10 Nisan 2025 Perşembe

TUTUKLAMA yargılama yapılmadan her suç isnadında KEYFİ cezalandırma aracı olmaktan ACİLEN çıkarılmalı, OLGUYA dayanan KUVVETLİ SUÇ ŞÜPHESİNİN yanısıra İDDİANAMENİN ESASINI oluşturacak YETERLİ KANITLARIN da bulunmuş olması aranmalıdır


TUTUKLAMA
yargılama yapılmadan her suç isnadında KEYFİ cezalandırma aracı olmaktan ACİLEN çıkarılmalı,
OLGUYA dayanan KUVVETLİ SUÇ ŞÜPHESİNİN yanısıra İDDİANAMENİN ESASINI oluşturacak YETERLİ KANITLARIN da bulunmuş olması aranmalıdır
Siz de yakınlarınız da şu bu iddia iftira vs nedeniyle TUTUKLANA BİLİRSİNİZ?
Üstelik iddianamenin esasını oluşturacak YETERLİ KANITLAR da toplanmadan elde yokken şu bu nedenle her tür özgürlüğünüzden gereğince savunma hakkından bile mahrum bırakılabilirsiniz.
Böyle mi olmalı, önce tutukla, günler aylar yıllar geçsin isterse birkaç gün sonra bile olsa pardon vs şu bu denip tutukluğun kaldırılması vs yaşanmamalıdır.
Öyle her suç şüphesinde de böyle ağır bir tedbir olmamalıdır.
Bu tedbiri düzenleyen CMK ve diğer metinlerdeki İLGİLİ maddeler acilen değiştirilmelidir.
Her anınız, yaşamın her kesitinde Kurana, ilime, vicdana uyup her halde de haktan doğruluktan HAK HUKUK ADALETTEN ve ÖZGÜRLÜKTEN yana durup AKİBETİNİZ de AHİRETİNİZ de AHSEN olsun
ADALET, HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ ve VİCDAN vazgeçilmez tek LİMANDIR.
ADALET her insana, hakime de hükmedene de, KAMU gücü kullanana da halka da, güçlüye de, zayıfa da, masuma da, zanlıya da her zaman lazımdır.
Her ne olursa olsun, herkese karşı ADALET, HAK, HUKUK VAZGEÇİLMEZDİR.
Kanuna uy-uydurmakla değil
HAKKA, HUKUKA VİCDANA uymakla Adalet’e ulaşılır.
HAK HUKUK ADALET HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ zedelenirse, diğerlerinin kokmasını toplumun bozuluşunu önlemek artık mümkün olmaz.
Zira; Adalet mülkün, yönetimin, idarenin, yaşamın da, alemin de temelidir. Adalet, hak olana önem ve öncelik verip, her durumda hakkın gereğinin yapılması ve gerçekleştirilmesidir. Adalet Hakkın yerini bulmasıdır.
Soruşturma ve yargılama işlemleri hassas bir süreçtir. Alınan her karar, insanları ve toplumu derinden etkilemektedir. Adaletin her aşamada tecellisi ve hak ve hukuka uyulması elzemdir.
Aksi halde, yapılan tüm emekler boşa gitmekte, suçlular adil yargılamaya uyulmadığından kurtulmakta, adalete güven azalmakta, onulmaz zararlar doğmakta, bedelini de tüm toplum uzun sure madden manen ödemektedir.
Elbette, TUTUKLAMAK ESAS DEĞİLDİR. İSTİSNADIR üstelik de ihtiyaridir. Her sanığın, suç işleyenin, muhakkak tutuklanması da asla gerekmemektedir.
#Tutuklama, soruşturmanın güvenli yürümesini ve soruşturmanın amacına ulaşılması açısından şartların oluşması halinde verilecek bir KORUMA tedbiridir. Kanunda sayılan zorunlu hallerde, hakimin verdiği karara dayanılarak, henüz bir yargı kararı ile cezaya mahkûm olmadan, sanığın özgürlüğünün kaldırılması tedbiridir.
Tutuklama, mahiyeti ve sonuçları açısından da, ancak zorunlu hallerde uygulanabilecek ağır bir koruma tedbiridir. Evrensel insan hakları ve özgürlüklerini kısıtlayan, ortadan kaldıran sonuçlar oluşturması açısından da İSTİSNAİ olmak zorundadır.
Üstelik
TUTUKLAMA, şüphelinin kendini gereğince savunma hakkından madden manen mahrum bırakmaktır. Zira özgürlüğü elinden alınan ve tutuklu ortama mahkum edilen kişi manen de madden de gereğince araştırma yapamaz. Kendini savunma delil belge toplama hakkından yararlanamaz.
OLGUYA dayanan kuvvetli suç şüphesini yanısıra İDDİANAMENİN ESASINI oluşturacak yeterli kanıtların da bulunmuş olması aranmalıdır.
Öyle her suçta her şüphede, her iddiada TUTUKLAMA tedbiri de olmamalıdır.
ZİRA, kötü niyetle yaklaşıldığında, #TUTUKLAMAK, kabul edilemez bir haksız cezaya dönebilmektedir.
Hele hele sonradan da anlaşılsa bile suçla hiç ilgisi olmayanların, masumların tutuklanması ise, vahim bir zulme dönebilmektedir.
Üstelik suç isnadının durumuna göre en az 6 aydan 5 yıla kadar da bu tutuklama sureleri uygulanabilmektedir.
Kimi hallerde de bunca sure TUTUKLU olup sonunda beraat eden kişilerin var olduğu gerçeği de unutulmamalıdır.
Tutuklama, sadece suç şüphesi olan ve suçluluğu sübut buluncaya kadar MASUM kabul edilen sanığı değil aynı zamanda geçimini üstlendiği ya da bakmakla yükümlü olduğu kişileri, eş, çoluk çocuk, anne ve babayı da bir anlamda bundan mahrum bırakarak cezalandırmaktır.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Beyannamesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, TC Anayasası'nın 19. ve CMUK 100 vd maddelerinde düzenlenmiş ve şartları usulü vb hususlar ayrıntılı olarak açıklanmıştır.
Tutuklama için şu koşulların birlikte olması şarttır:
• Olguya dayanan kuvvetli suç şüphesi bulunması,
• KANUNDA SAYILAN kaçma, delilleri karartma şüphesi ve buna dair yasal karineler ile adli kontrol tedbirinin yetersiz kalması gibi tutuklama nedenlerinden birinin olması ve
• Ceza veya tutuklama tedbiri arasında orantı, ölçülülük olması,
• Tutuklama yasağının olmaması, hukukî ve fiilî nedenleri ile gerekçelerin gösterilmesi vb diğer şartlara uygunluk gerekmektedir.
Özellikle tutuklama için, yeterli suç şüphesini değil daha da ağırlaştırarak, #KUVVETLİ suç şüphesi aranmaktadır.
Üstelik soyut değil, #OLGUYA dayanan kuvvetli suç şüphesi olmalıdır.
Tutuklama kararlarında, olguya dayanan kuvvetli suç şüphesinin neler olduğu, hangi somut olguların sanığın kaçacağına ya da kuvvetli kaçma şüphesi oluşturduğunu, sanığın hangi davranışlarının delilleri karartacağına dair kuvvetli şüphe yarattığını, adli kontrol uygulanmasının kanunen mümkün olduğu hallerde neden adli kontrol uygulamasının neden yetersiz görüldüğü vb hususların gereğince irdelenmesi ve yazılması elzemdir.
Şartları taşımayan durumlarda şu veya bu nedenlerle TUTUKLAMA kararı verilmesinden kaçınılmalıdır
Yine, kendisinin işlemediği veya dahil olmadığı suçtan, halden, durumdan dolayı, şüphelinin suçlanması, TUTUKLANMASI, cezalandırılması ya da mağdur edilmesi ASLA KABUL EDİLEMEZ haksızlıktır.
Kim olursa olsun suça dahli olanların, yargılamanın usul ve esasına, hak ve hukuka, ADİL YARGILAMA İLKESİNE uyularak, hak edilen cezanın gecikmeksizin verilmesi esastır.
Soruşturma ve yargılama suresince GEREĞİNCE özen gösterilerek, kılı kırk yararak, her hukuk kuralına da uyarak işlem yapılmalıdır.
Bu bağlamda da, tutuklama şartlarını taşımayan ya da soruşturmanın selametine halel vermeyecek durumda olan sanıkların, TUTUKLAMA yapılmadan da gerektiğinde, ADLİ KONTROL ŞARTIYLA vb diğer uygulamalarla da soruşturmaların sürdürülebileceği YARGILAMANIN YAPILABİLECEĞİ hususu unutulmamalıdır.
Bu nedenle, her şartta, özellikle, DUYGULARIN kabardığı zamanlarda, koro halinde alkış tutulduğunda, akıntıya kürek sallandığı dönemlerde, her kişiye karşı da, ADALETEN YANA OLUP HANİF YAŞAMAK, VASAT ÜMMET OLMAK, hayır ve fedakarlık üzere durmak ve daim ADALETİ SESLENDİRMEK daha da önemlidir.
Adalet, hak hukuk asla vazgeçilemez. ADALET HER İNSANA, HER ZAMAN LAZIMDIR.
ELBETTE
İnsan ve toplumlar ne ölçüde özgürlükten, eşitlikten ve haktan, adaletten, hukukun üstünlüğünden, paylaşmaktan, her unsurun, her hakkın usul ve esasına uygun yerini bulmasından yana olup bunu yaşamda gerçekleştirdiği nispette de bahtiyar olmakta ve her Dünyada #Cenneti yaşamaktadır
Her anınız, HER ZAMANINIZ da, hayırla, fedakarlıklarla ADALETLE ve Vicdanın sesine uyarak KURAN la yoğrulanlardan,
BİREYSEL arınmakla birlikte TOPLUMSAL değişim için çalışarak
muttakilerden RABBİN Rızasına varanlardan
her Dünyada sevdikleriyle Cenneti yaşayanlardan olma dileğiyle
Muhabbetle
*
BAKINIZ
.
.
.
.
*
11.09.2021
****DÜŞÜNCE, İNANÇ ve FİKİRLER, baskıyla, dayatmayla, yasaklarla, ZORBALIKLA, zulümle yargıyla, tutuklamakla, hapse atmakla, cezalandırmakla vb yöntemlerle asla YOK EDİLEMEZ. Edilememiştir de!
FRAVUN'LAR DESPOTLAR TAĞUTLAR, ZALİMLER er geç kaybetmeye mahkumdur.
.

Hiç yorum yok:

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı