yurdun (dünyanın güzel) sonucu (ahiret mutluluğu) onlar içindir. (13/22)
·               Şüphesiz Allah korkup-sakınanlarla ve iyilik edenlerle beraberdir. (16/128)
·               Ancak tevbe eden, iman eden ve salih amellerde bulunup davranan başka; işte ONLARIN GÜNAHLARINI ALLAH İYİLİKLERE ÇEVİRİR. Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir. (25/70)
·               Ancak zulmeden başka; sonra kötülüğün ardından iyiliğe çevirirse, artık şüphesiz Ben, bağışlayanım, esirgeyenim." (27/11)
·               Kim bir iyilikle gelirse, artık kendisine daha hayırlısı vardır ve onlar, o günün korkusuna karşı güvenlik içindedirler. (27/89)
·               O, erginlik çağına ulaşıp olgunlaşınca, ona bir 'hüküm ve hikmet' ve ilim verdik. Biz iyilikte bulunanları işte böyle ödüllendiririz. (28/14)
·               Kim bir iyilikle gelirse, artık onun için daha hayırlısı vardır; kim bir kötülükle gelirse, artık kötülükleri yapanlar, yalnızca yaptıklarıyla karşılık görürler. (28/84)
·               De ki: "Ey iman eden kullarım, Rabbinizden sakının. Bu dünyada iyilik edenler için bir iyilik vardır. Allah'ın arz'ı geniştir. Ancak sabredenlere ecirleri hesapsızca ödenir." (39/10)
·               De ki: "Şüphesiz benim Rabbim, kullarından rızkı dilediğine genişletip-yayar ve ona kısar da. Her neyi İNFAK ederseniz, O (Allah), yerine bir başkasını verir; O, rızık verenlerin en hayırlısıdır." (34/39)
·               Gerçekten Allah'ın Kitabını okuyanlar, namazı dosdoğru kılanlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden gizli ve açık infak edenler; kesin olarak zarara uğramayacak bir ticareti umabilirler. (35/29)
·               Size ne oluyor ki, Allah yolunda infak etmiyorsunuz? Oysa göklerin ve yerin mirası Allah'ındır. İçinizden, fetihten önce infak eden ve savaşanlar (başkasıyla) bir olmaz. İşte onlar, derece olarak sonradan infak eden ve savaşanlardan daha büyüktür. Allah, her birine en güzel olanı va'detmiştir. Allah, yaptıklarınızdan hâberdardır. (57/10)
·               Gerçek şu ki, sadaka veren erkekler ile sadaka veren kadınlar ve Allah'a güzel bir borç verenler; onlar için KAT KAT ARTTIRILIR ve 'kerim (üstün ve onurlu)' olan ecir de onlarındır. (57/18)
·               61/11  Allah'a ve Elçisine inanırsınız, Allah yolunda mallarınızla ve canlarınızla cihâd edersiniz. İşte bilirseniz, sizin için en iyisi budur.
·               Öyleyse güç yetirebildiğiniz kadar Allah'tan korkup-sakının, dinleyin ve itaat edin. Kendi nefsinize hayır (en büyük yarar) olmak üzere infakta bulunun. Kim nefsinin bencil-tutkularından (ya da cimri tutumundan) korunursa; işte onlar, felah (kurtuluş) bulanlardır. (64/16)

XII- SONUÇ:
  • İNFAK, yardım etmekten ötedir; değişimini istediği yolda duyarlı olup buna uygun duygu, düşünce ve çaba içinde olmaktır.
  • İman edenler de, keferu olanlar da infak yapmaktadır.


  • İMAN EDENLERİN İNFAKI; ahsenu amela için var edilen insanın, alemdeki her türlü olumsuzluk karşısında duyarlı olması ve var gücüyle onu ahsen hale dönüştürme yolundaki katkısı, duygu, düşünce ve çabası olup, taşın altına elini koymasıdır.  Allâh yolunda İnfaktır/ li tunfiku fi sebilillah  47/38, 2/195, 57/10, 2/265, 22/35, 28/54, 32/16, 42/38 vb.
  • KEFERU olanlarAllâh yoluna engel olmak için mallarını İNFAK eder ve edecekler de. Sonra bu, kendilerine dert olacak, nihâyet yenilecekler ve keferu olanlar cehenneme sürüleceklerdir. İnnellezine keferu YUNFİKUNE emvalehum li YESUDDU AN SEBİLİLLAH, fe seyunfikuneha summetekunu aleyhim hasraten summe yuğlebun vellezine keferu ila cehenneme yuhşerûn 8/36, 3/117 vb.  
  • Diğer taraftan, İnfak, Nifak gibi, bunu yapanlar yani Munfıkın ile Münafıkın da aynı kökten gelmekte, 27 form türevleriyle birlikte 111 yerde geçmektedir.
  • Bu iki hal İnfak, Nifak birbiriyle TERS ORANTILIDIR.
  • Kamuoyunda bilindiğinin aksine; İsraf, nicelikteki değil nitelikteki aşırılıktır. Allah'ın rızâsına uygun olmayan harcamalarda bulunmaktır.Cimrilik ise Allah rızâsına uygun olan yerlere harcama yapmaktan kaçınmaktır. Kavâm  dengeli olmak ise, gereken yerlere gerektiği kadar harcamada bulunmaktır. Aff ise, ihtiyaçtan geçimlikten fazla olandır.
  •  Kendisine ihsan edilenlerin; sadece kendi ihtiyaçları için değil, aynı zamanda infak etmesi için de verildiği vurgusu yapılmaktadır.
  •  Zira, Kuran Allah’ın verdiklerinden vermeyi, güzel ve iyi olanlardan ihsan etmeyi, vererek arınma ilkesini getirmiş ve ihtiyaçtan fazlasını vermeyi tavsiye etmiş, gizli açık vermekten, darlıkta ve bollukta infaktan, vermekten bahsetmiştir.
  • Yaratılış ve imtihan sırrının gereği olarak; insanın kendisine ihsan ve ikram edilenlerden ne kadar infak yapacağının takdiri de insana bırakılmıştır.
  • Kuran davasının ve Allah’a kulluk bilincinin gereği olarak şartlar gerektirdiğinde veya hizmetin oluşum aşamasında veyahut ilk hareket sırasında, bitirircesine, tüketircesine vermenin üstünlüğünü de ayrıca vurgulamıştır.
  • Kuran fetva ve takva düzeyindeki örnekleri de ortaya koymuştur.
  • İnfakla nifak, münafıklık aynı kökten gelmektedir. İnfak eden nifaktan, münafıklıktan ayrışmaktadır. Aynı sayıda molekülden oluşmasına rağmen dizilişleri nedeniyle kömürle elmasın farklılaştıkları gibi, infak emri karşısındaki duruşu da insanı, bu konuda münafıklıktan, aldatılmaktan uzaklaştırmaktadır.
  •  İman, Alemlerin Rabbine güvenmektir. İnfak ise bu iddianın ispatıdır. İstemeye istemeye yapılan infakın; Tevbe 9/54 de buyurulduğu üzere kabul olmamasının sırrı da bu güvenden, imandan mahrum olmasından kaynaklanmaktadır.
  • İnsanın verdikçe arınacağı ve Allah’a yaklaşacağı ilkesinin sonucu, insan infak yaptıkça temizlenmekte, Allah’a  imanı, güveni ve teslimiyeti, sadakatı sağlamlaşmakta, gelişmeye ve yücelmeye başlamaktadır.
  • Zekat da ise, gerçek anlamı nedeniyle Kuranda gelişmenin ve yücelmenin ölçüsü olacak belli bir oran, kırkta bir gibi düzenleme de bulunmamakta, tam aksine, değil 1/40 kırkta birini veya infaktan yani ihtiyaçtan fazlasını vermekten de öte, yani balık vermenin yanı sıra, balık tutmayı da öğretmek ve  Allah’ın ihsan ettiği tüm yetenekleri, imkanları insanın ve toplumun gelişimi ve yücelmesi için vermek, seferber etmek, öncülük yapmak, ön ayak olmak, teşvik etmek ve bunları yaptıkça, yaptığın ölçüde gelişip yücelme, yüceltme, razı olma ve razı olunma yer almaktadır.
  •  Şüphesiz iyilikler, kötülükleri giderir, günahlara kefaret olur,  bir kısmını kapatır,  hatalarınızı bağışlar, günahlarını iyiliklere çevirir, 'eksiksiz olarak ödenir, onu kat kat yapar, bire on katı vardır, yedi başak bitiren, her bir başakta yüz tane bulunan bir tek tanenin örneği gibi kat kat arttırır, ecirleri Rableri katındadır, onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.
  • Cimrilik yaptıkları şey, kıyamet günü boyunlarına dolanacak 3/180, altın ve gümüşü yığıp da onları Allâh yolunda infak/harcamayanlara, cehennem ateşinde bunların üzeri ısıtılı(p pullanı)r; bunlarla, onların alınları, yanları ve sırtları dağlanır: "İşte nefisleriniz için yığdıklarınız, yığdıklarınızı tadın!" (denilir). 9/34,35.

          EKLER

373 yorum:

1 – 200 / 373   Yeni›   En yeni»
HÜSEYİN TURAN dedi ki...

BAŞLIKTAKİ MAKALEYE ULAŞAMADIM.
GÖRÜNMÜYOR.
İNTERNETTE ARAMAYLA BULDUM.
GÖNDERİR SENİZ SEVİNİRİM.

Adsız dedi ki...

İNFAK KONUSUNA BAKMAK İSTEDİM AMA METİN YOK

LEYLA dedi ki...

AA YAZIYI BULAMIYORUM.
SORUN MU VAR

İKRA dedi ki...

YANDAKİ MAKALELERE TIKLIYORUM AÇILMIYOR
METNE ULAŞILMIYOR

İBRAHİM dedi ki...

METİN YOK MU
GÖRÜNMÜYOR MU
YOKSA
BU ŞEKİL DE BİR MESAJ MI VERDİNİZ.

MELİKE dedi ki...

BÖYLE MESAJI İLK GÖRDÜM.
NE DEMEK İSTEDİNİZ.
ZEKAT YAPMIYORMUYUZ.
BU EYLEMİMİZ YOK MU
BOŞ BOMBOŞ MU
ACAYİP

ŞAHENDE dedi ki...

BEN ŞÖYLE ANLADIM

ZEKAT EYLEMİ YOK Kİ
NE YAZAYIM.

KİMSE ZEKATI VERMİYOR
OLABİLİR Mİ.

ŞAHİN dedi ki...

Zekat veriliyor da noksan olduğu için
allahı aldattığımızı sandığımız için
garip hesaplardan dolaşıp uydurmalarla kırptığımız için
zekatı yok insanlığın.

ADNAN dedi ki...

HAYRET
BEN HİÇ ANLAMADIM.
BU MESAJ OLMAYABİLİR.
TEKNİK HATA OLSA GEREK

YİNEDE
ZEKATI YOK İNSANLIĞIN
BOŞ BU SAYFASI
VERMEDİLER Kİ NE OLSUN ANLAMI OLABİLİR.

VUSLAT dedi ki...

Zekatı düşünmemizi ifade ediyor.

zekat ne ki
hiç akletmediniz diyor.

yoksa neden metin yok.

Hasan dedi ki...

Ya ZEKAT
ne bilmiyor ki
infak ne yazacak birşey bulamamış ki fukara boş bırakmış.

ikra dedi ki...

infak başlığı ama nereden çıkardılar bu zekatı ben de bunu anlamadım.

HAYRİ dedi ki...

ZEKAT FARZ YA BELKİ DE ONDAN ZEKAT DİYE BİR ŞEY YAZILMAMIŞ ONUN İÇİNDİR.

SACİDE dedi ki...

GELİN İNFAK ZEKATI DÜŞÜNÜN
MESAJI OLABİLİR
GELİ GELİN DİYOR YA
BİRLİKTE DÜŞÜNELİM ANLAMI VAR
BURAYA DA SIĞMAZ YA
İNFAK VS
YAZA AMA ÖNCE DÜŞÜN
ÖNCE DE
ÖĞREN
ÖNCE ÖNCE
OKU

HOCANIN DEDİĞİ GİBİ
ÖNCESİ SONRASI
OKJU DEĞİL
İKRA
İKRA
İKRA
YAP.

WERYAJ dedi ki...

İNFAK
İÇİN
İNSANI
DÜNYAYI ANLAMAK GEREK

EMİNE dedi ki...

DİLENCİYE VERİLENLER SADAKA MI
İNFAK FARKLI MI.

YAŞAR dedi ki...

ZEKAT LA İNFAK FARKLI MI.
HANGİSİ
ÜSTÜN

EMİN dedi ki...

ALLAHA BORÇ VERMEK
DİYE BİR AYET VAR MI.
VARSA
NE DEMEK

SACİDE dedi ki...

İNFAK UNUTULAN
TARİHTE KALAN
HASLETLERİMİZDEN Mİ

VARYEMEZ dedi ki...

BİZEDE İNFAK EDİN.
YARDIM OLSA GEREK
PARA VESAİR
VERMEK
YOKSULA AÇA
FAKİRE
BAĞIŞTA BULUNMAK

İBRAHİM dedi ki...

BANA GÖRE DÜŞÜNMEMİZİ İSTEYEN BİR ANLATIM.

KENAN dedi ki...

merakımı artırdı.
galiba
sureler gibi
çok farklı
bir yorum gelecek demektir.

MURSEL dedi ki...

KİTAP MI YAZDINIZ
ÇOK UZUN
DENİLDİĞİ GİBİ
ELİNE SAĞLIK

XX dedi ki...

İnsan; içlerinden seçilen Peygamberler ve gönderilen kitaplarlarla uyarılarak, gerekli akıl, düşünme vb kabiliyetlerle en mükemmel yaratılıp bu Sarayda, belirlenmiş bir sure, nasıl bir insan olduğu, ne ölçüde erdemleşebildiği, ahseni takvim olduğu veya esfeli safiline düşebildiği, Rabbine ne kadar güvendiği/imanettiği, kulluk yaptığı, kendisine de gösterilmek üzere değişik şartlarda, olaylarda, mekan ve imkanlarda, icsel ve dışşal, ins ve cin/ görünür görünmez şeytan/ayartılarla imtihan edilerek misafir edilmekte ve suresi dolanlar da ahir yaşam tarafına alınmaktadır.

BU GİRİŞİTEKİ
PARAĞRAF
HERŞEYİ ANLATMAKTADIR.

NE GÜZEL TARİFLENMİŞ YAŞAM

DAVUT dedi ki...

İnsan; içlerinden seçilen Peygamberler ve gönderilen kitaplarlarla uyarılarak, gerekli akıl, düşünme vb kabiliyetlerle en mükemmel yaratılıp bu Sarayda, belirlenmiş bir sure, nasıl bir insan olduğu, ne ölçüde erdemleşebildiği, ahseni takvim olduğu veya esfeli safiline düşebildiği, Rabbine ne kadar güvendiği/imanettiği, kulluk yaptığı, kendisine de gösterilmek üzere değişik şartlarda, olaylarda, mekan ve imkanlarda, icsel ve dışşal, ins ve cin/ görünür görünmez şeytan/ayartılarla imtihan edilerek misafir edilmekte ve suresi dolanlar da ahir yaşam tarafına alınmaktadır.

YAA BAYILDIM.

HURİ dedi ki...

BEN NEYİM DERKEN
NİYE GELDİM DERKEN

HOCA EFENDİ
DUYDU MU NE
AL CEVABI DEDİ

İnsan; içlerinden seçilen Peygamberler ve gönderilen kitaplarlarla uyarılarak, gerekli akıl, düşünme vb kabiliyetlerle en mükemmel yaratılıp bu Sarayda, belirlenmiş bir sure, nasıl bir insan olduğu, ne ölçüde erdemleşebildiği, ahseni takvim olduğu veya esfeli safiline düşebildiği, Rabbine ne kadar güvendiği/imanettiği, kulluk yaptığı, kendisine de gösterilmek üzere değişik şartlarda, olaylarda, mekan ve imkanlarda, icsel ve dışşal, ins ve cin/ görünür görünmez şeytan/ayartılarla imtihan edilerek misafir edilmekte ve suresi dolanlar da ahir yaşam tarafına alınmaktadır.

VEYSEL ÇAM dedi ki...

bu Sarayda, belirlenmiş bir sure, nasıl bir insan olduğu, ne ölçüde erdemleşebildiği, ahseni takvim olduğu veya esfeli safiline düşebildiği, Rabbine ne kadar güvendiği/imanettiği, kulluk yaptığı, kendisine de gösterilmek üzere değişik şartlarda, olaylarda, mekan ve imkanlarda, icsel ve dışşal, ins ve cin/ görünür görünmez şeytan/ayartılarla imtihan edilerek misafir edilmekte ve suresi dolanlar da ahir yaşam tarafına alınmaktadır.
bu tarif
BU AÇIKLAMA BİZİ ANLATMIŞ

MARY dedi ki...

BEN NEYİM
NE İŞİM VAR BU DÜNYADA
BENZERİ SORULARA KISACA CEVAPLA
KURANI AÇIKLAMIŞSINIZ.

WATTSON dedi ki...

DÜNYA
GEÇİMLİK YERİ OLDUĞUNU UNUTANLARA
ŞAMAR GİBİ KURANDAN CEVAP.

Adsız dedi ki...

ekat da ise, gerçek anlamı nedeniyle Kuranda gelişmenin ve yücelmenin ölçüsü olacak belli bir oran, kırkta bir gibi düzenleme de bulunmamakta, tam aksine, değil 1/40 kırkta birini veya infaktan yani ihtiyaçtan fazlasını vermekten de öte, yani balık vermenin yanı sıra, balık tutmayı da öğretmek ve Allah’ın ihsan ettiği tüm yetenekleri, imkanları insanın ve toplumun gelişimi ve yücelmesi için vermek, seferber etmek, öncülük yapmak, ön ayak olmak, teşvik etmek ve bunları yaptıkça, yaptığın ölçüde gelişip yücelme, yüceltme, razı olma ve razı olunma yer almaktadır.

ZEKAT BU KADAR KAPSAYICI
ALLAHIM.
NE DİSEM.

FIRTINA dedi ki...

Cimrilik yaptıkları şey, kıyamet günü boyunlarına dolanacak 3/180, altın ve gümüşü yığıp da onları Allâh yolunda infak/harcamayanlara, cehennem ateşinde bunların üzeri ısıtılı(p pullanı)r; bunlarla, onların alınları, yanları ve sırtları dağlanır: "İşte nefisleriniz için yığdıklarınız, yığdıklarınızı tadın!" (denilir). 9/34,35.

BENİ ÇOK KORKUTTU
DEHŞET
NERDEN BULDUNUZ BU AYETTLERİ
BIRAKIN KALSAYDI ORADA

UMUT dedi ki...

Şüphesiz iyilikler, kötülükleri giderir, günahlara kefaret olur, bir kısmını kapatır, hatalarınızı bağışlar, günahlarını iyiliklere çevirir, 'eksiksiz olarak ödenir, onu kat kat yapar, bire on katı vardır, yedi başak bitiren, her bir başakta yüz tane bulunan bir tek tanenin örneği gibi kat kat arttırır, ecirleri Rableri katındadır, onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.

KÖTÜLÜKTEN ANCAK YAPTIĞIMIZ İYİLİKLERLE KURTULURUZ.
AFF BAĞIŞ
BÖYLE OLUYOR ÖYLE Mİ.

İBRAHİM YAĞIZ dedi ki...

İnsanın verdikçe arınacağı ve Allah’a yaklaşacağı ilkesinin sonucu, insan infak yaptıkça temizlenmekte, Allah’a imanı, güveni ve teslimiyeti, sadakatı sağlamlaşmakta, gelişmeye ve yücelmeye başlamaktadır.

VERMEK BU NEDENLE ÖNEMLİ.
VERMEYENLER ANLAMAZ.
VERDİĞİNİ SANANLAR DA.

İBRAHİM DURSUN dedi ki...

İnfakla nifak, münafıklık aynı kökten gelmektedir. İnfak eden nifaktan, münafıklıktan ayrışmaktadır. Aynı sayıda molekülden oluşmasına rağmen dizilişleri nedeniyle kömürle elmasın farklılaştıkları gibi, infak emri karşısındaki duruşu da insanı, bu konuda münafıklıktan, aldatılmaktan uzaklaştırmaktadır.
İNFAK MUNAFIK AYNI KÖKTEN
VEREN MUNAFIKLIKTAN UZAKLAŞMAKTA VERMEYEN BATMAKTA.
MUTHİŞ BİR KAVRAM.
RABB NE HOŞ KAVRAM SEÇMİŞ.

Adsız dedi ki...

Zira, Kuran Allah’ın verdiklerinden vermeyi, güzel ve iyi olanlardan ihsan etmeyi, vererek arınma ilkesini getirmiş ve ihtiyaçtan fazlasını vermeyi tavsiye etmiş, gizli açık vermekten, darlıkta ve bollukta infaktan, vermekten bahsetmiştir.

İSTERSEN VERME MUNAFIK OL

UMMET dedi ki...

Zira, Kuran Allah’ın verdiklerinden vermeyi, güzel ve iyi olanlardan ihsan etmeyi, vererek arınma ilkesini getirmiş ve ihtiyaçtan fazlasını vermeyi tavsiye etmiş, gizli açık vermekten, darlıkta ve bollukta infaktan, vermekten bahsetmiştir.
VERİYORUZ BİRKAÇ KURUŞ

Adsız dedi ki...

SORUN BU VER DEDİĞİ GİBİ VERMEMEKTE MUNAFIK OLMAK DA BU

UMİT dedi ki...

RAFTA YAPMAMALI
CİMRİLİKTE VERİRKEN

İBRAHİM YAYLA dedi ki...

Kamuoyunda bilindiğinin aksine; İsraf, nicelikteki değil nitelikteki aşırılıktır. Allah'ın rızâsına uygun olmayan harcamalarda bulunmaktır.Cimrilik ise Allah rızâsına uygun olan yerlere harcama yapmaktan kaçınmaktır. Kavâm dengeli olmak ise, gereken yerlere gerektiği kadar harcamada bulunmaktır. Aff ise, ihtiyaçtan geçimlikten fazla olandır.

İSRAF CİMRİLİK BU DEMEK
HAYAL KURMAYIN.

FARİS dedi ki...

İNFAK İLE MUNAFIK AYNI KELİMEYLE Mİ İFADE EDİLİYOR

VEREN MUNAFIK OLMUYOR
VERMEYEN MUNAFIK

DEHŞET
FELAKET

ZEYD dedi ki...

İNFAKI ANLAMAKİÇİN
BAŞ KISMA YERLEŞTİRDİĞİNİZ
MAL
MÜLK
DÜNYA ANLAYIŞI
SORUNU KÖKTEN ÇÖZMÜŞ.
BUNU OKUYAN İNFAKI ANLAMIŞ OLUR
GERİSİ MUNAFIKLIK DERECESİNE KALMIŞ İNSANIN.

SIFIR MUNAFIK OLMAK İSTER KURAN.

AMMAR dedi ki...

HERŞEYİNİ VERMEK Mİ İNFAK

KURANIN CEVAPLARINI GÖRMEK VE BU AÇIKLAMALATRI OKUMAK İNSANI UÇURUYOR.

İNFAK İLE SADAKA
SADAKA İLE ZEKAT İLİŞKİSİNİ
ANLAMAMIŞTIM.
BURADA ÇOK ÖNEMLİ BOYUTLARINA RASTLADIM.

DRAKSY dedi ki...

VERME KAVRAMI ETRAFINDAKİ HERŞEYİ BULMANIN ZEVKİYLE YAZIYORUM.
ZEKAT ANCAK BU OLABİLİŞR DEDİRTEN YORUM VE AÇIKLAMANIZ

İSRAF MEĞER NEYMİŞ DEDİRTEN YORUMUNUZ BAŞ TACI

AMMAR dedi ki...

BU YAZIYI ÇIKTILADIM VE ÖNÜMDEKİ MASADA GELENE OKUYORUM.

MAİLLERİMDEKİ DOSTLARA DA ATTIM

Kİ KURANI AKLETSİNLER

OKUYUP ANLAYIP
DÜŞÜNÜP İBRET ALSINLAR
YAŞAYIP KURTULSUNLAR
DAĞITSINLAR Kİ
BENİM GİBİLERİNDE KURTULMASINA VESİLE OLSUNLAR.

ALLAH RAZI OLSUN.
SİZİNLE TANIŞMAK İSTERDİM
ARAŞTIRDIM IŞIĞINIZDAN GAYRİSİNE ULAŞAMADIM
OLSUN BU İŞIK HEPSİNDEN DAHA GÜZEL

Adsız dedi ki...

BEN DE AYNISINI YAPMAYA BAŞLADIM.
TÜM MAİL DOSTLARIMA DAĞITIYORUM BU YAZININ SURETİNİ
AMMAR SİZ BİZİ DE DİRİLTTİNİZ.
NEDEN BİZ DE YAPMAYALIM.
BU HİZMETTE KATKIMIZ OLSUN.
YAZAMIYORUM YAZILMIŞI DA MI E POSTAYLA GÖNDEREMEDİN DERLERSE NE YAPARIM.
ALLAHIM
KURAN HİZMETİNDE BENİ DE DAİM EYLE.
DOSTLARIMA DA EKLİYORUM SİZ DE E POSTANIZA BU YZIYI EKLEYİN DE OKUNSUN.
KURAN AMAÇ OLSUN TÜM İNSANLIĞIN.
TÜM PUTLARI YIKMANIN YOLUDUR
KURAN VE KURANA HİZMETİ AŞK HALİNE GETİRMEK.

AYŞE dedi ki...

BU YAZI ÇOK SAYFA TUTTU OLSUN

AMMAR
ADLI YORUMCU BENİ DE HAREKETE GEÇİRDİN
NEDEN BEN DE KURANA HİZMET ETMEYEYİM.
BU YZILARIN SURETİNİ ÇOĞALTIP DAGITIYORUM.
MEİL OLARAK TÜM ADRESLERE EKLEYİP GÖNDERMEYE BAŞLADIM.
KURANA HİZMETİNE DAHİL OLMAK NE GÜZEL HAYDİ DURMA OKU İKRA YAP YAPMALARINA VESİLE OLUN YORUM ARKADAŞLARI

Adsız dedi ki...

I'll right away seize your rss feed as I can't find your email subscription link or e-newsletter service.
Do you've any? Please permit me recognize so that I could subscribe.
Thanks.

Have a look at my web page Watch The Wolf
of Wall Street online free no download (www.smppatramandiri1.com)

Adsız dedi ki...

Article writing is also a excitement, if you be acquainted with then
you can write or else it is complex to write.

My weblog :: candy crush saga cheats guide level 70 ()

Adsız dedi ki...

Howdy! I'm at work surfing around your blog from my new iphone 4!

Just wanted to say I love reading your blog and look forward to all your posts!
Keep up the superb work!

Here is my web site - wordpress themes premium

Adsız dedi ki...

Ϻy family alway saу that I аm wasting my time ɦere at net, eҳcept I kոow I am getting кnowledge all thе time byy reading thbes pleasant posts.


Also visit my web-site :: garcinia cambogia extract pure

Adsız dedi ki...

Thanks for the auspicious writeup. It in reality was once a entertainment account it.
Glance advanced to far added agreeable from you! However, how
could we be in contact?

Feel free to surf to my homepage; car audio

Adsız dedi ki...

Hi there, I found your site by means of Google even as searching for a
related topic, your web site got here up, it seems great.
I've bookmarked it in my google bookmarks.
Hello there, simply become alert to your blog through Google, and located that it is truly informative.
I'm gonna watch out for brussels. I will be grateful for those who continue this
in future. Numerous people might be benefited from your writing.
Cheers!

Stop by my web site - Geld Verdienen

Adsız dedi ki...

Thanks in favor of sharing such a nice idea, post is pleasant, thats
why i have read it fully

Take a look at my page ... {download youtube videos

Adsız dedi ki...

Hi there everyone, it's my first pay a quick visit at this web page, and paragraph is really fruitful in support of me, keep up
posting these content.

Feel free to surf to my site :: Geld Verdienen

Adsız dedi ki...

All the very best for you. I adore your website, so much top quality content on it!
All the best.

Feel free to surf to my weblog; seo kronach

Adsız dedi ki...

My spouse and I stumbled over here from a different
web address and thought I might as well check things out.
I like what I see so now i am following you. Look forward to looking
into your web page for a second time.

Feel free to visit my site - Mens Air Max 90 Hyperfuse

Adsız dedi ki...

However, he decided that the incest would distract more
hidebound readers and published a eharmony coupon code safer version, The Revolt of Islam,
in which he reflects on what has happened.

My website ... eharmony promotional code (relationshipguide2014.com)

Adsız dedi ki...

Howdy! Someone in my Facebook group shared this website
with us so I came to take a look. I'm definitely enjoying the information.
I'm book-marking and will be tweeting this to my followers!
Exceptional blog and amazing design.

My webpage: Geld Verdienen

Adsız dedi ki...

Hi there! I'm at work browsing your blog from my new apple iphone!
Just wanted to say I love reading through your blog and look forward to all your
posts! Carry on the fantastic work!

Feel free to visit my blog Geld Verdienen

Adsız dedi ki...

Hello there! This is my first visit to your blog!
We are a group of volunteers and starting a new initiative
in a community in the same niche. Your blog provided us beneficial information to work on.
You have done a wonderful job!

Look at my weblog; Geld Verdienen

Adsız dedi ki...

I've been surfing on-line greater than 3 hours nowadays, but I never found any
interesting article like yours. It is lovely value sufficient for me.
In my view, if all site owners and bloggers made just right content
material as you did, the net will likely be a
lot more useful than ever before.

Here is my homepage - Geld Verdienen

Adsız dedi ki...

If some one desires expert view concerning running a blog
then i recommend him/her to go to see this blog, Keep up the good work.


Also visit my site: Geld Verdienen

Adsız dedi ki...

Hi! I just want to give you a huge thumbs up for your great info you have here on this post.
I'll be returning to your blog for more soon.

Feel free to surf to my site ... Geld Verdienen

Adsız dedi ki...

This paragraph is truly a pleasant one it assists new
the web users, who are wishing for blogging.

My homepage: Geld Verdienen

Adsız dedi ki...

Do you have a spam problem on this website; I also
am a blogger, and I was wondering your situation;
many of us have created some nice methods and we are looking to exchange solutions with other folks,
why not shoot me an e-mail if interested.

Here is my web site Geld Verdienen

Adsız dedi ki...

Hi there all, here every one is sharing these familiarity,
so it's fastidious to read this web site, and I used to pay a visit this blog all the time.


my weblog - Geld Verdienen

Adsız dedi ki...

Hi, all is going fine here and ofcourse every one is sharing data, that's truly excellent, keep
up writing.

My site: Geld Verdienen

Adsız dedi ki...

Spot on with this write-up, I absolutely think this amazing
site needs much more attention. I'll probably be back again to see more,
thanks for the information!

Here is my page - Geld Verdienen

Adsız dedi ki...

Howdy, i read your blog from time to time and i own a similar one and i was just wondering if you get a lot of spam remarks?
If so how do you prevent it, any plugin or anything
you can suggest? I get so much lately it's driving me insane so
any support is very much appreciated.

Here is my weblog ... Geld Verdienen

Adsız dedi ki...

I'm really impressed together with your writing abilities and also with the format in your weblog.
Is this a paid topic or did you modify it yourself? Either way stay
up the excellent high quality writing, it's rare
to peer a nice weblog like this one these days..


Also visit my web page ... Geld Verdienen

Adsız dedi ki...

It's very straightforward to find out any topic on net as compared to
books, as I found this piece of writing at this site.

Here is my web blog - Geld Verdienen

Adsız dedi ki...

Awesome blog! Do you have any recommendations for aspiring writers?
I'm planning to start my own website soon but I'm a little
lost on everything. Would you recommend starting with a free platform like Wordpress or go for a paid
option? There are so many choices out there that I'm totally confused ..

Any ideas? Bless you!

Review my blog post Geld Verdienen

Adsız dedi ki...

I'm not sure where you're getting your information, but great topic.
I needs to spend some time learning more or
understanding more. Thanks for wonderful info I was looking for this information for my mission.


my web site - Geld Verdienen

Adsız dedi ki...

Helpful information. Fortunate me I found your web site by
accident, and I am surprised why this twist of fate didn't came about in advance!

I bookmarked it.

Here is my website :: Geld Verdienen

Adsız dedi ki...

I really like your blog.. very nice colors & theme. Did you
make this website yourself or did you hire someone to do it for you?
Plz respond as I'm looking to create my own blog
and would like to find out where u got this from. thanks

Also visit my homepage ... Geld Verdienen

Adsız dedi ki...

It's difficult to find well-informed people for this topic,
but you sound like you know what you're talking about! Thanks

my web-site - Geld Verdienen

Adsız dedi ki...

I just like the valuable info you supply on your articles.
I will bookmark your blog and check again right here regularly.
I am relatively certain I'll be told many new stuff proper right here!
Best of luck for the following!

My page :: Geld Verdienen

Adsız dedi ki...

Hey There. I found your blog using msn. This is a really well written article.
I'll make sure to bookmark it and return to read more of your useful info.
Thanks for the post. I will certainly return.

Feel free to visit my homepage: Geld Verdienen

Adsız dedi ki...

Amazing blog! Is your theme custom made or did you download it from somewhere?
A design like yours with a few simple tweeks would really make my blog shine.
Please let me know where you got your theme. Cheers

Take a look at my homepage - Geld Verdienen

Adsız dedi ki...

Hi my loved one! I want to say that this post is awesome, nice written and include approximately all significant infos.

I would like to see extra posts like this .

Here is my web-site ... Geld Verdienen

Adsız dedi ki...

First off I would like to say great blog! I had a quick question
that I'd like to ask if you do not mind. I was interested to find out how
you center yourself and clear your head prior to writing.
I have had difficulty clearing my mind in getting my thoughts out there.
I do take pleasure in writing but it just seems like the first 10 to 15 minutes are wasted simply just trying
to figure out how to begin. Any recommendations or tips?

Cheers!

my website - Geld Verdienen

Adsız dedi ki...

A motivating discussion is definitely worth comment.
I think that you should write more on this issue, it may not be a taboo matter but generally people do not speak
about such issues. To the next! Kind regards!!

Here is my site; Geld Verdienen

Adsız dedi ki...

Paragraph writing is also a fun, if you be acquainted with then you can
write if not it is complicated to write.

Feel free to surf to my webpage Geld Verdienen

Adsız dedi ki...

Wow, amazing blog layout! How long have you been blogging
for? you make blogging look easy. The overall look of your website is
magnificent, as well as the content!

Feel free to visit my webpage: Geld Verdienen

Adsız dedi ki...

Hi there, I do believe your blog could be having internet browser compatibility problems.
When I take a look at your site in Safari, it looks fine however, when opening in I.E., it has some overlapping issues.
I merely wanted to give you a quick heads up! Aside
from that, great site!

My page: Geld Verdienen

Adsız dedi ki...

I all the time emailed this webpage post page to all my
associates, because if like to read it afterward my
links will too.

My web blog Geld Verdienen

Adsız dedi ki...

I really like your blog.. very nice colors & theme.

Did you make this website yourself or did you hire someone to do
it for you? Plz reply as I'm looking to construct my own blog and would like to find out where u got this from.
appreciate it

Here is my web-site - Geld Verdienen

Adsız dedi ki...

Hmm it looks like your website ate my first comment (it was
super long) so I guess I'll just sum it up what I had written and
say, I'm thoroughly enjoying your blog. I as well am an aspiring blog writer but I'm still new to the whole thing.
Do you have any tips and hints for rookie blog writers?
I'd definitely appreciate it.

Feel free to surf to my web-site ... Geld Verdienen

Adsız dedi ki...

This article is truly a pleasant one it
assists new net viewers, who are wishing in favor of blogging.


my web site - Geld Verdienen

Adsız dedi ki...

You've made some good points there. I checked on the net
for additional information about the issue and found most individuals will go
along with your views on this website.

Look into my web-site: Geld Verdienen

Adsız dedi ki...

magnificent publish, very informative. I ponder why the other experts of this sector
don't notice this. You must continue your
writing. I'm sure, you have a great readers' base already!



Feel free to visit my homepage: Geld Verdienen

Adsız dedi ki...

This site truly has all the information and facts I wanted about this subject and
didn't know who to ask.

My blog post Geld Verdienen

Adsız dedi ki...

I don't even know how I ended up here, but I thought this post was good.
I don't know who you are but definitely you are going to a famous blogger if
you aren't already ;) Cheers!

Take a look at my site :: Geld Verdienen

Adsız dedi ki...

I simply could not leave your site before suggesting that I really loved the
standard info a person supply in your visitors? Is going to be back often to check out new posts

Review my blog Geld Verdienen

Adsız dedi ki...

Have you ever considered creating an ebook or guest authoring on other blogs?
I have a blog centered on the same subjects you discuss and would love to have you share some stories/information.
I know my viewers would enjoy your work. If you are
even remotely interested, feel free to send me an e mail.



my site - Geld Verdienen

Adsız dedi ki...

Hey there, You have done a fantastic job.

I will certainly digg it and personally recommend to my friends.
I am sure they will be benefited from this web site.

my web page; Geld Verdienen

Adsız dedi ki...

I'm amazed, I must say. Seldom do I encounter a blog that's both equally
educative and amusing, and let me tell you, you've hit the nail
on the head. The problem is something which not enough people
are speaking intelligently about. I am very happy I came across this during my hunt for something
relating to this.

Take a look at my page: Geld Verdienen

Adsız dedi ki...

I have been exploring for a bit for any high-quality
articles or blog posts on this kind of area . Exploring in Yahoo I ultimately stumbled upon this website.
Reading this info So i'm happy to convey that I have a very good
uncanny feeling I came upon just what I needed.
I most without a doubt will make certain to do not disregard this
website and give it a look regularly.

my web page - Geld Verdienen

Adsız dedi ki...

Someone necessarily lend a hand to make seriously articles I might state.
This is the first time I frequented your web page and to this point?

I surprised with the research you made to create this actual
publish incredible. Magnificent job!

Stop by my blog: Geld Verdienen

Adsız dedi ki...

You get plenty of white balance options with this Digital SLR Cameras.
It is quite important to have a look at the specific characteristics with
the particular variety of digital camera in the market.
Subject tracking helps keep the camera automatically focused on a moving subject for improved accuracy.


Feel free to visit my weblog - http://www.youtube.com/watch?v=mjMzGhwCYDo

Adsız dedi ki...

You could certainly see your expertise within the work you
write. The sector hopes for even more passionate writers such as you who aren't afraid to
say how they believe. At all times go after your heart.

My homepage: pit 2013

Adsız dedi ki...

It's a shame you don't have a donate button! I'd without a doubt donate to this superb blog!
I guess for now i'll settle for book-marking and adding your RSS feed to my Google account.
I look forward to fresh updates and will share this site with my Facebook group.
Talk soon!

My weblog: messenger sexe

Adsız dedi ki...

This is my first time pay a quick visit at here and i am in fact happy to read all at single place.



Feel free to visit my web blog ... trey songz

Adsız dedi ki...

This means that consumers can get a tablet with the latest and most powerful
capacity supported by Android. 6 ounces, is a light at all so easily held with one hand and
easy to carry in your bag. With the Kindle version of the full-color touchscreen yag you can
linger to read the book, view or multimedia reference works and other entertainment sources.



Feel free to surf to my blog :: http://www.youtube.com/watch?v=rG_pbp5Uwvc

Adsız dedi ki...

Samsung is a mobile giant and produces some of the best smartphones in the market in each price bracket.
This was soon followed by the Helmet Hero
Wide, another standard definition model with the addition of a 170.

Planning for a successful travel is always a tough task and it requires various things to be done like
where to go, what to take and when to travel.


Also visit my webpage ... go pro hero 3

Adsız dedi ki...

Fantastic goods from you, man. I've understand your stuff previous to and
you're just too great. I really like what you have acquired here, really like what you are stating
and the way in which you say it. You make it enjoyable and you still
care for to keep it sensible. I cant wait to read far more from you.
This is actually a great site.

Here is my weblog :: Ce Site

Adsız dedi ki...

Thanks for ones marvelous posting! I genuinely enjoyed reading it, you happen to be a great author.
I will be sure to bookmark your blog and will often come
back at some point. I want to encourage you to ultimately continue your great posts, have a nice holiday weekend!


Feel free to surf to my homepage - plan cul

Adsız dedi ki...

Hi colleagues, fastidious post and nice arguments commented at this place, I am really enjoying by these.


Visit my homepage - Warframe Platinum Hack

Adsız dedi ki...

Have you ever considered about including a little bit more than just your articles?
I mean, what you say is fundamental and everything. Nevertheless think of if you
added some great graphics or videos to give your posts
more, "pop"! Your content is excellent but with pics and
videos, this blog could undeniably be one of
the most beneficial in its niche. Good blog!Csr Racing Hack Android No Root No Computer

Adsız dedi ki...

I have read so many posts regarding the blogger lovers however
this post is actually a nice paragraph, keep it up.


Take a look at my web blog ... ip camera

Adsız dedi ki...

This blog was... how do I say it? Relevant!! Finally I have found something which helped me.
Many thanks!

my weblog :: belrim silver prices ()

Adsız dedi ki...

Excellent pieces. Keep writing such kind of information on your
blog. Im really impressed by it.
Hi there, You've done an incredible job. I'll certainly digg it and individually recommend
to my friends. I am sure they will be benefited from
this site.

My homepage incrociato

Adsız dedi ki...

Hi I am so happy I found your site, I really found you by error,
while I was searching on Aol for something else, Anyhow I am here now
and would just like to say thanks for a fantastic post and a all round enjoyable blog (I also love the
theme/design), I don’t have time to look over it all
at the moment but I have book-marked it and also included your RSS feeds, so
when I have time I will be back to read a lot more, Please do keep up the great
jo.

Visit my webpage; Free After Effects

Adsız dedi ki...

Wow, this piece of writing is nice, my sister is analyzing these things, therefore I am going to let know her.


Look into my blog post: contract war cheat

Adsız dedi ki...

We're a gaɡgle of volunteers and opening a brand new
scheme in our community. Уour website prօvided us with valuabgle іnfo to work on.
You have done an impressive joƅ ɑnnd our entirе group will be thankful to yߋu.


Feel free too surf to my homepage; web browser testing

Adsız dedi ki...

It's amazing for me to have a website, which is helpful in
support of my knowledge. thanks admin

My web blog: Dragons World cheats android
(www.facebook.com)

Adsız dedi ki...

I am not positive the place you're getting your info,
but good topic. I needs to spend a while finding
out more or understanding more. Thank you for wonderful info I used to be looking for
this info for my mission.

My web site ... bisnis

Adsız dedi ki...

Hey I know this is off topic but I was wondering if you knew of any
widgets I could add to my blog that automatically tweet my newest twitter updates.
I've been looking for a plug-in like this for quite some time and was hoping maybe you would
have some experience with something like
this. Please let me know if you run into anything. I truly enjoy reading your blog and I
look forward to your new updates.

Feel free to surf to my blog piangiucchiavo

Adsız dedi ki...

Heya Jag är för det första tid här . Jag
hittade detta forum och jag tycker att det är riktigt bra och det hjälpte mig mycket
. Jag hoppas att ge någonting tillbaka och hjälpa andra som ni hjälpt mig .



my webpage; roulette online gratis (songokiko.com)

Adsız dedi ki...

That is really fascinating, You're a very skilled blogger.

I have joined your rss feed and stay up for seeking extra
of your magnificent post. Also, I have shared your web site in my social networks

My weblog; abbambiniate

Adsız dedi ki...

Quality articles is the secret to attract the users to pay
a quick visit the web page, that's what this site is providing.



Also visit my website pettegolano

Adsız dedi ki...

all the time i used to read smaller posts that as well clear their
motive, and that is also happening with this piece of writing
which I am reading at this place.

Also visit my web site incravattati

Adsız dedi ki...

Heya i am for the primary time here. I came across this board and I find It truly helpful
& it helped me out much. I am hoping to give one thing again and aid
others such as you aided me.

my webpage: piaffavano

Adsız dedi ki...

It's actually a nice and helpful piece of info. I am glad that you shared this helpful information with us.

Please keep us up to date like this. Thank you
for sharing.

my page; picchierellasti

Adsız dedi ki...

Helpful information. Fortunate me I found your site by accident, and I'm shocked why this coincidence did not took place in advance!
I bookmarked it.

Also visit my site :: indecorosamente

Adsız dedi ki...

Howdy very nice web site!! Guy .. Beautiful .. Superb .. I'll bookmark your blog and take the feeds also?
I am happy to search out a lot of useful info here in the post,
we'd like develop more techniques on this regard,
thanks for sharing. . . . . .

Feel free to visit my website ... inculcherai

Adsız dedi ki...

I know this web site provides quality based posts and extra information, is there any
other website which provides these kinds of data in quality?


Feel free to visit my homepage - piantoncelli

Adsız dedi ki...

I think the admin of this site is in fact working hard in favor of his site, because here every material is quality based stuff.


Also visit my site ... pimentando

Adsız dedi ki...

Hello Dear, are you really visiting this website on a regular basis,
if so afterward you will absolutely obtain nice know-how.


my web blog ... pigliera

Adsız dedi ki...

After I originally left a comment I seem to have clicked on the
-Notify me when new comments are added- checkbox and from now on whenever a comment is added I recieve 4 emails with the
exact same comment. Perhaps there is an easy method you can
remove me from that service? Thanks!

Feel free to surf to my weblog ... inculante

Adsız dedi ki...

Thanks , I have just been searching for info approximately this topic for a while and yours is the greatest
I've came upon till now. But, what about the conclusion?
Are you positive about the supply?

Here is my web site picari

Adsız dedi ki...

I am regular visitor, how are you everybody? This post posted at this site
is really good.

my web site; indennizzeranno

Adsız dedi ki...

Awesome article.

my web blog: pettinavamo

Adsız dedi ki...

Hello my loved one! I wish to say that this post is awesome, great written
and come with almost all vital infos. I'd like to
see more posts like this .

Feel free to surf to my blog - piazzaletti

Adsız dedi ki...

Hey there, You have done a great job. I'll definitely digg it
and personally suggest to my friends. I am confident they'll be benefited from this web
site.

My website ... incudini

Adsız dedi ki...

If you are going for finest contents like me, just visit this website daily for the
reason that it presents quality contents, thanks

Here is my web-site :: incrudelirete

Adsız dedi ki...

Exceptional post however , I was wanting to know if you could write a litte more on this subject?
I'd be very thankful if you could elaborate a little bit more.
Many thanks!

my web site ... pianigiana

Adsız dedi ki...

I loved as much as you will receive carried out right here.
The sketch is attractive, your authored material stylish.
nonetheless, you command get got an edginess over that you wish be delivering the following.
unwell unquestionably come further formerly again as exactly the same nearly a lot often inside case you shield this increase.


my web-site: picrico

Adsız dedi ki...

Hi! I could have sworn I've visited this site before but after going through many of the articles I realized it's new
to me. Regardless, I'm certainly happy I found it and I'll be book-marking it and checking
back frequently!

Feel free to visit my page: pieghettatrici

Adsız dedi ki...

My developer is trying to convince me to move to .net from PHP.
I have always disliked the idea because of the expenses.

But he's tryiong none the less. I've been using Movable-type on a variety of websites for
about a year and am nervous about switching to another platform.
I have heard excellent things about blogengine.net. Is there a way I
can transfer all my wordpress posts into it? Any help would be really
appreciated!

Here is my blog post - indeterminato

Adsız dedi ki...

Heya i'm for the primary time here. I came across this board and
I find It really useful & it helped me out a lot.
I am hoping to give one thing again and help others such as you helped me.


my web page; abbarbereste

Adsız dedi ki...

That is a very good tip particularly to those fresh to the blogosphere.
Short but very accurate info… Many thanks for sharing this one.
A must read post!

Here is my web blog pialle

Adsız dedi ki...

I blog often and I genuinely thank you for your information.
This great article has truly peaked my interest.
I'm going to take a note of your blog and keep checking for new information about once per week.
I opted in for your RSS feed too.

My site: indiavolendoti

Adsız dedi ki...

I am genuinely happy to read this blog posts which contains plenty of valuable facts,
thanks for providing such information.

Visit my blog post - pilassero

Adsız dedi ki...

Howdy! I'm at work surfing around your blog from my new iphone 3gs!
Just wanted to say I love reading your blog and look forward
to all your posts! Carry on the great work!

Here is my homepage: indennizzano

Adsız dedi ki...

Definitely believe that which you said. Your favorite reason seemed to be
on the internet the easiest thing to be aware of. I say to you,
I definitely get irked while people think about worries that
they just don't know about. You managed to hit the nail upon
the top as well as defined out the whole thing without having side effect , people can take a signal.
Will likely be back to get more. Thanks

my page: indebitamenti

Adsız dedi ki...

Amazing! Its in fact amazing post, I have got much clear idea concerning
from this article.

Review my page - indifferibile

Adsız dedi ki...

Hello there, I found your website by way of Google even as looking for a similar topic, your web site got
here up, it appears great. I have bookmarked it in my google bookmarks.

Hello there, just became alert to your blog thru Google, and found that it is truly informative.
I am gonna watch out for brussels. I'll appreciate for
those who continue this in future. A lot of other folks will likely be benefited out of your writing.
Cheers!

Also visit my web page; pianavano

Adsız dedi ki...

Thank you for sharing your info. I truly appreciate your efforts and I will be waiting
for your next write ups thanks once again.

Also visit my webpage :: pillotterei

Adsız dedi ki...

Sweet blog! I found it while browsing on Yahoo News. Do you have any suggestions on how to
get listed in Yahoo News? I've been trying for a while but
I never seem to get there! Thanks

Also visit my web page: incruschera

Adsız dedi ki...

Hi there, every time i used to check weblog posts here early in the
dawn, since i like to gain knowledge of more
and more.

Here is my webpage: piaggeria

Adsız dedi ki...

When I initially commented I seem to have clicked the -Notify me when new comments are added- checkbox and now every time a
comment is added I receive 4 emails with the exact same
comment. Is there an easy method you can remove me from that service?
Thanks!

Also visit my web blog ... indenteremmo

Adsız dedi ki...

I visited multiple websites except the audio feature for audio songs current at this website is really marvelous.


Also visit my blog post :: piangi

Adsız dedi ki...

Thanks designed for sharing such a fastidious thought,
article is good, thats why i have read it fully

Also visit my blog: pinneggerete

Adsız dedi ki...

you are truly a excellent webmaster. The web site loading speed is incredible.
It seems that you're doing any unique trick.
In addition, The contents are masterpiece. you have done a great activity in this matter!


Visit my web site incrostandomi

Adsız dedi ki...

I am genuinely happy to glance at this webpage posts which consists of plenty of valuable data, thanks for
providing such information.

my site pigeranno

Adsız dedi ki...

Hey I am so excited I found your website, I really found you by accident, while I was
looking on Bing for something else, Regardless I am here
now and would just like to say thank you for a incredible post and
a all round enjoyable blog (I also love the theme/design),
I don't have time to read it all at the moment but I have saved it and
also included your RSS feeds, so when I have time I will be back to read much more, Please do keep up the superb job.


my webpage ... pignoleggiassi

Adsız dedi ki...

Very nice article, exactly what I was looking for.

my weblog :: pingue

Adsız dedi ki...

This post is priceless. How can I find out more?

Here is my weblog; pieghettare

Adsız dedi ki...

Have you ever thought about adding a little bit more than just
your articles? I mean, what you say is important and everything.
However think of if you added some great pictures or videos to give
your posts more, "pop"! Your content is excellent but with pics and clips,
this site could certainly be one of the greatest in its field.
Good blog!

my weblog - abbagliatomi

Adsız dedi ki...

Hi, this weekend is good in favor of me, since
this occasion i am reading this enormous informative
post here at my residence.

Feel free to surf to my weblog :: peveraccia

Adsız dedi ki...

Very nice post. I just stumbled upon your weblog and wanted to say that I have really enjoyed browsing your blog
posts. In any case I will be subscribing to your rss feed and I hope you write again
soon!

Take a look at my web blog picchiettino

Adsız dedi ki...

Hello just wanted to give you a brief heads up and let you know a few of the pictures aren't loading correctly.
I'm not sure why but I think its a linking issue.
I've tried it in two different browsers and both show the same results.


Here is my web page - indigniamo

Adsız dedi ki...

Thanks a bunch for sharing this with all folks you actually
know what you are speaking approximately! Bookmarked.
Kindly also visit my site =). We can have a link change contract among us

my web blog; incrollabilita

Adsız dedi ki...

Oh my goodness! Amazing article dude! Many thanks, However I am
encountering issues with your RSS. I don't know the
reason why I cannot subscribe to it. Is there anybody else getting the same RSS issues?
Anyone who knows the answer will you kindly respond? Thanx!!



My web blog - incupireste

Adsız dedi ki...

Hi, I do believe your site may be having browser compatibility issues.
Whenever I look at your site in Safari, it looks fine but when
opening in Internet Explorer, it's got some overlapping issues.
I merely wanted to provide you with a quick heads up! Besides that, fantastic website!


Have a look at my website - abbagliarti

Adsız dedi ki...

Does your website have a contact page? I'm having trouble locating it but, I'd like to shoot you an email.
I've got some creative ideas for your blog you might be interested in hearing.

Either way, great site and I look forward to seeing it develop over time.


Also visit my web site :: pettegolini

Adsız dedi ki...

I have read so many articles about the blogger lovers but this post is truly
a good paragraph, keep it up.

Here is my web-site :: abbaruffandomi

Adsız dedi ki...

Wow, this paragraph is pleasant, my younger sister is analyzing these kinds of things, thus I am going to tell her.


Here is my website - pianiterra

Adsız dedi ki...

Hi are using Wordpress for your site platform? I'm new to the
blog world but I'm trying to get started and create my own.
Do you require any coding expertise to make your own blog?

Any help would be really appreciated!

Also visit my web-site ... pietistico

Adsız dedi ki...

Hello! I'm at work surfing around your blog from my new iphone!
Just wanted to say I love reading your blog and look forward to all your posts!
Keep up the excellent work!

My web page pielouretrite

Adsız dedi ki...

Nice blog here! Also your site loads up very fast! What web host are you using?
Can I get your affiliate link to your host? I wish my web site loaded up as quickly
as yours lol

Also visit my homepage; indentreranno

Adsız dedi ki...

Hi to all, how is the whole thing, I think every one is
getting more from this web site, and your views are fastidious for new people.


Here is my web-site pinaconi

Adsız dedi ki...

Just wish to say your article is as amazing. The clearness for your post is simply spectacular and
i could suppose you are knowledgeable in this subject.

Fine with your permission let me to clutch your feed to
keep updated with imminent post. Thanks a million and please continue the enjoyable work.



Also visit my web blog: abbassiate

Adsız dedi ki...

Hello just wanted to give you a quick heads up and let you know a few
of the images aren't loading correctly. I'm not sure
why but I think its a linking issue. I've tried it in two different browsers and both show the same outcome.


Feel free to surf to my website; incupirebbe

Adsız dedi ki...

Appreciating the time and effort you put into your website and
detailed information you present. It's nice to come across
a blog every once in a while that isn't the same unwanted rehashed information.
Wonderful read! I've saved your site and I'm adding your RSS feeds to my Google account.


Check out my web page ... indietreggiai

Adsız dedi ki...

It's amazing designed for me to have a web page, which is valuable in favor of my knowledge.
thanks admin

Here is my web blog - incrostamenti

Adsız dedi ki...

It's an amazing paragraph in favor of all the online visitors; they will take advantage from it
I am sure.

my page: belrim.info

Adsız dedi ki...

With havin so much written content do you ever
run into any problems of plagorism or copyright infringement?
My blog has a lot of exclusive content I've either authored
myself or outsourced but it appears a lot of it is popping
it up all over the web without my permission.

Do you know any techniques to help reduce content from being ripped off?
I'd certainly appreciate it.

Also visit my web-site flight simulator

Adsız dedi ki...

I couldn't resist commenting. Perfectly written!

Feel free to visit my webpage :: myspace music marketing services

Adsız dedi ki...

I have read some good stuff here. Certainly worth bookmarking for revisiting.

I wonder how so much attempt you set to create any such great informative site.


Look at my web page :: ادارة محافظ استثمارية

Adsız dedi ki...

I thonk the asmin of tҺіs web ƿage іs reallʏ ѡorking hard
inn support оf hiss site, ƅecause heгe every material is quality based infߋrmation.


Herre іs my weblog; Serum do twarzy

Adsız dedi ki...

My spouse and I stumbled over here from a different page and thought I may as well check things out.
I like what I see so i am just following you. Look forward to looking at your web page
for a second time.

Feel free to surf to my web page ... Boom Beach Hack

Adsız dedi ki...

This paragraph will assist the internet people
for building up new webpage or even a blog from start to end.


Here is my homepage; przeprowadzki radom

Adsız dedi ki...

Greetings from Ohio! I'm bored to death at work so I decided to browse your
blog on my iphone during lunch break. I love the knowledge you provide here and can't wait
to take a look when I get home. I'm amazed at how quick your blog loaded on my cell phone ..
I'm not even using WIFI, just 3G .. Anyways, superb blog!


my web page; Télécharger Dark Souls 2 Gratuit

Adsız dedi ki...

Hello! I could have sworn I've been to this blog before but after going through some of the articles I realized it's new to me.
Nonetheless, I'm certainly pleased I came across it and I'll be book-marking it and checking back regularly!


my website - Dark Souls 2 Gratuit Télécharger

Adsız dedi ki...

I'm gone to say to my little brother, that he should also pay a visit this webpage on regular basis to obtain updated from newest information.


Feel free to visit my web-site - Gratuit Télécharger Dark Souls 2

Adsız dedi ki...

Its like you read my mind! You seem to grasp a lot about this,
such as you wrote the e-book in it or something.
I think that you just can do with some % to pressure the message house a bit,
but other than that, this is fantastic blog. A fantastic read.
I'll definitely be back.

Feel free to visit my web blog: Télécharger Gratuit Dark Souls 2

Adsız dedi ki...

I just could not leave your website prior to suggesting that
I really enjoyed the standard info an individual supply for
your guests? Is going to be again incessantly in order to investigate
cross-check new posts

Here is my weblog; Dark Souls 2 Gratuit Télécharger

Adsız dedi ki...

Excellent site you have got here.. It's hard to find excellent writing like yours these days.

I seriously appreciate people like you! Take care!!


Feel free to visit my page Gratuit Dark Souls 2 Télécharger

Adsız dedi ki...

I every time used to study paragraph in news papers but now as I
am a user of net therefore from now I am using
net for articles or reviews, thanks to web.

Here is my web-site; Télécharger Dark Souls 2

Adsız dedi ki...

For most recent information you have to pay a visit web
and on internet I found this website as a finest web site for
most up-to-date updates.

My site Gratuit Télécharger Dark Souls 2

Adsız dedi ki...

This web site really has all the information I wanted about this subject and didn't know who to ask.


Here is my web site; Télécharger Dark Souls 2 Gratuit

Adsız dedi ki...

Greetings! Very useful advice within this post! It's the little changes which will
make the greatest changes. Thanks a lot for sharing!

Also visit my website Télécharger Dark Souls 2 Gratuit

Adsız dedi ki...

Hey, I think your blog might be having browser compatibility issues.

When I look at your blog in Opera, it looks fine but when opening in Internet Explorer, it has some overlapping.
I just wanted to give you a quick heads up! Other then that,
awesome blog!

Here is my web page - Télécharger Dark Souls 2 Gratuit; gratuit-telecharger.fr,

Adsız dedi ki...

Right now it looks like Drupal is the best blogging platform available right now.
(from what I've read) Is that what you are using on your blog?


Look into my page: Dark Souls 2 Télécharger Gratuit

Adsız dedi ki...

Wonderful goods from you, man. I've understand your stuff previous
to and you are just extremely great. I actually like what you have acquired
here, really like what you're saying and the way in which you say
it. You make it entertaining and you still take care of
to keep it wise. I can't wait to read far more from you.
This is actually a great site.

Stop by my web page Gratuit Dark Souls 2 Télécharger

Adsız dedi ki...

Hello my family member! I want to say that this post is awesome, nice written and include almost all important infos.

I'd like to look extra posts like this .

Also visit my blog post; Gratuit Télécharger Dark Souls 2

Adsız dedi ki...

Do you have a spam issue on this website; I
also am a blogger, and I was wondering your situation; we have developed some nice methods and we are looking to trade methods
with others, why not shoot me an e-mail if interested.



Check out my website :: Dark Souls 2 Gratuit Télécharger

Adsız dedi ki...

Hey there! I just would like to offer you a huge thumbs up for your excellent information you have
got here on this post. I'll be returning to your website for more soon.



my web site - Télécharger Gratuit Dark Souls 2

«En Eski ‹Eski   1 – 200 / 373   Yeni› En yeni»

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı