İSRAİL’İN FİLİSTİN’DEKİ ZULÜM VAHŞET VE SOYKIRIMINA
KARŞI
VİCDANLARIN ULUSLARARASI SİVİL TEPKİSİ
GAZZE MAHKEMESİ VE ETKİNLİKLERİ
SİVİL GAZZE MAHKEMESİ TÜM ZALİMLERE İBRET OLSUN !
Gazze Mahkemesi girişimi, Kasım 2024'te İngiltere'nin başkenti Londra'da akademisyenler, entelektüeller, insan hakları savunucuları ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinden oluşan bir grup tarafından, "uluslararası toplumun Gazze'de uluslararası hukuku uygulamada tamamen başarısız olması" gerekçesiyle düzenlenen toplantıda kuruldu.
Gazze'de yaşananları ele alan Gazze Mahkemesi nasıl oluşturuldu?
Gazze Mahkemesi, temel olarak 7 Ekim'in ardından İsrail tarafından işlenen ciddi insan hakları ihlalleri ve soykırım dahil uluslararası suçlara ilişkin iddiaları araştırmak ve değerlendirmek amacıyla bir araya geldi.
İlgili insan hakları savunucuları, uluslararası hukuk uzmanları ve Gazze'deki insan hakları ihlalleriyle ilgilenen mahkeme, uluslararası ve bölgesel sivil toplum örgütleri tarafından organize edilen bir girişim olarak ön plana çıkıyor.
Bağımsız bir inisiyatif olarak kurulan mahkeme, Filistin halkına yönelik ağır insan hakları ihlallerini gündeme taşıyarak uluslararası toplumun dikkatini çekmeyi amaçlıyor.
Gazze'deki insani krizin boyutlarına odaklanılacak duruşmalar kapsamında, İsrail'in devam eden savaş suçlarına ilişkin hesap verebilirlik eksikliği giderilecek ve bu suçlardan etkilenen bireyler ve sivil toplum örgütlerinin tanıklıkları dinlenecek. İsrail, Gazze'de soykırım ve savaş suçu işlediği gerekçesiyle mahkeme üyeleri tarafından gıyabında yargılanacak.
Mahkemenin, yargılamalarını tam bir şeffaflıkla yürütmesi, uluslararası güç çevrelerinden bağımsız ve kısıtlamalar olmaksızın çalışması ve görevini ulaşılabilir bir takvim içinde tamamlaması hedefleniyor.
Gazze Mahkemesi, Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) gibi uluslararası yargı kurumlarının siyasi etkiler nedeniyle ele alamadığı veya davaların sonuçlanmasının oldukça uzun sürdüğü insan hakları ihlallerine ilişkin süreçlerin hızlandırılmasına katkı sunmayı amaçlıyor. Bu yönüyle UCM ve UAD'a alternatif değil, bu kuruluşları desteklemeyi amaçlayan mahkeme, hukuki açıdan güvenilir sonuçlar üretmeyi ve küresel farkındalık oluşturmayı hedefliyor.
BU BAĞLAMDA
Uluslararası Saraybosna Üniversitesi'nde (IUS) devam eden oturumlarda, soykırımın politik ekonomisi ve Gazze'nin yok edilmesi, aç bırakma suçu, soykırım çağında uluslararası sistem, halk mahkemeleri, öğrenci protestolarının kriminalize edilmesi gibi konular ele alınmakta.
Uzmanların ve soykırıma tanık olanların da konuştuğu oturumlarda, Lara Elborno, Hilal Elver, David Whyte, Penny Green, Mazin Qumsiyeh, Sami Al Arian, Azzam Tamimi, Noura Erakat, Craig Mokhiber, Phyllis Bennis, Michelle Burgis-Kasthala, Gianni Tognoni, Ramzy Baroud, Haidar Eid ve Asmer Safi isimleri yer aldı.
Gazze Mahkemesi girişimi liderlerinden olan, Birleşmiş Milletler (BM) Filistin eski Özel Raportörü Richard Falk da oturumların ilk bölümüne çevrimiçi bağlandı.
SARAYBOSNA BİLDİRGESİ KAMUOYUNA SUNULACAK
Programlar kapsamında
"Siyasi Gerçekçilik ve Günümüz Jeopolitiği" ve
"Soykırımın Politik Ekonomisi" panellerinin yanı sıra
"Srebrenitsa'dan Gazze'ye" özel paneli de gerçekleştirilecek.
Sivil bir oluşum olan Gazze Mahkemesinin son gününde ise tüm katılımcıların katkısıyla hazırlanacak SARAYBOSNA BİLDİRGESİ KAMUOYUNA SUNULACAK.
Mahkeme, 50 üye ülke gençlik kuruluşu ve 16 Müslüman azınlık temsilcisi uluslararası gençlik kuruluşu olmak üzere 66 gençlik kuruluşu üyeden oluşan İslam İşbirliği Teşkilatı Gençlik Forumunun (ICYF) desteğiyle düzenleniyor.
NİHAİ KARAR İSTANBUL'DA VERİLECEK
İstanbul'da yapılacak ve nihai kararın verileceği duruşmada, aralarında hukuk, kültür, siyaset ve sivil toplum alanlarında uzmanlaşmış isimlerin yer aldığı kurul, kurban ve tanık ifadelerini dinleyecek, nihai kararın taslağını açıklayacak. Ayrıca, Gazze Mahkemesinin sürecine dair son gelişmeler doğrultusunda özel bir yetki ve tavsiye içeren kararlar da açıklanacak.
**.
GAZZE MAHKEMESİNDEN BİLDİRİ:
İsrail ordusu soykırıma son vermeli
Gazze Mahkemesinin Saraybosna'daki sonuç bildirisinde, İsrail ordusunun hemen geri çekilmesi ve soykırıma son vermesi yönünde bir çağrıda bulunuldu.
GAZZE MAHKEMESİNDEN KRİTİK BİLDİRİ
Gazze'de yaşanan insan hakları ihlallerine dikkat çekmek amacıyla oluşturulan Gazze Mahkemesi, Bosna Hersek'in başkenti Saraybosna'da gerçekleştirilen oturumların ardından sonuç bildirgesini kamuoyuna sundu. Saraybosna Bildirisi'nde İsrail'in Gazze'de işlediği suçlar açık bir dille kınandı.
FİLİSTİN HALKI İLE DAYANIŞMA VURGUSU
Mahkeme üyeleri, bildiride Filistin halkıyla dayanışma içinde olunduğunu ve soykırımın durdurulması gerektiğini ifade etti. Ayrıca, faillerin ve suça ortak olanların yargı önüne çıkarılması için uluslararası iş birliğinin artırılması gerektiği belirtildi.
ADALET VE ÖZGÜRLÜK İÇİN ORTAK ÇALIŞMA KARARI
Bildiride, mağdurlar için adaletin sağlanması ve daha adil bir dünya düzeninin kurulması amacıyla küresel sivil toplumla birlikte çalışılacağı kaydedildi. Bu kapsamda özgür ve bağımsız bir Filistin hedeflendiği vurgulandı.
İSRAİL'İN UYGULAMALARI KINANDI
İsrail hükûmetinin uzun yıllardır sürdürdüğü politikaların etnik temizlik, toplu cezalandırma ve yerleşimci sömürgecilik gibi uygulamalar içerdiği ifade edildi. Bu politikaların insan haklarını sistematik biçimde ihlal ettiği bildiride detaylandırıldı.
SİSTEMATİK BASKILARA DİKKAT ÇEKİLDİ
Yargısız infazlar, işkence, zorla yerinden etme gibi uygulamaların insanlık dışı olduğu belirtilerek bu eylemlerin uluslararası hukukla bağdaşmadığı açıklandı. İsrail'in Filistin halkını açlığa mahkûm ettiği ve ekonomik haklarını sistemli şekilde yok ettiği vurgulandı.
FİLİSTİN'İN MÜCADELE HAKKI TANINDI
Bildiride, Filistin halkının uzun süredir süren baskılara karşı verdiği direnişin meşru olduğu belirtildi. Uluslararası hukuk kapsamında bu halkın silahlı mücadele dahil olmak üzere direnme hakkı bulunduğu vurgulandı.
ULUSLARARASI TOPLUMA ÇAĞRI YAPILDI
Bildiride, tüm devletlere ve uluslararası kuruluşlara mevcut eylemsizliğe son verilmesi çağrısında bulunuldu. İsrail'in işlediği savaş suçlarına karşı daha etkin adımlar atılması gerektiği ifade edildi.
MEDYA VE HÜKÛMETLERE ELEŞTİRİ
İsrail'in eylemlerini görmezden gelen medya kuruluşlarının tutumu bildiride kınandı. Ayrıca, bazı hükûmetlerin bu suçlara ortaklık ettiği ve sessiz kalmakla sorumluluğu paylaştığı belirtildi.
KADERİNİ BELİRLEME HAKKI TEMEL BİR HAK
Filistin halkının kendi kaderini tayin etme hakkının tartışmaya kapalı olduğu vurgulandı. Bu hakkın uluslararası hukukta bağlayıcı bir nitelik taşıdığı hatırlatıldı.
SALDIRILARA DERHAL SON VERİLMELİ
İsrail'in Gazze'de gerçekleştirdiği saldırıların durdurulması talep edildi. Ordunun bölgelerden tamamen çekilmesi ve sivillere yönelik saldırılara son verilmesi istendi.
İNSANİ YARDIMLAR KESİNTİSİZ ULAŞMALI
Bildiride, insani yardımların Gazze'ye engelsiz şekilde ulaştırılması gerektiği belirtildi. İsrail ordusunun Lübnan ve Suriye topraklarından da tamamen çekilmesi gerektiği ifade edildi.
YARDIM KURULUŞLARINA YÖNELİK BASKILAR ELEŞTİRİLDİ
UNRWA gibi yardım kuruluşlarının hedef alınmasına yönelik politikaların son bulması gerektiği bildirildi. Ayrıca, Batılı ülkelerin insan hakları savunucularına uyguladığı baskılar kınandı.
DAYANIŞMA MESAJLARI ÖN PLANDA
Filistin halkının haklarını savunan kişi ve kurumlara yönelik karalama kampanyalarının reddedildiği belirtildi. Bu mücadelede sesini yükselten herkesle dayanışma içinde olunduğu kaydedildi.
YENİ BİR DÜZEN ÇAĞRISI YAPILDI
Siyonizmin ve apartheid rejiminin sona erdirilerek herkes için eşit haklara dayalı bir düzen kurulması gerektiği bildirildi. Eşitlik temelinde bir Filistin vizyonunun desteklendiği vurgulandı.
ADALETİN SAĞLANMASI GEREKTİĞİ HATIRLATILDI
İnsan haklarının siyasi çıkarlar uğruna göz ardı edilmemesi gerektiği ifade edildi. Bu hakların korunması için mücadele edileceği bildiride açıkça ifade edildi.
UAD'YE DESTEK MESAJLARI VERİLDİ
Uluslararası Adalet Divanı'nın soykırım davasında aldığı tedbir kararlarının desteklendiği belirtildi. Güney Afrika'nın UAD'ye yaptığı başvurunun önemli bir adım olduğu ifade edildi.
ULUSLARARASI CEZA MAHKEMESİNE ÇAĞRI
Uluslararası Ceza Mahkemesinin İsrail yetkilileri hakkında verdiği tutuklama kararlarının genişletilmesi istendi. Sürecin hızlandırılarak adaletin gecikmeden sağlanması gerektiği bildirildi.
ABD'YE YAPTIRIMLARI KALDIRMA ÇAĞRISI
ABD'ye (Amerika Birleşik Devletleri), Uluslararası Ceza Mahkemesi üzerindeki yaptırımları kaldırma çağrısı yapıldı. Bu müdahalelerin adaletin önünü tıkadığı ve sona ermesi gerektiği ifade edildi.
ULUSLARARASI TOPLUMUN TEPKİSİZLİĞİNE DİKKAT ÇEKİLDİ
Bildiride, BM (Birleşmiş Milletler) İnsan Hakları Konseyine ve yardım kuruluşlarına, verdikleri destek için teşekkür edildi. Filistin'de yaşanan soykırım karşısında uluslararası toplumun yeterli tepki vermediği belirtildi.
SİVİL TOPLUMUN KARARLI MÜCADELESİNİN ÖNEMİ
Bildiride, yaşanan tüm gelişmeler ışığında adaletin ancak sivil toplumun kararlı mücadelesiyle sağlanabileceği ifade edildi. Filistin halkının haklarını korumak için küresel dayanışmanın güçlendirilmesi gerektiği belirtildi.
**
ANADOLU AJANSI DA konuyu şöyle duyurdu
GAZZE MAHKEMESİ’NİN SONUÇ BİLDİRİSİNDE
İSRAİL'İN İŞLEDİĞİ SOYKIRIM SUÇU KESİN BİR DİLLE KINANDI 29.05.2025
Gazze Mahkemesi'nin Saraybosna'daki sonuç bildirisinde İsrail'in Gazze'de işlediği soykırım suçu kesin bir dille kınandı, Filistin halkının kendi kaderini tayin etme hakkının tartışmaya açık olmadığı, "apaçık ve temel bir hak" olduğu vurgulandı.
Bosna Hersek'in başkenti Saraybosna'daki Uluslararası Saraybosna Üniversitesinde 26 Mayıs'ta başlayan Gazze Mahkemesi girişimi oturumlarının
Gazze Mahkemesi girişimi üyesi Prof. Dr. Penny Green'in okuduğu bildiride, mahkeme üyelerinin bir araya gelerek, Filistin'de süren soykırıma karşı ortak ahlaki öfkenin ilan edildiği, Filistin halkıyla dayanışmanın ifade edildiği ve soykırımı durdurmak, failleri ve bu suça ortak olanları hesap vermeye zorlamak için birlikte çalışma taahhüdü verildiği belirtildi.
Mağdurlar ve hayatta kalanlar için adaleti sağlamak, daha adil bir uluslararası düzen inşa etmek ve özgür bir Filistin için dünya genelindeki sivil toplum ortaklarıyla birlikte çalışılacağı kaydedilen bildiride şu ifadelere yer verildi:
"İsrail hükümetinin, soykırım suçu işlemesini, on yıllardır süregelen politikalarını, yerleşimci sömürgecilik, etnik-üstüncülük, apartheid, ırk ayrımı, zulüm, yasa dışı yerleşimleri, geri dönüş hakkının reddi, toplu cezalandırma, gözaltı, eziyet, insanlık dışı muamele ve cezalandırma, yargısız infazlar, sistematik cinsel şiddet, yıkımlar, zorla yerinden etme ve sınır dışı edilme, etnik temizlik, zorunlu demografik değişiklik, açlığa mahkum etme, tüm ekonomik ve sosyal hakların sistematik olarak reddi ve imha politikalarını kesin bir dille kınıyoruz."
"Filistin halkının her türlü mücadele hakkını tanıyoruz"
Bildiride, Filistin halkının bir asrı aşkın devam eden zulme karşı gösterdiği dirençten ve milyonlarca insanın onlarla kurduğu dayanışmadan ilham alındığı aktarılarak, "Filistin halkının, yabancı işgale, sömürge egemenliğine, apartheid rejimine; ırkçı bir rejim tarafından boyunduruk altına alınmaya ve saldırganlığa karşı, uluslararası hukukta tanındığı ve Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu tarafından teyit edildiği şekilde, silahlı mücadele de dahil direnme hakkını tanıyoruz." vurgusu yapıldı.
Tüm hükümetler, bölgesel ve uluslararası kuruluşlara son 19 aydır devam eden tarihi eylemsizlik skandalına son verme çağrısında bulunulan bildiride, şu ifadeler yer aldı:
"İsrail'in Filistin'de işlediği savaş suçlarını, insanlığa karşı suçlarını, soykırımda hükümetlerin devam eden suç ortaklığını ve birçok medya kuruluşunun soykırımı örtbas etme, Filistinlilerin insandan sayılmaması ve Filistin karşıtı ırkçılığı, savaş suçlarını ve soykırımı körükleyen propaganda yayma konusundaki utanç verici rolünü kınıyoruz."
Bildiride, Filistin'in sahip olduğu haklara vurgu yapılarak "Filistin halkının kendi kaderini tayin etme hakkının, 'jus cogens' ve 'erga omnes' (istisnaya tabi olmayan ve tüm devletler için bağlayıcı evrensel kural) nitelikte olduğunu, tartışmaya açık olmadığını, aksine apaçık ve temel bir hak olduğunu hatırlatıyoruz." ifadeleri kullanıldı.
İsrail ordusu derhal geri çekilip soykırıma son vermeli"
İsrail'in gıda, su, sağlık, cami, kilise gibi yapıları kasıtlı şekilde yok etmesi ve sağlık çalışanı, gazeteci, BM personeli ile kadın, yaşlı, çocuk demeden sivilleri doğrudan hedef alması karşısında dehşete düşüldüğüne işaret edilen bildiride, "İsrail ordusunun derhal geri çekilip soykırıma, tüm askeri harekata, zorla yerinden edilmelere, sınır dışı etmelere, Gazze’nin işgaline, Batı Şeria’daki hareket kısıtlamasına son vermesini talep ediyoruz." çağrısı yapıldı.
Bildiride, gözaltı merkezlerinde kötü muameleye maruz kalan binlerce Filistinlinin derhal ve koşulsuz serbest bırakılması, insani yardımların kısıtlama olmadan bölgeye ulaştırılması yönünde çağrıda bulunularak, İsrail ordusunun Lübnan ve Suriye topraklarından tamamen çekilmesi talep edildi.
BM'nin Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) ve diğer insani yardım çalışanlarının karalanmasına yönelik yürütülen politikaya son verilmesi istenilen bildiride, Batılı hükümetlerin insan hakları savunucuları, barış aktivistleri, öğrenciler, akademisyenlere yönelik uyguladığı zulüm ve baskı dalgası kınandı.
Bildiride, Filistin halkının mücadelesinde sesini yükseltme cesareti gösterenleri saygıyla anıldığı ifade edilerek "Filistin halkının haklarını savunmak, İsrail'in adaletsizlik, zulüm, apartheid politikasını ve soykırım uygulamalarını kınama ya da siyasi siyonizm ideolojisini eleştirme cesaretini gösteren herkesi 'antisemitist' ya da 'terör destekçisi' olarak karalama taktiğini reddediyoruz. Bu şekilde karalanan ya da cezalandırılan herkesle dayanışma içindeyiz." ifadelerine yer verildi.
Siyonizm, apartheid ve yerleşimci-sömürgeciliğin Filistin halkı üzerinde yarattığı ve yaratmaya devam ettiği korkunç etkilere karşı mücadelenin sürdürüleceğine işaret edilen bildiride, İsrail'de, Filistin'i sömürgeleştiren yıkıcı siyonizm ideolojisinin reddediliği, dekolonizasyon, etno-üstünlükçü düzene son verilerek, siyasi siyonizmin yerine Hıristiyanlar, Müslümanlar, Yahudiler ve diğerleri için eşit insan haklarına dayalı bir düzen getirilmesi çağrısında bulunuldu.
Bildiride, insan hakları ve kendini kaderini tayin etme gibi hakların çıkarcı siyaset uğruna feda edildiğini ve Filistin halkının savunmasız bırakıldığı vurgulanarak "Fakat farklı bir dünyanın mümkün olduğuna inanıyor ve bu dünyayı kurmak için mücadele edeceğimizi ilan ediyoruz." denildi.
ABD'ye UCM yaptırımlarını kaldırma çağrısı
Bildiride, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana inşa edilen ve merkezinde insan hakları bulunan uluslararası normatif düzenin Batılı müttefiklerin İsrail'i destekleme çabaları sonucunda çökme riskiyle karşı karşıya olduğu belirtilerek Filistin'in özgürlük mücadelesi dahil insan hakları hukukunun üstünlüğüyle yönetildiği bir dünya inşa etme projesini korumak ve ilerletmek için çalışmaların sürdürüleceği ifade edildi.
İsrail'in evrensel boykot, yaptırım ve ambargo gibi birçok somut adımla durdurulması talebinde bulunulan bildiride, "Aynı şekilde savaş suçu, insanlığa karşı suç, soykırım ve ağır insan hakları ihlaline karışan tüm İsrailli siyasi ve askeri liderler ile askerler ve yerleşimcilere yönelik bireysel ceza uygulanmasını talep ediyoruz. İsrail'in savaş suçlarına ortaklık eden şirket ve finans kuruluşları dahil rejimin suçlarına ortak olan tüm kişi, örgütsel aktörler, silah üreticileri, teknoloji firmalarının da hesap vermesi gerektiğine inanıyoruz." ifadelerine yer verildi.
Bildiride, Uluslararası Adalet Divanı (UAD) İsrail'e karşı yürüttüğü tarihi soykırım davası nedeniyle tebrik edilirken Güney Afrika'nın bu davayı UAD''ye taşımasındaki kararlı tutumunun takdirle karşılandığı belirtildi.
Tüm devletlere İsrail'e karşı soykırım davasında UAD tarafından kabul edilen tüm geçici tedbirleri uygulamaları çağrısında bulunulan bildiride, "Benzer şekilde, Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM), (gecikmeli de olsa) İsrail rejiminin iki üst düzey yetkilisi hakkında tutuklama emri çıkarmasını takdir ediyoruz. Mahkemeyi, bu davalarda süreci hızlandırmaya ve hem sivil hem de askeri diğer İsrailli failler hakkında da ek tutuklama emirleri çıkarmaya çağırıyoruz." sözlerine yer verildi.
Bildiride, "Tüm Uluslararası Ceza Mahkemesi taraf devletlerini, bu failleri tutuklama ve yargılanmak üzere teslim etme yükümlülüklerini ivedilikle yerine getirmeye davet ediyoruz. Ayrıca, ABD’den Uluslararası Ceza Mahkemesine yönelik tüm yaptırımları kaldırmasını ve adaletin önünü tıkayan her türlü müdahaleye son vermesini talep ediyoruz." ifadeleri yer aldı.
"Filistin halkının hayatı tehlikede"
BM İnsan Hakları Konseyine Filistin halkının haklarının korunmasında verdikleri destek nedeniyle teşekkür edilen bildiride, "Filistin'deki soykırım mağdurlarına yönelik uygulanan benzeri görülmemiş engeller karşısında, yardım ve destek sağlamak için harekete geçen BM kuruluşlarının ilkeli eylemlerini de alkışlıyoruz. Bunların başında UNRWA geliyor." denildi.
Bildiride, dünyanın, ucu Filistin olan bir uçuruma doğru sürüklendiğine işaret edilerek şunlar kaydedildi:
"Son 19 aydır yaşanan olaylar ve kendi değerlendirmemiz ışığında hem uluslararası kuruluşlar hem de dünyanın birçok ülkesi İsrail'in Filistin'de yaptığı soykırıma cevap verme noktasında başarısız oldu. Adalet mücadelesinin vicdan sahibi insanlara, sivil topluma, toplumsal hareketlere yani hepimize düştüğüne inanıyoruz. Bu nedenle önümüzdeki aylarda çalışmalarımızı bu mücadeleye adayacağız. Filistin halkının hayatı tehlikede. Uluslararası ahlaki ve yasal düzen tehlikede. Başarısız olmamalıyız. Pes etmeyeceğiz."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder